Deniz Feneri'nin ıslak imzaları

Genel & Güncel Konular

Deniz Feneri'nin ıslak imzaları

İletigönderen Oğuz Kağan » Çrş Mar 31, 2010 17:56

Deniz Feneri'nin ıslak imzaları

Kemal Kılıçdaroğlu Deniz Feneri e.V soruşturmasıyla ilgili iddialarda bulundu.

CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Almanya'daki Deniz Feneri e.V davasında ''kurye'' olarak adlarının geçtiğini belirttiği iki kişi arasındaki para teslimatına ilişkin ''belgeleri'' açıkladı.

Kılıçdaroğlu, düzenlediği basın toplantısında, Deniz Feneri konusunda Almanya'da yapılan yargılama ile Türkiye'deki süreci anımsattı.

Türkiye'de uzun süredir devam eden soruşturmada hangi delillere ulaşıldığını bilmediğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

''Ancak soruşturma sürecine ilişkin olarak ciddi kaygılar taşıdığımızı da belirtmek isteriz. Özellikle yapılan aramalarda izlenen yöntem bu kuşkularımızı beslemiştir. Kaldı ki Almanya tarihinin en büyük soygunu olarak adlandırılan davanın, aslı da asıl failleri de Türkiye'de olduğuna göre, soygunun Türkiye boyutunun Almanya'dan büyük olduğu kuşkusunu haklı olarak aklımıza getirmektedir. Bazı asli faillerin soruşturma aşamasında konuşmama haklarını kullanmaları da bu görüşümüzü perçinlemektedir. Ayrıca bazı AKP yetkililerinin Türkiye'deki asli faillerle olan ilişkileri de soruşturmanın önündeki en ciddi engellerden biri olarak görülmektedir.''

Açıkladığı belgelerin, Türkiye'deki Deniz Feneri e.V bağlantılı soruşturmaya önemli bir katkıda bulunacağını belirten Kılıçdaroğlu, 18 belgenin orijinalinin de kendisinde olduğunu belirttiği 2'sinin fotokopilerini basın mensuplarına gösterdi.

Belgelere göre, toplam 4 milyon 580 bin Avro'luk bir para teslimatının söz konusu olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Eminim bu belgeler Almanya'da açılan 2. Deniz Feneri davasının da önemli delilleri arasında yer alacaktır'' dedi.

Kılıçdaroğlu, şu iddialarda bulundu:

''Bu belgelerin altında imzası olan Hakkı Sadal ile İzzet Kurum, Deniz Feneri e.V. davasında adları geçen kişiler. Hakkı Sadal kurye görevini üstlenen kişi. Deniz Feneri çevresinde 'amca' adıyla geçiyor... İzzet Kurum ise Almanya'da görülen davada mahkum olan Mehmet Gürhan'ın kayın biraderi. Yine Türkiye'ye para akışında önemli kuryelerden biri olarak soruşturuluyor. Almanya'da açılan davanın savcılık iddianamesinde, İzzet Kurum ve Hakkı Sadal'ın Almanya'dan Türkiye'ye getirilerek Zekeriya Karaman'a elden teslim edilen paraların kuryeliğini yaptığı belirtiliyor.

Bu tutanaklardan ikisi orijinaldir. Yani güncel anlatımla 'ıslak imzalı'... Belgelerin asılları ve fotokopiler soruşturmayı yapan savcılığa teslim edilecektir. Bu belgeler, yurt dışında toplanan paraların bir bölümünün kimler tarafından Türkiye'ye getirildiğini ve kime teslim edildiğini göstermektedir. Tutanaklarda imzası olan Hakkı Sadal ile İzzet Kurum'un gerek Türkiye'de gerek Almanya'da Kanal 7 çalışanı olup olmadıklarının da savcılıkça sorgulanması gerekmektedir. Çünkü soygunun asıl patronları bunlar değildir, paraları teslim alan, yolsuzluğu organize eden asıl faillerin bulunması gerekiyor.''

