Doğu Perinçek: Kurtuluş Savaşı’nın stratejisi, öncelikle Doğ

Re: Doğu Perinçek: Kurtuluş Savaşı’nın stratejisi, öncelikle Doğ

İletigönderen Ram » Pzt Eki 05, 2009 18:45

Kemalist54 yazdı:Değerli Ram kardeşim tek tek cümleleri alıp yanıt vermek açıkça sataşma olmadığı zaman gerek görmediğim bir üsluptur. O yüzden aynı şekilde cevaplamayacağım :)

Yalnız yazı size cevap olarak verilmemiştir yazdıklarımı tamamlaması içindir. Ben sizin neden bu söyleme karşı çıktığınızı anlayabiliyorum ancak bende size şunu söylüyorum bu söylem tehlikeli bir söylem değildir. Ama elbette sizin kaygınız da yersiz değildir. Evet ben şunu demek istiyorum yarın derlerseki çerkezlere özerklik vs. o zamanda Türk-Çerkez kardeştir diyebiliriz bunda bir sakınca yoktur. Ama siz diyorsunuz ki bunu söylemeye gerek bile yoktur. Fakat bir noktayı gözden kaçırmayalım bugün Türk Milletini parça parça etmeye çalışan güruhlar önce kardeşliğimize kurşun sıktılar. Dağdaki teörist daha düne kadar senin kardeşindi unutma, nasıl dağa çıktı kim çıkardı onu sen zaten biliyorsun.
Kardeş olmak için aynı ana babadan olmak lazım gelirse Ahmet Taner Kışlalı da zaten onu yazmış.


Konu bütünlüğü olduğu sürece sen de tek tek alıntılar yapabilirsin Mustafa Recep, ben alınmam, aksine sevinirim. Çünkü okumayı ve anlamayı kolaylaştırıyor, bu da tartışmanın hızlı yol almasını sağlıyor.

Şimdi beni anlamıyorsun sevgili Mustafa Recep. Sen, benim "duyduğum kaygıyı" anladığını söylüyorsun. Meseleler kaygı safhasını çoktan geçmiştir. Burada olası bir iç savaş söz konusudur. Ben Türküm diyemeyen de, Türklüğü, en azından bir ecnebiye karşı benimseyemeyen de, bu memlekete kurulan tuzaklara eninde sonunda kapılır. Benim düşüncemde buna yer yoktur. Gazi, boşu boşuna "Ne mutlu Türküm diyene" dememiştir. Ya bu yeniden benimsetilmelidir, ya da sonumuz beklenmelidir.

Türk-Kürt kardeştir söylemi, bu geçtiğimiz zor dönemlerde Kürt budunsalını(etniğini) tanımak demektir. Sen tanımayabilirsin, aksini de düşünebilirsin; fakat bu tuzakçıların işine geliyor ve "işte Kürdü tanıdınız" demekten geri kalmıyorlar ve aynı söylemi yineliyorlar: Türk-Kürt kardeştir. Bu birinci noktadır.

İkinci nokta; Türklüğün yok edildiği bir dönemde, bu söylem daha bir yıkıcıdır. Zira hem bizim benimsediğimiz Türklük, hem de budunsal olarak Türklük yok edilmekte ve yok sayılmaktadır. Bunun sonucu yine ırkçılığı hareketlendirecektir. Irkçılık ise, iç savaşa hizmet eder.

Yâni parçalanma endişelerinle bu söylemlerin öyle bir çelişiyor ki anlatamam. "Çerkeslerle oynarlarsa, o zaman da Türk-Çerkes kardeştir deriz" diyorsun. Bu hem samimiyetsizliktir(yâni zora gelince kardeş olunuyor), hem de Çerkesleri Türklükten uzak etmektir.

Dipçe I: Dağdaki ya da şehirdeki veya herhangi bir yerdeki eşkıya, hiçbir zaman benim kardeşim olamaz, olmadı da...

Dipçe II: Yukarıdaki dipçedeki yaklaşım, yalnızca "duygusal" bir yaklaşım değildir. İlkeli olmakla da ilgilidir.

