shadow39, işe yaramak güzel duygu...
I-İ IspartaTop Tarhana: Dövülmüş buğday dere otu ve tuz ile suda kaynatılıp şişirilir. Soğuduktan sonra yoğurt, nane, maydanoz ile yoğrulur. Bir bezin üzerine yumurta büyüklüğündeki parçalar halinde döşenir ve kurutulur. Pişirileceği zaman akşamdan ılık suya salınır. Ertesi gün haşlanmış nohut ve börülce ilave edilerek bir süre kaynatılır. Sonra kızdırılmış yağ ve salça eklenir.
Tutmaş: Yumurta, su, un ve tuz ile hamur hazırlanır. Yufka şeklinde hamur açılır, çok ince tel şehriye tarzında kesilip kurutulur, yağ ve salça ile çorbası yapılır.
Oğmaş: Tabağa biraz un ve su konur, su çok az olmalıdır. Un elde, tane tane oluncaya kadar ovalanır. Minik minik tanecikler oluşmuştur. Diğer taraftan, tencereye yarıya kadar su konur ve kaynatılır. Kaynayan suyun içine ovalanan un tanecikleri bırakılır. 15-20 dakika pişesiye kadar karıştırılır. Tencereye konulan suyun yarısı kadar süt ilave edilir. Biraz daha kaynatıldıktan sonra indirilir. Üzerine sos olarak yine küçük bir tavaya konulan yağa, kaymak yağı ilave edilir ve kızartılarak çorbaya dökülür. Sıcak olarak servis yapılır.
Toyga: Et haşlanır, didilir. Pirinç, nane, maydanoz hepsi beraber piştikten sonra üzerine yoğurt dökülür. Sakız gibi olan çorbanın üzerine kızarmış yağ dökülür.
Sülüklü Çorba: Kara mercimek ayıklanır ve yıkanır. Bir kapta haşlanır. Piştikten sonra içine elde yapılma uzunca kesilmiş makarnadan atılır. Makarna piştikten sonra ocaktan indirilir. Küçük bir dığana (tava), biraz kaymak yağı konup, kızartıldıktan sonra pişen çorbanın üzerine katılır. Tuz atıp karıştırıldıktan sonra sıcak olarak servis yapılır. Bu çorbaya sakala sarkan da denir.
İrmik Çorbası: Çorbası yapılan irmik, helvası yapılan irmik değildir. Buğday pişirildikten sonra kurutulur. Kurutulan buğdayın kabukları bir dibekte dövülerek alınır. Buna irmik adı verilir. Keşkek ile karıştırmamak gerekir. Keşkek buğdayının kabuğu pişirilmeden soyulur. Bir miktar irmiğe, pastırma ve su ile bir tencerede iyice pişirilir. Pişirme işi bir çömlek içinde tandır ekmeklerinin yapıldığı yerde ya da fırında olursa daha güzel olur. Bahsedilen pastırma da bilinen Kayseri pastırması değildir. Pişen irmik çorbası bir kepçe ile dövülür. Daha sonra yağ ve salça ilave edilerek yenir.
Çömlek Kebabı: Kuşbaşı eti çömleğin içine döşenir. Üzerine küçük soğan, dilimlenmiş patates veya patlıcan dilimler halinde konur. Üzerine kimyon, karabiber, kekik, domates ve yağ konularak çömleğin ağzı kağıtla bağlanır. Fırındaki ateşin ortasına konur ve zaman zaman silkelenerek pişirilir.
Banak: Parça et haşlanarak suyu alınır. Yufka ya da pide küçük küçük bölünerek, etin suyu bu ekmek parçalarının üzerine dökülür. Sonra bunlar haşlanmış parça etin üzerine konularak yenir.
Yumurta Mıhlaması: Kavrulmuş kıyma, soğan, yeşil biber, domates karabiber ve yağ birlikte bir müddet kavrulur. Daha sonra tencerenin içinde yumurtalar için küçük yuvalar açılarak yumurtalar kırılır ve kısık ateşte pişirilip yenir.
