Saldırıyı yapan katil terörist Suriyeli çıktı. İsmi açıklandı

gönderen **İlteriş Kağan** » Pzt Kas 14, 2022 10:52

İstiklal Caddesi'ndeki terör saldırısını gerçekleştiren katil teröristin ismi belli oldu. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Suriye uyruklu Ahlam Albashır isimli teröristin Afrin üzerinden Türkiye'ye eylem yapmak için kaçak yollarla girdiğini belirtti.

İstanbul Beyoğlu’nda bulunan İstiklal Caddesi’nde meydana gelen hain saldırıda 6 kişi hayatını kaybetti, 81 kişi yaralandı. Hain saldırı sonrası polis ekipleri harekete geçti. Bir dizi güvenlik görüntüsü incelemesi ve adım adım takip sonrasında kadın terörist yakalandı.

Beyoğlu'ndaki terör saldırısının faili sorgusunda, PKK/PYD/YPG terör örgütünce istihbarat elemanı olarak yetiştirildiğini ve Afrin'den Türkiye'ye kaçak yollarla girdiğini söyledi.
Resim

İstanbul Emniyet Müdürlüğünden konuya ilişkin yapılan açıklama şöyle:

"13.11.2022 Pazar günü Beyoğlu ilçesi Taksim İstiklal Caddesinde meydana gelen Bombalı Terör Saldırısı ile ilgili olarak yapılan çalışmalarda;

Bombayı koyan şüpheli kadın şahsın olay yerine geliş gidiş güzergâhlarını gören 1200 güvenlik kamerası incelenmiştir. Şahsın taksi ile olay yerinden ayrılarak Esenler ilçesine gittiği tespit edilmiş, yapılan fiziki ve teknik çalışmada şahsın irtibatının olduğu tespit edilen 21 adrese operasyon düzenlenmiştir.
Resim

Yapılan operasyonda 46 şahıs yakalanarak gözaltına alınmış, şahısların sorgulamalarında bombayı koyan şahsın Küçükçekmece ilçesinde bir adrese gittiği tespit edilmiştir.

Belirlenen adrese saat 02.50’de yapılan operasyonda, olayı gerçekleştiren Suriye uyruklu Ahlam ALBASHIR isimli şahıs sağ olarak ele geçirilmiştir.
Resim

Şahıs yapılan sorgusunda, PKK/PYD/YPG Terör örgütü tarafından özel istihbarat elemanı olarak yetiştirildiğini ve Afrin üzerinden ülkemize eylem yapmak için kaçak yollarla giriş yaptığını beyan etmiştir.

PKK/PYD/YPG terör örgütünün Suriye Kobani’deki merkezinden İstanbul’da eylem talimatı alarak 13.11.2022 Pazar günü saat 16:20 sıralarında Bombalı eylemi gerçekleştirdiğini ve kaçtığını beyan etmiştir.

Olayla ilgili başlatılan çalışmalar çok yönlü olarak devam etmektedir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur."

gönderen **İlteriş Kağan** » Pzt Kas 14, 2022 11:15

Emniyet, İstiklal Caddesi'ndeki saldırıyı gerçekleştiren teröristin Suriyeli Ahlam Albashır olduğunu açıkladı.
Kapılar açılıp sığıntı kaçaklar "ümmet" diye ülkeye doldurulursa, kaçak geçişlere göz yumulursa aralarında teröristi de elini kolunu sallaya sallaya gelir!

gafil-gezme-saskin-bir-gun-isgal-edileceksin-bu-sefer-fiilen-ihaneti-goremeyen-boynunu-celladin-satirina-gonullu-uzatir-t49675.html
Resim

Toplum yalakalığı yapanlar Ülkeyi ve Milleti en çok kendilerinin sevdiğini iddia ederler ama aslında güç ve para peşindedirler. Allah yalakalığı yapanlar ve dini Allah'a yalakalığa ve güve tapmaya dönüştürenler de öyle. Güç ve para peşindedirler. Kontrol ve etki kendilerinde olsun isterler.

Eğer vatanı en çok sen seviyorsan neden cebini doldurdun ve yolsuzluk yaptın. Kamu görevlisi cebini dolduramaz, makamını kendi çıkarına kullanamaz. Niye lüks arabalarla dolaşıyorsun milleti en çok sen seviyorsan? Sat lüks arabanı, normal bir araba al, artan para ile sokaktaki çocuklara, şehit ve gazi yakınlarına yardım et. Çünkü sen para güç ve gösteriş peşindesin.

Milliyetçiği azdıran olaylar da toplum yalakalığı yaparak güç ve etki elde etmek isteyenlere fırsat sunuyor. Toplum yalakalığı yapmadan durumu bir analiz edelim.

Amerika 11 Eylül'ü uydurdu. WTC7'nin controlled demolition ile çökertilmesi bunun kanıtı. 11 Eylül bir askeri operasyondu ve Haçlı seferlerini başlattı. Yaktılar yıktılar, Irak,Afganistan, Libya, Suriye, sınırımıza geldiler, Yunanistan ve Suriyedeki Kürt ordusu Türkiyeye karşı silahlandırılıyor. Tetiği çektikleri anda Ege'de ve Güneydoğu'da kanlı savaşlar olacak.

