Zamanda yolculuk gerçek oluyor



9 milyar dolarlık bu deney tarihe geçecek..

08.02.2008 07:13
İnsanoğlunun en büyük düşlerinden biri olan zamanda yolculuk 3 ay içinde gerçek olabilir

Rus bilim adamları İsviçre’de yapılacak ve evrenin oluşumunu inceleyecek olan 9 milyar dolarlık deneyin bir zaman tüneline yol açacağını iddia etti

Canlı kopyalama, ısmarlama organlar, aya seyahat derken, iki Rus matematikçi, dün bilim gündemine damgasını vuracak bir açıklama yaptı ve “Mayıs ayında gelecekten gelen misafirler için hazırlanın” dedi. (Burasi fazla iddali idare edin )



İşin aslı ise, fizik biliminin gizemli ayrıntılarında gizli. İsviçre’nin Cenevre kentindeki Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi (CERN), mayıs ayında bugüne kadar yapılmış en büyük fizik deneyini gerçekleştirecek. 4 milyar dolara malolan Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (Large Hadron Collider, LHG) ilk kez denenecek. Bu deneyde, atomlar birbirlerine ışık hızına yakın bir hızla çarpışıtırılacak. Ortaya evrenin varolmasına neden olan “Büyük Patlama”nın ilk saniyelerinin küçük bir örneği çıkması bekleniyor. Böylece evrenin kökeniyle ilgili bilgi elde edilecek.

Bilim kurgu değil

Buraya kadar her şey kuantum yani parçacık fiziğinin alanı olarak gözüküyor. Ancak Moskova Steklov Matematik Enstitüsü’nden iki matematikçi Irinia Arefava ve Igor Volovich’e göre bu deney sırasında ortaya çıkan yüksek enerji, zamanda bir kırılma yaratacak. Atom düzeyinde bile olsa bir zaman tüneli oluşacak. Dünyanın sayılı matematikçilerinden Volovich’in bu iddiası bilim dünyasında “rüya ya da bilim kurgu” olarak değil ciddiyetle karşılandı. İddiayı dünyanın sayılı bilim dergilerinden İngiliz NewScientist, kapağına taşıdı.

Tarihe geçecek deney

LHC’deki çarpışmada 7 teraelektronvolt (TeV) miktarında enerji açığa çıkaracak. 1 TeV, bir sivrisineğin uçarken çevresine yaydığı kinetik enerjiye eşit. Ancak bu enerjinin, sivrisineğin 1 trilyonda biri küçüklükte bir alanda ortaya çıktığı düşünüldüğünde, enerjinin büyüklüğü ortaya çıkıyor. Ünlü Alman fizikçi Einstein’in teorisine göre uzay en, boy, yükseklik ve zaman olarak 4 boyuttan oluşuyor. Ve zaman uzayı bir örtü gibi çevreliyor. Yüksek bir enerji, uzayda bozulmaya neden olarak, zamanda bir “tünel” yaratabiliyor.

Bu zaman tüneliyle teoride, geçmişe yolculuk mümkün. Volovich’e göre yüzyıllar veya bin yıl sonra, torunlarımız tarih kitaplarında, CERN’deki deneyi okuyacak. Deneyin ne zaman, kaçta ve nerede yapıldığı hakkında bilgi sahibi olacaklar. Ve o zamanki teknolojiyi kullanarak, açılmış olan “zaman tünellerinden” bizi ziyaret edecekler.

E=mc2

Dünyanın en ünlü formüllerinden biri olan Einstein’in görecelik teorisine göre yeterince ağırlıkta bir kütle veya yeterince büyük bir enerji, uzayda ve onu çevreleyen zamanda bir bozulmaya neden olabilir. Bilim adamlarına göre CERN’deki deney, Einstein’in teorisinde belirttiği kadar bir enerji açığa çıkaracak.



* CERN Enstitüsü’nde yapılacak olan deneyde 2 tonluk dev bir mıknatıs Fransa-İsviçre sınırının 100 metre altındaki 27 km’lik tünele yerleştirilecek.

* 16 metre yüksekliğinde, 17 metre genişliğinde ve 13 metre boyundaki mıknatıs yer altındaki 15 parça ile birleştirilecek.

* 13 yıldan beri hazırlıkları devam eden deneyin maliyeti 9 milyar dolar.



Kaynak:vatan

Rahmetlik Prof.Dr.Engin Arık da CERN'de bu konuyla ilgili araştırma yapıyordu!

erenus, paylaşım için sağol.

O ünlü Mustafa abiden bir alıntı...