KapamaBütünet: Kaburga etleri parçalar halinde but etleriyle birlikte kazanda suyla haşlanır. Kazanın üzerine saç konur. Daha sonra tabaklara pide doğranarak haşlanan etle birlikte yenir.
Kabine: Et haşlandıktan sonra ufak ufak didilir. Halka halka doğranan soğan ilk önce tuz ve biberle ovulur ve bir tencerenin içine döşenir. Sonra soğanın üstüne et, etin üstüne ılık suda kabarmış pirinç döşenir. En üste temiz bir tabak kapanarak tabağın hizasına gelinceye kadar et suyu konur ve tencerenin kapağı örtülerek pişirilir.
Keşkek aşı : Büyükçe bir toprak çömleğin içine ilk önce pastırma konur. Sonra biraz don yağı ilave edilir. Üzerine bir gün önceden ıslatılmış keşkek konur ve ağzı kapatılır. Akşam mahalle fırınına götürülür. Fırında gün boyu yanmış olan odunların közleriyle sabaha kadar pişer. Arada bir fırıncı keşkeği karıştırır ve ilgilenir. Keşkek sabahleyin fırından alınır. Bir kepçeyle iyice karıştırılarak birbirine girmesi sağlanır ve tuzu ayarlanır. İsteğe göre üzerine yağ kızartılarak sos yapılır. Sıcak olarak yenir.
Keşkek adının gelişi hakkında rivayetler vardır. Anlatılan bir rivayet şöyledir:
Asıl adı Kutlugün olan Keşkek Baba, Orta Asyadan göç edip anayurdumuza gelen Türk boylarından asil bir boya sahip kimsedir. Salur boyundan olan Kutlugün, kırk kişilik ailenin en gencidir. Yeni evlidir. Yollarda çok kişi ölmüş ve 4 yaşlarında yeğeni Eymir, hamile olan eşi Hacerle tek başlarına kalmışlardır. Sırtlarındaki tek azık torbasıyla Eymir ırmağı kenarına gelebilmişlerdir. Üçü de çok perişan v açlıktan bitkin durumdadırlar.
Eymir ve Salur civarlarında konaklayan üç kişilik göç kafilesi, alacakaranlıkta torbalarındaki son kalıntılarla açlıklarını giderebilmek için kırık çanaklarına ne varsa boşaltırlar ve Eymir suyundan içine katarak ateşe koyup, pişmesini beklerler. Hazırlanan yemeğin içinde ezilmiş buğday, bir parça kurumuş tuzlu et, bir miktar nohut, mercimek ve kuru fasulye bulunmaktadır. Hepsi de çok yorgun oldukları için oracıkta uyuyup kalırlar. Ertesi sabah gün doğduğunda Hacer uyanır. Ocaktaki yemeğin kabardığını görür ve hemen ağaçtan bir kabuk koparıp karıştırır. Sonra tadına bakar ve mırıldanır: Aman Allahım, bu ne böyle, hepsi de mükemmel pişmiş, hılt haşgeş olmuş, keşkeş gibi der. Hemen Kutlugünü kaldırır. Ağzından mırıltılarla çıkan sözleri ona söyleyerek: Bey... bey... gel bak! Keşkek gibi olmuş. Hepsi iyiden iyiye pişmiş der.
Kutlugün uyanınca gerçekten de yemesi hoş olan bu yemeği çok beğenir ve karısına dönerek: Benim melek hatunum. Bu güzel yemeği, Tanrının lütfuyla taam edelim ve adını senin dediğin gibi Keşkek koyalım. Bu bizim buluşumuzdur der.
Hacer Olur beyim, yiğit beyim, bu buluş senindir. Madem ki senin adını da Keşkek Baba koyalım diyerek fikrini belirtir. O günden bu güne kadar keşkek severek yenilmektedir.
