'Ciner Pavyon'da neler oluyor?

Genel & Güncel Konular

Re: Habertürk'e bir haller oluyor

İletigönderen maydonos » Cmt Eki 10, 2009 22:10

Ezani Turkce okutamiyorsa Turk devleti bu Turkluge hakarettir. Buraya bir nokta koymalilar. Ben anlamadigim dine inanmam, ne cagrisina nede kitabina. Turk dilini kucumseyenlere aha yol bakin Arabistan orada. Yasar Nuri'de oyle bu ezan konusunda bir titreme bir titreme . Kardesim ne zarari var Turkce okunsa. Arap milliyetciligi yapan bu guruha dur diyecek birisi yokmu artik icimiz disimiz Arapca , Farsca oldu. Beynimiz ortacag giysilerimiz yasantimiz, egitim ve ogretimimiz.Arap ulkelerini solladik neredeyse bu hizla. Bence Pamukoglu dersine iyi calismali Ram haklisin bu konuda. Bu sorulara onceden hazirlanmali bu guruhun ezberi belli zaten. Toplasan 10 konu. Zorda degil. Ram bu konuda hakli. Osman Pamukoglu'nun beyni farkli calisiyor bunlar anlayacak durumda degiller.
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

Re: Habertürk'e bir haller oluyor

İletigönderen Türk-Kan » Pzr Eki 11, 2009 1:17

Simdi de Ali Kemâl'in yargisiz infaz edilisinin yasini tutuyor bu ahlaksizlar :)
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Habertürk'e bir haller oluyor

İletigönderen kush » Pzr Eki 11, 2009 2:44

Bu tarz bayat mi bayat suni konularla bizi 80 yildir oyaladilar ve hala oyalayip bizim 2009 yilinda yasayan bol jöleli dönek gazeteci kardesimize bile reyting kazandiriyorlar ya inanilir gibi degil. Nasil da sevincden 4 köse oluyor yigit bulut. aslinda böyle programlari dinlemek bu adi oyuna ortak olmak gibi geliyor bana.
kalbinizdeki vatan ve bayrak sevgisine selamım olsun!

ya istiklal ya ölüm!

Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!
K. ATATÜRK 20 Ekim 1927
Kullanıcı küçük betizi
kush
Üye
Üye
 
İletiler: 905
Kayıt: Çrş Ara 12, 2007 1:49

Re: Habertürk'e bir haller oluyor

İletigönderen Türk-Kan » Cum Eki 23, 2009 23:17

Gazete Habertürk'te şok ayrılık

Ciner Medya Grubu'nun bomba transferlerinden biri olan yazarın macerası kısa sürdü.

Gazete Habertürk ile ilişiği kesilen yazar Yaşar Nuri Öztürk.

Öztürk'ün Turgay Ciner'in emriyle ilişiğinin kesildiği öğrenildi.

Peki ayrılığın sebebi ne?

Yaşar Nuri Öztürk'ün Hülya Avşar'ın programını terkederken söylediği "Benim üstümden AKP ve Tayyip Erdoğan'a yağcılık yaptırmam" sözleri yüzünden gruptan koparıldığı Medyaradar'a gelen duyumlar arasında yeralıyor.

Bu kararın ardından Yaşar Nuri Öztürk'ün yeraldığı sahneler de Gazete Habertürk'ün reklamlarından çıkartıldı.


http://www.gercekgundem.com/?p=226839
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Habertürk'e bir haller oluyor

İletigönderen Ram » Cmt Eki 24, 2009 1:03

Hem Hülya Avşar'a sözleri için Yaşar Nuri'yi harcamazlar, hem de Yaşar Nuri daha çok izlenir biri. Ayrıca Yaşar Nuri birkaç gün önce partisinin genel başkanlığından da istifa etti.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Re: Habertürk'e bir haller oluyor

İletigönderen maydonos » Cmt Eki 24, 2009 1:12

Evet, ayrildi Dp'ye gecmis basindan ogrendigim kadari ile. Ama burada izledigim bir program da sanirim Ruhat Mengi nin programinda, ise akademik calismalara agirlik verecegim dedi. Hangisi dogru bilemiyorum.
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

Re: Habertürk'e bir haller oluyor

İletigönderen yigitler » Cmt Eki 24, 2009 22:10

Yasar Nuri Ozturk hoca'nin Haberturk'ten ayrilmasina sevindim. Oraya hic yakismiyorudu, kendisi de zaten soylemisti "Haberturk'un reklamini yapmam" ve "Benim uzerimden AKP yalakaligini yapmayin" diye. Yasar Nuri Ozturk hoca Yigit Bulut ve Fatih Altayli gibi donek degil, cok duzgun ve temiz bir adam. Insallah tekrar duzgun bir TV kanalda goruruz kendisini, Haberturk ancak Hulya Avsar gibi parazitlere yarasir. Zaten Yasar Nuri Ozturk hoca Ruhat Mengi'nin programina surekli cikiyor, ve onu her zaman izlemeye deger. Mor ve Otesi'nin dedigi gibi "Ne habersin, ne Turksun, seni de goren yollara dokulsun".
En son yigitler tarafından Pzt Eki 26, 2009 20:50 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kez düzenlendi.
Kullanıcı küçük betizi
yigitler
Üye
Üye
 
İletiler: 600
Kayıt: Pzr Ara 07, 2008 21:41

Re: Habertürk'e bir haller oluyor

İletigönderen kaanka68 » Cmt Eki 24, 2009 22:59

maydonos yazdı:Ezani Turkce okutamiyorsa Turk devleti bu Turkluge hakarettir.