Dipçe III: Şırnaklı Kürt kökenli Korucu Cafer BENEK gibi, Ermeni asıllı Avukat Kegam Karabetyan gibi "Ne mutlu Türküm diyene" diye haykıran Türk'tür bizim istediğimiz. Kimsenin budunu, kimseyi ilgilendirmemelidir.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Re: Doğu Perinçek: Kurtuluş Savaşı’nın stratejisi, öncelikle Doğ

İletigönderen Mustafa Recep » Sal Eki 06, 2009 10:22

Sevgili Ram bir noktayı yanlış anlıyorsun, çerkezde kardeşimiz derken bir türküzde çerkez değil yada kürt de kardeşimiz derken bu biz türküz de onlar değil anlamında bir söylem değildir burada anlatılmak ve üzerine basılmak istenen nokta Türk Milleti içerisideki halkların kardeşliğidir. Mustafa Kemal Paşa da söyledi 'ne mutlu türküm diyene' dedi neden millet olmak böyle birşeydir. Kimse doğmadan önce etnik kimliğini kendisi belirleyemiyor ama tarihin akışı büyük topluluklarını meydana getirmemizi sağladı bugün gelinen en üst aşama insanlık için millet aşamasıdır.(enternasyonalizm belki daha sonra) Yani burada zora gelince kardeş olunuyor bu samimiytesizlik gibi ithamlarınızı asla kabul edemem. Biz burada birşey söylüyoruz diyoruz ki T.C. vatandaşlarının hepsi bizim için Türk Milleti'nin bir parçasıdır, dolayısıyla Türktür. Ve bu da bugün için insalığın gelmiş olduğu en üst aşama olan (muassır medeniyet) Millet seviyesinin olmazsa olmazıdır. Onun için burada kardeşliğe vurgu yapmak ayrıştırmaya hizmet etmez birleştirmeye hizmet eder. Tekrar deiyorum bugün baltalanan kardeşliktir o zaman o mevzi savunulmalıdır, bunda yanlış birşey yoktur.
Elbetteki ne dağdaki ne şehirdeki eşkiya ile kardeş olamayız benim söylediğim bu eşkiyaları kim yarattı, doğarken eşkiya mı doğdular? Bir hatalı bakış açısı var iç savaş deniyor, evet ülkemizde bugün bir iç savaş başlamıştır gayet açık olarak ilericilerle gericiler arasından bir iç savaş vardır. Bu savaşı gözlerden kaçırıp bir etnik çatışmalar silsilesi yaratılmak isteniyor. Diyarbakır'a gidip miting yap-a-mayanlar birlikten bahsedemezler, orayı pkk'ya (dtp) bırakanlar bu ülkenin birliğini sağlayamazlar. Bu mesele yalnız Diyarbakır meselesi de değildir. İstanbulda pkk yanlısı mitingleri tertipleyeler kimlerdir. O mitinglere katılanların çoğunluğu kürtlerdir. Peki, mitinge katılan istanbullu kürtler ne için oradadırlar, bölünmek istedikleri için mi yoksa birilerinin oyununa geldikleri için mi? Kimse kendiğilinden NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE demez (istisnalar olabilir) yurttaşlarımızı ülkemize bağlamak için tek millet kılmak için çalışmalıyız eğer bunları unutup başka hayalleri kapılırsak işte gelinen nokta bugünkü gibi olur. Benim söylemek istediğim son elli yıldır belki daha fazla bu ülkede karşı devrimcilerin iktidarda olduğu ve bunun devrimle kurulan cumhuriyetimizi ve milletimizi parçaladığıdır.
AMERİKANCI GENERALLER DEĞİL KEMALİST PAŞALAR İSTİYORUZ!
Kullanıcı küçük betizi
Mustafa Recep
Üye
Üye
 
İletiler: 417
Kayıt: Çrş Tem 09, 2008 13:11
Konum: sakarya

Re: Doğu Perinçek: Kurtuluş Savaşı’nın stratejisi, öncelikle Doğ

İletigönderen Ram » Sal Eki 06, 2009 12:40

Kemalist54 yazdı:Sevgili Ram bir noktayı yanlış anlıyorsun, çerkezde kardeşimiz derken bir türküzde çerkez değil yada kürt de kardeşimiz derken bu biz türküz de onlar değil anlamında bir söylem değildir burada anlatılmak ve üzerine basılmak istenen nokta Türk Milleti içerisideki halkların kardeşliğidir.