Balık Doldurması: Pirinç, soğan, maydanoz, nane, tarçın, fıstık, üzüm ve zeytinyağı maddeleri ile "iç" denilen bir malzeme hazırlanarak temizlenmiş büyük balıkların karnına doldurulur ve karın dikilir. Tepsinin içine döşenen balıkların üzerine salçalı yağ veya su gezdirilerek fırına verilir.
Kapama (Papaz Yahnisi): Kızartması yapılmayan sazan balığının kuyruğu ve başı "kapama" denilen yemeğe malzeme olur. Bunun için soğan halka halka doğranıp zeytinyağda kavrulur. Biraz salça konularak sulandırılır. Bir veya iki yemek kaşığı sirke ilave edilir. Parçalanmış balıklar salçalı sirkeli suyun içine konularak pişirilir. Üzerine isteğe göre kuru nane veya limon suyu konularak yenilir.
Balık Kurması: Eğirdir Gölünde tatlı su levreği, sazan ve ıstakoz çıkmaktadır. bu balıklardan bazı yöresel yemekler yapılmaktadır. Bunlardan bazıları şöyledir: "Sıraz" veya "Çiçek balığı" denilen balığın sümüksü tabakası, yüzgeçleri ve iç organları bıçakla temizlenir. Sırtının iki yanı bıçakla çizilir. Daha sonra içi kaya tuzu ile doldurularak toprak küplere veya tencerelere istif edilir. Üzerine bir ağırlık bastırılarak 40 gün bekletilir.
Av Hayvanları: Yörede avlanan, tavşan, keklik, karabatak (daldanmeki), yaban ördeği gibi yaban ev hayvanları avlanarak yahnisi, çorbası ve eti haşlanıp yenir.
Uzun Kabak: Yörede "Asma Kabağı" olarak da tanınan bu yemek için uzun kabaklar soyulur. Bir gün evvelden nohut etle haşlanır ve kabak küçük küçük kesilerek karıştırılır. Sonra domates, yağ ve soğan ilavesiyle pişirilir.
Şalgam Aşı: Şalgamlar patates şeklinde soyulup, küçük parçalara ayrılır. Yağı soğan ve kıyma ile kavrularak bir gün önce ıslatılan börülceyle pişirilir.
Yatırtma: Patlıcanlar tepsiye yatırıldığı için bu ad verilir. Patlıcan aralı olarak soyulur, kızartılır ve karnı yarılır. İçine bol soğan, kıyma, domates, yeşil biber, karabiber karışımı kavrularak doldurulur. Tepsiye uzun uzun yatırılarak pişirilir.
Oturtma: Patlıcanlar halka halka doğranıp ortası çukurlaştırılır. İçine, kıyma, soğan, domates, nane, biber gibi şeyler hazırlanarak doldurulur. Hazırlanan katkıya "iç" ya da "harç" denilir. Sonra pişirilir.
Ispanak: Yağ, soğan ve salça kavrulur. Kıyılan ıspanak, kırmızı biber, su ve tuz ilavesiyle hep birlikte pişirilir. Pişmeye yakın zamanda bir fincan pirinç atılır.
Sirken Otu: Ispanak gibi pişer.
Bicibici Otu: Ispanak gibi pişer.
Dolmalar: Yörede patlıcan, biber, asma yaprağı, domates, kabak ve lahana gibi sebzelerin dolmaları yapılır. Soğan doğrandıktan sonra karabiber, tuz, nane, maydanoz, pirinç ve kıyma ile iç hazırlanır. Hazırlanan iç, sebzelerin içine doldurulur veya sarılır. Lahana ve asma yaprağı sarılmadan önce haşlanır.
Kuyruğu Sulu:
Un, tuz ve su ile hamur yapılır. Kıymanın içine biraz yumuşak olması için su, rendelenmiş soğan, karabiber, maydanoz ilave edilir. Hamur yumurta büyüklüğünde alınarak onbeş-yirmi cm. çapında oklava ile açılır ve yarısına bu içden konulur. İkinci yarısı üzerine kapatılır. Saçta pişirgeçle iki yüzü çevrilerek pişirilir. Üzerine yağ sürülerek sıcak yenir. Kuyruğu sulu denmesinin sebebi içine sulanmış kıyma konulması sonucu ilk defa ısırıldığında başta kalan ucundan su fışkırır ve "kuyruğundan su çıkıyor" denilir.