Az önce geldim... Fatih'le beraber çağ açıp çağ kapadık. İnanmıyor musunuz¿? Hemen bir tarih kitabı alın ve okuyun. Kitapta geçen, şekilsiz ve şemâlsiz, maçhûl ve uzaktan gelen yabancı ben oluyorum. Ayrıca piramitleri de uzaylılar falan yapmamış. Adamlar mekanizmayı kurmuş arkadaş, 10.000 işçiyi sömürüyordu firavun. Kıl oldum biraz ileri sardım. Karşıma bu sefer de Tutankamon veledi çıktı. Bacaksız posta koyuyor bana, ben firavunum, asarım-keserim diye... İki şaplak, bir tepik, hakk-ı rahmetine kavuştu. Hele şu Çinliler yok mu, şu Çinliler... Heriflere Browning marka tabanca sattım, ahmaklar mermilerin çekirdeklerini çıkarmışlar, tabancayı da atmışlar. Barutu da biz bulduk diye geziyorlar işte... Neyse, yarın Bush'un çocukluğu dönemine gideceğim. İnşaat içinde yaşadığı acı tecrübeyi kameraya almayı plânlıyorum.

Bu bilimsel olarak mümkün. Dev mıknatıslarla büyük enerjiler oluşturarak yapılabileceği gibi manevi olarak bedenin molekül yapısını değiştirerek de yapılabilir. Tasavvufta zamanın genişleyip daralması, mekanın dürülüp açılması durumları vardır. Tayy-i zaman ve tayy-i mekan denilen bu durumlar evliyanın büyükleri tarafından yaşanmış ve diğer insanlar tarafından da gözlemlenmiş. Günümüzde bize hurafe gibi gelen bu durumları incelersek bu işin en zor fakat en iyi yöntemini de keşfederiz gibime geliyor. Benim kişisel düşünceme ve yaşadığım bazı küçük tecrübelerime göre az uyku, az yemek, cinsel isteği kontrol altına almak, az konuşmak, her işinde Allah rızasını düşünerek tamamıyle sünnete uygun yaşamak sonucunda bedenin molekül yapısı değişebiliyor (nura dönüşüyor) ve zamanda, mekanda bir anda yolculuk yapabilecek duruma geliyor. Çünkü bu yolculuk farklı bir boyutta gerçekleşebileceği için o boyutun gerektirdiği fiziksel duruma uygun hale gelmek gerekir. Peygamberimiz bile İsra'da (Miraç gecesi) Arş ve Kürsi makamlarına çıkacağı için kalbi yarılıp (melekler tarafından ameliyat edilmiştir) içinden bu makama çıkmasına engel olan parça çıkarılıp atılmıştır. Miraç gecesinde gelmiş geçmiş ümmetini, Cennet'i, Cehennem'i görmüştür. Bu da bize farklı boyutlara geçilebileceğini gösteriyor. Yaşadığımız maddi dünyanın fiziksel şartları bu iş için engel teşkil eder, değiştirmek ise elde olan birşey. Bu işin zorluğu, nefis gibi azgın bir düşmanla mücadele edip onu yenmenin çok zor olmasından kaynaklanıyor. Ama zaten bu işi becermiş olan kişi için zamanda yolculuğun bir önemi yoktur yani o nefsini Allah rızası için ıslah ettiğinden Allah'dan başka ne varsa hepsinden geçmiştir iradesini tamamıyle Allah'ın emrine vermiştir, teslim olmuştur. İşte İslam da bu demektir zaten. Bunun şekille doğrudan bir ilgisi yoktur, büyükler bu yüzden "Her geceyi Kadir, her gördüğünü Hızır bil" demişler. Yani bu insanları da yine aynı frekansta olan insanlar tanıyabilirler. Mevlana ile Şems'in karşılaşmasını hatırlayınız. Mevlana Şems'in gözlerindeki Allah ateşini farketmiş ve görür görmez ona bağlanmıştır. İnsan algılayabildiği kadar değil algısını yükseltebildiği kadar insandır ve Allah herkese bu en yüksek kapasiteyi vermiştir. Bu kapasiteyi değerlendirmek için bu hayata geliyoruz. Yeni aldığınız bir dizüstü bilgisayarı düşünün, pili işletim sistemini ve temel programları yükleyecek kadar şarj edilmiştir. Siz bu ilk yüklemeden sonra birlikte gelen paket dışında başka programlar da ekleyerek performans ve donanımını yükseltebilirsiniz. İnsan da böyle. Bazı özelliklerle donatılmış bir yaratıktan insan derecesine yükselebilir. Yükseldikten sonra da Allah'ın kendisine koymuş olduğu sınırlar dahilinde herşeyi yapabilir. Zaman onun için genişler daralır, mekan dürülür açılır da amaç bu mudur? Hayır, bu sadece nefis mertebesindeki diğer insanlara örnek olması açısından gösterilmesi gereken bir keramettir. Bu kerametler o insanların kalp gözlerinin açılmasına, nefislerinin eziyetlerinden kurtulup sonsuz mutluluk istemelerine sebep olduklarından gereklidir. Kapasitesini yükseltmiş insan için bunları görmek birşey ifade etmez. En büyük keramet tam teslim olabilmek ve sünnete tam anlamıyla uyarak yaşayabilmektir.
Zamanda yolculuk ve ışınlanma konularında araştırma yaparken 7 yıl önce Yahoo'nun Astrofizik gruplarından Zig-Zag diye bir gruba rastlamıştım. Bu grup ilginç ve kapalı bir topluluk. Kendilerine sonradan müslüman olmuş Batılı bilimadamları olarak anlamlandırdıkları "Garipler" diyorlar ve Hans von Aiberg adında bir Alman'ın liderliğinde çalışıyorlar. Sitelerinde astrofizik konusunda ilginç ve şaşırtıcı bilgiler bulunuyor. O zamanlar bunları kaçık ve sapık insanlar olarak nitelendiriyordum ama şimdi bana öyle gelmiyor. İki gün önce siteyi arayıp tekrar buldum. http://www.hanifislam.com/zigzag/ adresinde bulunuyor. Sitede 1943 yıllarında Amerikan Deniz Kuvvetleri tarafından yapılmış bir bir ışınlanma deneyinden bahsediliyor. Philadelphia deneyi olarak adlandırdıkları bu gizli deneyde dev jeneratörler kullanılarak bir savaş gemisinin ışınlandığından bahsediliyor. Mevlana Halid-i Bağdadi'nin "Hızır Tezkiresi" adlı eserindeki öğretileri takip ettiklerini, Allah'ı ve yarattıklarındaki hikmeti bilim yoluyla kanıtlamaya çalıştıklarını iddia ediyorlar. Tabii bilim insanı olmadığımdan verilen bilgileri de hakkıyla değerlendiremiyorum. İlgilenen olursa girip bir baksın.