Aynen öyledir Mustafa Recep. Bir ulusun bir halkı olur, oysa sen kalkmışsın "halkların kardeşliğinden" söz eder durursun. Türk-Kürt kardeştir derken, madem bu "hepimiz Türküz ama aramızda kardeşiz" demektir, bu Türk ulusunu budunlara ayırmak, gözde tabirle söylersek etnik bölücülük yapmaktır. Madem Türk-Çerkes kardeştir söylemindeki Türklük, "Ne mutlu Türküm diyene" deyişindeki Türklükle ilgili değildir, öyleyse buradaki Türklük bir ırkı, bir budunu temsil eder ve buradaki Çerkeslik bir ırkı, bir budunu temsil eder. Dolayısıyla sen, şu halde yıkılmak üzere olan ulusluk anlayışını benimsemiş tek bir ulusu olan Türkiye Cumkhuriyeti'nde, halkların kardeşliğini değil, ırkların veya budunların kardeşliğini savunuyorsun. Halkların kardeşliği, Türkiye-Pakistan halkları kardeştir deyişindeki gibidir.


Mustafa Kemal Paşa da söyledi 'ne mutlu türküm diyene' dedi neden millet olmak böyle birşeydir.


Mustafa Kemâl ATATÜRK, tek bir ulus yaratmak istiyordu -ki yaratmıştır- da ondan bu sözü söyledi. Budunlara takılmadı. Kültürleri ortak edip Türk ulusunu oluşturdu.


Kimse doğmadan önce etnik kimliğini kendisi belirleyemiyor ama tarihin akışı büyük topluluklarını meydana getirmemizi sağladı bugün gelinen en üst aşama insanlık için millet aşamasıdır.(enternasyonalizm belki daha sonra) Yani burada zora gelince kardeş olunuyor bu samimiytesizlik gibi ithamlarınızı asla kabul edemem.


Esasen, şu noktada bu ithamlarımı kabûl etmemelisin de... Çünkü ben bu ithamı yaparken, senin tek bir ulusa inandığını düşünmekteydim de seni samimiyetsizlikle suçladım. Fakat şu halde buna inanmadığın görülmektedir. Kültür ile budunu bir tutuyorsun, bu gerçekten üzücüdür. Ayrıca bahsettiğin millet, ulus anlamında millet değildir. Osmanlı millet sisteminin bugüne uyarlanmış hali olan millet anlayışının bir çeşididir(İslâmcılar, Yeni Osmanlıcılar gibi kümeler de, kendilerine özgü çeşitleri bugün sunmaktadır).

Biz burada birşey söylüyoruz diyoruz ki T.C. vatandaşlarının hepsi bizim için Türk Milleti'nin bir parçasıdır, dolayısıyla Türktür.


Birincisi bunu demiyorsun. İkincisi bunu dediğin anda yukarıda yazdıklarınla çeliştiğini defalarca yazdım. Madem herkes tek bir ulusun parçası olarak Türktür, tek bir ulusun, tek bir halkı olur, halkları olmaz.

Ve bu da bugün için insalığın gelmiş olduğu en üst aşama olan (muassır medeniyet) Millet seviyesinin olmazsa olmazıdır. Onun için burada kardeşliğe vurgu yapmak ayrıştırmaya hizmet etmez birleştirmeye hizmet eder.


Muasır Medeniyet bu değildir; bu anlayış 38'den bu yana adım adım yok olmaya başlamıştır. Muasır Medeniyet, en üst seviye de değildir. Bugün hangi ülkede cezaevi yoksa, o ülke bu devrin Cağdaş Uygarlığı'dır. Ayrıca, çağdaş bir uygarlık da bir bütün olacağı için, onun da tek bir ulusu olur. Kendi içinde -budun olarak- ayrı ayrı unsurları barındırmaz. Bir örnek vermek gerekirse; eğer Anadolu'daki Kürt topluluğunun, Çerkes topluluğunun ya da Laz topluluğunun güzel ve yararlı bir geleneği varsa, çağdaş uygarlığın icâbı olarak, bu gelenek millîleşir(millîleştirilir), bütüne yayılır. "Aman sizin geleneğiniz ne güzelmiş, sevdik sizi, biz kardeşiz zaten" denmez. Fakat bütünleşecek olan kültür ile budun bir tutulur ya da karıştırılırsa, o zaman bütünlük kaybolur, ulusluk kaybolur, saflara ayrılmalar başlar.

Onun için burada kardeşliğe vurgu yapılması, işte buna hizmet eder.

Tekrar deiyorum bugün baltalanan kardeşliktir o zaman o mevzi savunulmalıdır, bunda yanlış birşey yoktur.