Saç Böreği: Su, un, tuz ile hamur yoğrulur. Bezeler oklavayla yufka gibi ince açılarak içine daha önce hazırlanmış, kavrulmuş kıyma, soğan, karabiber ilave edilerek yufka kapatılır. Saçın üzerinde pişirilip yağlanır.
İnce Börek: Un üç yumurta, tuz ve suyla yoğrulur. Onsekiz yufka açılır. Tepsi yağlanır ve açılan yufkalar tepsiye döşenir. Altı kat yufkada bir kıymalı veya peynirli iç konur. Yufkalar bitince en üstüne yumurta ile yoğurt karıştırılıp sürülür, fırında pişirilir.
Nokul: Pişideki gibi hamur hazırlanır. Bir parmak kalınlığında hamur açılır. İçine tahin, tarçın, dövülmüş ceviz veya ezilmiş haşhaş konularak dürülür. Sonra küçük parçalara kesilir ve üzerine susam basılarak yağlanmış tepsilerde fırında pişirilir.
Karnı KaraBörülce: Kuru fasulye gibi pişer. Ancak bunu ıslatmaya gerek yoktur. Çünkü çabuk pişer. Kuru fasulyeden farklı olarak ateşten ineceğine yakın bir zamanda unun üzerine su serpilerek hazırlanan şehriye tarzında, "Oğmaş" denilen bir hamur yemeğe ilave edilir. Bir miktar daha kaynatılarak pişirilir.
Tatar: Un, yumurta, süt, tuz ve yağ ilaveleriyle hamur yoğrulur. Hamur ince yufkalar halinde açılır. Yufkalar bir, bir buçuk santim kareler halinde kesilir. Bunlar kaynar suda haşlanır. Sonra sarımsaklı yoğurdun içine konulur. Üzerine salçalı kızarmış tereyağı ve kıyma ilave edilerek yenir.
Peynir Baklavası: Senirkent'te yaygındır. Ceviz vb. maddelerin yerine yufkaların arasına tatlı, tuzlanmamış taze peynir konulur. Baklavadaki işlemler yine burada da tekrarlanır.
Samsa: Un, su ve tuz ile hamur yapılıp yufkalar açılır ve on cm. genişliğinde, şeritler halinde kesilir. Yufkanın bir köşesine ezilmiş ceviz, tarçın ve toz şeker veya pekmez konur. Sonra küçük kareler şeklinde katlanır ve ağzı bastırılarak yapıştırılır. Bir süre temiz bir çarşaf üzerinde nemi gidinceye kadar kurutulur. Kızdırılmış yağda üçü beşi bir araya getirilip şişe dizilerek kızartılır. Sonra şerbeti dökülür.
Lokma: Yumurta, su, un, maya ve tuzdan hamur yoğrulur. Bir-iki saat sonra koyu bulamaç halindeki hamurdan kaşıkla bir parça alınır ve kızgın yağa atılır. Kızaran lokmalar soğuduktan sonra şerbetin içine atılır.
Tosman Kara: Un yağla kavrulur. Üzerine kaynar pekmez dökülür. İçine istenirse ezilmiş ceviz de konabilir. Soğuduktan sonra elle yoğrulup parmaktan kalın rulolar halinde yuvarlanır ve parçalar halinde hazırlanır.