Orhan Veli Kanık, Yaprak gazetesi, 15 Haziran 1950;

İlk Demokrat Parti hükümetinin ilk ele aldığı meselelerden biri de bu ezan meselesi oldu. Sebebi meydanda; en mühim iş buydu çünkü. Bir hafta daha ezan dinlemeye tahammülümüz kalmamıştı. Ezan hemen Arapça'ya çevrilmese hep birden ölecektik.

Ne hayat pahalılığının önemi vardı, ne de elimizi kolumuzu bağlayan kanunların. Ne köylünün kalkındırılmasını düşünmek gerekiyordu, ne okulları arttırmak, ne yurdu onarmak. İlk üstünde durulacak iş şu, memleketi felakete götürmek üzere olan ezan işiydi. Demokrat Parti'yi de hemen bu işi halletmesi için iktidara getirmiştik zaten.

Şaka bir yana, bu olay basınımızda türlü yankılar, türlü tepkiler uyandırdı. Bizim söyleyeceklerimiz söylenenlere pek bir şey eklemeyecek. Bununla beraber, biz de düşündüklerimizi gelecek nesillere vesika halinde bırakmak istiyoruz. Onun için birkaç cümle söyleyeceğiz;

Ezanın Türkçe okunması Atatürk'ün sağlığında, Atatürk'ün isteği ile kanunlaşmış olmasaydı da ezan Arapça okunsaydı bugün ezan meselesi diye bir meselemiz belki de olmayacaktı. Bu konuda belki bugün düşündüklerimizi düşünmeyecektik. Ama ileriye doğru olduğundan şüphe etmediğimiz bir karardan geriye dönülünce iş değişiyor. Salt bir ezan meselesi olmaktan çıkıyor iş. Daha bir sürü geriliğin başlangıcı, daha bir sürü geriliğe göz yummanın işareti oluyor.

Bu düşüncemizin doğru olup olmadığını anlamak için belki de biraz beklemek gerekecekti. Ama ona hacet kalmadı. Başbakanın demecini duyar duymaz sarıklar cüppelerle sokaklara uğrayan softalar düşüncemizin doğruluğunu çabucak ortaya koydu. Sarıkla cüppeyi mühim saymayalım. Ama işin bu kadarla kalmayacağına da kalıbımızı basabiliriz.

Daha neler olabilir diye düşünüyoruz da aklımıza şunlar geliyor;

İşte ramazana giriyoruz. Oruç yemenin kafirlik olduğunu düşünen kimseler tarafından pekala taşa tutulabiliriz. O kimseler çoğalabilir. Kafirlik sayacakları işler oruç yemeden ibaret kalmaz. Memleket yararına görmek istediğimiz işler bugün nasıl komünistlik oluyorsa, o gün kolayca kafirlik olur. Milli heyecan'ın yerini dini heyecan alır. Hükümet o heyecanı yatıştırmaktan acizdir. Dini heyecan her istediğini yapmaya başlar. Sonu neye varır bu işlerin? Görmek istemeyiz ama herhalde çok kötüye.

Ezan meselesi tek başına bir şey değil. Mühim olan, sonu.
Şaşıp üzüldüğümüz nokta da sayın başbakanın böyle tehlikeyi görememiş, düşünememiş olması.
Kullanıcı küçük betizi
kaanka68
Üye
Üye
 
İletiler: 90
Kayıt: Sal Eki 20, 2009 11:24

Re: Habertürk'e bir haller oluyor

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr Eki 25, 2009 13:28

Yiğit Bulut tekneye saklanmış

Ergenekon'dan gözaltına alınmaktan korkan Yiğit Bulut ilginç bir çözüm bulmuş...

Hürriyet'in gizemli yazarı Ahmet Arsan,bir zamanlar MHP lider adaylığına varıncaya kadar "milliyetçi" söylemlere sahip olan Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Yiğit Bulut'un "dönüşümünü" yazdı.

Yiğit Bulut nasıl bizim mahalleli oldu

Yiğit Bulut denilince benim aklıma...

"Ulusal şahlanış" gelirdi... "Türkiye ılımlı din devletine doğru gidiyor" tezi gelirdi..."Barzani’yi derdest edip getirelim" fikri gelirdi... "Düşman içimizde" yakınması gelirdi... "MHP lider adaylığı" gelirdi...

Derken bir gün...

Bir de baktım ki Yiğit Bulut, "bizim mahalle"nin en has adamı olup çıkmış...

Neredeyse bir zamanlar "Tuncay Özkan / Mesut Yılmaz" ilişkisine benzer bir ilişki kurmuş Tayyip Erdoğan’la...

O kadar rahat... O kadar gevşek... O kadar senli benli bir ilişki...

Peki nasıl oldu bu iş?

*

Anlatalım:

Yiğit Bulut’un ulusalcı şahlanışının tavan yaptığı günlerde, eşzamanlı olarak Ergenekon’dan sabahın kör vakti ev basıp adam götürmeler de tavan yapmıştı...

Bu durumdan acayip derecede tırsan Yiğit Bulut, "Beni de götürecekler... Beni de götürecekler..." diye sayıklamaya başlamış...