Egeli, rica ederim

Bu deney aslinda şimdilik kuramsal String Teori kabili teorilerin pratik uygulamalarının geleceği son nokta olacak . Aslında bu yarış cern ile fermilab arasında kim önce ispat ederse.

Bilim ile bilim kurgunun kesiştiği bir nokta.

Zamanın objekif olarak var olup olmadığı, fiziğin en önemli ve çözülemeyen konularının başında gelir.

Zamanın akıp akmadığı veya hangi yönde aktığı da aynı şekilde fiziğin en tartışmalı konulardandır. Bu konularda, ulema bir arkadaşım bana zamanın ileri değil geri aktığını matematiksel olarak ispatlayabileceğini iddaa etmişti, tabi quantum parçacık düzeyinde. Bir şeyler yazıp çizdi....ben Fourier transformlarından sonra kopmuştum.

Zaman, ışık hızı ile dolaysız ilişki içinde olup, maddenin ışık hızına yaklaşması durumunda zamanının yavaş akması, ışık hızında durması ve ışık hızı ötesinde de tersine akması; takyonlar denilen atom altı parçacıkların ışıktan hızlı hareket ettiği ve zamanlarının gelecekten geçmişe doğru aktığı veya içinde bulunduğumuz uzay-zamandan başka sonsuz sayıda da ihtimalin olabileceği hipotezleri de söz konusu.

Eğer zaman eğilip bükülürse geçmişle gelecek birleşir ama asla bir birbirine değmeyen kitabın sayfaları gibi eğer kitabı delerseniz gelecekten geçmişe gitmiş olursunuz.

Ram, galiba yan evrenin geçmişine geçiyorsun. Olası 11 evren var diyor adamlar, tabi gittiğin evrenlerde zaman akışı ve olay dizgisi değişebilir o bölümler biraz karışık.


İlgilenen ve İngilizce bilen arkadaşlara elegant universe isimli belgeselden bir kesit.

Tarihin en büyük denemesine saatler kaldı.

http://www.sabah.com.tr/haber,53643B36D ... 58689.html

Efe aşkın, teşekkürler

madem link vermişşin bende önemli kısımlarını tekrar edeyim.

sabah cnn ve diğerleri yazdı:Yüzyılın Deneyi''nin yapılacağı Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi'nde (CERN), 50'yi aşkın Türk bilim adamı yer alıyor.

