Yurtsever Cephe müfredat davasını kazandı
2006 yılında Yurtsever Cephe Eğitim Emekçilerinin AKP müfredatına karşı açtığı dava olumlu sonuçlandı.
soL (HABER MERKEZİ) Yurtsever Cephe Eğitim Emekçileri, AKP müfredatına karşı açtığı davayı kazandı. 4 Mart 2009da Müfredat Davasının Danıştaydaki duruşmasında, 20052006 Eğitim-Öğretim Yılından bu yana uygulanmakta olan İlköğretim Türkçe Dersi Programı'nın 1, 2 , 4 ve 5. sınıflara ilişkin kısımları (115 sayılı karar) ve İlköğretim Hayat Bilgisi Dersi Programı'nın (116 sayılı karar) tümünün iptaline oybirliği ile karar verildi.
Aynı davada ayrıca Hayat Bilgisi 1,2, ve 3. sınıf ders kitaplarının vatan sevgisi ve demokrasi kültürü yönünden zayıf olduğu, yeni ilköğretim programının geliştirilmeye muhtaç olduğu sonucuna ulaşılırken, Türkçe 1 ve 2. sınıf ders kitaplarının önerilemeyeceği, 4. ve 5. sınıf Türkçe ders kitaplarının metinlerinin uygun nitelikteki metinlerle değiştirilmesine ve kitaplarda saptanan yanlışların düzeltilmesine ve eksikliklerinin giderilmesine karar verildi.
Üç yıldır gerici ve piyasacı yönleriyle müfredatın iptali için mücadele eden yurtsever eğitim emekçileri, AKPnin eğitim alanında geriletilmesinde bir mevzi elde ettiler. Konuyla ilgili davacı veli Seher Yaşar ve avukat Esmani Kırmızı bir basın duyurusu yayınladılar.
Açıklamada, davanın 13 Şubat 2006 tarihinde bir öğrenci velisi tarafından açıldığı ve Yurtsever Cephe Eğitim Emekçileri tarafından desteklendiği bilgisi verilirken Türkiyenin içinden geçtiği süreç ve dönüşümü görmek için eğitime bakmak yeterlidir: Bugün ülkemizde yaşanan süreç Ulusalcılıkla küreselleşmecilik arasındaki gerilim olarak tarif edilebilir. Bu bağlamda emperyalistlerle işbirliği yapan AKPnin temel görevi ulus devletin görev ve yetki alanındaki eğitim ve sağlık gibi hizmetleri uluslar arası pazara sunmak, Temel bir hak olarak bugüne kadarki tüm anayasalarda kâğıt üzerinde de olsa yerini korumuş olan eğitim hakkını, anayasal bir hak olmaktan çıkarmaktı" denildi.
AB ve benzeri kurumların değişim ve dönüşüm adı altında dayattıkları şeylerin esasen iyileştirme demek olmadığına dikkat çekilen açıklamada, sürecin yalnızca AB uzmanlarının kurduğu aracı şirketlerin faydasına gelişmekte olduğu AB'nin verdiği hibe artı kredi karşılığı kendi elemanlarına ve yakınlarına iş sahası kurduğu söylendi.
Açıklamada, eğitim hakkının korunması için yapılan mücadelelerin boşuna olmadığı vurgulandı: Sonuç olarak; 20052006 Eğitim-Öğretim Yılında uygulamaya konulan Yapılandırmacı Müfredat Programı bir kamu hizmeti olan eğitimi tümüyle ticarileştirmeyi, piyasalaştırmayı ve bilimsellikten uzak kılmayı amaçlamıştı. Bugüne kadar hiçbir saldırıya karşı duramayan Türkiyede, yurtseverler, Müfredat Davasının kazanımlarıyla emperyalist projeleri kısmen de olsa durdurabilmiştir. Böylece okula henüz gitmeye başlayan çocuklarımızın tıpkı Başbakan gibi her şeyin alınıp satılabileceğini düşünen ve girişimcilik dışında bir faaliyet hayal edemeyen insanlar olmasının önüne bir nebze de olsa geçilebilecektir. Yani Yurtseverler Başbakana One Minute demişlerdir.
Kaynak: ..:: soL ::..