İstanbul: İstanbul'dan Yemek Tarifleri
İstanbul'dan Yemek Tarifleri
Bakla fava
Malzemeler :
250 gr. iç bakla
1 adet küçük boy havuç
2 diş sarımsak
1 adet küçük soğan
1 kahve fincanı zeytinyağı
1/2 demet dereotu
1 adet limon
Hazırlanışı: baklalar iyice yıkanır ve tencereye alınır. Doğranmış havuç, sarımsak ve soğan ilave edilir. Karışımı 2 parmak geçecek kadar su ilave edilir ve kaynatılır. Kaynamaya başladıktan sonra üzerinde biriken köpükler bir kevgir yardımı ile alınır. Zeytinyağı ilave edilerek kaynatmaya devam edilir. Çırpma teli ile püre haline gelene kadar sık sık karıştırılır. doğranmış dereotu eklenir. Suyunu çektikten sonra püre haline gelen karışım yayvan bir tepsiye dökülür ve soğumaya bırakılır. Kare veya baklava dilimi şeklinde kesilir, üzerine limon suyu ve zeytinyağı dökülerek servis edilir.
Lakerda
Malzemeler:
1 kg. torik veya palamut
Tuz
Hazırlanışı: Balıklar temizlenir ve buzlu suda 24 saat bekletilir. Sudan çıkarılan balıklar iyice temizlendikten sonra tekrar buzlu ve tuzlu suda bekletilir. Her gün yeniden temizlenir ve bu işlem 4 gün boyunca tekrarlanır. En sonunda balıklar sudan çıkarılır ve iyice kurulanır. Cam veya teneke kaplara üzerine bol tuz dökülerek yerleştirilir. Yeneceği zaman ince dilimler halinde kesilerek servis edilir.
Beyinli Beykoz kebabı
Malzemeler:
500 gr. parça et
4 adet kuzu beyni
2 yemek kaşığı margarin
2 adet soğan
1 adet havuç
1 adet patates
tuz karabiber
Hazırlanışı: Beyinler sirkeli suda haşlanır ve kuşbaşı şeklinde doğranır. Soğan yemeklik doğranır. Yağda etle birlikte kavrulur. Üzerine 2 su bardağı su ekleyip 30 dakika kadar pişirilir. Bu arada üzerinde biriken köpükler alınır. Havuç ve patatesler doğranır. Kaynamakta olan etin üzerine tuz ve karabiber ile birlikte ilave edilir. Sebzeler yumuşadıktan sonra doğranmış beyinler, etlerin üzerine serpiştirilir ve birkaç dakika daha pişirilir. Sıcak olarak servis edilir.
İzmir:İzmir mutfağında neredeyse 2500 yıldır zeytinyağı kullanılıyor. Bunun en önemli kanıtı, Urla'daki Klazomenai İyon antik kentinde bulunan ve dünyadaki zeytinyağı fabrikalarının en eski örneği olan 'Zeytinyağı İşliği'. Hal böyle olunca yemeklerin tadına doyum olmuyor; özellikle de ot yemeklerinin.
Sarmaşık, ebegümeci, ısırgan, cibez, stifno, turpotu, ısırgan, kenger, hindibağ, şevket-i bostan, gelincik, labada, kuşotu, sinirotu, helvacık, radika, deniz börülcesi, kuşkonmaz, arapsaçı, marata, tarlaçakısı, tarla çivisi, su teresi İzmir ve kıyı Ege'de en çok tüketilen otlar arasında. Bu yemeklerin sırrı, otların mümkün olduğunca az haşlanıp yeşil rengini koruması ve limon suyu ve sızma asidi 0.5'ten az olan zeytinyağı ile tatlandırılarak ılık yenmesi. Giritlilerden İzmir mutfağına giren oldukça fazla yemek var. Kabak, börülce, semizotu, radika ve arapsaçı ile yapılan ve zeytinyağlı bir yemek olan Kipohorta (Çiporta); gelincik otu, ısırgan ve tere ile yapılan Gelincik böreği, Kuzu etli şevket-i bostan, Trança çorbası, Dalgan (ısırgan) salatası, Girit pilavı, Mantarlı karides güveç, Kabak pabucaki, Haşlama kalamar dolma, Zeytinyağlı turpotu yemeği, Midyeli pilav. Bir de unutulan bir yemek var ki, dillere destan: Salyangoz yahnisi.