Bildiğim kadarı ile gözlemci olarak katılıyorlar...Burda önemli olan nokta; adamlar dünyanın en büyük parcacık çarpıştırıcısını yaptılar bu sayede matematiksel olarak tanımlanmış kuramlar (örnek "String Teori") deneylerle gözlemlenmeye çalışılacak.

Subaşı yazdı:Anti madde nerede saklanıyor?

Gök yüzüne baktığımızda gördüğümüz yıldızlar arası karanlık ortam (karanlık madde) ne içeriyor?

Evrende kaybolan kütle nereye gidiyor?

Evrende var olduğunu bildiğimiz kuvvetler gerçekten tek bir potansiyelden mi türüyor (Higs 'bozonu' var mı?)?

Eğer bu sorular cevaplanırsa bildiğimiz bir çok kuram çökebilir.

Büyük patlamayı resmedecek deney sonrasında çok mikro düzeyde bir maddenin oluşacağını, çarpışma olduğu zaman ''Büyük Patlama''da olduğu gibi etrafa parçacıkların saçılacağını kaydeden

Yani basitce küçük bir karadelik açacaklar. Bu sayede zamanda yolculuk ihtimali gene gündeme gelecek.

String Teori

‘’String Teorisi, evrenin “DNA”sının bir teorisidir", (Türkçe adıyla sicim teorisi)

Atom altı parçacıklardan atomlara, kara deliklerden büyük patlamaya kadar herşeyi izah edebilen teoridir.

20.ci yüzyılın değil 21.ci yüzyılın en heyecan verici teorisi olarak kabul edilen süper sicim teorisi, bügün atom altı parçacıklar arasındaki etkileşimden kara deliklerin fiziğine kadar herşeyi matematiksel olarak açıklayabilmektedir.

"Bir keman düşünün, nasıl kemanın gerili telleri çeşitli tansiyonlarda titreşip farklı müziksel notalar çıkarıyorsa, süper sicim teorisine göre de ; doğa'da görülen atom altı parçacıklar, farklı gerilim altında, farklı frekansta titreşen ve farklı titreşmekten dolayı çevresinde farklı rezonans yaratan (çok çok küçük) sicim' lerden ibarettir.....değişik rezonanslarda titreşen sicim'ler farklı parçacıklar meydana getirmektedir. " (Leonard Susskind, Stanford Üniversitesi)


Tüm uzay-zaman bu sicim'lerle doludur. tüm evren ise 10 veya 11 farklı boyut'ta titreşen sicim'lerden oluşmaktadır.


Bu teori tüm kozmos'u 10+1 boyutta devinen sicim'lerle izah etmektedir. bizim görebildiğimiz dünya'mız ve kozmos'umuz, 3 uzay boyutu ve 1 zaman boyutundan ibaret olup 4 boyutludur.

Dünya'mız diğer 6 boyutu algılıyamamakta ve görememektedir.

Bazı fizikçiler, büyük patlama sırasında 10 boyutun meydana geldiğini ancak 6 boyutun yoğunlaşarak kıvrıldığını, diğer 4 boyutun genişliyerek bizim algıladığımız kozmos'un ortaya çıktığını ve 10 boyutlu kozmos'un aslında iç içe olduğunu matematik olarak açıklayabilmektedirler. (Fizik Dünyası dergisinden)

10 boyutun iç içe olmasına rağmen diğer 6 boyut, bizim algılama ve ölçme imkanlarımızla tesbit edilememektedir.

Farklı rezonanslarda titreşen bir keman teli çok farklı nota'lar yaratmaktadır. farklı nota'lar, aynı anda - aynı yerdedir ancak bizim kulaklarımız sadece duyabildiği nota'ları duymakta diğerlerini farketmemektedir.


Herşeyin teorisi olarak adlandırılan bu teori, bugün hiç bir teorinin başaramadığı şekilde bütün olayları matematiksel olarak izah edebilmektedir.

Ancak teorinin temeli olan 10^-33cm boyundaki sicimleri, halen dünyada mevcut hiçbir hızlandırıcının tesbit etmesine olanak yoktu şimdi var.

Subaşı yazdı:Grid ağının kurulduğunu ve bütün makinelerin aynı anda kullanabildiğini bildirdi.En güçlü tek bir bilgisayarla 100 günde yapılacak hesaplamaların Grid sayesinde birkaç saniye içinde yapılabileceğine dikkat çeken Metin Subaşı, şunları kaydetti:''

Alooo Grip Computing uzun zamandır dünyanın dört bir yanında kullanılıyor.

Her halde konu muhabirin hoşuna gitmiş....