Paranoyası artmış: Silah taşımaya başlamış... Hatta uçaklara bile belinde silahla giriyormuş, "kanka" polislerin himmetiyle...

Ve şimdi sıkı durun:

Ergenekon’dan içeri atılma endişesi o kadar büyümüş ki Yiğit Bulut’un, o günlerde bir süre bir teknede saklanmış...

Eğer bir yakalanma, içeri alınma durumu söz konusu olacaksa, tekneyle uzaklara kaçmak için...

Ve ol hikayenin sonu: Teknenin dümenini açık denizlere kırmaktansa, Yiğit Bulut kişisel dümenini AKP’ye doğru kırıp bizim mahalleye iltihak ederek kesin çözümü bulmuş... Helal olsun vallahi...


Gerçek Gündem
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: 'Ciner Pavyon'da neler oluyor?

İletigönderen Türk-Kan » Prş Eki 29, 2009 17:31

HABERTÜRK'TE NELER OLUYOR

Ciner Medya Grubu'nda geçen hafta iki olay yaşandı:

Türkiye'nin yetiştirdiği en önemli İslam bilginlerinden Yaşar Nuri Öztürk, Habertürk TV'de Hülya Avşar'a "benim üzerimden AKP yağcılığı yapmayın" sözlerini ettiği için işinden oldu.
Aynı hafta, Habertürk Gazete'de yayımlanan Yağmur Atsız röportajı da Türkiye dergiciliğinin duayen isimlerinden Muhittin Sirer'i işinden etti. Ayrıca röportajı yapan muhabir Aycan Saroğlu da işten atıldı.

Sadece bu iki olay değil...

Bundan bir süre önce de, Habertürk Gazetesi'nin Ankara'daki AKP muhabiri Veli Toprak da, hükümet aleyhine bir haber yaptığı için işinden olmuştu. Kendisine sorulmadan, görüşü alınmadan muhabir Veli Toprak'ın işten atılması üzerine Ankara Temsilcisi Çiğdem Toker de istifasını vermişti.

Ciner Medya Grubu'nda yaptığı haber nedeniyle işten atılan gazeteci sayısı azımsanmayacak kadar çok.
Hem de öylesine komik gerekçelerle...
Örneğin...
Muhabir Aynur Erdem, "mesai saatleri içinde dışarıda çok dolaştığı" gerekçesiyle işten atıldı!
Sanmayınız ki hep siyasi haberler yüzünden gazeteciler kapı önüne konuluyor.
Spor Servisi Şefi Okan Karacan ve arkadaşları ise "patron katını" kızdırdıkları için işten çıkarıldılar.
Habertürk ekranının en başarılı ismi Saba Tümer, Star'da bir yarışma programında jüri üyeliği yaptığı için despotik tavırlarla karşılaşmış ve ayrılmak zorunda kalmıştı.

Örnek olayları uzatmaya gerek var mı?
Erdoğan Aktaş niye kaçıp Atv'ye sığındı sanıyorsunuz?
Doç. Dr. Nuran Yıldız, Habertürk gazetesinden neden ayrıldı? Yıldız, ayrıldıktan sonra neden "Yaşasın AKP'ye AKP deme özgürlüğü" diye yazdı?

Ciner Medya Grubu'nda birileri gazetecileri, yazarları köle olarak mı görüyor?
Bu hoyrat, acımasız gücü bunlara kim veriyor?
Deniyor ya...
Medya el değiştiriyor.
Evet, medya el değiştiriyor; alın görün bakalım medya kimlerin eline geçiyor?
Utanılacak günlerden geçiyoruz...
Bir de ne diyorlar:
Bağımsız ve özgür habercilik yapıyorlarmış...
Breh... Breh... Breh...
Sizi o promosyonlar da kurtaramayacak. Yazın bunu bir yere...


http://www.odatv.com/Medya/haberturkte_ ... 18167.html
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: 'Ciner Pavyon'da neler oluyor?

İletigönderen yigitler » Prş Eki 29, 2009 22:03

Türk-Kan yazdı:HABERTÜRK'TE NELER OLUYOR

Ciner Medya Grubu'nda geçen hafta iki olay yaşandı:

Türkiye'nin yetiştirdiği en önemli İslam bilginlerinden Yaşar Nuri Öztürk, Habertürk TV'de Hülya Avşar'a "benim üzerimden AKP yağcılığı yapmayın" sözlerini ettiği için işinden oldu.
Aynı hafta, Habertürk Gazete'de yayımlanan Yağmur Atsız röportajı da Türkiye dergiciliğinin duayen isimlerinden Muhittin Sirer'i işinden etti. Ayrıca röportajı yapan muhabir Aycan Saroğlu da işten atıldı.

Sadece bu iki olay değil...

Bundan bir süre önce de, Habertürk Gazetesi'nin Ankara'daki AKP muhabiri Veli Toprak da, hükümet aleyhine bir haber yaptığı için işinden olmuştu. Kendisine sorulmadan, görüşü alınmadan muhabir Veli Toprak'ın işten atılması üzerine Ankara Temsilcisi Çiğdem Toker de istifasını vermişti.

