Telekomgate?! / Hayrullah Mahmud ÖZGÜR

Telekomgate?! / Hayrullah Mahmud ÖZGÜR

İletigönderen Oğuz Kağan » Sal Mar 15, 2011 21:43

Telekomgate?!

“Bugünün hikayesi geçmişte yazıldı”!

AKP’nin adım adım “karşı devrim”e giden süreçte “medya”sı olan ama “stratejik aklı olmayan sermaye”yi önce “şişman kedi” haline getirip, sonra nasıl “tasfiye süreci”ne soktuğunun “yerin kulağı var” misali “devletin tavan ve/veya taban aralığı”ndan sızan “akçeli diyaloglar”ı var.
Aynı zamanda AKP & Gülen iktidarında özelleştirmelerin hangi ruh hali ile yapıldığının, yağmacı ruh hali var.

Mahkemelik olan bu diyalogları, önemine binaen aynen yansıtıyorum:

..................................


YAĞMA TAYYİP BÖREĞİ YA DA BU ÜLKE HANGİ ÜLKE, BU BAŞBAKAN HANGİ BAŞBAKAN, BU BAKAN HANGİ BAKAN?!

*

SESAR SORUYOR: TÜRK TELEKOM’U TEZGAHLAYAN “ULUSLARARASI PAZARLAMACILAR” YAKAYI ELE VERİNCE; “OFF THE RECORD”LAR NASIL “OHHH THE RECORD!” OLDU?

Bu diyaloglar oldu ise (!)

“TAM BİR REZALET” ile karşı karşıyayız demektir!

“Türk Telekom’un Başına Gelenler” adlı tarihi piyesin SESAR Takipçileri’yle paylaşacağımız bu ilk perdesinde; “Baş Komisyoncu”, “Baba Komisyoncu” ve “Araştırmacı Komisyoncu” arasında yaşanan üçlü bir diyaloğu okuyacaksınız.

Diyalog, piyesin bu üç kahramanı arasında geçiyor lakin anlaşılan “off the record” olan Telekom’u yağmalama hazırlıkları nasıl olmuşsa olmuş bilinmez; OFFFFFFF! THE RECORD! (Eyvah! Kayıt!) oluvermiş..!

AKP’nin “Herşey Türkiye İçin!” sloganı eşliğinde imza attığı “ak çalışmalar”ı yakından görmek isteyenlerin, yazık ki piyesimizin bu ilk perdesini hem büyük bir heyecan, hem de yeisle okuyacağı kanaatindeyiz…

“BUGÜNÜN ADAMLARI”
“OFFFFF! THE RECORD!” OLUNCA...


AKP İktidarı’nın işbaşına gelmesi ile başlayan “ekonomik atılım”ın (!) olmazsa olmazı haline getirilerek adeta bir “yağmalama” sürecine dönüştürülen “özelleştirme furyası”nın en önemli ayaklarından biri olan Türk Telekom Özelleştirmesi; acaba ekonominin hangi doğal (!) seyiri içinde gerçekleştirildi?

TÜPRAŞ’larla, Galataport ve Haydarpaşaport’larla devam eden özelleştirme zincirinin en bereketli (!) halkalarından biri olan Türk Telekom’un, iktidarın hangi “muhteşem üçlü”sü tarafından kimlere tezgahlandığına gelmeden önce; Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin geniş ufuklu öncüsü Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün başından geçen kısa bir olayı hatırlatmakta fayda var.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, kurmay yüzbaşıyken Şam’da görevlidir. Mustafa Kemal ile arkadaşı Kurmay Yüzbaşı Müfit’in bağlı oldukları birlikler çalınmış malların geri alınması bahanesi ile bölgeyi talan ederler ve Mustafa Kemal’den çekindikleri de için Yüzbaşı Müfit’e talandan pay vermek isterler.

Kararsız kalan Yüzbaşı Müfit, durumu Mustafa Kemal’e anlatarak ne yapmaları gerektiğini sorar. Mustafa Kemal ise bu soruyu başka bir soru ile yanıtlayarak Yüzbaşı Müfit’e şu tarihi cevabı verir;

“Müfit, bugünün adamı mı olmak istiyorsun, yoksa yarının adamı mı?”


Ve Müfit, bu konuşmadan sonra talandan payına düşen altınları almayı reddeder... (Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam, Birinci Cilt, Remzi Kitapevi 1969, s. 298.)

