Gül 21 üniversitenin rektör atamasını yaptı

Genel & Güncel Konular

Gül 21 üniversitenin rektör atamasını yaptı

İletigönderen Çetin Taş » Sal Ağu 05, 2008 19:16

Cumhurbaşkanı Abdullah gül 21 üniversitenin rektör atamasını yaptı.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Gül Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 130. ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 13. maddesi uyarınca YÖK'ün önerdiği adaylar arasından rektör atadığı bildirildi.
Rektör atanan üniversiteler ve rektörlerin isimleri şöyle:

- Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe,

- Ankara Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Cemal Taluğ,

- Atatürk Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Hikmet Koçak

- Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Kadri Özçaldıran,

- Cumhuriyet Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. İlyas Dökmetaş,

- Çukurova Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Alper Akınoğlu,

- Dicle Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç,

- Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Mehmet Füzün,

- Ege Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Candeğer Yılmaz,

- Erciyes Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Hasan Fahrettin Keleştemur,

- Fırat Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Ahmet Feyzi Bingöl,

- Gazi Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Rıza Ayhan,

- Gaziantep Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun,

- İnönü Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Cemil Çelik,

- İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Muhammed Şahin,

- Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. İbrahim Özen,

- Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Hüseyin Akan,

- ODTÜ Rektörlüğüne Prof. Dr. Ahmet Acar,

- Trakya Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Enver Duran,

- Uludağ Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Medet Mete Cengiz,

- Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. İsmail Yüksek.



GÜL: ÜNİVERSİTELERİMİZDEN BEKLENTİLERİMİZ BÜYÜKTÜR

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Bilgi ve teknoloji üretiminin yapıldığı, tüm düşüncelerin özgürce ifade edildiği evrensel kurumlar olan üniversitelerimizden beklentilerimiz büyüktür” dedi.

Rektör atamaları ile ilgili olarak Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan yazılı açıklamada Gül'ün, “yeni atanan ve halen görevde olan rektörlerden beklentileri” şöyle ifade edildi:

“Ülkelerin ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel gelişimlerinde büyük rolü bulunan üniversiteler, bilim merkezi olmalarının yanında, kalkınma ve gelişmenin lokomotifidirler.

Bilgi ve teknoloji üretiminin yapıldığı, tüm düşüncelerin özgürce ifade edildiği evrensel kurumlar olan üniversitelerimizden beklentilerimiz büyüktür.

Üniversitelerimizin kendi aralarında olduğu gibi dünyanın saygın üniversiteleriyle de bilimsel çalışmada bir rekabet ve yarış içerisine girmeleri büyük önem taşımaktadır.

Bu bağlamda Avrupa Birliği ile müzakere sürecinde Yükseköğretim Kurulu tarafından hazırlanan ve geleceğe dönük projeksiyonlar sunan Strateji Belgesi'ni önemsiyorum.

Üniversitelerimizin Strateji Belgesi'ne uygun olarak yükseköğretim alanında Avrupa Birliği standartlarının yakalanması, bilimsel seviyenin yükseltilmesi ve araştırma-geliştirme alanında dünya ile yarışacak bir düzeye ulaşılması amacıyla daha fazla çaba göstermeleri gerektiğini düşünüyorum.

Bu duygularla yeni atanan rektörlerimizi kutluyor, kendilerine ve halen görevlerini yürüten üniversite yöneticilerine başarılar diliyorum.”


Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/95918 ... 9&sz=83872


Not: Yeni rektörleri internetten araştırıp tek tek haklarında kısa bilgiyi birazdan bu mesajın altına ekleyeceğim.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen kaye » Sal Ağu 05, 2008 19:53

Bundan sonra akapenin ve gül'ün yapacağı herşeyin altında mahkemenin de imzası vardır..
Sonuçta "yola devam" kararını verenler kendileridir..
Soykırımda kabul edilsin, Kıbrıs'ta verilsin, topraklarda satılsın, rum patriği ekümenikte olsun, zamlar peşpeşe de gelsin, rejime muhalif rektörler de atansın, bakan-vekil için yasalar da! çıkarılmaya devam etsin, Atatürk'e ve devrimlerine travma olarak ta bakılsın..
Durmak yok, yola devam...
Kullanıcı küçük betizi
kaye
Üye
Üye
 
İletiler: 1036
Kayıt: Pzr Oca 06, 2008 0:57

İletigönderen Çetin Taş » Çrş Ağu 06, 2008 12:14

İTÜ'de Gül'e tepki istifası

İTÜ'de ikisi profesör 12 öğretim üyesi görevlerinden istifa ettiğini açıkladı.