Ciner Medya Grubu'nda yaptığı haber nedeniyle işten atılan gazeteci sayısı azımsanmayacak kadar çok.
Hem de öylesine komik gerekçelerle...
Örneğin...
Muhabir Aynur Erdem, "mesai saatleri içinde dışarıda çok dolaştığı" gerekçesiyle işten atıldı!
Sanmayınız ki hep siyasi haberler yüzünden gazeteciler kapı önüne konuluyor.
Spor Servisi Şefi Okan Karacan ve arkadaşları ise "patron katını" kızdırdıkları için işten çıkarıldılar.
Habertürk ekranının en başarılı ismi Saba Tümer, Star'da bir yarışma programında jüri üyeliği yaptığı için despotik tavırlarla karşılaşmış ve ayrılmak zorunda kalmıştı.

Örnek olayları uzatmaya gerek var mı?
Erdoğan Aktaş niye kaçıp Atv'ye sığındı sanıyorsunuz?
Doç. Dr. Nuran Yıldız, Habertürk gazetesinden neden ayrıldı? Yıldız, ayrıldıktan sonra neden "Yaşasın AKP'ye AKP deme özgürlüğü" diye yazdı?

Ciner Medya Grubu'nda birileri gazetecileri, yazarları köle olarak mı görüyor?
Bu hoyrat, acımasız gücü bunlara kim veriyor?
Deniyor ya...
Medya el değiştiriyor.
Evet, medya el değiştiriyor; alın görün bakalım medya kimlerin eline geçiyor?
Utanılacak günlerden geçiyoruz...
Bir de ne diyorlar:
Bağımsız ve özgür habercilik yapıyorlarmış...
Breh... Breh... Breh...
Sizi o promosyonlar da kurtaramayacak. Yazın bunu bir yere...


http://www.odatv.com/Medya/haberturkte_ ... 18167.html


Ilginc. Ama hic sasirmadim, muhabirler ya da sunucular demek ki AKP'yi en ufak bir sekilde elestirirse kapinin onune koyuluyor. Once muhabirlerle basladilar, en son da Yasar Nuri Ozturk'u kovdular. Erdogan Aktas'a gelince, o her zaman AKP'nin borazanligini yapti, ATV'ye gecti ama ATV'nin Haberturk'ten ne farki var yani? Saba Tumer, seversiniz sevmezsiniz o ayri bir konu, NTV'de duzgun ve cok iyi bir spikerdi, daha sonra Skyturk ve Show TV'ye gecti ve "Saba Tumer ile Bu Gece" o zamanlar ciddi ve kaliteli bir haber programiydi, ama program hep gece yarisinda sonra baslardi ve izleyicisi oldukca az idi. Daha sonra da sacma sapan, yozlasmis programlar sunmaya basladi, simdi de o "Bu Gece" programi'nin eski halinden eser kalmamis ve tamamen yozlastirildi Haberturk ve CNN Turk tarafindan. Bence Star Televizyonunda bir yarisma programinda juri uyeligi yapti icin degil, Ciner gurubunun en buyuk medya rakibi Dogan gurubunun bir kanalina ciktigi icin kovuldu. Emin Colasan Haberturk gazetesinde yazar olacakti ve yonetimle anlasdilar ama ertesi gun anlasma bozuldu, cunku Emin Colasan hukumet borazani olmak istemedi. Haberturk hala utanmadan ozgur ve bagimsiz diye geciniyor. Boyle giderse yakinda Bekir Coskun'u da kovarlar, cunku o da hukumet borazani degil, ve o salak Fatih Altayli ve Yigit Bulut gibi donek de degil. Ustelik Haberturk programlarina cok az ulusalci yazarlari cikariyor ve hep ayni liboslari ve yobazlari programlarina konuk ediyorlar. Bu kanal derhal adini degistirmeli, yeni adi "Habercemaat" olsun!
Kullanıcı küçük betizi
yigitler
Üye
Üye
 
İletiler: 600
Kayıt: Pzr Ara 07, 2008 21:41

Re: Habertürk'e bir haller oluyor

İletigönderen Assasinko35 » Cum Eki 30, 2009 19:19

maydonos yazdı:Ezani Turkce okutamiyorsa Turk devleti bu Turkluge hakarettir. Buraya bir nokta koymalilar. Ben anlamadigim dine inanmam, ne cagrisina nede kitabina. Turk dilini kucumseyenlere aha yol bakin Arabistan orada. Yasar Nuri'de oyle bu ezan konusunda bir titreme bir titreme . Kardesim ne zarari var Turkce okunsa. Arap milliyetciligi yapan bu guruha dur diyecek birisi yokmu artik icimiz disimiz Arapca , Farsca oldu. Beynimiz ortacag giysilerimiz yasantimiz, egitim ve ogretimimiz.Arap ulkelerini solladik neredeyse bu hizla. Bence Pamukoglu dersine iyi calismali Ram haklisin bu konuda. Bu sorulara onceden hazirlanmali bu guruhun ezberi belli zaten. Toplasan 10 konu. Zorda degil. Ram bu konuda hakli. Osman Pamukoglu'nun beyni farkli calisiyor bunlar anlayacak durumda degiller.


