Mayınlı arazi için şok iddia!

"Mayınlı arazide en az 4 trilyon dolarlık petrol var."

Mayın temizliği konusunda Birleşmiş Milletler “Başarı Sertifikası”na sahip olan Pekkan Şirketler Grubunun Başkan Yardımcısı Adnan Volkan Pekkan, Suriye sınırındaki mayınlı arazide en az 4 trilyon dolarlık petrol rezervi bulunduğunu öne sürdü.

Petrolün derinde ancak kalitesinin çok yüksek olduğunu ifade eden Pekkan, “Bu petrol çıkartılırsa bölgede terör kalmaz” dedi.

Türkiye-Suriye sınırı boyunca yapılacak mayın temizleme faaliyetlerine ilişkin kanunun Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından CHP'nin de Mayın Yasası'nın iptali için Anayasa Mahkemesine dava açacağını açıklaması, konuyu yeniden gündeme getirdi.

Yurt dışında Specialist Gurkha Services Şirketi ile ortak anti tank, anti personel, mayın arama, tarama, imha etme ve patlamamış mühimmatların imhası projelerini yürüten Pekkan Şirketler Grubunun Başkan Yardımcısı Adnan Volkan Pekkan, mayın temizleme konusunda toplumda bilgi kirliliği oluştuğunu söyledi.

Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi konusunda 7 yıl önce Genelkurmay Başkanlığı tarafından çağrıldıklarını ve brifing verdiklerini anlatan Pekkan, Türk şirketi olarak bu işe talip olduklarını belirtti.

Sınırdaki mayınlı arazide en az 4 trilyon dolarlık petrol rezervi bulunduğunu savunan Pekkan, “Petrol oldukça derinde ama kalitesi çok yüksek. Bu petrol çıkartılırsa bölgede terör kalmaz. Diyarbakır İstanbul'dan güzel olur” diye konuştu.

Mayının temizlenmesinden ziyade oradaki petrolün peşine düşülmesi gerektiğini anlatan Pekkan, şöyle konuştu:
“Biz İngiliz partnerimizle birlikte orayı temizlemeye talibiz. Şirketimiz mayın temizleme konusunda BM'den sertifika almış dünyadaki 5-6 şirketten biridir. Biz burayı son teknolojik cihazlar yardımıyla 3 yıl içinde temizleriz. Bu işin maliyeti konusunda telaffuz edilen rakamların çok daha aşağısında temizleriz.

“MAYINLARI 4 AŞAMADA TEMİZLİYORUZ”

Mayın temizlemenin 4 aşaması bulunduğunu anlatan Pekkan, birinci aşamada mayınların yerlerini tespit etmek için özel donanımlı helikopterlerle arazinin mayın haritasının çıkarıldığını, ikinci aşamada da araziye özel donanımlı mayın temizleme araçlarının sürüldüğünü belirtti.

Bu araçların, önünde zincir bulunduğunu ve saatte 40 kilometre hızla giderken önündeki mekanizma ile bu zincirleri sabit bir güçle araziye vurduğunu anlatan Pekkan, bu şekilde mayınların patlatıldığını ifade etti.

Pekkan, mayın patlatan özel donanımlı bu araçların arazide ikisi önde diğeri arka çaprazda olmak üzere 3'lü gruplar halinde çalıştığını belirtti.

TOPRAĞIN ORGANİK OLMASI İSTENİRSE

Toprağın organik tarıma elverişli olması için patlatılan mayın parçalarının büyük konteynırlar aracılığıyla temizlendiğini anlatan Pekkan, “Mayınlar patlatıldığı zaman parçaları temizlenmediği sürece toprak organik olmaz. Toprak filtreleme işleminden geçirilir. Parçalanan kimyasal kalıntılar, üstte bırakılacak şekilde elenir. Böylece toprak organik tarıma hazır olur” dedi.

Üçüncü aşamada özel eğitimli köpekler ve uzmanların teknik cihazlarla araziyi taradığını ifade eden Pekkan, son olarak helikopterlerin yeniden arazinin üzerinden geçirilerek mayın kalıp kalmadığının kontrol edildiğini kaydetti.

“MAYIN PATLATILMADAN ÇIKARILAMAZ”

“Mayın temizlemenin tek yolu onu patlatmaktır” diyen Pekkan, bir mayının patlatılmadan çıkartılamayacağını, bunun sadece filmlerde olacağını belirtti.

BM'nin bir çok ihalesinde mayın temizliğinde anti personel mayın için 15-20 dolar, anti tank mayını için ise 45-50 dolar fiyat öngörüldüğünü anlatan Pekkan, şunları kaydetti:
“Suriye-Türkiye sınırında, bazılarının dediği gibi 300 bin-400 bin değil 1,5 milyondan fazla mayın var. Bunun yarısı anti tank, yarısı anti personel mayını. Bazı ülkelerde arazinin büyüklüğüne göre fiyat belirlenir bazılarında ise mayın başına anlaşma yapılır. Suriye sınırı çok büyük bir alan olduğu için mayın başına anlaşma yapılmalı. Genelkurmay'ın tahsis ettiği görevliler gözetiminde günlük patlatılan mayınlar rapor halinde tutulur.”

Türkiye'nin, Ottawa Sözleşmesi'ne göre, 1 Mart 2008 tarihine kadar depolarında bulunan mayınları imha etmesi, 1 Mart 2014 tarihine kadar da topraklarında döşeli mayınları imha etmesi gerekiyor.


Gerçek Gündem

Adnan Volkan Pekkan yazdı:
Sınırdaki mayınlı arazide en az 4 trilyon dolarlık petrol rezervi var, “Petrol oldukça derinde ama kalitesi çok yüksek. Bu petrol çıkartılırsa bölgede terör kalmaz. Diyarbakır İstanbuldan güzel olur”.