''4 milyon 580 bin Avronun Türkiye'de niçin ve kimler için harcanmıştır?'' diye soran Kılıçdaroğlu, konunun 4208 Sayılı Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Yasa çerçevesinde de soruşturulması gerektiğini belirtti.

Kılıçdaroğlu, ''İnsanların en temiz duygularını sömürerek, yolsuzluk yapanlardan hesap sorulmasını ve yolsuzluk yapanların yargı karşısına çıkarılmasını bekliyoruz'' dedi.

Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine, tutanakların para alış verişinin nerede yapıldığını göstermediğini belirtti. Kemal Kılıçdaroğlu, ''Ama bu paranın bir şekliyle yurt dışından getirildiği ve İzzet Kurum'a verildiği gözüküyor. İki orijinal belge de öyle. Bunların dışında 16 tane daha tutanak var. Cumhuriyet savcılığına teslim edeceğiz bunları. Hem orijinal belgeyi hem de elimizdeki diğer tutanakları. Dolasıyla savcılık teslim yeri konusunda bilgilerine başvuracaktı. Büyük bir rakam. Büyük bir olasılıkla Almanya'da açılacak ikinci davada bu belgeler de istenecektir. Orada da önemli bir belge olacağını düşünüyoruz'' diye konuştu.

Resim


Gerçek Gündem, 31 Mart 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Deniz Feneri'nin ıslak imzaları

İletigönderen Oğuz Kağan » Çrş Mar 31, 2010 19:25

Almanya'dan Kılıçdaroğlu'na çağrı

Frankfurt Savcılık Sözcüsü Doris Müller-Scheu Gazeteport’a yaptığı açıklamada Kemal Kılıçdaroğlu’na elindeki Deniz Feneri belgelerini Frankfurt Savcılığı’na gönderme çağrısında bulundu.

Safile Usul - Gazeteport

CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Deniz Feneri davası kapsamında delil olabilecek iki adet ıslak imzalı belgeyi bugün yaptığı bir basın toplantısı ile kamuoyuna gösterdi. Kılıçdaroğlu, bazı fotokopilerini basına dağıttığı belgelerin bir kısmının orijinal, bir kısmının da fotokopi olduğunu açıkladı. Almanya’daki Deniz Feneri davasını yürüten Frankfurt Savcılığı, Kılıçdaroğlu'nun basına tanıttığı ve Deniz Feneri’nde paraların kimler aracılığı ile taşındığını gösterebilecek delillere ilişkin Kemal Kılıçdaroğlu’na Gazeteport aracılığı ile çağrıda bulundu. Müller-Scheu’nun çağrısı ve diğer bazı açıklamaları şöyle:

Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı belgelerden sonra ulaştığımız Müller-Scheu, "O milletvekili (Kılıçdaroğlu) belgeleri bize yollasın. Basına yansıyan belgeleri basın üzerinden değerlendirmeyiz. Belgelerin elimize ulaşması gerekir” dedi.

Müller Scheu, “Milletvekili Kılıçdaroğlu o belgeleri Ankara’daki Cumhuriyet Savcılığı’na teslim edeceğini söyledi. Ankara’daki Cumhuriyet Savcılığı da size yollar herhalde.” şeklindeki ifademiz üzerine ise, şunları söyledi:

"TÜRKİYE BİZE YOLLAMAYABİLİR, KILIÇDAROĞLU YOLLASIN"

“Orasını bilemem. Türkiye bize yollamayabilir de. Yollar mı, yollamaz mı, bilmiyorum. Ama o milletvekili eğer doğrudan bize de yollarsa belgelerin elimize geçmesi mümkün olur.”

Frankfurt Savcılık Sözcüsü Müller-Scheu, öte yandan, Gazeteport’a ikinci Deniz Feneri dava iddianamesinin hazır olduğunu ancak mahkemede henüz dava açılmadığını, Türkiye’den gelecek dosyanın biraz daha bekleneceğini söyledi.