Ezanin Turkce okunmamasi olayina bu denli sert yaklasimlari yanlis buluyorum. Din sadece ezandan ibaret degildir. Gonul isterdi ki toplum vicdaninda Turkcesi kabul olsun; Ataturk'un sagliginda da denenmis olmasina ragmen. Ama gelinen sartlar altinda ezanin arapcasinin soyle bir artisi oldugu gercegini dusunmeliyiz: Islam ile biraz ilgilenmis musluman olmayanlar bile ezan arapca okundugunda bunun Islam ile iliskili bir cagri oldugunu idrak ederler. Mesela ben aikido yapiyorum ve sinavlarda sorulan teknikler japonca isimleri ile soyleniyor. Bu benim dunyanin neresinde olursam olayim yetkili makamlarca aikido yapabilmemi ve gerekli sinavlara girebilmemi sagliyor. Ezanin da artik gunumuzde bu sekilde bir durumu var. Artik Turkce olmali olmamali gibi tartismalari bir kenara birakmali ve daha sorunlu konularda enerjimizi harcamaliyiz.
Resim"Dünyanın yarısını her zaman ve
dünyanın hepsini bir zaman aldatmak mümkündür;
fakat bütün dünyayı her zaman aldatmak mümkün değildir."

(Gazi M. Kemal Atatürk)
Kullanıcı küçük betizi
Assasinko35
Üye
Üye
 
İletiler: 10
Kayıt: Cum Tem 03, 2009 9:32
Konum: İzmir

Re: 'Ciner Pavyon'da neler oluyor?

İletigönderen sessiz sedasız » Cum Eki 30, 2009 21:04

Assasinko35 dostum ezan sadece bir misal...kasdedilen ve gereken bütün dinin Türkçeleştirilmesidir.daha sorunlu konularda enerjimizi harcamalıyız diyorsun da Türkiye'nin bu günkü bütün sorunlarının, dinini anlamayan (anlamasına izin verilmeyen) insanların din duygularının sömürülmesi neticesiyle ortaya çıktığını görmek çok da zor olmasa gerek.menderesinden özalına, tayyibinden erbakanına, said-i kürdi'sinden fethullahına kadar tüm bu adamlar dini çıkarlarına alet ederek bulundukları mevkiye geldiler.dinini anlamayan ve anlamadığı şeyi ezberlemeye alışan bu millet öyle ki : said'in ingilizlerden para alarak ayaklanmasını, fethullah'ın CIA'nın kucağında oturmasını, papa'nın elini eteğini öpmesini, "camiler kışlamız" diyen erdoğan'ın ırakta cami basarak Müslüman katleden ABD askerlerinin sağ salim dönmesi için "duacıyız" demesini, BOP eşbaşkanlığını yürütmesini görüp yorumlayamayacak, aldatıldığını fark edemeyecek kadar körleşmiştir.dinini ve toplumsal olayları yorumlama-sorgulama yeteneği köreltilmiş sadece kendisine gösterilen karaktere inanmaya alıştırılmıştır.eğer sadece ezan hususundan bahsediyorsan da ezan Türkçe okununca İslamı çağırıştırmayacakmıdır ? sadece biraz ezgi katılarak söylenince mi İslamı çağırıştırmaktadır ? ezanı gereğinden fazla büyütmenin anlamı nedir ? yalnızca namaza çağrı değil midir ? bana yapılan çağrının ben tarafından en iyi şekilde anlaşılması için bu çağrının anlayabildiğim bir dilde olması gerekmemekte midir ? Atatürk'ün de saptadığı gibi yüzyıllarca ne dediğini bilmeden bütün Kuran'ı ezberledik.ne dediğini hiç bilmedik.ve sonuç olarak içinde yalnızca Allah'ın indirdiği kuralların, yasakların yazdığı ciddiyetle dinlememiz gereken bir ayeti okurken bile anlamamamız neticesinde duygulandık ağlaştık kendimizi yerlere vurduk.rüyasında peygamberin yol gösterdiğini zırvalayan şeyhlerin üfürükçülerin peşine düştük.ve tüm İslam dünyası olarak bu günkü acınacak durumumuza düştük...biz gözlerimiz önüne serilen perdeleri kaldırıp bu tür dayatılmış şeyleri aşmaz isek bu düzende böyle devam edecek, Müslüman topraklar her daim sömürülmeye, geri kalmaya, ezilmeye mahkum kalacaktır...
Sen ne kadar bilirsen bil,Senin bildiğin karşındakinin anladığı kadardır.
Kullanıcı küçük betizi
sessiz sedasız
Üye
Üye
 
İletiler: 988
Kayıt: Cum Mar 28, 2008 1:55
Konum: istanbul

Re: 'Ciner Pavyon'da neler oluyor?

İletigönderen Oğuz Kağan » Cmt Eki 31, 2009 9:54

Söz Sende'de Kavga

Balçiçek Pamir'in sunduğu Söz Sende programında kavga çıktı. HABERTÜRK'ün konuğu olan Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Berktay'ın "devlet tarihçisi, avukat tarihçi" sözlerine sinirlenerek yayına telefonla bağlanan eski Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu "Türk milliyetçisiyim, senin gibi Rum milliyetçisi değilim" dedi. Tansiyonun yükseldiği programda, Berktay'ın kendisi hakkında gazetelere iftira faksları yolladığı iddiasına da çok sert cevap veren Halaçoğlu "İspat edemezsen namussuzsun, şerefsizsin" diye konuştu.

http://video.haberturk.com/video/index/40115

Y.H: Tarih avukatı olduğum ifade edilmiş. Avukatlıkla tarihçiliği birbirinden ayırt edemeyecek insanlar varsa söyleyebileceğim herhangi bir şey yok. Elifi gören görmeyen bilimadamı olduğunu zannediyor. Herkes kendisinin nasıl doçent olduğunu, hangi branştan doçent olduğunu söylesin. Kendisine çok güveniyorsa sizin Karşıt Görüş programınızda bir araya gelelim.