Ulus devlet, -eğer görsel olarak canlandırırsak- kardeşliği değil, yapışık ikizliği, üçüzlüğü, dödüzlüğü vb. savunur. Ayrı olan kısımlar da ulusal kültürle bütünleşmemiş kültürlerin toplamından ibarettir -ki bu da genel kültürün yörelere göre değişik küçük parçalarıdır, budunlara göre değil. Çağdaş uygarlık ise, yapışık olanı tek yapmak maharetinden geçer; bütünleştireceğini bütünleştirir, ulusallaştıracağını ulusallaştırır, diğerleri zamanla yok olur. Yine ulus devlet bir el ise, parmaklar ulusallaşmamış kültür parçalarını işaret eder, halkları değil, çünkü federe değildir. Çağdaş uygarlık ise yumruktur.

Elbetteki ne dağdaki ne şehirdeki eşkiya ile kardeş olamayız benim söylediğim bu eşkiyaları kim yarattı, doğarken eşkiya mı doğdular?


Özgün olmayan bir yanıt vereyim: Vallahi ben yaratmadım Mustafa Recep


Bir hatalı bakış açısı var iç savaş deniyor, evet ülkemizde bugün bir iç savaş başlamıştır gayet açık olarak ilericilerle gericiler arasından bir iç savaş vardır. Bu savaşı gözlerden kaçırıp bir etnik çatışmalar silsilesi yaratılmak isteniyor. Diyarbakır'a gidip miting yap-a-mayanlar birlikten bahsedemezler, orayı pkk'ya (dtp) bırakanlar bu ülkenin birliğini sağlayamazlar.


Bak burada haklısın. Perinçek gitti, bayrağımızı sallandırdı. Pamukoğlu ise "oralara gitmem" dedi. Paşa'ya sormak gerekir: Nerede kaldı ulusluk¿?

Bu mesele yalnız Diyarbakır meselesi de değildir. İstanbulda pkk yanlısı mitingleri tertipleyeler kimlerdir. O mitinglere katılanların çoğunluğu kürtlerdir. Peki, mitinge katılan istanbullu kürtler ne için oradadırlar, bölünmek istedikleri için mi yoksa birilerinin oyununa geldikleri için mi?


Bu da doğru. Çok az olan bilenleri, amacın tümden çökertme olduğunu bilerek bu tertiplerin içinde yer alır. Çoğunluk olan bilgisizler ise, emre uyar. Doğu değil, Türkiye bölünmek isteniyor, çökertilmek isteniyor. Bu yüzden ulusluk tamamen yıkıma gitmektedir.


Kimse kendiğilinden NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE demez (istisnalar olabilir) yurttaşlarımızı ülkemize bağlamak için tek millet kılmak için çalışmalıyız eğer bunları unutup başka hayalleri kapılırsak işte gelinen nokta bugünkü gibi olur.


Bak bu da doğrudur. Ben de "kendi kendilerine akıllansınlar da, 'biz de Türküz' desinler" demiyorum zaten. Başından beri yazıyorum. Yıkılmakta olanı onarmamız gerekiyor.

Benim söylemek istediğim son elli yıldır belki daha fazla bu ülkede karşı devrimcilerin iktidarda olduğu ve bunun devrimle kurulan cumhuriyetimizi ve milletimizi parçaladığıdır.


Gerçekçi olalım, 38'den beri(bana göre Gazi hastayken başlamıştır), illâki karşı devrimci olmasına da gerek yok, birileri önemli yanlışlar yapmaya başlamıştır. On beş yılda atılan temeller, ancak yetmiş yılda(istisnai olumlulukları göz ardı edersek) bugünkü duruma kadar getirildi, buna da şükür.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Re: Doğu Perinçek: Kurtuluş Savaşı’nın stratejisi, öncelikle Doğ

İletigönderen Mustafa Recep » Sal Eki 06, 2009 16:13

Çağdaş uygarlık hususunda yanlış anlamışsınız ben bugün için gelinen noktada çağdaş uyagarlık adına topluluklar açısından millet olgusunun en kapsayıcı kavram olduğunu söyledim.

Güzel bir tartışma oldu fakat devam edersek tekrara düşeceğiz diye düşünüyorum. Ram dostum mümkün olsaydı sizinle yüzyüze de tartışmak isterim.

Not: Halk ve Millet kavramları ayrı şeylerdir. Bir millet çeşitli halklardan oluşabilir buna bazıları mozaik diyor yanlıştır buna ebru denir. Türk Halkı dersek bu yanlış bir söylem olur esası Türkiye Halkı'dır veya İstanbul Halkı deriz ama İstanbul milleti diyemeyiz.