GAZETEPORT, 31 Mart 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Deniz Feneri'nin ıslak imzaları

İletigönderen Oğuz Kağan » Cum Nis 23, 2010 20:30

POLİS DOSYASINA GİREN AKP’LİLER KİM?

Ali GÜLEN

- Frankfurt Mahkemesi “Deniz Feneri vurgununun asıl failleri” dediği Zekeriya Karaman, RTÜK’çü Aykut Zahid Akman, İsmail Karahan ve Harun Kapıyoldaş’a savunmaları için iddianameyi gönderdi. Savunma için tanınan süre iki ay...


UZUN sayılabilecek bir aradan sonra Odatv’den merhaba...
Konumuz yine sıcak gelişmeler ve yine yüzyılın en büyük yardım dolandırıcılığı olacak.
Yani Deniz Feneri e.V. ve bağlantıları ile ilgili skandaldaki son gelişmeler.
Türkiye, Deniz Feneri e.V. ve bağlantılarıyla ilgili henüz somut adım atmazken, Almanya’da ikinci dava için en önemli eşik aşıldı.
Deniz Feneri e.V.’nun Frankfurt’ta görülen 2008 yılındaki ilk duruşmasında “Asıl failler” olarak nitelenen dört kişi hakkındaki iddianame artık Türkiye’de.
Frankfurt Mahkemesi’ne sunulan yaklaşık 60 sayfalık iddianame, birincisinden bazı belgeler içerse de, içerik olarak farklı.
Bu kez yargının hedefindeki isimler, kendi deyimleriyle “4 elebaşı”...
Kim mi bunlar?
Birincisi Dr. Aykut Zahid Akman...
İkincisi, dava dosyasında Başbakan Erdoğan’la yakınlığı ve dünürlüğü vurgulanan Zekeriya Karaman...
Üçüncüsü, Deniz Feneri’ne gönderilen yardımlardan gelen para trafiğini kontrol eden, perde arkasındaki şef olarak nitelenen İsmail Karahan...
Dördüncüsü ise yine para işlerini kontrol eden Harun Kapıyoldaş...
Tümü de, Kanal 7 tayfası ve Deniz Feneri’nin “karar verici”leri...

KIRMIZI BÜLTEN ÇIKABİLİR

Mahkemeden çıkarılan dört ayrı yazı, dört tane iddianame kopyasıyla birlikte Türkiye’ye gönderildi.
Ve bu yazılar yaklaşık 10 gün önce de ilgililerin, zanlıların avukatlarına ulaştı.
İddianamedeki suçlar ağır; Teşekkül halinde dolandırıcılık, kara para aklama iddiasının yanı sıra çeşitli yan suçlar. Tümü mahkemede incelenecek.
Tabii, Türkiye’den gelecek savunmaların ardından...
Savunmalar gelir mi, gelmez mi bilinmez... Bilinen tek bir şey, olayın artık ciddiye bindiği ve yakın bir zamanda “uluslararası tutuklama kararı” çıkmasının bile sürpriz olmayacağı...
Şimdilik herkes suskun... Temkinli.
Ancak gelen duyumlar, bazı avukatların ya da bu bazı avukatlarla görüşen bazı kimselerin iddianameyi “basına sızdırmak” için çabaladığı yönünde.
Tabii bu sızdırma onlara göre “bir bedel” karşılığı olacak...
Bunun için, aracılardan birinin seçtiği mekan da oldukça ilginç.
Yaklaşık bir hafta önce Kanal 7’nin giriş katında bir gazeteciyle buluşan bu kişi, cep telefonundaki iddianame kayıtlarını gösterip “belirlenen bir miktarın ödenmesi” halinde bu belgeleri verebileceğini vurguluyordu.
“Ben parayla haber almam” diyen o gazetecinin ismi bizde...
Bu cevaba rağmen, iddianameyi elinde tutan kişilerin bazı televizyon kanallarını dolaştığı bilgileri geliyor.
Ne diyeceğimizi bilemediğimiz için soruyoruz;
Zekeriya Karaman, kendi derdine düşmüşken başında bulunduğu televizyonun alt katında kimlerin neler çevirdiğini bir bilse neler olur acaba?