H.B: Ben vaktim olmadığı için değil Yusuf Halaçoğlu'nun kişisel dürüstlüğüne güvenim olmadığı ve benim hakkımda Ermeni örgütlerinden para aldığım yönünde yalan yanlış, imal edilmiş bir metni çeşitli gazetelere şahsen faksladığını bildiğim için, bu kadar gerçekten uzak, bu kadar samimiyetsiz bir insanla bilim namusum icabı birlikte oturmak zul olduğu için o programa katılmayı reddettim.

Y.H: Peki bunu ispat edemezseniz namussuzluğu siz kabul ediyor musunuz? Namussuzsunuz eğer ispat edemezseniz.

H.B: Ben bunun kesin doğru olduğunu biliyorum. Gazetelere gelen faksı gören çok sayıda gazeteci arkadaşlarım vasıtasıyla biliyorum, Türk Tarih Kurumu'ndan geliyor dediler. Bu araçlara tevessül ettiniz. Irkçılıktan da hayli payını alan bir Türk milliyetçisi olarak konuşuyorsunuz.

Y.H: Tabii ki; Türk milliyetçisiyim, Rum milliyetçisi değilim sizin gibi. Seni kendi seviyeme çıkarmak istemediğim için tabii ki; tartışmam ama hem bilimadamı olduğunuzu söylüyorsunuz hem de söyledikleriniz bilim adamına yakışmıyor. Siz gerçekten bu işi bilmeyen, araştırma yapmasını da bilmeyen, sadece başkasından aldığınız bilgilerle konuşan, bunu da konuşmalarınızla ispat eden nitelikte bir insansınız.

B.P: Sayın Halaçoğlu, sayın Berktay'ın bir iddiası var, gazetelere faks gönderildiği yönünde...

Y.H: İspat edemezse şerefsizdir, madem gazetelere böyle bir şey gönderildiğini öğrendi, bunları mahkemeye verseydi.

H.B: Bence Yusuf Halaçoğlu'nun nerede durduğu, nereden kaonuştuğu, objektif tarihçilik iddialarının esamesinin okunmayacağı zaten şu tavrından ortaya çıkmıştır.

Y.H: Bir bilimadamı başka bir adamının ardından kendisi yokken bu şekilde konuşmaz. Ben sizin programınıza çıktım hiç kimseye hakaret etmedim. Kendisine güveniyorsa, madem ben bu kadar bilgisizim, bu kadar yanlış şeyler söylüyorum, o zaman çıksın belgeyle beni bilim alemine rezil etsin. Eğer bunu yapamayacaksa o zaman hiç konuşmasın. Çok ayıp bir şey yaptığı.

B.P: Gerçekten sadece tarihi konuları tartışmak istemez misiniz?

H.B: Ben bu insanları ciddi ve dürüst bilim insanları olarak görmüyorum. Türkiye'de devri, modası geçmiş ve hükümetin, devletin de modası geçtiğini çok iyi gördüğü 19. yüzyıl tarzı milliyetçi, devletçi tarihçilik vardır. Türkiye'de Ermeni sorununda yaşadığımız sıkıntınız sebebi de ikiyüzlü bu söylemdir. Artık modalarının geçmiş olmasının öfkesini yaşadıklarına tanık oluyoruz.

http://www.haberturk.com/haber.asp?id=1 ... 2009/10/30
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Yaşar Nuri Öztürk, Habertürk'ten ve HYP'den ayrıldı

İletigönderen kush » Prş Kas 05, 2009 11:17

Yaşar Nuri Öztürk, Habertürk'ten ve HYP'den ayrıldı

İlahiyatçı Yaşar Nuri Öztürk, Gazete Habertürk'ten neden ayrıldığını ilk defa SÖZCÜ'ye açıkladı.

Altaylı beni sansürledi
o yüzden ayrıldım



Yazılarım yayınlanmayınca önce patronu aradım. Ne patron, ne de Fatih Altaylı telefonlarıma çıkmadı. Yazı işleri müdürünü aradım. O da 'Fatih Bey böyle emretti' deyince istifa ettim