İstanbul Teknik Üniversitesi'den 12 öğretim görevlisi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün rektör olarak Muhammed Şahin'i atamasının ardından tepki olarak istifa etti.


Muhammed Şahin üniversitede yapılan oylamada 209 oy alarak ikinci sırada yer almıştı. Ancak YÖK, Gül'e gönderdiği listede Şahin'i en çok oy alan Hüseyin Faruk Karadoğan'ın önüne koymuştu. Öğretim görevlileri gazetelere verdikleri ilan ile YÖK'ün listesini dikkate almaması için Cumhurbaşkanına çağrıda bulunmuştu.

İTÜ Ayazağa Yerleşkesi'ndeki Atatürk Meydanı'nda bir araya gelen eski rektör Prof. Dr. Faruk Karadoğan ile bazı senato ve öğretim üyeleri, rektörlüğe yapılan atamayı protesto ettiler.

Prof. Dr. Karadoğan, burada yaptığı açıklamada, böyle bir devir teslimin İTÜ'de ilk defa yaşandığını belirterek, bu durumun İTÜ'nün edindiği birikimle bağdaşmadığını söyledi.

İTÜ'nün bu karardan iyi ders alması gerektiğini ifade eden ve bu kararı verenlerin İTÜ'yü tanımadıklarını savunan Karadoğan, “İTÜ, Türkiye'ye çok şey kazandırmış. Tarihimizin 335 yıllık kutsal sayılacak bir kuruluşudur” dedi.

Karadoğan, gerçek İTÜ'lünün söylemiyle, eylemiyle demokrat ve sözünün eri olduğunu belirterek, demokrat olabilmek için ön koşulun “laik olmak” olduğunu, gerçek İTÜ'lülerin ise laik olduğunu vurguladı.

İTÜ'lülerin, bilimin yönetiminde demokrasi olabileceğini gördüklerini ve bunu vurgulayarak yaşadıklarını ifade eden Karadoğan, son 20 rektörü belirleme sürecinin demokratik esaslara dayalı olarak gerçekleştiğini kaydetti.

Prof. Dr. Faruk Karadoğan, İTÜ yönetim kurulu ve senatosunun farklı görüşlerin bir araya geldiği, farklılıkların akılla birleştiği bir kurum olduğunu, bunun da İTÜ'nün demokrasi düzeyini gösterdiğini dile getirdi.

Karadoğan, rektör atamasının açıklanmasının ardından bazı senato ve öğretim üyelerinin sözlü olarak istifa ettiklerini kendisine ilettiklerini bildirdi.

Prof. Dr. Faruk Karadoğan, istifa edeceklerini belirten öğretim üyeleriyle ilgili bir soru üzerine, “Bunlar bireysel kararlardır. Saygı ile karşılıyorum, önem veriyorum” dedi.

Bu arada, Maden Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mahir Vardar, görevinden istifa ettiğine ilişkin dilekçeyi, basın açıklamasının ardından Faruk Karadoğan'a verdi.

Sözlü olarak istifalarını ileten senato ve öğretim üyelerinin isimleri şöyle:

“Rektör yardımcıları Prof. Dr. Erkin Nasuf, Prof. Dr. Fuat Anday ve Prof. Dr. Haluk Karadoğan, Sosyal Bilimler Enstitü Müdürü Prof. Dr. Ümit Şenesen, Prof. Dr. Özgür Turhan, Prof. Dr. Remzi Akkök, Prof. Dr. Mehmet Ali Taşdemir, Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, Doç. Dr. Rahmi Nurhan Çelik, Prof. Dr. Melek Tüter, Fen Bilimleri Enstitü Müdürü Prof. Dr. Sumru Pala.”


Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/95960 ... 9&sz=86793


Not: Boşuna dememişler İTÜlü olmak ayrıcalıktır diye.İçlerinde çok yakından tanıdığım bir hocam da var.Gurur duydum onlarla.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen kaye » Çrş Ağu 06, 2008 12:52

Yani bu istifa edenleri de hiç anlayamıyorum. Zora girince çek teslim bayrağını..
Asıl böyle zamanda lazımsınız siz, asıl böyle zamanda laikliği kollayacak insanlara ihtiyaç var..
Çok umrunda sanki gülün ya da yök başkanının sizin istifanız, kör istedi bir göz, Allah verdi iki göz misali, hemen boşlukları dolduracak adamları elbette vardır...
Sen aklıma mukayyet ol ya Rabbi..
İnsanlara da aklın yanında mantık ihsan eyle..
Kullanıcı küçük betizi
kaye
Üye
Üye
 
İletiler: 1036
Kayıt: Pzr Oca 06, 2008 0:57

İletigönderen Çetin Taş » Çrş Ağu 06, 2008 13:08

Yani bu istifa edenleri de hiç anlayamıyorum. Zora girince çek teslim bayrağını..
Asıl böyle zamanda lazımsınız siz, asıl böyle zamanda laikliği kollayacak insanlara ihtiyaç var..

Aslında sen de haklısın be Kaye kardeş.
Bu şuna benziyor.10 senedir özel sektörde çalışıyorum ve tepem atınca istifayı basıp çıktığım oldu.Ama yılların emeğini orada bıraktım.Fakat onurlu bir davranış yaptım diye düşündüm hep ama o benim emeğimin üzerine kurulan kşi de aklıma geldikçe sinir oldum.

Ya bu işler zor işler yahu Kaye kardeş.İstifa edenler bence onurlu davranmışlardır.Çünkü dünya görüşleri farklı bir insan ile birlikte çalışmak istememişlerdir.Ama dediğin gibi onların istifaları ile boşalan kadrolar hemen karşı tarafın adaları ile doldurulacaktır ve mevzi kaybı olacaktır.

Akıl karıştıran ve hangi taraftan bakarsan o tarafı haklı gördüğün ilginç bir durum.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen tuba » Çrş Ağu 06, 2008 13:31

Ya bu işler zor işler yahu Kaye kardeş.İstifa edenler bence onurlu davranmışlardır.Çünkü dünya görüşleri farklı bir insan ile birlikte çalışmak istememişlerdir.Ama dediğin gibi onların istifaları ile boşalan kadrolar hemen karşı tarafın adaları ile doldurulacaktır ve mevzi kaybı olacaktır.


Kesinlikle istifa etmemeliydiler, büyük hata yapılmıştır....Çetin, sana şu noktada katılmıyorum: istifa etmeleri onurlu bir davranıştır derken istifa etmemeleri ve farklı görüşte insanlarla çalışmaları da "onursuz" bir davranışmış gibi algılanıyor...ben buna kesinlikle katılmıyorum...Orası devletin üniversitesidir, rektörün babasının malı değil ve istifa edenler şimdi Türk gençliğini kimlere emanet ettiklerini bir düşünsünler...bu mantıkla devlet kadrolarında da birçok kişi istifa etmelidir, neymiş karşıt görüşlü insanlarmış...olur mu öyle şey hiç...Kaye, çok haklı....böyle kolaya kaçarak mücadele edilmez!...bence, asıl rektöre rağmen orada kalıp mücadele etmeleri "çok onurlu bir davranış" olurdu...
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

İletigönderen omniscient35 » Çrş Ağu 06, 2008 15:17

Arkadaslar kalsalardi onurlu davranis olurdu falan diyorsunuz da, oyunun kurallari konmus sonucu da belli.Oradaki rektörler artik siyasi destek ve Yök'ün destegi ile istedikleri gibi at kosturabilecekler.Peki bu insanlar(Atatürkcüler) orada istifaya zorlansalar dertlerini kime anlatacaklar ? Medyanin tamami onlarin(AKP).Seslerini bir kac gazetede duyururlar , halk zaten balik hafizali unutulur giderler.

