
Kanadoğlundan çarpıcı sözler:
* Kapatılan partinin üyesi o dönem Meclise giremez
* Klonlama formülünün tutacağını sanmıyorum
* İyimayanın teklifi bile tek başına kapatma nedeni!
* Kapatılma durumunda Gülün de istifası gerekir
SABİH KANADOĞLU BİRBİRİNDEN ÖNEMLİ ŞOK AÇIKLAMALAR YAPTI:
Deveden büyük fil var
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Kanadoğlu, hakkındaki kapatma davasından sonra Anayasada değişiklik yapmaya çalışan AKPyi uyararak, Bazı hesapları yaparken çok iyi yapmak lazım. Hukuka karşı hile yapılırsa o demokrasi değil üçkâğıtçılar rejimi olur dedi
Kanadoğlu damgası
Hulki Cevizoğlunun ARTde (Avrasya TV) gerçekleştirdiği ilk Ceviz Kabuğu programına Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu açıklamalarıyla damgasını vurdu.
Usta Gazeteci Hulki Cevizoğlu, Kanaltürkten ayrıldıktan sonra ARTdeki (Avrasya TV) ilk Ceviz Kabuğu programını gerçekleştirdi. ARTdeki ilk Ceviz Kabuğunun konuğu Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu birbirinden önemli ve olay yaratacak yeni açıklamalar yaptı. Sabih Kanadoğlu, AKPlilerin kuracakları yeni parti için de kapatılma tehlikesi olduğunu açıkladı. Kanadoğlu, Kapatma gerçekleşirse bu partinin üyeleri yeni bir parti kuramazlar. Kurarlarsa kapatılır. Anayasa kapatılır diyor çünkü. Kapatılan partinin üyeleri 23. dönem meclisinde kesinlikle tekrar yer alamazlar. Bu dönem sona erer 24. dönem başlar o zaman tekrar Meclise gelebilirler. Bu nedenle klonlama olayının tutacağını sanmıyorum dedi. Kanadoğlu, AKP milletvekili ve Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimayanın, Anayasa Mahkemesinin kararlarını askıya alalım önerisinin de tek başına kapatma nedeni olduğunu açıkladı. Kanadoğlu şöyle konuştu: İyimayanın teklifi 184 oyla kabul edilir ve yasalaşırsa, bu girişim bile tek başına kapatma nedeni olur.
AKP kendisini feshetse de dava kapanmaz!
Siyasetçinin eline güç geçirince kendini çekiç, vatandaşı çivi gördüğünü söyleyen Cevizoğluna, Başsavcı Kanadoğlu, şunları söyledi: Sıkışınca anayasayı değiştirmek hiçbir hukuk devletinde görülecek şey değil. Hukuk dışı yol aramak çok ciddi rejim krizi doğurur. Eğer siz, dinin siyasete alet edilmesini önleyemiyorsanız, demokrasi ve özgürlük anlayışınız sadece türbanla sınırlıysa, bir demokrasinin olmazsa olmazı saydamlığı bir kenara bırakıyorsanız, dokunulmazlıkları sınırlandırmıyorsanız, parti içi demokrasi sağlayamıyorsanız, genel başkanlık sultasının cumhurbaşkanı atamaya kadar varacak biçimde gelişmesini engelleyemiyorsanız, yargı bağımsızlığını sağlayamıyorsanız, değil genel seçim 6 ayda bir seçim yapsanız hiçbir faydası olmaz. AKPnin kendini feshetmesi halinde de davanın düşmeyeceğini belirten Kanadoğlu, Hem hüküm var hem de hukukun kendine yüklediği sorumluluktan kaçmak mümkün değildir. Feshederek bundan kurtulamaz dedi. Anayasanın oy vereni de oy verdiği partiyi de herkesi bağladığını belirten Sabih Kanadoğlu, AKPnin kapatılması halinde yeni bir parti ile geri dönmesinin mümkün olmadığını ifade etti. Basında ve kamuoyunda klonlama olarak tanımlanan olayın geçerli olmayacağını düşündüğünü söyleyen Kanadoğlu, Bu şekilde bir parti açılırsa kapatılır çünkü Anayasa açılamaz diyor dedi.