CHP ile başladığınız siyasi hayatınıza kendi kurduğunuz Halkın Yükselişi Partisi'yle devam ettiniz. Geçtiğimiz günlerde de partinizden istifa ettiğinizi açıkladınız? Bu ayrılığın sebebi nedir?
Almanya’dan yeni geldim. Almanya’da iki kitabımın daha tercümesi yapılıyor. Yeni kitap çalışmalarım var. Çok yoğun çalışmam gereken bir dönemdeyim. Bu nedenle partiden ayrıldım.
Siyasete geri dönmeyi düşünüyor musunuz?
Hiç belli olmaz. Siyaset ülke meselesidir. Ülke menfaatleri gerektirirse hiç kimse buna itiraz edemez. Ama kendi partimle mi yola devam ederim başka bir siyasi parti mi olur onu bilemem. O günkü şartlara bağlı.
İkinci ayrılığınız da Habertürk ile oldu. Bu ayrılığın perde arkasında neler yaşandı?
Ben 38 yıldır Türkiye’nin birinci sınıf gazetelerinde yazı yazan bir insanım. Bir yerde yazmaya başladığınızda hepsi sizi peygamber gibi görüyorlar. Sonra yukarından bir yerden telefon geliyor ve korkuyorlar. Siyasi baskı olup olmadığını bilemem ama onlar beni ayırmadı. Ben ayrıldım.
Ayrılma nedeniniz nedir?
3 yazımı sansürlediler. Ben tepki göstermesem sorun olmayacaktı. Ama 3’üncü kez yazım yayımlanmayınca cumartesi sabahı aradım. Patron telefonuma çıkmadı. Fatih Altaylı telefonlarıma cevap vermedi. Yazı işleri müdürüyle görüşebildim. Neden yazımı yayınlamadıklarını sorduğumda da “Fatih Bey öyle emretti'' diye yanıt verdi. “Ben lise talebesi değilim. Benim yazılarıma böyle muamele edemezsiniz. Ben artık yazmıyorum'' dedim. Ben sabah istifa ettim, akşam internet sitelerinde 'İşine son verildi' yazıyordu.
Hangi yazılarınız sansürlendi?
“Sadece Anıtkabir mi kaldı'', “Taşlar elbette ağlar'' başlıklı yazılardı. Bir de “Türk solunun inadı'' diye bir yazı yazmıştım. Ama özellikle ilk iki yazı. Bunlardan biri Kürt açılımı ve PKK terörüyle ilgiliydi. Diğeri ise Bekir Coşkun’un bir yazısına istinaden yazılmış bir yazıydı. Hiçbirinde parti adı ya da siyasetçi ismi yoktu. Ama demek ki yazıların içeriği onları rahatsız etmiş. Bu yazıları çalışmaya başladığım ilk gazetede yayımlayacağım.
Habertürk’te size hiç ''Şu konuda yazma'' dendi mi?
Gazetenin sahibi Turgay Ciner’in olmadı ama Fatih Altaylı bazı konularda yazmamam konusunda benimle konuştu.
Neler konuştunuz Fatih Altaylı'yla?
Bu Fatih Altaylı ile benim aramda geçmiş bir konuşma. Söylemek istemiyorum.
Hülya Avşar’ın programında yaşananlar nedeniyle işinize son verildiği yazıldı çizildi. Sizce bir ilgisi olabilir mi?
O haberleri ben de okudum. Bunun payı var mıdır bilmiyorum ama eğer öyleyse iktidar doğrudan baskı yapıyor demektir.
Peki o programı terk ettikten sonra Hülya Avşar ile görüştünüz mü?
Birkaç kez aradı, telefonlarına çıkmadım. Onunla ne konuşayım ki ben... Benim çalıştığım kanala gelmese programına asla çıkmazdım. Bunu o da biliyor. Jest olsun diye gittim. Yayın öncesi de uyardım. “Sana çiçek göndermiş gibi programına katılıyorum ama sakın aynı şeyi yapma'' dedim. Sen benim üzerimden Tayyip Erdoğan’a yağcılık mı yapacaksın? Allah’ın böyle bir emri mi var? Kısmetin bana mı bağlı? Git başkaları üzerinden yap.
Yayın öncesi programın içeriği hakkında konuştunuz mu?
Bana, ''Gündemden, magazinden, romantizmden, şiirden konuşacağız'' dedi. Hem “Keşke siyasete girmeseydiniz. Ah hocam, başımızın tacı hocam'' diyor sonra da karşıma parlamentonun en çetrefilli adamını çıkartıyor. Beni zorla siyasetin içine çekti.
Kamer Genç’in program konuğu olduğundan haberiniz yok muydu?
Hayır hiçbir bilgi vermediler. Belki de tezgahtı. Çünkü, baştan beri benim Habertürk’te patron dışında hiç kimseye güvenim yoktu. Hiç iyi niyetli ve doğru dürüst davranmadılar.
Peki Hülya Avşar başka bir kanalda, başka bir programa sizi davet etse katılır mısınız?
Ben onun olduğu yerden bile geçmem. Hata ettim o programa katıldım. Hatırladıkça midem bulanıyor. Hülya Avşar’ın seviyesi belli. Bir daha asla onun programına çıkmam.
Turgay Ciner’e güvendiğinizi söylediniz. Kendisine kırgınlığınız var mı?
Ona tek bir laf demem. Onun beni hala sevdiğini ve saydığını biliyorum. Beni tercih etseydi, tepedeki 3-4 kişiyi göndermek zorunda kalacaktı. Bunu hiçbir patron yapamaz. O da benim gitmeme göz yumdu. Yoksa Turgay Bey’in bana saygısı, fikirlerime bağlılığı tartışılmaz. O yazılar da bence bahane. Problem başka. Allah Turgay Ciner’in yardımcısı olsun.
Peki başka bir şekilde Turgay Ciner ile yollarınız yeniden birleşir mi?
Benim için nerede çalıştığım, nerede yazdığım önemli değil. Ben önce insana bakarım. Ki Turgay Ciner benim patronum değildi. Bunu ona da söylerim. Benim patronum alın terimdir. Turgay Bey de benim dost olarak sevip saydığım bir insan. Hala da sever sayarım.