Istifa etmesinler ya da etsinler demekten ziyade , kalsalar sonucta uzun vadede birsey degismeyecekti.Bence bunu görmek lazim.

Asil sorun bizim gibi daha sistemi oturmamis yada sistemi ülkedeki herkes tarafindan kabul görmeyen ülkelerde , böyle yüksek oyla iktidara gelen partilerin uygulamalari sorun yaratabiliyor.E adamlari denetleyecek mekanizmalar da kendilerine ait olunca , körler sagilar birbirlerini agirlar oluyor. Yök, cumhurbaskanina neredeyse dikensiz liste veriyor , cumhurbaskani da isi bitiriyor iste.Bize de kisa ve orta vadede sadece seyretmek kaliyor ne yazik ki...
Kullanıcı küçük betizi
omniscient35
Üye
Üye
 
İletiler: 26
Kayıt: Pzt Ara 17, 2007 2:52

İletigönderen tuba » Çrş Ağu 06, 2008 15:59

Arkadaslar kalsalardi onurlu davranis olurdu falan diyorsunuz da, oyunun kurallari konmus sonucu da belli.Oradaki rektörler artik siyasi destek ve Yök'ün destegi ile istedikleri gibi at kosturabilecekler.Peki bu insanlar(Atatürkcüler) orada istifaya zorlansalar dertlerini kime anlatacaklar ? Medyanin tamami onlarin(AKP).Seslerini bir kac gazetede duyururlar , halk zaten balik hafizali unutulur giderler.


Madem ki milli mücadelenin ruhundan uzaklaşıp kişiler üzerinden varsayımlarda bulunuyoruz, o halde benim de size birkaç sorum olacak:

1) Hangi durumda bu insanların istifaya zorlanmaları daha kolay? Zaten büyük bir kısmının önceden istifa etmesi durumunda mı yoksa daha çok insanla mücadele etmeleri durumunda mı?

2) Hangi durumda baskı sonucu istifaya zorlanmalar gerçekleşse milli zarar en az olur?

3) Eğer istifalar olursa daha az kişiyi istifaya zorlayacaklar demektir.. O halde hangi durumda baskı sonucu istifaya zorlamalar "daha çok ses getirir"?

4) Söz konusu olan bu insanların istifa edip ses getirebilmeleri mi yoksa kalıp sonuna kadar mücadele edip milli değerlere sahip çıkacak gençlerin önünü açmak için çabalamaları mı?

Istifa etmesinler ya da etsinler demekten ziyade , kalsalar sonucta uzun vadede birsey degismeyecekti.Bence bunu görmek lazim.


İstifa edip mücadele etmezseler asıl hiçbir şey değişmeyecek!...Bence de bunu görmek lazım...sonuçta o universiteler yarının gençlerini yetiştiriyor...

Asil sorun bizim gibi daha sistemi oturmamis yada sistemi ülkedeki herkes tarafindan kabul görmeyen ülkelerde , böyle yüksek oyla iktidara gelen partilerin uygulamalari sorun yaratabiliyor.E adamlari denetleyecek mekanizmalar da kendilerine ait olunca , körler sagilar birbirlerini agirlar oluyor. Yök, cumhurbaskanina neredeyse dikensiz liste veriyor , cumhurbaskani da isi bitiriyor iste.Bize de kisa ve orta vadede sadece seyretmek kaliyor ne yazik ki...