Kürtler vardır demekle milleti bölmüş olmayız eğer öyle olsaydı bunu Mustafa Kemal Paşa söylemezdi.

...Trakya'nın manevi gücünü yükseltmek maksadıyla bu talimata şu bilgileri de ekledim: <
*Kemal Atatürk 'NUTUK' (Atatürk Araştırma Merkezi, hazırlayan: Prof. Dr. Zeynep korkmaz) sayfa.15
AMERİKANCI GENERALLER DEĞİL KEMALİST PAŞALAR İSTİYORUZ!
Kullanıcı küçük betizi
Mustafa Recep
Üye
Üye
 
İletiler: 417
Kayıt: Çrş Tem 09, 2008 13:11
Konum: sakarya

Re: Doğu Perinçek: Kurtuluş Savaşı’nın stratejisi, öncelikle Doğ

İletigönderen Ram » Sal Eki 06, 2009 21:45

Yüz yüze biraz zor; fakat ben de -buradaki birçok kişi de dâhil- yüz yüze tartışmayı çok isterim.

Dipçe I:

Halk sözcüğünün anlamı:

  1. Aynı ülkede yaşayan, aynı kültür özelliklerine sahip olan, aynı uyruktaki insan topluluğu, folk:
    ÖR: "Türk Halkı."- .
  2. Aynı soydan gelen, ayrı ülkelerin uyruğu olarak yaşayan insan topluluğu:
    ÖR: "Yahudi Halkı."- .
  3. Bir ülke içerisinde yaşayan değişik soylardan insan topluluklarının her biri:
    ÖR: "Bağımsız Devletler Topluluğunun halkları."- .
  4. Belli bir bölgede veya çevrede yaşayanların bütünü, ahali:
    ÖR: "Bütün köy halkı orada idi."- Ö. Seyfettin.
  5. Bir ülkedeki yurttaşların bütünü, kamu:
    ÖR: "Bilmiyorlar ki halk, halkın diliyle konuşan sanatkârla birliktir."- O. V. Kanık.

    Türk Dil Kurumu

Görüldüğü gibi ilk anlamı açıktır. İkinci anlamı ırk örneğidir. Üçüncü anlam konfederasyon örneğiyle verilse de federasyon(ulus olmayan üniter bir devlet, az ya da çok özerklik tanıdığı budunlar barındırırsa bir federasyon olur) için de kullanılır; senin bahsettiğinin, bugünün koşullarında en yakını budur. Buna verdiğin yardımcı örnek ise dördüncü anlamdadır, yâni ilk bahsettiğinden farklıdır. Son anlam, her türlü yönetim biçiminde, o devlete yurttaşlık bağıyla bağlı yurttaşlar için genel bir tanımlamadır.

Dipçe II: Değerli Mustafa Recep, bana Gazi'den örnek sunmana gerek yoktur. Ne ben Kürtler yoktur dedim, ne de Gazi'nin böyle bir şey söylediğini ileri sürdüm. O kadar "Kürt, Laz, Çerkes" diye boşuna yazmışım anlaşılan. Türk ulusu içinde, herhangi budun bir halk değildir, olamaz dedim.

Dipçe III: ... ve tarih 18 Haziran 1919'dur.

Kemalist54 yazdı:Çağdaş uygarlık hususunda yanlış anlamışsınız ben bugün için gelinen noktada çağdaş uyagarlık adına topluluklar açısından millet olgusunun en kapsayıcı kavram olduğunu söyledim.

Güzel bir tartışma oldu fakat devam edersek tekrara düşeceğiz diye düşünüyorum. Ram dostum mümkün olsaydı sizinle yüzyüze de tartışmak isterim.

Not: Halk ve Millet kavramları ayrı şeylerdir. Bir millet çeşitli halklardan oluşabilir buna bazıları mozaik diyor yanlıştır buna ebru denir. Türk Halkı dersek bu yanlış bir söylem olur esası Türkiye Halkı'dır veya İstanbul Halkı deriz ama İstanbul milleti diyemeyiz.

Kürtler vardır demekle milleti bölmüş olmayız eğer öyle olsaydı bunu Mustafa Kemal Paşa söylemezdi.

...Trakya'nın manevi gücünü yükseltmek maksadıyla bu talimata şu bilgileri de ekledim: <
*Kemal Atatürk 'NUTUK' (Atatürk Araştırma Merkezi, hazırlayan: Prof. Dr. Zeynep korkmaz) sayfa.15
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Önceki

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x