Hanefi Avcı, Fetullah Gülen Reklâmcısıdır! / Ahmet AKGÜL

Hanefi Avcı, Fetullah Gülen Reklâmcısıdır! / Ahmet AKGÜL

İletigönderen Oğuz Kağan » Cum Eyl 03, 2010 13:48

HANEFİ AVCI, FETULLAH GÜLEN REKLÂMCISIDIR!

Hanefi Avcı’nın “Haliç'te Yaşayan Simonlar” kitabının AKP’ye yandaş ve yoldaş medyadaki iştahlı reklâmını, Fetullahçı medyanın ise bu iddialara karşı “vuruyor rolüyle tozunu silkme” yaklaşımını görünce, acaba “danışıklı bir dövüş mü?” diye içime kurt düşmüştü. Kitabı okuyunca bu kanaatim pekişmişti. Bu kitap, Fetullah Gülen’in dış bağlantılarını ve Siyonist odaklara figüranlığını saklamak, onu dünya çapında bir organizasyonu, şahsi bilgelik ve becerisiyle başaran “dahi adam” gibi sunmak; emniyet ve yargı bürokratından işadamına, medya mensubundan üniversite hocasına herkese: “Eh, bu denli güçlü ve etkili bir cemaate sığınmak, maddi ve manevi menfaatimiz icabıdır” kanaatini aşılamak için yazılmış-yazdırılmış olma ihtimali güçlenmişti.

Bir hareket ve şahsiyeti doğrudan övmenin münasip düşmediği durumlarda; güya onu tenkit ediyor ve gerçeklere dikkat çekip ilgilileri uyarıyor perdesi altında, onların ne kadar güçlü ve organizeli bir yapılanmayı başardıklarını, stratejik kurumlara nasıl sızıp hakimiyet kurduklarını, elebaşlarının nasıl dahice plan ve programlar yaptığını yazıp, “Aman bunlardan korkulur, Fetullah’a sığınan kurtulur!” cinsinden bağırmak daha etkili bir reklam çeşididir. Oysa baştan sona ABD’nin ve Yahudi Lobilerinin organize edip kullandığı bu cemaat hakkında ciddi bir mahkemenin açılıp Fetullah Gülen’in Amerika’dan istenmesiyle, yani bu kocaman balona basit bir iğne dürtülmesiyle bütün havaları bir anda inecek kadar dayanıksız, zavallı, ama Amerika’nın himayesinde şımarmış bir harekettir.

Açıkça söyleyeyim, ben Hanefi Avcı’nın bu kitabı yazması veya hazırlanan bir kitaba imzasını koyması ve ceza (!) olarak merkeze alınması karşılığı kendisine ileride hangi makam ve imkânların vaat edildiğini merak etmekteyim ve kuşku içindeyim.

Acaba bu kitapla, Fetullah Gülen’nin ve cemaatin beyin ekibinin; ABD’de ki Yahudi Lobileriyle irtibatları ve CIA yetkilileriyle bağlantıları özellikle bilmezden-görmezden gelinip tehlikenin can alıcı noktasının özenle es geçilerek, aslında beşinci sınıf figüran ve sadece vitrin mankeni olan bir kişinin, bütün bu oluşumların başındaki “Bilge Kahraman!” diye gösterilmesi mi hedeflenmişti? Ve zaten sinsi hesabı ve maksadı belli Haber Türk yazarı, ABD ve AB’nin gönüllü ve tabii temsilcisi Soli Özel’in Fetullah Gülen’in dış bağlantılarına değinmediği için Hanefi Avcı’yı takdir etmesi de bu tezgâhı deşifre etmekteydi.

Kitapta, bir zamanlar, cemaatin (daha doğrusu arkasındaki güçlerin) kendi çıkarları hesabına kullandığı, ama artık gözden çıkarıp çöpe atmaya karar kıldığı bir takım kişilere ve ilişkilerine değinilmesi ise, Fetullahçıların ve patronlarının işine gelmekteydi.

İstihbaratçı Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, iddia ettiği gibi çok sağlam ve inandırıcı deliller ve şahitler ortaya koymuşsa niye acaba hiçbir Cumhuriyet savcısı hala soruşturma için harekete geçmemişti? Yoksa bütün savcılar gerçekten cemaatin kontrolüne mi girmişti! Veya bu kitapta Fetullahçıları “yargısız infaz” görüntülü “dolaylı aklama” gayesi mi güdülmekteydi? Çünkü bu kitapla, hem cemaatin gücü ve etkinliği, teşhir numarasıyla şöhreti pekiştirilmiş, hem de bir nevi meşruiyet verilmişti.

