Türk askeri neden Kerkük'te yok? / Savaş SÜZAL

Türk askeri neden Kerkük'te yok? / Savaş SÜZAL

İletigönderen Oğuz Kağan » Sal Eki 17, 2017 12:24

Türk askeri neden Kerkük'te yok?

Meslek hayatımda bu kadar sık sık tekzip olan, açıklamaları bu sıklıkta yalanlanan bir hükümet görmedim. Sanırım bu konuda dünya rekoru bizde ve kesin dünya birincisiyiz. Hatırlarsanız iktidarın sözcüsü Bozbey, Amerikan heyetinin vize sorununu görüşmek için Ankara’ya geleceğini söyledi. Oysa Amerikalılardan sızan, heyetlerin bu konuyu gündemlerine almayacakları, esas konularının bölgesel sorunlar ve özellikle de Kıbrıs bunalımı olduğu yolunda. Bizden sonra heyetin Atina’ya gitmesi de bunu doğruluyor zaten.

Ne acı değil mi, Türk ordusu (tabii geriye ne kaldıysa) kendisini ilgilendiren yerde yani PKK’nın da bulunduğu Kerkük’te değil de Suriyeli radikal dincilerin olduğu İdlip’te. Bana bunu biri strateji diye anlatmaya da kalkmasın. Halihazırda sınırlarımız dışında evlatlarında ölüm haberlerini almaya başladık. (Boyalı basın bu şehitleri henüz sayfa ve ekranlarına taşımadı)

Ben bu satırları yazarken Irak ordusu Kerkük’e girmiş ve Barzani bayrağını söküp yerine Irak bayrağını asmıştı. Daha önce Kerkük’e gelirlerse “şöyle yaparım, böyle yaparım diyen Barzani’nin kente atadığı vali Necmettin Kerim’de makamını terk ederek tabanları yağlayıp kaçmıştı. Kaçmadan önce de kenti PKK’ya teslim ettiği gerçeği ortaya çıktı. Onlarda bir iki karşılıklı atışma sonrası kuzeye çekildi.

Daha önce yazmıştım, Kerkük valisi Necmettin Kerim’in kim ve ne olduğunu. Hoş bizimkiler bir süre herkesle olduğu gibi bu şerefsizle kucak kucağıydılar. Necmettin Kerim ABD’de çalışan bir doktordu. Aynı zamanda da bir yerel Kürt derneğinin başkanı. PKK sempatizanıydı ve ben ve bir arkadaşımın bu adam hakkında yaptığımız haberler nedeniyle Kuzey Irak’a Türkiye üzerinden geçişi önlenmişti. O da bizi hemen her toplantıda göstererek, bizim yüzümüzden Türkiye’ye giremediğinden şikâyet ederdi.

Necmettin Kerim’in bir başka özelliği de Ahmet Türk ve Leyla Zana’nın ABD’ye ilk gelişlerinde Zana’ya sahte bir rapor vererek Meclis’ten yüklü bir tedavi parasını sağlamış olmasıydı. (O zamanlar Zana milletvekiliydi). Irak savaşı sonrasında Necmettin Kerim ortadan kayboldu ve Irak Kürt bölgesinde ortaya çıktı. Sonra da Barzani tarafından Kerkük valisi olarak atandı. Atandıktan sonra attığı palavralarla Türkmenleri çok tehdit etti.

Şimdi gelelim bazı gerçeklere. Örneğin Ankara’ya gelen Amerikan heyetine. Bu heyetin gündemi, programı ele alacağı konular önceden belliydi. Ama çaresiz kalan ve ABD karşısında itibar yitirdiğini millete hissettirmek istemeyen iktidar bunu fırsata çevirmek istedi. Elbette ikili görüşmeler sırasında vize konusu da ele alınabilirdi. Ancak bunu lanse edişleri anlaşılan Washington’u rahatsız etti ev konuyu başka bir heyetin ele alabileceğini söylemişler.

Bu konu da doğru olanı ve iktidarın ilk elden birçok konuyu gurur konusu yapmadan diyalog yoluna çevirmesi gerekirdi. Konuyu ilk kez Washington’da reisin sürekli çamur ettiği muhalefetteki bir şeyden anlamayan CHP irdeledi. CHP’nin ABD temsilcisi Yurter Özcan, Amerikalı Kongre üyeleri ile konuşarak en azından hasta ve acil işler için vize kapısının açılmasını sağladı. Şimdilerde duyduğum kadarı ile ABD senatosunda öğrenciler içinde bu fırsatın yaratılmasına çalışıyormuş.

Yurter’in çabasının olumlu sonuç verdiği Amerikan Büyükelçiliği ve konsolosluk sitelerinde yayınlanan mesajlardan ortaya çıktı. Ama Washington’da Ankara’dan korkan Büyükelçiliğin konuyla ilgili parmağını oynatmadığını da biliyoruz. Dolayısıyla Ankara’da Bekir Bozdağ da çıkıp konuya sahiplenemedi. Ne yani ilk kez mi yanlış konuşacaktı? Biz yaptık derdi olur biterdi.

Bu arada geçenlerde asrın liderinin “one minutes” çıkışında Davos’ta moderatör olan Washington Post gazetesi yazarı David Ignatius, uzun bir yazıyla Ankara’nın Rıza Sarraf’ı kurtarmak için sergilediği çabayı ortaya koydu. Düşünüm konu ne kadar aile meselesi haline gelmiş ki, Washington ziyareti sırasında konuştuğu zamanın başkan yardımcısı Biden’ın eşine, “kocana söyle de Rıza’yı bıraksınlar iyi çocuktur” dediğini de yazdı. O sırada Asrın lideri de Biden’a aynı şeyleri söylüyormuş.

Görüldüğü gibi konu savcı Bharara’nın ilk açıklamalarında bu dava bazı saraylara ulaşacak demesine bir anlam kazandırıyor. Biz sizlere AKP iktidarının Sarraf konusunda lobi ve Trump’a ulaşmak üzere akıttığı paralar ve faaliyetler konusunda sayfalar dolusu yazı yazmıştık. En son Ankara takas bile önerdi. Sonuç davanın Amerika’nın gündemine oturması ve daha da önem kazanması.

Bu arada Türkiye’ye teğet geçen ekonomik kriz delip geçmeye başladı. Birçok iş kolunda işyerleri kapanırken, bankalarda kredi musluklarını kısmaya başladı. Ülkemin mirasyedi halkımın kredi borcu ise 350 milyar doları aşmış. Enflasyonun yüzde 17-18 arasında olduğu vurgulanırken, hükümet vergide vergi diye bastırıyor. Haktır verilmesi lazım. Özellikle bugüne kadar vergi vermeyen çiftçinin Büyükşehir projesiyle mahalleye dönen köylerinde arsa olarak tarlasının, emlak olarak ahırının ve hayvanlarının vergisini vermesi de bir haktır yani. Özetle konu “kendim ettim kendim buldum” şarkısı gibi.

Savaş SÜZAL, 17 Ekim 2017
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 3 konuk

x