Geleneksel yemekler
İzmir denince Sütlü balık yemeden dönmek olmaz. İzmir'de balık ve deniz ürünleri üzerine müthiş bir mönü çıkıyor karşınıza. Tuzda lagos, Subye yumurtası güveci, Balık köftesi, Sardalya buğulaması, Asma yaprağında barbunya, Midye kızartması, Midye dolması, Dilbalığı fileto şiş, Kâğıtta sardalya, Kefal balığıyla hazırlanan Kakavya, papalina balığından yapılan Papalina tavası... Nedim Atilla'dan geleneksel İzmir yemeklerini aktarım isterseniz: Akıtma, Bulamaç çorbası, Dalgan döndermesi, Fava, Fırında kabak, Gerdan kebabı, Ispanak kıtır ve sufle, İzmir böreği, Koruklu dana yahni, Sardalya sarma, Yoğurtlu taze börülce...
İzmir mutfağında Boşnaklar, Arnavutlar, Levanten ve Yahudilerin de önemli bir etkisi olmuş. Selanikliler İzmir'de özellikle paça-çorba kültürünü yaygınlaştırmışlar. Sebze yemeklerinin bir kısmı da ortak. Örneğin; kemer patlıcan, ayşekadın fasulye ve enginar yemekleri... Enginardan söz etmişken önemli bir ayrıntıya dikkat çekelim; Selânik'te ve İzmir'de enginara soğan konmuyor. Nedim Atilla, yemeklerin başka bir özelliğine daha dikkat çekiyor: Her şeyin ince ince doğranması, az suda ve kısık ateşte pişirilmesi. Selaniklilerin İzmir'e taşıdığı diğer yemekler Susamlı kumru, Estafno denilen tatlı, mayalı ekmek, Selânik tatlısı, kanela ve bademden yapılıp sıcak içilen Somata...
Priştine'den gelen Arnavut yemeklerinden Elbasan tava, Arnavut ciğeri, Priştine tavası ve Kirde kebabı İzmir mutfağına özgü yemekler arasında sayılıyor. İzmir'e özgü bir börek olan Boyoz'u unutmamak gerek. Musevilerin yöre mutfağına ekledikleri bu nefis börek hâlâ Alsancak'ta bir fırında üretiliyor. La Mer restoranın sahibi Bülent Alpman bizi Dostlar Fırını'na götürüyor. Boyoz yiyemiyoruz; sadece Halim Usta bize dondurulmuş boyozları gösteriyor. "Sabah 06.30-11.00 arasında gelmeniz lazım" diyor Halim Usta. Boyoz'un özelliklerini ondan öğreniyoruz: Hamur yoğrulup top şeklinde 2-3 saat tavada dinlendiriliyormuş. Tabak genişliğinde elle açılıp tekrar dinlendirilen hamur, elle sallanıp tekrar açılıyor ve rulo yapılıp 1-2 saat dinlendiriliyor. Hamur kopma kıvamına geldiğinde tavalara sıralanıyor. Hamurun özelliği şöyle: Un, çiçek yağı ve tahin karışımı... Fırından acayip bir ısı yükseliyor. Halim Usta fırının kapağını açıp peynir tenekelerinde suda pişen yumurtaları gösteriyor. Yumurtalar 100 derece ısıdaki fırına 11.00'de konulup akşam 17.30'da çıkıyor. Bunları Yahudilerin yediklerini söylüyor Halim Usta... Yahudi mutfağından diğer örnekler; Pırasa köftesi, Kabaklı fritada (börek), Avas con Espinaka (Ispanaklı kuru fasulye), Ayva peltesi ve Falafel.
TARHANA ÇORBASI
Yaz mevsiminin sonuna doğru un, yoğurt, bol domates, kırmızı biber, İzmir ' e
özgü yabani otlar önce kazanlarda pişirilir, daha sonra ekşimeye bırakılır, kurutulur, el ile ovularak, un haline getirilen tarhanalar, iyice kurutulup, kışa saklanır.Soğuk kış günlerinde et suyu ile pişirilip, kızarmış ekmekle sıcak sıcak servis yapılır.Tarhana çok lezzetli, besin değeri yüksek yöresel bir çorbadır.