AKP, Allah'ın avukatı
gibi afra tafra yapıyor
Anketlerde AKP’nin oyu yüzde 31'e düştü. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bunlar, bu ülkede şehitliği utanç haline getirdi. Üstelik bunu da Allah’ın avukatı gibi afra tafrayla yaptılar ve yüzde 99’u sözde Müslüman olan bu millet, bunlara yüzde 31 oy çıkarıyor. Olmaz böyle bir felaket. Atalarımız ne güzel söylemiş... Kur’an’ın görüşü de budur. 40 nasihatle yola gelmeyenleri Allah musibetle yola getirir. Bu millet yüzde 40 nasihatle yola gelme şansını kaybetmiştir. Kıbrıs’tan ve Kuzey Irak’tan başladılar, Kürt açılımı adı altında haritayı yırtamaya çalışıyorlar. Ermenistan tartışmasıyla haritayı yırtmaya çalışıyorlar. Batı, Kurtuluş Savaşı’nda eksik kalanları tamamlamadan AKP’nin gitmesine izin vermez.
Türkiye’de nasıl bir tablo görüyorsunuz?
Türkiye dinden müziğe, edebiyattan politikaya tarıma kadar bütün alanlarda çökertiliyor. Kurtuluş Savaşı günlerinde bile içeride kendilerine destek verecek adamları bugün buldukları kadar rahat ve ucuz bulamadılar. Eğer Türkiye’nin önümüzdeki birkaç yıl içinde işini bitiremezlerse tarih boyunca bir daha bitiremezler.
Bu karamsar tabloya rağmen Başbakan herkesin 3 çocuk yapmasını istiyor ama...
Felaket... Kuran'a iftiralardan biri de budur. Kuran nitelikli nüfus istiyor. Eğer nüfus nitelikli olmayacaksa nüfusun sınırlandırılmasını istiyor. Niteliksiz nüfusun rızkını Allah verir diyerek çoğalmasını desteklemek, insanlık suçudur.
Laiklik tartışmaları ve Türkiye din devleti mi oluyor endişelerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Laiklik Türkiye’de sadece Anayasa’da var olan bir kavram. Bu ülke yalnızca dini ibadetler için 2 katrilyon para harcıyor. 8 bakanlık bütçesi. İran’da böyle bir para namaz kıldırmak için veriliyor mu? Din devleti sayılan İsrail’de ibadetler için bunun çeyreği harcanıyor mu? Hayır. Artık bu ülkede laiklik suç olmaya başladı. Türkiye, Allah’ına kadar din devleti oldu. Ama nevi şahsına münhasır bir din devleti. Anayasa’sında bir şey yazıyor, hükümeti başka bir şey, günlük hayatı başka bir şey. Parlamento tarikatlar konfederasyonuna dönmüş. Bazıları hala laiklik diye bir yandan nutuk atıyor. Böyle garip bir ülke Türkiye.
Pakistan Devlet Başkanı, Başbakan Erdoğan’a Türkiye’deki imam hatipleri örnek almak istediğini söyledi. Erdoğan da bizim imam hatipleri övdü. Siz de imam hatip mezunusunuz. Türkiye’deki imam hatipler övülmeyi hak ediyor mu?
Benim mezun olduğum imam hatip başka şimdiki imam hatip başka. Benim mezun olduğum imam hatipler o övgüye layık. Onlar, ilmi bir numaralı değer olarak alıyordu. Cumhuriyete sahip çıkıyordu. Şimdikiler cumhuriyete ne kadar sadık bilemem. Onu Erbakan Hoca’ya sormak lazım. Recep Tayyip’e sormak lazım. Ama ilmi birinci değer olarak almadıklarını biliyorum. O zaman ne kaldı geriye? Bitti.
Başbakan’ın da ağzından düşürmediği ''Ilımlı İslam'' diye bir kavramla tanıştık. İslam’ın ılımlısı var mıdır?
Türkiye bugün kimliği tartışılan bir ülkedir. Sisteminin, hukukunun, eğitimin kimliği... Dinin kimliği bile tartışılıyor. Türkiye’de yüz bine yakın cami var. Bunlar hangi İslam’ın mı camileri? Ilımlı İslam mı? BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) dininin mi? Yoksa Kuran’daki gerçek İslam’ın mı? Bunlar belli değil. Camiler gerçek İslam’ın mabedimi yoksa BOP projesinin beyin yıkama yerleri mi? Bu belli değil. Ilımlı İslam Amerika’nın hesabına uydurulmuş din demektir. Şimdi bir de ona uydurma halife buldu. Onu 90 dönümlük çiftlikte besliyor. Camileri dolduranlara sormak lazım siz Müslüman mısınız? Ne zamandan beri Müslümansınız? Yoksa Ilımlı İslam mensubu musunuz? Hala Fethullah Gülen’in vaaz kasetleri satılıyor. İnsanlar onu dinleyip ağlıyor. Yılmaz Morgül’ü dinleyip ağlayanlar da var bu ülkede. Müslüm Gürses dinleyerek kendini jiletleyenler var. Ağlamak bir ölçüt değil.


KAYNAK
kalbinizdeki vatan ve bayrak sevgisine selamım olsun!

ya istiklal ya ölüm!

Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!
K. ATATÜRK 20 Ekim 1927
Kullanıcı küçük betizi
kush
Üye
Üye
 
İletiler: 905
Kayıt: Çrş Ara 12, 2007 1:49

ÖncekiSonraki

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: İlteriş Kağan ve 3 konuk

x