İLGİNÇ BİR DETAY: AKP’Lİ İSİMLER

Şimdi kısa bir “yakın geçmiş” turu yapmak istiyoruz. Çünkü kamuoyuna yansımayan bazı noktalar var...
Deniz Feneri e.V.’nun ilk duruşmasına, “toplanan yardım paralarıyla desteklenen siyaset, AKP siyaseti”dir sözü damga vurmuştu.
Nitekim ilk dosyada da, AKP’yle olan bağları kanıtlayan birçok bilgi ve belge var.
Bir yıldan uzun süre dosya hazırlayan Frankfurt Polisi’nin, hazırladığı raporlardan biri de, Deniz Feneri e.V.’nun baş tutuklusu Mehmet Gürhan’ın özel çekmecesinden çıkan kartvizitlerle ilgili.
Bu kartvizit listesinde doğal olarak sıradan isimler yok.
Yani rastgele ziyaret edenler bulunmuyor.
Ama oldukça etkili isimler bulunuyor ve bunlar polis raporuna, “AKP milletvekilleri ve hükümet üyeleri” başlığıyla konulmuş...
Deniz Feneri e.V.’nun Almanya ayağında ismi bu şekilde polis raporuna giren AKP’lilerin adlarını veriyor, yorumu sizlere bırakıyoruz:
- Eyüp Fatsa, AKP Ordu Milletvekili, Meclis Grup Başkanvekili
- Enver Yılmaz, AKP Ordu Milletvekili, TBMM Başkanlık Divanı üyesi
- Akif Gülle, AKP Amasya Milletvekili
- Şaban Dişli, AKP Genel Başkan Vekili (Polis Raporu’nda böyle diyor) ve Sakarya Milletvekili
- Dr. Zahid Akman (RTÜK Başkanı)

Polisin 16 Kasım 2007’da hazırladığı bu listedeki isimlerin yanındaki görevlerinin o tarihteki olduğunu hatırlatmamazı gerek yoktur sanıyoruz...

VE AYNI KÖYDEN ONLARCA LİSTE

Deniz Feneri e.V. soruşturması, Türkiye’deki Deniz Feneri’ni de ilgilendiren birçok noktaya sahne olmuştu.
Ama dediğimiz gibi Türkiye’den tek bir ses yok...
Örneğin Almanya’dan Türkiye’deki Deniz Feneri’ne gönderildiği belirtilen yaklaşık 8 Milyon Euro’nun ne olduğu belli değil.
Gönderilen belgeler arasında, en dikkat çekeni de Trabzon’un Kozluca Köyü’ne ait olanı.
Hep aynı kalemden, aşağı yukarı aynı tarihlerde, aynı mühür ve imza ile onlarca yardım makbuzu var.
Eğer doğruysa, bu köyün Deniz Feneri zengini olmuş olması gerekiyor.
Türkiye’deki Deniz Feneri savcılarının bu köye gidip “Ya hemşerim nerede Deniz Feneri’nden gelen mallar?” diye sorup sormadığını bilmiyoruz.
Zaten bir sorsalar...
Herşey çorap söküğü gibi gelecek...

İŞTE AKP'LİLERİN LİSTESİNİN OLDUĞU POLİS RAPORU

Resim


KOZLUCA KÖYÜ YARDIM BELGESİ

Resim

Odatv.com, 22 Nisan 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Deniz Feneri'nin ıslak imzaları

