Trakyalı Bir Çiftçiden Mektup

Gazeteci-Yazar-Yapımcı

Trakyalı Bir Çiftçiden Mektup

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr Oca 31, 2010 16:16

Trakyalı Bir Çiftçiden Mektup

Trakyayı çok yakında Kıbrıs gibi bir oyunla AB'ye alacaklar. Trakya söylenildiği gibi sanayi yarım adası değil tarım ve çiftçilik yarım adasıdır. Sanayi dediğim maden filizini işleyip mamül haline getirme sanatıdır. Biri böyle işletme göstersin, alnından öpeyim. Sanayi dediği fabrikalar montaj sanayisidir. En çok bir ay içinde söküp istediği yere taşıyıp monte ederler. Birbirimizi kandırmayalım. Sanayiyi kullanıp serbest bölge oluştururlar, antrepolar kurarlar. Nasılsa giriş-çıkışların denetimi yok. Devlet buralara yabancı. Artezyenle suları çıkartıp Kola fabrikası gibi suyu da satarlar. Fakat çiftçiye artezyenle su çıkarmak yasak. Çünkü tarlasını sulayacak suyu olmamalı. Fabrikalara filitre ya da arıtma koyulmamalı. Ağır metalli atıklarını Ergene'ye, Meriç'e bırakacaklar, Meriçte Uzunköprü’de çeltikçiler tarlalarını sulamaya su bulamayacaklar. Sulasalar da ürünü kastrojen içerir diyeceksin. Ürettiğini sattırmayacaksın. Üretici tarlasını ipotek ettirip kredi çekmiş ödeyemiyor, tarlasını elinden yok paraya alacaksın bankacı olarak. Fakat sen kimsin? Fortis Yunan bankası. Tereyağdan kıl çeker gibi sahip olacaksın bu topraklara. Ya da çiftçiyi muhtaç edeceksin toprağı elinden almak için.

Verimli ovaların ortasından otobanlar geçireceksin, tren yolları, yüksek gerilim hatları geçireceksin. İlk önce kamulaştırma yasasını değiştirip, çıkartacaksın meclisten; milleti savunmasız bırakacaksın. Sonra otoban, tren yolu, gerilim hattı geçireceksin.. Önce geçeceği yerlerden tapu kadastro geçirip mülk sahiplerinin ellerine tapuyu vereceksin, çok varisli tarlaları, kavga çıkar sonra başaramazsın. Yarayan arazileri kamuya bırakacaksın. Pınarhisar'ın Poyralı köyündeki 300 dekar arazi gibi… Sonra buraları satması kolay. Gerilim direği dikeceğin tarlalarının sahiplerinin hesaplarına belli meblağ yatıracaksın. Onlar nasılsa muhtaç, çekecekler parayı, otomatik olarak, senin şartlarını kabul etmiş olacaklar. Çiftçileri destekleme adı altında ineğini, tavuğunu, ektiği ürünü, kaç dekar olduğunu, çeşidini kayıt altına alıp, ne yapabileceğini bileceksin. Yasa çıkartacaksın, inekçilik işletmesi adı altında 2 milyon ton sütümüz varken, AB'ye uyum yasasından dolayı onlardan alır durumuna düşüreleceğiz. Bir çay 500 kuruşken, 1 kilo sütü 450 kuruşa satacaksın. Termik santral kuracaksın Saray'ın Sefaalan köyünde Edirköy kömür işletmelerini birilerine yok pahasına özelleştirmen gerekir bunun için. Ya da Demirköy'de ormanın göbeğine nükleler santral kuracaksın ama orası 1. derece sit alanı.

Longoz kanyonu dünyada 5 tane. İlk önce meclisi toplayıp 1. dereceden 3. dreceye düşüreceksin. Santral daha sonra kanyonun içindeki rezve deresini (mutlu), boru döşeyemezdin, bu sit alana şimdi tohum İstanbul'a giden baraja. Pabuç dere gibi dereye götürebilirsin. Sergene sulama barajı adı altında baraj inşa edeceksin. Sonra zamanla onu da buraya bağlayacaksın. Trakyanın ormandan geçinen köylerini açlığa terk edeceksin. Neden AB? Uyum yasası diyeceksin. Fakat amacın farklı olacak. Çünkü ormanları tahrip edip yok edeceksin devlet olarak bunu yapacaksın. Çünkü Karadeniz sahil yolu projesi çimento fabrikası Evrencik'te oradan limana İğneada'ya borularla ya da kamyonlarla çimento taşıyacaksın. Onun için yol gerekli. Ormanı yok edeceksin, seninki önemli değil, köylüler aç kalacaklarmış, önemli değil, ölsünler. Muhtaç edeceksin, köylülerin kesmesi yasal değil, onların kesmesi yasal. Tabi bu yollar otobanlar, tren yolları, havaalanı için bizim bu zeminler kayaç topraklar zeminini sağlamlaştıracaksın. Ovaların, ormanların ortalarına taş ocakları açacaksın. Sadece Kırklareli il sınırı 50'ye yakın taş ocağı mevcut. Çimento fabrikası kuracaksın. Evrincek'e ya da ihaleyle Çakıllı askeriyesini satın alacaksın. Avrupa çimento kuruluşu olarak fabrika kuracaksın ama Ergene su havsasının başlangıcı ana kaynağı burası.