Gerçek bir lider ve devlet adamı olduğunu her fırsatta ortaya koymuş olan Gazi’nin bu tarihi cevabından 2005 Türkiye'sinde AKP İktidarı öncülüğünde gerçekleştirilen özelleştirmelerin Türk Telekom ayağına dönecek olursak acaba neler düşer seyrimize?

***

Seyrimize düşen ilk oyun (oyunlarımız devam edecek); “özelleştirme tuzağı”na düşürülerek elinde avucunda ne varsa alınıp yad ellere peşkeş çekilen bir devlet teşebbüsünün hikayesidir. Teşebbüsün adı Türk Telekom, tarihi piyesimizin adı ise “Türk Telekom’un Başına Gelenler”…

Hikayenin baş kahramanları ise; Türk Siyaseti’nin satış konusunda ustalaşmış muhteşem bir üçlüsü!

Yani AKP İktidarı içinde oluşturulan “siyasi kast sistemi”nin elebaşları..

Yani Türk Siyasi Anlayışı’na kazandırılan “pazarlamacılık” kültürünün usta pratikerleri...

Yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 59. Hükümeti’nde görev yapan büyük komisyoncular...

Peki kim bunlar?

Bunlar yarının değil, “bugünün adamı” olmayı tercih ederek kendilerini “pazarlamacılık”a veren devlet büyüklerimiz (!) ...

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin “Baş”bakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Maliye Bakanımız Sayın Kemal Unakıtan ve Ulaştırma Bakanımız Sayın Binali Yıldırım...

Yer ise off the record - kayıtdışı olması (hasır altı edilerek devlet kayıtları dışında tutulması) gereken tüm devlet meselelerinin görüşüldüğü “tarihi bir mekan”; AKP Genel Merkezi!


[Nihayetinde, AB ile müzakerelerin başlaması sürecinde yakinen görüldüğü üzere; devlet makamlarında yürütülmesi ve tutanaklara geçirilmesi gereken diplomasi trafiğinin çekildiği bu sota mekan için artık “tarihi” ifadesini kullanmak pek de yersiz olmasa gerek...]

Evet yer AKP Genel Merkezi ve hikayenin başkahramanları genel başkanlık makamında toplantı halindeler...

Toplantı konusu malümunuz olduğu üzere Türk Telekom’un özelleştirilmesi...

Zaman mı?

Zaman, “Baş Komisyoncu”nun Lübnan ziyareti öncesi...

(AKP, bu diyaloğun doğru olup olmadığını açıklamak mecburiyetindedir!

Soruyoruz!

Aşağıdaki konuşma AKP Genel Merkezi’nde gerçekleşmiş midir?)

Ve artık perde!

-- Recep Tayyip Erdoğan (“BAŞ” KOMİSYONCU):
Kemal Abi! (Unakıtan) Türk Telekom’un özelleştirilmesi ile ilgili olarak Hikmetyar’la (Gülbettin Hikmetyar, Ruslar’ın Afganistan’ı işgali esnasında direnen Mücahid liderlerden. Hani şu önünde diz çökerek fotoğraf verdiği yüce zaat!) bir görüşme yapacağım.
Hikmetyar, Lübnan’da Harriri Ailesi ile birlikte. Harririler’i büyüten o! Türk Telekom’u almalarını isteyeceğim. Ön temaslarda bize çok iyi çıkarlar sağlayacağına ilişkin kanaat hasıl oldu. Dubai’deki ilk görüşmelerde “Türk Telekom’u alırız ama sizi de ortak ederiz.” demişlerdi.

-- Kemal Unakıtan (“BABA” KOMİSYONCU):
Parayı basan alır! İhalede kim yüksek rakam verirse o alır!

-- Recep Tayyip Erdoğan (“BAŞ” KOMİSYONCU):
Bir sorun çıkar mı?

-- Kemal Unakıtan (“BABA” KOMİSYONCU):
Niye çıksın? Bir defa Özelleştirme İdaresi Başkanı emrimde! Hikmetyar da en yüksek rakamı versin, kamuoyu anında susar. Medya bunu bir özelleştirme parası olarak verir.

-- Binali Yıldırım (“ARAŞTIRMACI” KOMİSYONCU):
Kemal Bey doğru söylüyor! Türk Telekom’u kim alırsa aslında üste para alır. Fatura tahsilatı için bankalarla anlaşsa, ihalede ödediği paranın yarısını oradan çıkarabilir.