KEŞKEK
Özellikle düğün ve bayram yemeği olarak bilinir.Taş dibeklerde döğülerek kabuğu çıkarılmış yumuşak buğdayın, koyun etiyle büyük kazanlarda ve bol odun ateşinde iyice pişirilmesiyle oluşan keşkek, düğünlerde misafirlere ikram edilir.Kalaylı bakır sahanlarda ikram edilen keşkeğin üstüne salçalı ve kırmızı biberli tereyağı dökmekte adettir.
ZERDE
Keşkek gibi özel günlerin yemeğidir.Tatlı olarak sofraya en son getirilir.Nişasta, pirinç ve şekerden yapılıp, üzerine tarçın ilave edilir.
SURA
Özellikle Kurban Bayramından sonra yapılan bir yemektir.Kurban etinin kaburga
kemiklerinin bulunduğu bölüm kesilerek, büyük et parçası çıkarılır.Kaburga kemikleriyle et kısmının arası tuz ve baharatla oğulduktan sonra, iç pilavla doldurulur. Doldurulan kısmın etrafı pişerken pirinçler dağılıp dökülmesin diye yorgan iğnesiyle dikilir.Kuzu tenceresi denilen büyük bakır tencerede pişirilir.Daha sonra bir tepsiye alınarak, üzeri salçala tereyağ ile
yağlandıktan sonra, fırına sürülür.Pembeleşinceye kadar kızartılır.Sıcak olarak servis yapılır.
İZMİR KÖFTESİ
Et iyice döğüldükten sonra soğan suyu, tuz , karabiber ve diğer baharatlar,ekmek içi ve yumurta ile yoğrulur.Köfte şekil verilerek, yağda kızartılır.Üzerine domates konularak pişirilir.Sıcak servis yapılır.
PAPAZ YAHNİSİ
Dana eti doğranarak toprak bir tencereye konur.İçine soğan, sekiz-on tane bütün sarmısak, tuz, biber, kimyon ve sirke ilave edilir.Hiç su konulmadan tencerenin kapağı buhar çıkmayacak şekilde sıkıca kapatılarak, pişirilir.
ROZBİF
Sığır eti, soğan, sarmısak kendi yağıyla kızartılır.Domates, biber ve tuzla pişirilir.İnce ince kesilerek tepsiye dizilir.Kendi salçası üzerine gezdirilerek, servis yapılar.
MÜCMERİ
Kıyma ve soğan yoğrulur.Haşlanmış pirinç ile karıştırılıp, ovulur.Macun haline gelince yumurta, maydonoz ve tuz ilave edilir.Üstü örtülüp bir süre dinlendirildikten sonra, yağda kızartılır.
PİRİNÇLİ DOMATES ÇORBA
Domates rendelenir, tereyağında biraz pişirilir.Birkaç domatese bir çorba kaşığı tereyağ yeterlidir.Et suyunu koyup, kaynattıktan sonra, içine biraz tuz atıp, pirinç salınır.Fındık büyüklüğündeki köfteler, tepsiye serpilen una bulanır,daha sonra kaynayan pirinç suyunun içine salınır ve pişirilir.
KOL BÖREĞİ
Alt üst böreği hamuru ile olur.İstenildiği kadar beze tutulur.Açılır ikiye katlanır, peynirli veya kıymalı iç konur.İzmir ' de genellikle ıspanaklı yapılır.Ispanak kavrulursa ağır olur.Temiz yıkanıp, doğranan ıspanaklara ince doğranan bir soğan, tuz, karabiber karıştırılıp, böreğin içine katılır, rulo şeklinde sarılır.Sonra tepsiye sıralanıp, kesilir.Üzerine bol zeytinyağı sürülüp, fırına verilir.Pişince üzerine tepsi kapatılır.