İletigönderen Başkomutan » Sal May 18, 2010 17:39

Resim

150 MİLYON EURO İLE SEÇİM MANİPULE EDİLİR Mİ

ALMANYA’da ortaya çıkarılan Deniz Feneri e.V. skandalının Türkiye ayağı çözülmedikçe sorular da bitmiyor.
Çünkü, ortada dönen para sanıldığı gibi 41 milyon Euro filan değil.
Bunu Almanya’da biraz okuma-yazma bilen herkes biliyor, görüyor.
Deniz Feneri e.V. soruşturması 2002–2007 yılları arasını kapsıyordu. Alman Polisi bu yüzden bu tarihler arasında, o da sadece banka üzerinden yapılan havalelerin bir kısmını bulabildi.
Oysa, Deniz Feneri sisteminin çalışma biçimi, Milli Görüş’ün camilerde yaptığı gibi “elden nakit toplama” şeklindeydi.
Deniz Feneri’ne ve oradan da Türkiye’ye akan paranın miktarının 150.000.000 Euro’yu (yüzellimilyoneuro) biraz aşmış olduğu sanılıyor.
Almanya’nın bulabildiği, bu biraz aşan miktardır işte...

KAYBEDİLEN PARA VE ALTINLAR

Bu rakam nasıl mı bulunuyor? Birlikte bakalım;
- Deniz Feneri e.V., 1999’da para toplamaya başladı. Kanal 7 destekli ilanlar ayyuka çıktı, dünyadaki fakir müslümanlara yardım edebiyatına gaz verildi. Zekeriya Karaman’ın Erbakan’dan kopup şimdi iktidarda olan “sözde yenilikçiler” kanadına geçtiği tarihtir bu. Yani, 1999 ile 2002 yılları arasındaki Deniz Feneri e.V. gelirleri toptan kayıptır.
- Deniz Feneri e.V.’ya birçok kişi bizzat derneğe giderek ya da çeşitli yerlerdeki toplantılarda kayıtsız- belgesiz elden para verdi. Bu paralar kayıptır.
- Deniz Feneri e.V., 12 adet Benefis konseri düzenledi. Avrupa’nın her yerinde düzenlenen bu toplantılara en azından 1.500’er kişi katılıyordu. Sunucu Uğur Arslan ve Almanya’daki başka bir sunucunun sunduğu konserlerde, herkesin zarfa para koyması, üzerine adını yazarak oturduğu sandalyeye bırakması isteniyordu. Konserler bitince, bu zarflar açılıyor, paralar bölüşülüyordu. Bu paralar kayıptır...
- Yardım konserlerinde ve elden toplanan yardımlarda, en büyük meblağı altınlar oluşturuyordu. İnsanlarda öyle bir duygu yaratılıyordu ki, “militan inananlar” ile “saf inananlar”, kollarındaki, boyunlarındaki, kulaklarındaki altınları uzatılan torbalara dolduruyordu. Mehmet Gürhan ve ekibinin ALDI (ucuzcu market) torbaları ile bu altınları aldıkları biliniyor. Bu altınlar kayıptır...
- Kurban bayramı dönemlerinde camilerde toplanan ya da herhangi bir ülkede felaket olduğunda toplanan paraların tamamanın ne olduğu bilinmiyor. Bununla birlikte, camilerde toplanan paralar kayıptır...
- Ayrıca Almanya dışındaki bankalara gelen paraların önemli bir kısmının ne olduğu bilinmiyor. Kayıptır...
- Toplanan kurban paralarının ne olduğu, üsttekiler gibi bir sır. Bu paraların gönderildiği ülkelerden hiç bir makbuz ya da kurban alındı belgesinin gelmediği biliniyor. Yani bu paralar da kayıp...
- Deniz Feneri e.V.’ya gelen paralarla kurulan ve başını Zahid Akman’ın çektiği kooperatiften toplanan paranın 12 milyon Euro olduğu biliniyor. Ama bu paranın yüzde 70’nin ne olduğu yine bilinmiyor. Tabii onlar da kayıp...
Almanya’da “bilinen ama henüz ortaya dökülemeyen tek sır” bu paralarla gelen yaklaşık ve toplam 150.000.000 Euro’nun ne olduğudur.