-- Recep Tayyip Erdoğan (“BAŞ” KOMİSYONCU):
Nasıl yani?

-- Binali Yıldırım (“ARAŞTIRMACI” KOMİSYONCU):
Telekom’un cirosu çok yüksek! Her banka fatura tahsilatının kendi üzerinden yapılması için kuruma promosyon teklif ediyor. Türk Telekom’un cirosu diyelim ki 17 milyar Dolar. Bankalardan ciro üzerinden % 10 - 15 promosyon alırlar. Hatta daha yüksek!

-- Recep Tayyip Erdoğan (“BAŞ” KOMİSYONCU):
Yani çayın taşı ile çayın kuşu vurulacak. O zaman biz bunu kullanarak Türk Telekom’a ortak olalım!

-- Kemal Unakıtan (“BABA” KOMİSYONCU):
Sadece promosyon bizde kalsa köşe oluruz! Yılda 2 milyar Dolar’a yakın elde edilir.

-- Binali Yıldırım (“ARAŞTIRMACI” KOMİSYONCU):
Bence Hikmetyar’la görüşürken; promosyonun yarısı, ortaklığın % 50’si üzerinden pazarlık yapın. (İşte profesyonellik budur!)

-- Recep Tayyip Erdoğan (“BAŞ” KOMİSYONCU):
Hikmetyar ne istersek verir. O “Türkiye’de İslamcı bir iktidar olsun yeter.” diyor.

-- Kemal Unakıtan (“BABA” KOMİSYONCU):
Anlaş gitsin Tayyip Bey! (Gaz verme konusunda da üzerinize yok Sayın Bakan!)

-- Recep Tayyip Erdoğan (“BAŞ” KOMİSYONCU):
Bu konuyu enine boyuna tartışalım. Bu işi kıvırırsak kimse bizi iktidardan indiremez! İstediğimizi yaparız.
İş dünyasını, medyayı ve devleti susturmalıyız.

-- Kemal Unakıtan (“BABA” KOMİSYONCU):
Beklenenin üzerinde bir rakam her tartışmayı bitirir. Hikmetyar da iki üç ton eroin fazla satıversin canım! (Sayın Maliye Bakanı mizah ve espri yeteneği açısından da gerçekten baba bir isim, vesselam...)

-- Recep Tayyip Erdoğan (“BAŞ” KOMİSYONCU):
Bu işi bitirirsek en az iki dönem daha iktidarda kalırız. Herkesi para ile sustururuz. Uluslararası destek de sağlarız.

-- Binali Yıldırım (“ARAŞTIRMACI” KOMİSYONCU):
En önemli şey istikrar! Herkesi krizle korkutabilirsiniz. “İhale iptal edilirse AB süreci aksar, uluslararası piyasalar Türkiye’ye güvenini yitirir, Dolar ve Euro patlar!” gibi bir kampanya yürütülebilir. (Hızlı tren faciasıyla hızı kesilse de Sayın Ulaştırma Bakanı da oldukça hızlıymış doğrusu! Hem araştırmacı hem uyanık! Başımızda böyle gözü açık bakanlar oldukça Türkiye’nin mümkünü yok sırtı yere gelmez!)

-- Kemal Unakıtan (“BABA” KOMİSYONCU):
Çok yüksek bir rakam elde edilirse ihaleyi kim iptal edecek? Valla biraz sıkar!

-- Recep Tayyip Erdoğan (“BAŞ” KOMİSYONCU):
Binali doğru söylüyor. Babacan’la bir görüşelim. O Cüneyt’le (Zapsu) birlikte bir alt yapı hazırlasın. Biz burayı Hikmetyar’a satarız. O konsorsiyumda bizi İtalyanlar’ın temsil etmesi için anlaşmıştık.

-- Kemal Unakıtan (“BABA” KOMİSYONCU):
Valla Tayyip Bey, sen git anlaş. Hikmetyar’da para bol! Harriri Ailesi’ni bu kadar büyüten Hikmetyar’ın uyuşturucu paraları değil mi? Hani Kürtler için diyoruz ya, “1 kilo toz, bir otobos!” (otobüs) diye! Aynı öyle şey!

-- Recep Tayyip Erdoğan (“BAŞ” KOMİSYONCU):
Kemal Abi valla yine günündesin! (Daha ne günler gelecek ne günler!)