Öylede AB fonlarıyla tarihi eserler onaracaksın. Kiliseleri tamir edeceksin. Vize'de kilise onaracaksın, dinler arası diyalog diye. Mason kulupleri, roteri kulupleri cirit atacak. AB fonu UNDP belediyelere yardım edecek. Çerkezköy'de roteri kulubü okul boyayacak, Kırklareli'nde Yunan-AB dönem başkanıyken okullara yardım edeceksin. İnsanların gözlerini boyayıp gönüllerini alacaksın. Ne mi lazım, bizim çiftçimiz artezyen vuramazken, AB fonlarını kullanıp İnece'de sulama kanalları projesi yapacaksın. Yırtık çoraplı ABD'li Wolfowitz'e açtıracaksın fakat kimse bilemeyecek yahudi Nesim Malki'nin 3500 dönüm arazisinin olduğunu ve sulama kanallarının buralardan geçtiğini. Dinler arası diyalog çerçevesinde Fener Rum Patriği 2008 yazında Vize'ye Trakya'yı ziyaret edecek. Kıyıköy'e Ayayorgi kilisesine ziyaret edecek. İnsanlar bilmeyecek. Papaz Bartelemos'un ayak bastığı yerlerin kutsal sayılacağını. Foyası sonra çıkacak, Vize'de kilise onarılacak, ezanlar susacak. Nasıl mı? Merkezi sistem kurarak Vize'nin köylerinde ezan aynı zaman okunacak. Bunlar yarın imama ne gerek var da derler. Mağlum ezan dünyada heryerde hep okunur, dünya döngüsüne göre.

Doğal gaza zam yapacaksın, gübre fiyatları fırlasın diye. Malkara, Keşan, Hayrobolu; Edirne, Burgaz, Alpullu pancar eker geçimini sağlarlar. Olur mu pancara kota koyacaksın. Muhtaç edeceksin. Eğitim sistemini taşımalığa çevireceksin. İnsanları 50 kişilik sınıflara sokup köydeki okulları satacaksın. Köylü çocuklarını okumamaya zorlayacaksın. Vize Soğucak'ta havaalanı kuracaksın. Fakat birileri buralarda bağcılık yapacağız diye yok paralara satın alacak, köylüler bakacak. Sadece Filistinlilere de aynı tezgah kurulmuştu. Türkün başka gidecek yeri yok. Bir Yunanın, bir Rumun, bir Almanın, bir Fransızın var ama bizim yok. Topraklarımıza, vatanımıza, milletimize, sahip çıkalım.

Devletimiz büyük ise fert olarak biz de büyüğüz. Trakya'da çok yakında Pomak etnik köküne de oynayacaklar. Bunlar insanları toprakları bölmek için. Sıra bence buralarda, devlet kendi eli ile vakıf yasası çıkarttı. 160 tane vakıf arazisi yapısı özerkliğini hakkını almak için bekliyor. İstanbul'u eski İstanbul yapacaklarmış. Sanayi dediklerini Trakya'ya taşıyorlar. Çerkezköy de ticaret merkezi olacakmış. İstanbulu Trakya'ya taşıyorlar. Kırklareli de 100 bin nüfuslu fakat, istatistikler 5 yıl sonra 350-400 binden bahsediyorlar. Topçuköy-Cevizköy arasındaki Koçka merası sanayiye açılıyor. Kırklareli zaten öyle. Çorlu-Çerkezköy uçmuş zaten. İstanbul'dan göç edenlerin yerine zengin yahudiler, yabancılar gelecekler. Yani Bizansın temelleri atılıyor. Kadir Topbaş projesi Edirne, Tekirdağ, Kırklareli valilerinden belediye başkanlarından komisyon oluşturacaksın. Büyük ölçekli arazileri üzerine proje yapacaksın. Koçka, Poyralı'daki gibi, küçük ölçeklileri belediyelere bırakacaksın. Uymayan belediyeleri afaroz edeceksin.

Hamdi Sedefçi gibi Edirne belediye başkanı çiftçiye genbankası kurdurmayacaksın. Çünkü tohumu satacaksın, 1 kilo domates tohumu 250 milyar ne lazım. Bu arazi şartlarına ve iklime uygun tohum yetiştirirsin olmaz. O satacak para kazanacak. Tohum verecek hastalıklı topraklarında türlü türlü yabancı otlar çıkacak. Sonra da zirai ilaç satacak. Çünkü dahası hasta olacak, verimsizleşecek. Çiftçi zirai mücadele edemez hale gelecek, bir ürün yetiştiremeyecek. Borcu da var tarlasını, toprağını yok pahasına satacak. Önceden şehirdekini köylüler beslerdi, efendiydiler. Fakat lakin köylüler de satın alıyor ne yazıkki. Hayvancılık yapılıyor. Ne hikmetse İpsala gümrük kapısından bir türlü kaçak hayvan geçişi engellenemedi. Yetiştirilen hayvanlar zararına satılıyor, yok parasına. Avrupadan yaşlı-hastalıklı inekler ithal ediliyor. Damızlık diye güzelim Trakya'ya hava şartlarından ya da hastalıklardan ölüyorlar hayvancıklar. Çok yazık. Çiftçiye Artezyen vurmak yasak çünkü Asilbey'de lahana, Bayramdere'de karpuz, Deveçatağı'nda kabak, Kaynarca'da domates biber, Alpullu'da pancar yetiştirilecek olur mu. Ama sanayiciye fabrikacıya 250-400 metreye kadar serbest onlarsız olmazmış. Yer altı suları tükenecek yakında. Bilimciler diyorlar, haklılar da. Hamitabut-doğalgaz, Evrencik-çimento, Pınarhisar-çimento-kireç fabrikalarından dolayı Trakya'ya yağmur yağmıyormuş, yoğunluk olmuyormuş.. Doğru..


http://www.banuavar.com.tr/?pg=articles&id=35
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Banu AVAR

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x