Eğer kendimizi sorumlu görmeyip "bize de kısa ve orta vadede seyretmek kalıyor" dersek, ben de hepimize geçmiş olsun derim!..
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

İletigönderen omniscient35 » Çrş Ağu 06, 2008 16:16

Galiba yanlis anlasildim.Ben sadece seyredelim demiyorum ancak su da bi gercek ki AKP daha uzun bir süre iktidarda kalacak ve bunu ister cok isteyin isterseniz AKP den nefret edin hicbirsey degistirmeyecek.Kafasini duvara hizla carpmaya giden bir insanin durumunu eger o insan istemiyorsa degistiremezsiniz ve ne yazik ki o insan su an halinden gayet memnun.Tabi ki kimse pes etmesin ama durum kötüyse kötüdür.Asil bunun bilincinde olmak gerekiyor.

En basit örnegi gecen gün Konyada yasanan olaydir.Insanlarin cocuklari ölmüs ama bir kisi bile cikip sikayet etmiyor hatta neden etmiyorsun diyenlere ates püskürüyor üstüne bir de cocuklarim sehit oldu diyor.Bunun adi afyondur ve alan da satan da su an icin memnundur.Kisa ve orta vadede degismeyecektir ne yazi ki.Bu insanlar akillanana kadar geriye kac Atatürkcü isim(önemli mevkilerde) kalir onu da Allah bilir heralde.

Aman yanlis anlasilmayayim Mücadeleye tabii ki DEVAM !! Ancak gerceklerden kopmamak kaydiyla

Eski rektörlerin orada kalmasi da gözle görünür bir degisiklik göstermese de tabii ki kücümsenecek birsey degildir.
Kullanıcı küçük betizi
omniscient35
Üye
Üye
 
İletiler: 26
Kayıt: Pzt Ara 17, 2007 2:52

İletigönderen Çetin Taş » Çrş Ağu 06, 2008 17:03

Tuba kardeşim.Bu tür olayları Fenerbahçe-Galatasaray-Beşiktaş tutan fanatiklerin birbirleriyle tartışmaları şeklinde değerlendirmemek lazım.Ben onurlu davranış olarak görüyorum.Sen görmediğini söylüyorsun.Kendi gerekçelerini söylüyorsun.Ben de bu tür durumlarda iki taraftan bakınca da iki türlü davranışın haklı ve de haksız görülebileceğini söyledim.

İstifa etmelerine neden karşı olduğunu yazmışsın.Benim yeniden bunları söylememe gerek yok.Yazdıklarında haklısın.
Ben de neden istifa etmelerinin onurlu davranış olduğuna dair birkaç bir şey söyleyeyim.omniscent arkadaş aslında değinmiş.Bu istifa eden kişiler istifa etmediklerinde ellerinde bir yaptırım güçleri yoktur.Anlıyorum belki kulağa hoş geliyor.Orada kalsalardı ve mücadeleye devam etselerdi düşüncesi çok güzel.Ama bir üniversitenin işleyişini tayin eden üniversite senatosudur.O senatonun başında da rektör vardır.Zaten bundan önceki örneklerde görüldüğü gibi o senatonun üyelerinden rektörün çalışmak istemedikleri aşamalı olarak istifaya zorlanırlar.Bunu yapmanın türlü türlü yolu vardır.Fakülteye ödenek çıkmaz.Ya da o öğretim görevlilerinin yürüyen bazı çalışmalarına ödenekler kesilir.Bir takım yurtiçi ve yurtdışı faaliyetleri sekteye uğratılır.Ve daha birçok engelleme yapılır.