Simdi bu petrol rezervi 2 günde bosaltilirsa tamam bölgede terör kalmaz. Yorgan gitti kavga bitti olur.
Ancak bunun metafizik oldugu ortada. Hal böyle olunca bölgede ki terör dahada artacak diye düsünüyorum. Mayinlarin temizlenmesinden sonra komsularimiz Israil, Ermenistan, Rusya, bölgeye yakin durumda konuslandirilmis Amerika ve oralarin cakali durumunda bulunan pkk bölgeye agirligini koymaya calisacaktir.

Bu isi dallandirip budaklandirmaya gerek yok. Yasa cikti olan oldu artik, mayinlari temizleme isi temizlenen araziyi kullanma hakki diye sacma sapan olaylara girilmeden türkiye kurumlarina verilsin. Cok mu zor bu?

Bir yerde petrol bulununca terör bitmiyor. Tam tersi, petrol-maden var diye bir yer işgal ediliyor, hem de işgal öncesi on yıllarca terörist gruplar sayesinde ikrarsızlaştırılıyor (destabilize ediliyor.)

Petrol sahibi olan Bağdat, İstanbul'dan güzel mi oldu da, Diyarbakır da güzel olsun? Petrol yokken, yani birkaç yüzyıl öncesine kadar dünyanın medeniyet, bilim ve sanat merkezi olmuş Bağdat.

Milli bir devrim, milli bir hükümet falan olmadığı sürece, Allah korusun, ben topraklarımdan petrol falan çıkmasını istemiyorum. Bizi ancak çalışmak kurtarır!

--

Ottawa sözleşmesi yalnızca anti-personel yani insana karşı mayınlar içindir. Anti-tank mayınlarla ilgili bir husus yoktur ve dünyada hiçbir ülke de sınırına döşediği anti-tank mayınlarını temizlemiyor. Ama nedense (*) biz tutup anti-tank mayınlarını da döşüyoruz.

Çok bilmiş Pekkan efendi, öyle sayılar vereceğine, önce buna işaret etsin ya. Desin ya "durun yahu, anti-tank mayınını temizlemek de nerden çıktı, yanlızca anti-personel mayınları temizlenecek"

(*) Nedense? Çünkü sözde vaadedilmiş toprakların birleşmesinin önündeki engeller kalkmalıdır. Sınırları birbirinden ayıran mayınlı araziler falan, cık cık cık!

Mayın meselesini bir de, Yılmaz Erdoğan'ın, "kuşun kanadına yazdığı" mektupla birlikte düşünmek lazım. "Güney Kürdistan" ve "Kuzey Kürdistan" önündeki mayınlı sınır engelleri kalkmalı ki bunlar birleşebilsin de "Büyük Kürdistan"ı oluştursun. Sanki biz safız, adam kuşun kanadına yazdı diye biz de kuşa bakıyoruz?

Kürdojudaik güneyin etkisi altındaki "Büyük Kürdistan" kurulsun ki sonra da Vaadedilmiş Topraklar birleşebilsin.

Bayram değil, seyran değil; Ottawa Sözleşmesi neden yapıldı? Sıfır bilgiyle söylüyorum, ama kalıbımı basarım ki Ottawa Sözleşmesi, hem vaadedilmiş topraklar, hem de tek devletli dünya gayesiyle hazırlanmıştır. Sınırlara döşenmiş anti-personel mayınları, eğer o sınırı işgal amaçlı geçmek isteyen biri yoksa, neden temizlensin ki? Sınırlar kaldırılmayacaksa, sınırın etrafındaki mayınların kime zararı var ki?

Lakin adamlar günümüzde henüz bu aşamada iken, biz yakalalık ve hıyanette sınır tanımayıp, adamları bile şaşırtır şekilde, onlar henüz şimdilik anti-personel demişken, biz anti-tank mayınlarını da aradan çıkartıyoruz.

Prof. Yalçın Küçük diyor ya, "İsrail, Türkiye'de, İsrail'den daha güçlüdür".

dogrudur eger petrol olmasa RTE boyle sara nobetleri gecirmezdi. Getti paralar ve koltuk diye adam yataklara dustu...

İsrail'e 40 yıl kiralanacak arazilerin altı petrol kaynıyor!

Bakan Yıldız, "Bölgede 17,3 milyon varillik kullanılabilir rezerv var" dedi.

Mayınlı Arazide Petrol Var !

Türkiye gündemini uzun süre meşgul eden mayınlı arazi konusunda çeşitli iddialar ortaya atıldı. İşte bu iddialardan biri de mayınlı arazinin altında petrol olduğu yönündeydi.

Bu konuya açıklık getiren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, "Bölgede 1,73 milyon varillik kullanılabilir rezerv var" dedi.

Türkiye'nin günde 500 bin varilin üzerinde petrol tükettiği dikkate alınırsa, bu rezerv ancak 2 hafta yetiyor.

CHP Milletvekili Şevket Köse mayınlı arazilerdeki petrol rezervine ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bir soru önergesi verdi.

Köse'nin sorusuna cevap ise Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'dan geldi.

Buna göre, mayınlı arazinin de içinde yer aldığı Türkiye-Suriye sınırındaki alanda, yaklaşık 17,3 milyon varillik kısmı üretilebilir nitelikte olmak üzere toplam 556,3 milyon varillik petrol rezervi bulunuyor.

Ancak bu rezerv, büyüklük olarak Türkiye için yetersiz kalıyor.

Türkiye'nin günde 500 bin varilin üzerinde petrol tükettiği dikkate alınırsa, bu rezerv ancak 2 hafta yetiyor.

Türkiye, petrol ihtiyacının ancak yüzde 8'ini kendisi üretiyor.
trt.net.tr