Oysa Fetullah Gülen’in, mağdur ve mecbur edilmiş rolüyle ve tabi Hicret sevabı ve hikmetiyle ABD’ye gönderilmesine; onun adına cemaatin CIA kontrolünde teşkilatlandırılıp organize edilmesi, ABD’den, ama Hoca üzerinden gelecek talimatlarla daha kolay yönlendirilmesi için, 28 Şubat sürecinin dış ve iç aktörlerince karar verildiğini eski MİT’çi Mahir Kaynak daha yeni fark ve itiraf etmekteydi.


“Amerikan tanrısının asla yenilmeyeceğini baş edilmeyeceğini, onun sonsuz gücüne sığınanların felaha ve refaha ereceğini, karşı gelenlerin ise helak edileceğini” vaaz etmekle görevli Mahir Kaynak, Fetullah Gülen’le ilgili gerçeği ağzından şöyle kaçırıvermişti: (Bak: 28 Ağustos 2010- Star)

“28 Şubat sürecinde Fethullah Gülen’i yurt dışına çıkmaya mecbur eden tavır üzerine “Av Partisi” adlı bir yazı yazdım ve Hocayı yurt dışına çıkmaya zorlayanların gerçekte onu başkalarının kontrolüne vermeyi amaçladığını ve bu kişilerin avcıların hizmetkârı olduğunu yazdım. Yani Hocaya baskı yapanların “irtica ile mücadele ettikleri”iddiası gerçek değildi. Ya bilerek ya da bilinçsizlikle bir güce hizmet ediyorlardı.

Cemaatin ülke için yararlı faaliyetlerine, ülkenin geleceği için öngördüklerinin ülkenin aleyhine olmamasına rağmen içine adeta monte edilen ve en küçük bir sorgulamaya bile gerek görmeden ortaya atılan iddialar, hedefi açısından savunulsa bile, metodu açısından eleştirilmesi gerekir. Yani, doğru bir hedefe varmak için de olsa, adaletsizlik savunulamaz.”

Yoksa Hanefi Avcı’nın bu kitabıyla, APO’dan sonra devletin uzlaşmak üzere Fetullah’la da görüşme masasına oturmasına zemin mi hazırlanıyor?” sorusu pek çok sırlı kapıyı açacak anahtar gibiydi!

Hanefi Avcı’nın Fetullah cemaatini; korkunç bir tedhiş (dehşet salma, yıldırma) şebekesi olan, resmi bir terör şebekesi gibi çalışan, Mason ve Sabataistlerin güdümünde bulunan İttihat ve Terakki Cemiyetine benzetip:

“Güncel İttihat ve terakki

Türk sağ aydını Osmanlının yıkılışını İttihat ve Terakki ile Jön Türk Hareketinin, zaten kendisi bir hiyerarşik örgüt olan devlet kurumları ve ordu içinde örgüt kurması, bu suretle ordunun ve devletin sistemini bozmasına bağlarlar.

Bugün için cemaatin yaptığının bundan farkı yoktur; polis, ordu, MİT, jandarma, yargı ve diğer kurumların içerisinde ayrı bir hiyerarşik örgütlenme kurarak ve bu teşkilatların personeli arasında ayrım, güvensizlik ve düşmanlık yaratarak kurumları içerden ve tamir olunmaz biçimde yaralıyorlar” demesi (sh: 569) ve ardından:

“Bu meseleyle ilgili olarak en fazla üzüldüğüm konu çok temiz, düzgün, çalışkan ve saygılı insanların (cemaat gayretiyle birden bire değişip) üstlerine iftira atan, bilerek vicdansızlık yapan, vefasız insanlara dönüştürülmesidir.

Aslında herkes biliyor ama kimse dillendirmiyor. Ben bu kitapla birlikte açıkça ifade ediyorum ki tüm bu işleri cemaat yapıyor, bunu herkes bilsin. Son zamanda gündemi meşgul eden tüm iddiaları yayan cemaattir, onlardan bilgi alan da, onlar adına konuşan da cemaatin adamlarıdır. Tarafsız basın mensubu, devletin polisi, savcısı numarasını artık kimse yutmasın, bu işler emniyet ya da hukuk adına yapılmıyor, cemaatin planı ve programı doğrultusunda cemaatin talimatı ile gerçekleştiriliyor. Bu işe karşı koyması gerekenler, sızdırılan bilgileri kullananlar da bilsinler ki bu yöntemle cemaate hizmet ediyorlar. Bazı internet siteleri, basın ve medya hizmeti değil, cemaatin propagandasını yapıyorlar. Cemaatin plan ve programına uymayıp görevini yapan hâkim, savcı ve diğer görevlilere yönelik saldırılar cemaatin talimatı ve planı gereği yürütülüyor. Büyük illerin Emniyet Müdürleri ve Valileri bilsinler ki, emirlerindeki polislerin bir kısmı kendilerinin değil, cemaat imamını amir olarak kabul ediyor, hatta etrafları cemaat mensubu müdür ve amirlerce sarılmış durumdadır. Gerçeği göremiyorlar, bu durumun farkındalar ve kısmen biliyorlar ama bilmiyor gibi davranıyorlar. Bazı operasyonları kendileri değil, cemaat yanlısı polislerle cemaat yanlısı savcılar cemaat imamlarının talimatı ile yürütüyorlar, bunu artık biliyoruz.” (sh: 571)