Burada istifa etmeselerdi mücadele ederlerdi düşüncesindeki gibi bir mücadelenin en önemli gereği olan eşit koşullar kesinlikle olmayacaktır.İstifa eden bu kişiler enerjilerini ve bilgilerini muhtemelen daha yararlı olabileceklerini düşündükleri başka üniversitelerde harcayarak mücadeleye devam edeceklerdir.Üstelik 10 seneyi aşkın zamandır sürdürdüğüm iş hayatımda edindiğim bir prensip var ve bu prensibin herkes için geçerli olması gerektiğine inanıyorum.O da bir insanın birlikte çalıştığı insanı sevmek zorunda olmadığı ama o insana saygı duyması gerektiği gerçeğidir.İşte bu temel prensibe de yürekten inandığım ve adı geçen öğretim görevlilerinin de bu prensibe bağlı kalarak hareket ettiklerini düşündüğüm için onurlu bir davranış olarak görüyorum.Yani farklı görüşten kişilerle çalışmak onursuz bir davranıştır şeklinde bir anlamayı gerektircek hiç bir durum yok.Artık gerçeklerin yüzlerimize şamar gibi çarptığı günleri yaşamaya alışalım Tuba kardeşim.Burada farklı görüş olayı değil konumuz,Cumhuriyet rejimine taraf olan insanlarla bu rejime karşı cephe almış insanların hem de bilimsel bir ortamda bir arada çalışıp çalışmaması sözkonusudr.Bunun bir fabrikanın farklı görüşlerdeki eleman kadrosu veya bir banliyö treninin farklı görüşlerdeki çalışanları ya da farklı dünya görüşünden maden işçilerinin bir arada çalışmaları ile çok büyük farkı vardır.Bilimsel eğitimin,Atatürkçü dünya görüşüne uygun bilimsel eğitimin sürdürülüp sürdürülmemesi ile ilgilidir.Şu an belki bu derece büyük olduğunu hala pek çokları ve pek çoklarımız göremeyebiliriz.Ama temel sorun budur.Anadolu üniversitelerinde yıllardır yaşanan sorun budur.Ve şimdi İTÜ'de de aynı durumun sergilenmesi ile karşı karşıyayız.

Sözün özü bu durum siyah veya beyaz şeklinde bir durum değildir.Ama gri bir durumdur.Yani her iki türden hareketin savunulacak ya da karşı çıkılacak yönleri vardır.
Kendi adıma hem İTÜ mezunu olduğum için,hem bu listedeki bazı öğretim görevlilerini tanıdığım ve hatta bazıları ile halen düzenli olarak görüştüğüm için ve hem de kendi meslek hayatımda da benzer durumlarda aynı davranışı yaptığım için duygusal bir şekilde düşünüyor olabilirim.Ama netice olarak bunun için de yeteri kadar nedenim var.

Sevgiler.


Not: Az önce istifa ettikleri yazılan öğretim görevlilerinden biri ile telefonla görüştüm.Mevzunun bir çok yerde yanlış anlaşıldığını söyledi ve benim de mevzuyu yanlış anladığım ortaya çıktı.Üniversitedeki görevlerinden değil idari görevlerinden istifa etmişler.Yani fakültelerde ki öğretim görev lerinden istifa etmeleri diye bir şey sözkonusu değil.Mücadeleden kaçmak diye bir şey yok.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen tuba » Çrş Ağu 06, 2008 18:00

Tuba kardeşim.Bu tür olayları Fenerbahçe-Galatasaray-Beşiktaş tutan fanatiklerin birbirleriyle tartışmaları şeklinde değerlendirmemek lazım.Ben onurlu davranış olarak görüyorum.Sen görmediğini söylüyorsun.Kendi gerekçelerini söylüyorsun.Ben de bu tür durumlarda iki taraftan bakınca da iki türlü davranışın haklı ve de haksız görülebileceğini söyledim.

Bu tür olguları, saydığın fanatikler gibi değerlendirdiğimi hiç zannetmiyorum, Çetin. Lakin, benim menfaatini düşündüğüm tek taraf vardır, o da aziz Türk milleti’dir.

