
Bu yasanın halk nezdinde kabul görmesi için; yüzünü kapatan PKK’lılar örnek gösterilerek pazarlandı da… İşin aslı öyle mi bir bakalım;
PKK üniversiteleri teslim aldı. Polis seyrediyor. PKK’lılar yıllardır yüzü kapalı olarak her yeri yakıp yıkıyor. Polis seyrediyor. Yüzü kapalı PKK lı piç, askeri alana girip bayrak direğinden bayrağımızı indiriyor. Asker seyrediyor. Arınç askerin seyretmesini alkışlıyor. Peki, o zaman bu yüzü kapalı olma hikayesi nedir?
AKPKK bu güne kadar kime gaz sıktı? Kimin üzerine içinde kimyasal olan suları boca etti? Gezi eylemleri sırasında gezicilere sıktı. Tekel İşçilerinin üzerine sıktı. 1 Mayıs günü işçilerin üzerine sıktı. Muhalefet vekilleri, işine giden vatandaş, eylem yapan HES mağduru köylüler, vatansever subay ve esirlere sahip çıkmak için Silivri’ye giden vatandaşların üzerine sıktı. Yasakladığı milli bayramlarımızı kutlayan vatandaşa sıktı.
Kısacası; çocuk-yaşlı demeden AKPKK’lı olmayan herkesin üzerine sıktı. Hedef seçerek ateş etti. Gencecik fidanlarımız öldürüldü.
Gezi eylemlerine katılan vatandaşlarımız gazı yiye yiye, gazdan korunma tedbirleri geliştirdi. Yüzüne maske geçirdi. Böylece, gözlerini, yüzünü, ciğerlerini korudu. İşte bu nedenle diyebiliriz ki;
“Yüz kapatmaya getirilen ağır cezanın” asıl hedefi, gezi eylemleri gibi, işçi eylemleri gibi durumlarda, zehirli gaz, kimyasal içerikli sularla zehirlemeye kalktıkları insanların elinden korunma yöntemlerini almaktır… Muhalefet eden herkesi açık hedef haline getirmektir. Bu güne kadar yaşadıklarımız, yaşayacaklarımızın GARANTİSİDİR. Gezide yaralanan insanları tedavi eden doktorların dava edildiğini hatırlarsak, iddiamın ne kadar sağlam zemine oturduğunu da anlarız.
Haziran direnişinde bizler kurşunla, tekmeyle öldürülenleri biliyoruz da... Gözü çıkarılan, sağır kalan, kafa travması geçirenleri isim isim bilmiyoruz. Bir de astım, kalp hastası olduğu için gezi anında yediği gazlardan tedavi görüp hayata tutunamayanlar var. Bunlardan biri de, sanal ortamdan tanıdığım rahmetli Hülya Ulusoy’dur. Hülya hanım yediği gazlar neticesinde hastaneye yattı ama hayata tutunamadı. Dün doğum günüydü. Bu vesile ile kendisine Allah’tan rahmet, ailesi ve sevenlerine sabır diliyorum.
Şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere;
Ülkemizde sayıları hızla artan çarşaflılar var. Bunlar yüzlerini kapatıyor. Gözlerini de tül gibi bir şeyle saklıyorlar. Bunların kadın mı, erkek mi olduğunu dahi anlayamıyorsunuz. Bu yasaya göre çarşaflıların, yani burkalıların durumu ne olacak? Şayet;
“Onlar yasadan muaf” diyorsanız, bütün eylem yapan milliyetçilere bir önerim olacak;
Eylemlere BURKA-ÇARŞAF giyerek katılın. Üstelik yüz örtülü olduğu için, örtü içine maske de takabilirsiniz.
Ben diyorum ki;
Acilen herkes (kadın-erkek demeden) bir burka-çarşaf edinsin.
Zalime kendi yöntemiyle cevap vermek HAKTIR. Akılcılıktır.
Zahide UÇAR, 27 Şubat 2015
http://www.zahideucar.com
zahide@zahideucar.com
Dipçe: Taksimde binlerce çarşaflı insan düşünebiliyor musunuz? Ve o çarşaflılara gaz sıkan AK Polis… Şenliğe bak, şenliğe…