-- Binali Yıldırım (“ARAŞTIRMACI” KOMİSYONCU):
Sayın Başbakanım, burada (Türk Telekom) imkan çok! Şayet burayı Hikmetyar alacaksa Türkiye aslında üste para vermiş olacak.
Türk Telekom’un görünmez varlıkları var. Topladığı parayı devlete kaptırmamak için gizli hesaplardaki paralar. Onların da pazarlığını yapmalıyız. Bu gizli hesaplardaki paralar şu anda 3 milyar Dolar’ı buluyor!

-- Recep Tayyip Erdoğan (“BAŞ” KOMİSYONCU):
Binali sen ne diyorsun? Bu kadar var mı?

-- Binali Yıldırım (“ARAŞTIRMACI” KOMİSYONCU):
Daha fazla da olabilir, araştırıyorum. (Ne de olsa yüksek komisyonun yolu, detaylı araştırmadan geçer!
Kemal Bey bilir. TÜPRAŞ’ın gizli hesaplarda daha çok parası var. TÜPRAŞ’ın gizli hesaplardaki parası en az 7 milyar Dolar!

-- Recep Tayyip Erdoğan (“BAŞ” KOMİSYONCU):
Emin misin?

-- Kemal Unakıtan (“BABA” KOMİSYONCU):
Doğru söylüyor Binali Bey. Valla Recep Bey, kimse bir şeyden anlamıyor! Devletin dışarıda çok büyük parası var. Gizli hesaplarda.

-- Binali Yıldırım (“ARAŞTIRMACI” KOMİSYONCU):
Valla Hikmetyar’ın kazanacakları iyi bilinirse çok şey istenebilir.

-- Recep Tayyip Erdoğan (“BAŞ” KOMİSYONCU):
Eğer gerçekten öyleyse Türkiye’de istediğimizi yaparız!

-- Kemal Unakıtan (“BABA” KOMİSYONCU):
AB ile askerleri uyutuyoruz. Irak’taki ABD varlığı askeri dut gibi yaptı. Sermayeyi de özelleştirme maması ile susturuyoruz. Medyayı da korkutuyoruz. Valla askeri dikta olsa bizim kadar korku veremezdi! (Demek ki bu da yıkılan ikinci korku imparatorluğu olacak!)

-- Recep Tayyip Erdoğan (“BAŞ” KOMİSYONCU):
Kim kafasını kaldırırsa gönder abi müfettişleri yazsınlar cezayı. Bak Doğan’a (Aydın Doğan)! 30 trilyoncuk ceza kesilince mum oldu!

-- Kemal Unakıtan (“BABA” KOMİSYONCU):
Valla Tayyip Bey, Türk Telekom’u bağlarsan Türkiye’nin Koç’u olursun! Sırtımız yere gelmez! Homurtular için de iyi bir fon oluşturursak yırtarız!

...............................

Ve birinci perde biter...

“Türk Telekom’un Başına Gelenler” adlı tarihi piyesin bu ilk bölümü; ihalenin tezgahlanma aşamasını anlatıyor.

Bakalım Lübnan ziyareti sonrası kurulan bağlantıların ardından yine aynı yer ve aynı makamda gerçekleştirilen ikinci perdede ne gibi sürprizler yer alacak...

Ve bakalım Türk Telekom’un Gülbettin Hikmetyar eli ile Hariri Ailesi’ne bağlanmasının ardından gelen TÜPRAŞ ve Galataport ihaleleri; AKP ve AKP dışındaki siyasilerden hangilerine kadar uzanıyor, kimleri içine alıyor… Sayın “Baş Komisyoncu”! Birkaç sürpriz de bizde var anlayacağınız!


Uzun lafın kısası; AKP’nin “Herşey Türkiye İçin!” sloganı eşliğinde imza attığı “ak çalışmalar”ı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin düşürüldüğü akıl almaz durumu daha yakından görebilmek adına bizi izlemeye devam edin…

Unutmadan! Geçtiğimiz günlerde basına demeç veren Türk – Lübnan İş Konseyi Başkanı Mehmet Habbab; “Telsim İhalesi’ne girebilirlerdi ama Telekom’a girdiler.

Hariri’yi Telekom’a ben ikna ettim!” demiş!

Şimdi hangi kulağımıza inanacağız biz?

Saygılar

SESAR
29 Ekim 2005


................................

Ve...
Son olarak...
Hepsi ve daha ötesi şimdilik kaydıyla budur!
Nokta!

Sevgiler

Hayrullah Mahmud ÖZGÜR, 14 Mart 2011
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x