İstifa etmelerine neden karşı olduğunu yazmışsın.Benim yeniden bunları söylememe gerek yok.Yazdıklarında haklısın. Ben de neden istifa etmelerinin onurlu davranış olduğuna dair birkaç bir şey söyleyeyim.omniscent arkadaş aslında değinmiş.Bu istifa eden kişiler istifa etmediklerinde ellerinde bir yaptırım güçleri yoktur.Anlıyorum belki kulağa hoş geliyor.Orada kalsalardı ve mücadeleye devam etselerdi düşüncesi çok güzel.Ama bir üniversitenin işleyişini tayin eden üniversite senatosudur.O senatonun başında da rektör vardır.Zaten bundan önceki örneklerde görüldüğü gibi o senatonun üyelerinden rektörün çalışmak istemedikleri aşamalı olarak istifaya zorlanırlar.Bunu yapmanın türlü türlü yolu vardır.Fakülteye ödenek çıkmaz.Ya da o öğretim görevlilerinin yürüyen bazı çalışmalarına ödenekler kesilir.Bir takım yurtiçi ve yurtdışı faaliyetleri sekteye uğratılır.Ve daha birçok engelleme yapılır.


Kusura bakma Çetin, ama bu yazdıkların bana istifanın neden “onurlu” bir davranış olduğunu açıklamıyor. Zaten bunun onurlu olduğunu düşünmek için önce kalıp o rektöre rağmen çalışmanın “onursuz” olduğunu düşünmek gerekir ki ben de zaten asıl buna katılmadığımı belirtmiştim. Yoksa, bu şartlarda, millete daha iyi hizmet etmenin yollarını bulabilecekleri için istifa etmelerini "daha akılcı" bulduğunu söyleyebilirdin...ben de o zaman "inşallah bulurlar" derdim...

Burada istifa etmeselerdi mücadele ederlerdi düşüncesindeki gibi bir mücadelenin en önemli gereği olan eşit koşullar kesinlikle olmayacaktır. İstifa eden bu kişiler enerjilerini ve bilgilerini muhtemelen daha yararlı olabileceklerini düşündükleri başka üniversitelerde harcayarak mücadeleye devam edeceklerdir.Üstelik 10 seneyi aşkın zamandır sürdürdüğüm iş hayatımda edindiğim bir prensip var ve bu prensibin herkes için geçerli olması gerektiğine inanıyorum.O da bir insanın birlikte çalıştığı insanı sevmek zorunda olmadığı ama o insana saygı duyması gerektiği gerçeğidir.İşte bu temel prensibe de yürekten inandığım ve adı geçen öğretim görevlilerinin de bu prensibe bağlı kalarak hareket ettiklerini düşündüğüm için onurlu bir davranış olarak görüyorum.


Tabii ki başka üniversitelerde de çalışıp faydalı işler yapabilirler, Çetin..…Belki de Şerif Mardin’in çalıştığı Sabancı üniversitesi’nde çalışmak “daha onurlu” bir davranış olabilir!...malum “bir insanın birlikte çalıştığı insanı sevmek zorunda olmadığı ama o insana saygı duyması gerektiği gerçeği”ni belirtmişsin zaten. Eee peki, bu şartlarda, senin tabirinle “onurlu” bir şekilde çalışabilecek kaç üniversite sayabilirsin bana Çetin…

Sözün özü bu durum siyah veya beyaz şeklinde bir durum değildir.Ama gri bir durumdur.Yani her iki türden hareketin savunulacak ya da karşı çıkılacak yönleri vardır. Kendi adıma hem İTÜ mezunu olduğum için,hem bu listedeki bazı öğretim görevlilerini tanıdığım ve hatta bazıları ile halen düzenli olarak görüştüğüm için ve hem de kendi meslek hayatımda da benzer durumlarda aynı davranışı yaptığım için duygusal bir şekilde düşünüyor olabilirim.Ama netice olarak bunun için de yeteri kadar nedenim var.