AKPnin önündeki tek yol erken seçim
Kanadoğlu, AKPnin şu an önündeki tek yol erken bir genel seçimdir. Ara seçim değil genel seçim diye konuştu. Kanadoğlu, AKPnin, Yüzde 43 oy oranım var. Ne istersem yaparım! şeklindeki tavrını ve her olayda bunu öne sürmesini eleştirdi. Demokrasi rejiminin çoğunluk değil çoğulculuk rejimi olduğunu hatırlatan Başsavcı, Ben Anayasadan tarafım. 16,5 milyon oy, o partiye Anayasa dışına çıkması, istediğini yapması, yasaları dinlememesi için verilmedi. Evet, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ama millet bu yetkisini Anayasanın kendisine verdiği yetkili organlar eliyle kullanır. Yani, yasama yürütme ve yargı. Bunların da yetkileri Anayasada belirtilmiştir ve hiçbirinin birbirine üstünlüğü yoktur dedi. TBMM Başkanı Köksal Toptanın üçüncü yol arayışlarına ve alternatif olarak senato teklifine de değinen Sabih Kanadoğlu, Toptanın bu çıkışlarını, Hiç gerek yokken o partinin zorlamasıyla, tarafsızlığını bir kenara koyarak gündeme getirdiği bir öneridir şeklinde değerlendirdi.
AKP kapatılırsa Cumhurbaşkanı istifa etmeli!
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Kanadoğlu, AKPnin kapatılması durumunda Cumhurbaşkanının görevinin sonlandırılacağına dair Anayasada bir hüküm olmadığını söyledi. Kanadoğlu, Anayasada böyle bir hüküm yok, çünkü hiçbir Anayasa bir kişinin üzerine yemin ettiği konularda ona ters eylem ve beyanda bulunacağını düşünmez. Onun için önlem almaz. AKPnin kapatılması halinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül görevine devam edebilir. Ancak, laik cumhuriyeti koruyacağına namus ve şerefi üzerine yemin etmiş birinin laik devlet cumhuriyet aleyhine eylemlerin odağı olduğu kanıtlanırsa demokrasi etiği istifa etmesini gerektirir. O kurumun yıpratılmaması lazım. Kanadoğlu Cumhurbaşkanının yargılanması konusunda ise görüşlerini şöyle açıkladı: Cumhurbaşkanının dokunulmazlığı yok... Cumhurbaşkanının görev sırasında ve görev dışında kişisel suçları şeklinde iki tür suçu akla gelebilir. Görevi sırasında vatana ihanet dışında yargılanamaz. Vatana ihanet diye bir suç yoktur Anayasada ama Meclis bir konuyu vatana ihanet kabul edebilir. Kişisel suçlarından ve önceden işlediği suçlar hakkında da dokunulmazlığı yoktur. Dosya kayboldunun menşeinde de vardır. Cumhuriyet başsavcılığının bu davayı açması ve görülmesi lazım. Dünyanın hiçbir gerçek demokrasisinde adı belirli suçlarla anılan kişinin cumhurbaşkanı olması düşünülemez. Sırtında böyle bir yük varken cumhurbaşkanı seçilmek hiçbir demokraside akla gelecek şey değil.
