
Yunanistan İçişleri Bakanı Yorgos Gerapetritis mecliste yaptığı konuşmasında, zamanı gelince Ege Denizi’ndeki kara sularının da genişletileceğini söyledi.
Atina kararnamenin, Uluslararası Deniz Hukuku Sözleşmesi'nin uygulanması kapsamında yürürlüğe girdiğini iddia etti.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias da, Yunanistan’ın bu kararı alırken hiç bir ülkeyle müzakere etme yükümlüğü altında olmadıklarını savundu.
Yunanistan’ın bu kararı Türkiye ile İstanbul’da yapılacak yeni istikşafi görüşmeler öncesine denk geldi.
Mavi Vatan'ın isim babası Veryansın TV yazarı Amiral Cem Gürdeniz ile Yunanistan'ın 12 mil kararını ve iştikafi görüşmeleri konuştuk...
Yunanistan'ın istikşafi görüşmeleri bugüne kadar kendi tezlerini Türkiye'ye dayatmak için bir araç olarak kullandığını belirten Gürdeniz şunları söyledi:
'İŞTİKAFİ GÖRÜŞMELERDEN BEKLENTİM YOK'
"Yunanistan ve AB’nin lider ülkeleri Türkiye’yi Anadolu’ya sıkıştırmak istemektedir. Türkiye ise jeopolitik, siyasi ve ekonomik olarak Ege ve Akdeniz'de mevcut hak ve çıkarlarını korumak zorundadır. Gelecek kuşaklar için Doğu Akdeniz’de ve Ege’de etkin bir politika uygulamaya mecburuz. Altmış yıldır süren bir AB maceramız var. Sonuç ortada. Bu noktada Türkiye’nin artık böyle bir enerji kaybına tahammülü yok.”
“Yeni bir dünya kuruluyor, çok kutuplu sistem kuruldu bile” diyen Gürdeniz, şöyle devam ediyor: “Yeni dünya düzeninde deniz alanları karalardan çok daha kıymetli olacak. Bu kapsamda Türkiye’nin kendi hakkı olan bir metre karelik deniz alanını bile kimseye kaptırmama yükümlülüğü var. Bu gelecek kuşaklara karşı en büyük sorumluluğumuzdur.”
“Yunanistan başbakanının geçen hafta söylediği ‘Türkiye AB üyesi olmak istiyorsa Ege'den vazgeçmelidir’ açıklaması göz önüne alınırsa istikşafi görüşmelerden neden bir şey beklemediğim daha iyi anlaşılır. Yunanistan, bizim Doğu Akdeniz’deki ve Ege’deki haklarımızdan vazgeçmemizi istiyor.”
“Yapılması planlanan yeni görüşmeye 'istikşafi görüşmelerde 61. tur' denilmemeli. Çünkü 2002'de başlatılan bu format, 1999 AB Helsinki Zirvesi kararları yüzünden, yani Türkiye'nin AB üyelik sürecine uyum sağlamak için yaratılmıştı. Bunun Türkiye için yanlış bir format olduğunu düşünüyorum. Şimdi konu çok daha farklı boyutlardadır. O nedenle format farklı olmalıdır. Çünkü yeni bir döneme girdik. İşin içinde artık tartışmasız olarak egemenlik sorunları var ve bunlar ertelenecek boyutlarda değil.'
https://www.dw.com/tr/yunanistan%C4%B1n ... a-56288883