BİR SİYASETİ DESTEKLEDİ

Kişisel zenginleşme dışında, mahkemede bazı sanıkların açıkladığı gibi, “Bir siyasetin desteklenmesine” kullanılıp kullanılmadığıdır.
Öyle ise, 150.000.000 Euro ile Türkiye’de bir seçimin manipule edilip edilemeyeceği sorusu akla gelir.
Bir de buna Türkiye’deki aynı isimdeki derneklere aktarılan giysi, yiyecek, ev eşyası gibi malların “oy potansiyeli olan” bölgelere dağıtılması eklenirse...
Sanıyoruz, işte o zaman yukarıdaki sorunun cevabı daha net ortaya çıkar...
Üstteki denklemin kişilere getirdikleri ise yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Kanal 7 Avrupa’da küçük bir müdürlüğü olan Deniz Feneri e.V. ile oraya gelen paralarla kurulan şirketlere ortaklık eden, Türkiye’ye para transfer eden Mehmet Sıddık Balıkçı, geçen ay 10 milyon TL’lik Çeşme’deki villasını satmak isterken yakalanmıştı.
O Balıkçı ki, Almanya’da İsmail Karahan’ı ve üst düzey Kanal 7’cileri Frankfurt’un sokaklarında gezdirmesiyle bilinir.
Aynı şekilde Mehmet Gürhan’ın kayınbiraderi ile kayınpederi, aralarında düzenledikleri “adi yazılı belge” ile milyonlarca Euro’yu birbirlerine elden verdiklerini belirtmişti.

PEKİ BİR NUMARA KİM?

Bunlar Deniz Feneri’nde üçüncü- dördüncü sıradaki isimlerdir.
Bunların bir üzerinde Mehmet Gürhan, Mehmet Taşkan yer alır...
Deniz Feneri e.V. dosyasında yer aldığı şekliyle de, bunların üzerinde Zekeriya Karaman, Zahid Akman, İsmail Karahan ve Mustafa Çelik bulunur.
En alttakilerin bir evi 10 milyon TL ise, onun bir üstündekilerin fenerden aldıkları pay ne kadardır, artık siz karar verin...
Zekeriya Karaman ile Zahid Akman’ın neden siyaseten korunduğunu bir düşünün, onların da bir üstündekinin yararının ne olduğunu artık siz bulun.
Ki, biz ona “Deniz Feneri’nin bir numarası” diyoruz...
Sahi sizce, Deniz Feneri’nin bir numarası kimdir?

- - - - -

BUNLARI DUYDUNUZ MU?

- Avrupa’daki birçok Türk kökenli milletvekilinin seçilmeden önce Türk, seçildikten sonra da “Türk olmadığını” ve “Türk kökenli” diye yazan gazetelere kızıp, “Bana bundan sonra Alman milletvekili diyeceksiniz” dediğini…
- Avrupa’daki Türkler’in mevduatlarının Alman Polisi’nin eline geçmesine yol açan Merkez Bankası’nın avukatlarının hukuk savaşının sürdüğünü ve bunlardan biri hakkında geçici tutuklama kararı çıktığını…
- Güzel Bremenli milletvekili Şirvan Çakıcı’nın, milletvekilliğini kurtarma paniğiyle, kendisinden şikayetçi olan sevgilisinin eşiyle barışma yoluna gitmeye çalıştığını…
- Avrupa’daki diyanetin uzantısı olan DİTİB’in artık neredeyse Milli Görüş’le her konuda birlikte hareket ettiğini…

Ali Gülen
Odatv.com
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Deniz Feneri'nin ıslak imzaları

İletigönderen yigitler » Sal May 18, 2010 19:35

AKP gene bu yolsuzlugu ortbas edecek, her zaman boyle olmustur. Cunku bunlar kendi adamlari ve yandaslari. Cok vahim bir durum.
Kullanıcı küçük betizi
yigitler
Üye
Üye
 
İletiler: 600
Kayıt: Pzr Ara 07, 2008 21:41


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x