Velev ki simgenin anlamı "Atatürkü sevmiyorum" ile netleşti
Hulki Cevizoğlu, bunca hukuk ve siyasi sözün ya da uyarının arasında insanların aklında AKPli Eski TBMM Başkanı Bülent Arınçın, Dindar Cumhurbaşkanı seçmemizi istemiyorlar sözünün kaldığını söyledi. Hulki Cevizoğlunun dikkat çektiği bu konuya Sabih Kanadoğlu dinin siyasete alet edilmesinin demokrasiye zarar verdiğini belirterek şunları söyledi: Laik bir cumhuriyette bu sözlerin anlamı dinin siyasete alet edildiğidir. Dinin siyasete alet edildiği yerlerde demokrasi zaten yeşermez, yürümez Parti kapanır ya da kapanmaz. Asıl sorun dinin siyasete alet edilmesinin önlenmesidir. Din kullanılarak belli bir yönde oy vermeye yönlendirilmesi asıl sorun. Üç kuruşluk çıkar için İslâmiyeti kullanırsanız Kuran zaten bunu lanetlemiş. Kanadoğlu, sömürge altında olduğunda dinini bugünkünden daha iyi yaşayacağını iddia edenleri ise, Biz kurtuluş savaşında bu tiplerden kurtulduğumuzu sanıyorduk. Sömürge halinde kalıp dinimi yaşarımdiyorlar. İslamiyet bunu reddeden bir dindir. Bunlar mensup oldukları dinin bu özgürlüğünü bile kavrayamamış diyerek eleştirdi. Sabih Kanadoğlu Türkiyenin bugün içinde bulunduğu durumu, Yaşadığım, anımsadığım en zor günler. Daha önce böyle bir kepazelik görmedim tanımladı.
Babacanla da bu işin çivisi çıktı
Dışişleri Bakanı Ali Babacanın Avrupa Komisyonunda, Türkiyede Müslümanlar baskı altında şeklindeki konuşmasının sert biçimde eleştirildiği Ceviz Kabuğunda Sabih Kanadoğlu, Kimsenin dininin bir yere gittiği yok. Bugün bu ülkenin Bakanı gidip orada Müslümanlar baskı altında diyorsa bu işin çivisi çıkmıştır. Böyle bir Bakana sahip olduğumuz için ülke olarak fevkalade üzülmemiz lazım. Ayağa kalkmamız, protesto etmemiz lazım. Böyle bir şey olabilir mi? Demokrasi işlemediği için bu konuda tecrübesi olmadan bu işin başına getirilen bir kişi bunu nasıl söylüyor? Halka hesap vermek mecburiyetindedir bu kişi diye konuştu. Kanadoğlu, Fatih Altaylının programında sarfedilen Humeyniyi seviyorum, Atatürkü sevmiyorum sözlerinin Velev ki simge olsun85 lafının ne anlama geldiğinin açık bir biçimde ortaya çıkmasını sağladığını söyledi. Hulki Cevizoğlu da Dışişleri Bakanının bu sözleri ve Fatih Altaylının programında Atatürkü sevmediğini söyleyen şahıs hakkında şunları söyledi: Yeniçağ Gazetesi yazarı Sabahatin Önkibarın ifadesiyle, seccade serecek kadar yeri vatan olarak görüyorlar. Ama bu yeni bir şey değil neden şaşırıyoruz? Seçimden önce Atatürke hakaret edenlerden milletvekili bakan olanlar var.
Yüzde 66 erken seçim
Ceviz Kabuğunda kısa mesaj yoluyla düzenlenen ankette izleyicilere Siyasi krizden çıkmak için erken seçim gerekli mi? sorusu soruldu. Ankete katılanların yüzde 66sı evet derken yüzde 34ü de hayır dedi.
Ankarayı karıştıran yemeğin sırrı
Sabih Kanadoğlu, Emekli Washington Büyükelçisi ve Asam Başkanı Faruk Loğoğlunun 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer onuruna evinde verdiği yemeğin basında yanlış yorumlarla ve gereğinden fazla yer aldığını söyledi. Kanadoğlu, Cevizoğlunun, Yeni bir parti kurma toplantısı mı idi? ve Tavla da oynadınız mı? sorularına şu karşılığı verdi: Yemekte konuşulduğu söylenen hiçbir şey konuşulmadı. Aile ya da dost meclisinde ne konuşulursa o konuşuldu. Yemek daveti 20 gün önce yazılı olarak geldi. Anayasa Mahkemesi kararını kutlama yemeği değildi. Böyle bir yorum özel hayata müdahaledir. Dost yemeğine ayrı bir anlam vermek çirkindir. Yemek yaklaşık 3 saat sürdü. Tavla oynayacak kadar samimiyet yoktu.