“Ben ve benim gibi olan pek çok kişi, eskiden yetişen nesiller ve yapılan faaliyetlere bakarak ülkenin, hatta bölgenin, Müslüman ülkelerin geleceği için çok önemli bir hareket başlattığınıza inanıyordu. Fakat bugün aynı kişiler eğer bu polislik anlayışına, gizli dinleme, iftira, delil uydurma faaliyetlerine devam ederseniz ülkenin felaketi olacağınıza samimi olarak inanıyorlar” (sh:574) tespitleri de hem doğruydu; hem de iddialarına inandırıcılık havası katmayı amaçlarken, asıl cemaate duyulan hayranlığı ve onlarla başa çıkılmazlığı aşılıyordu.

Hanefi Avcı gerçek niyetini ve mahiyetini şu sözleriyle açığa vuruyordu.

“Ben cemaatin kendi mecrasında faaliyet yürütmesine karşı değilim. Hatta bir yandan akla ve bilime, diğer yandan da inanç ve manevi değerlere bağlı yeni bir nesil yetiştirmek adına yurt içi ve yurt dışında yapılan eğitim faaliyetlerini çok değerli buluyorum. Bugünkü toplumsal yapımız içersinde yalnızlaşan insanlar arasında yapılmaya çalışılan yardımlaşma, dayanışma faaliyetlerinin çok önemli olduğunu düşünüyor ve kültürel faaliyetler, kültürler ve dinler arası diyalog için yaptıklarınızı destekliyorum. Hatta bu faaliyetlerinizin artarak devamının çok önemli olduğuna inanıyorum.” (sh:574)

Şimdi özellikli ve etkili bir Emniyet Müdüründen:

“Bütün kurumlar ve kişiler kof mu?

Bu kitabın birinci bölümünde devlet kurumlarının kof olduğunu, basit sorunları bile çözme yeteneğine sahip olmadığını anlatmaya çalıştım. Bu bölümde ise cemaatin birkaç adamının çalışması sonucu her şeyin yerle bir olduğunu, koca devletin içten içe eridiğini, adalet ve güvenlik kurumlarının adaletsiz ve güvensiz hale dönüştüğünü, bu durumun farkında olan devlet görevlilerinin buna karşı durmadığını anlattım. Bir grup koca bir devleti teslim aldı. Devlet içten çatırdıyor, birileri yönetimi ele aldı ve kimse devlet gücünü kullanan bu kişilere dur diyemiyor. Birkaç cemaat imamı devlet yetkilerini gasp etti.” (sh:578) itirafını duyan bürokratlar bu cemaate teslim olmaz da ne yapardı?


Ahmet AKGÜL
http://www.millicozum.com/mc/Duyurular/ ... sidir.html
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Hanefi Avcı, Fetullah Gülen Reklâmcısıdır! / Ahmet AKGÜL

İletigönderen tambagimsiz » Cum Eyl 03, 2010 18:50

Film icinde film donuyor bu memlekette, Allah sonumuzu hayretsin.
VATAN SEVGISI ONA HIZMETLE OLCULUR
Kullanıcı küçük betizi
tambagimsiz
Üye
Üye
 
İletiler: 24
Kayıt: Çrş Nis 22, 2009 5:31

Re: Hanefi Avcı, Fetullah Gülen Reklâmcısıdır! / Ahmet AKGÜL

İletigönderen perzuhal » Cum Eyl 03, 2010 21:35

Ben bu düşünceye katılmıyorum. Zaten aklı başında, az çok birşeyler okuyan ve gerçekleri görmek isteyen insanlar bunları biliyordu. Belki de 20 senedir cemaatin yapılanması konuşuluyor. Demirel'in, Çiller'in ve diğerlerinin cemaate göz yumduğu söyleniyordu. Ancak bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar aydın bunu dillendiriyordu. Bu kitaptaki kadar açık ve iddalı bir şekilde hiçbir resmi şahsiyet bunu dillendirememişti. Bugün yaşanan budur. Saygıdeğer bir emniyet müdürü olan biteni, sıcak temaslarını yazmış, gerçekleri ortaya koymuştur. Zaten bilinen ama resmileştirilemeyen bu durumu kendisini bir kanıt olarak ortaya atarak resmileştirmiştir. Ayrıca iddialarını ispatlayabileceğini kendisi söylemektedir. Tüm bunlar cemaate muhalif olan kesim olan bize güzel bir koz vermiştir.
Kullanıcı küçük betizi
perzuhal
Üye
Üye
 
İletiler: 26
Kayıt: Pzt Ağu 24, 2009 7:20


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x