Duygusal davranmanı anlıyor ve görüşüne saygı duyuyorum Çetin....sana hangi noktada katılmadığımı zaten belirttim...benim içimi yakan devlet üniversitelerine giden/gidecek olan gençlerimizin bundan sonraki istikbali....
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

İletigönderen Çetin Taş » Çrş Ağu 06, 2008 18:22

Tuba.Saldırıya geçmeden önce yazdıklarımı anlamaya çalış lütfen.Saldırmıyorum deme çünkü mevzuyu ''Sabancı Üniversitesi'nde çalışarak mı mücadele edecekler''e kadar getirmişsin.Şerif Mardin'le falan ilgili bir durum yok.Üstelik benim gibi senin de bu haberi yanlış anladığın belli.Yazımın sonunda bir not bölümü var.Onu da bir okuyuver lütfen.
farklı görüşten kişilerle çalışmak onursuz bir davranıştır şeklinde bir anlamayı gerektircek hiç bir durum yok

Halen aynı şekilde düşünüyorum.Yukarıda gayet güzel bir şekilde bunu açıkladığımı düşünüyorum.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen tuba » Çrş Ağu 06, 2008 18:35

Estağfirullah, Çetin....amacımın saldırı olmadığını bilmen gerekirdi!...Çünkü, sen bana karşıt görüş bildirdiğinde, ben bunu hiçbir zaman kişisel "saldırı" olarak algılamıyorum...Sen mesajını ilk gönderdiğinde ben de word'e kopyalayıp, cevabımı orda düzenleyip buraya aktardım...ya kopyalama işleminde hata yaptım, ya da sen mesajını değiştirdiğinde bu eklemeleri yaptın....ben de bu durumda sadece algılamam doğrultusunda cevap verdim. Olay budur...
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

İletigönderen Çetin Taş » Çrş Ağu 06, 2008 18:41

Tabii ki başka üniversitelerde de çalışıp faydalı işler yapabilirler, Çetin..…Belki de Şerif Mardin’in çalıştığı Sabancı üniversitesi’nde çalışmak “daha onurlu” bir davranış olabilir!...malum “bir insanın birlikte çalıştığı insanı sevmek zorunda olmadığı ama o insana saygı duyması gerektiği gerçeği”ni belirtmişsin zaten. Eee peki, bu şartlarda, senin tabirinle “onurlu” bir şekilde çalışabilecek kaç üniversite sayabilirsin bana Çetin…

Bana darılma lütfen Tuba.Yukarıda ki yazdıklarını okuyan kişilere sorsak çoğunluk burada ki üslubun saldırgan olduğunu söyleyecektir düşüncesindeyim.Yoksa bana karşı fikirde olmandan dolayı ne üzülürüm,ne de seninle ilgili aklımdan en ufak kötü bir şey geçer.
Sevgiler.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen tuba » Çrş Ağu 06, 2008 19:25

Çetin Taş yazdı:
Tabii ki başka üniversitelerde de çalışıp faydalı işler yapabilirler, Çetin..…Belki de Şerif Mardin’in çalıştığı Sabancı üniversitesi’nde çalışmak “daha onurlu” bir davranış olabilir!...malum “bir insanın birlikte çalıştığı insanı sevmek zorunda olmadığı ama o insana saygı duyması gerektiği gerçeği”ni belirtmişsin zaten. Eee peki, bu şartlarda, senin tabirinle “onurlu” bir şekilde çalışabilecek kaç üniversite sayabilirsin bana Çetin…

Bana darılma lütfen Tuba.Yukarıda ki yazdıklarını okuyan kişilere sorsak çoğunluk burada ki üslubun saldırgan olduğunu söyleyecektir düşüncesindeyim.Yoksa bana karşı fikirde olmandan dolayı ne üzülürüm,ne de seninle ilgili aklımdan en ufak kötü bir şey geçer.
Sevgiler.


Çetin, benim burada -tersinden- eleştirdiğim senin konuyla ilgili ilk iletinde de belirttiğin üzere "gurur duyduğun" ve sonrasında da "onurlu" bulduğun davranışı tanımlama şeklin...nitekim insan bu rektörlerin olduğu üniversitelerde de, Mardin gibilerin olduğu yerlerde de gayet "onurlu bir mücadele" verebilir...(sabancı ü. sadece bir örnekti)....üslubum sana saldırgan gelmiş....bir dahakine araya bolca gülen yüz koyarım, belki tarzımı yumuşatır :D
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

Sonraki

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

cron

x