antalyalim yazdı:..
Isci Partisi Antalyada CHP adayini destekliyormus, adayin nasil bir insan oldugunu bilmiyorum ama IP destekliyorsa kötü biri degildir diye düsünüyorum, yani oylar istemeye istemeye CHP'ye gidecek.
CHP'nin Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı, Prof. Dr. Mustafa Akaydın'dır, aslında hepimiz az çok tanıyoruz. Akdeniz Üniversitesi'nin eski Rektörüydü ve Üniversiteler Arası Kurul'un Başkanı. Son yaşanan üniversitede türban krizinde de sıkça adı duyuldu ve yurtsever tavrından ötürü, gericiler tarafından boy hedefi haline getirildi. AKP'ye tavır alan Atatürkçü rektörün başına çorap örmek için, mhp'li ayaktakımıyla kışkırtmalar yapıldı. Konuya dair, Türksolu'ndaki bu yazı ilginçtir: http://www.turksolu.org/182/erdem182.htm
AKP'nin banko adayı Menderes Türel, AKP'nin en vitrin isimlerinden biri. Sima olarak sunucu Korhan Abay'a çok benziyor


Napolyon bir ara, topçularının ateş etmediğini görünce hemen yanlarına seğirtip sebebini sormuş. Subay başlamış nedenleri sıralamaya: "Barut bitti, çok rüzgar var, topçumuz yaralı, hesaplar karıştı .." diye giderken, Napolyon susturmuş: "Oğlum eğer barut bittiyse başka sebebi niye sayıyorsun?"
Eğer musluktan akan su içilmiyor da, parası olanlar hergün damacanalara dünyanın parasını veriyor, parası olmayanlar da musluktan akan zararlı ve pis kokulu suyu içiyorsa, bana kimse kavşaktan bahsetmesin. Yoldan geçerken "aa ne güzel kavşak" diyen insan, su içerken neden bunu eleştiremiyor ki? Yada özel halk otobüslerinde, Antkart diye bir saçmalığa geçilmişti önceki sene. Aman Allahım, bu kadar mı kör kör parmağım gözüme olur. İstanbul'da başarılı bir akbil uygulaması varken, saçmalık ötesi birşeydi ve hem otobüs sürücüleri hem de halk ne kadar mağdur olmuştu. Bunu da eleştirmeden, o sırada geçmekte olduğu kavşağa hayran hayran bakıyor. Menderes de demiryolu yerine yol yapmakla halkın gönlünde taht kurmuştu ya.. Seviye hiç artmamış yani. Bir de tabi, o kadar kavşağı, kendi şirketlerine ihale vermek, yolsuzluk yapmak üzere yaptırdıklarını da herkes biliyor.
Meselenin bir de, gecekondulara tapu dağıtma meselesi var ki bence bu da çok önemli. Aklıma gelmişken, bir de opera meselesi var. Atatürk Kültür Merkezi gibi bir yer varken, temsiller oradaki o muhteşem salonlarda yapılmıyor da, şehrin göbeğindeki araziyi bir süpermarkete peşkeş çektirmeye kılıf olarak "siz de buraya bir opera salonu attırıverin" diye yapılmış Haşim İşcan'da yapılıyor. Bu salonda birşey izlemek denk gelmedi henüz ama Opera Bale'den yakın arkadaşımın sinirle söylediğine göre, berbat akustik, aptalca bir salonmuş. İşte yine halkın seviyesi: Çok yobaz olmayan, hafif dışa dönük insanlar "aa ne güzel bir salon daha" diye seviniyor ama gelin görün ki o salon hakkında, sahnede başrol oynayan sanatçılar ne düşünüyor. Ve olayın arka planındaki rant-peşkeş çarkı nasıl dönüyor. Burada da devreye Özal ahlaksızlığı giriyor: "Canım orası boş boş duruyordu, fena mı oldu yani hem market yapıldı insanlar iş buldu, hem de bahçesinde kültür salonu açılmış oldu".
Konuya dair (AKP'nin) Banko Adaylar Bunlarsa yazısını öneririm.