Amerika müslüman dünyanın etnik ve dini ve mezhepsel çizgilerde bölünmesini, yakılıp yıkılmasını istedi. Gücü yettiğince bunu yaptı. Yaktı yaktı geldi Türkiyeye sen de alevi Suriyeyi yak, bir mezhepsel savaş ve bölünme de orada yaşansın dedi. Mezhepsel nefret tohumları ekilsin diye Suriyeyi yakıp yıkmak görevi Türkiyeye verildi.

Kaddafiyi katleden CIA şeriatçıları Libyadan getirtildi, NATO kamplarında eğitildi. Bu NATO kamplarına milletvekilleri bile giremedi. Putin'in sen dinlen yoruldun dediği bir gazeteci kız mikrofunu tuttu, Suriye sınırındaki adam dedi ki "tepelerin üzerinden geldiler köyümüzde kafa kestiler dereler kırmızı aktı". Amerika birbirinizi öldürün dediği için, etnik dini ve mezhepsel olarak bölünün ve savaşın dediği için, Amerikalı efendilere ve CIA'e hizmet edildi, müslümanlar mezhepsel duygularla katledildi.

Bunlar oluken Türkiyenin başında olanaların sorumluluğu var. Bu vahşete hizmet edenlerin cennete gitmesi mümkün mü? Türkiye Suriyeyi parçaladı da çıkar mı elde etti? Suriyenin bölünmesi Türkiyeyi de çooook büyük zararlara uğrattı ve şeytani bir projeydi.

Güç ve para peşinde olanlar bizleri ve müslümanları bu hale getirdi. En büyük toplum yalakaları, güç ve Allah yalakaları da onlar. Vatanı en çok sevenler de (!) onlar, Allah'ı en çok sevenler de onlar(!), gücü ele geçirenler de onlar, gerisi de koyun sürüsü. Bu vahşete imza atanlar halen Türkiyeyi yönetiyor.

Herşey para ve güç için. Allah ve güç yalakalığı da , toplum yalakalığı da.

Allah en çok indirdiği dini yozlaştıranlara , Allah adına şeytanlık yapanlara kızar.

Allah diyor ki "onlar indirdiğim dini anlamsız ritüellere ve tekrarlara dönüştürürler, içini boşaltırlar."

Şu anda sahte din var, adalet ve eşitlik yok. Paraya güce ve mersedese tapıyor insanlar. Binde birlik bir istista olabilir. Herşey yanlış.

Vurun kahpeye oynamak yerine gerçeklere odaklanmak ve de kendimizi de eleştirmek gerekiyor. Halen NATO'nun hizmetkarıyız mesela. BATIyı müslüman dünyasında aklıyoruz. Orta doğuyu altın tepside efendilerimize sunuyoruz.

Amerika emrindeki Türkiye'nin müdahalesi olmasaydı Suriye bu hale gelmezdi. Irak tarafından gelen saldırılara karşı koyabilir ve bütünlüğünü koruyabilirdi. Suriye'de bu tablo ortaya çıkmazdı. Şu anda Suriye'de Amerika Türkiye karşıtı bir ordu kuruyor. Türkiye de ortaya çıkan tablo karşısında müdahale etmek zorunda kaldı.

İstabul'da bir tekstil atölyesinde çalışan birinin yaşam koşulları nedir? Kölelere bile barınma, giyecek, yiyecek ve sağlık hizmeti veriliyordu. Suriye'nin bu hale gelmesinde Türkiye'nin de payı olduğuna göre, Suriyelileri ucuz işçi olarak kullanmak ne kadar ahlaklı bir davranıştır? Buradaki sosyolojik gerçeklikler ahlaksız bir toplum yaratıldığına işaret etmiyor mu? Zengin fakir olmaması, zengin fakir ayrımı da olmaması gerekmiyor mu bir toplumun ahlaklı olabilmesi için?

Çok özlü ve anlamlı, somut ve nesnel, önemli ve değerli iki teşhir ve tel'in yazısı ve görseli. Sevgili İlteriş'e özel tebrikler, teşekkürler, selamlar, saygılar, en iyi dilekler ve konuya ilişkin özel bir ithaf :

BU HİYANETİ VE MELANETİ CEHENNEMİN EN DİBİNE İTMEK

Ulusal sınırların hepsini,en delik deşik bir kevgire çevirerek
Atatürk yadigarı istihbaratı ve karşı - ıstıhbaratı felc ederek
Tüm yurdu yabancı ajanlara ve provokatörlere tam bir han
Bütün ulusu ise bunlara ve açık ve en gizli uşaklarına alan

Yapmış bulunan ve yapmaya devam eden
Ve haram karı ve rantı kıbleye dönüştüren

Bu eski ve yeni hıyanetİ
Ve açık ve gizli melaneti

Teşhis teşhir,tel’in ve mahkum edip cehennemin en dibine itmek,
En ilahi,insani,vatani,milli, askeri,hukuki,ahlaki bir görev demek.
Bu yüce ve kutsal görevi yapacak olan genç ve yaşlı insanlar,
Tek ve en geniş bir HAK,VATAN VE HALK CEPHESİ kuracaklar.

İşte o zaman yüce utku ve kurtuluş güneşi tekrar doğacaktır,
Beka,barış,bağımsızlık,özgürlük,demokrasi,birlik,kardeşlik,aydınlık,
Bilim,fen,teknik,sanat,şiir,edebiyat,kültür, ahlak,fazilet ve uygarlık,
Yeni ve ebedi bir ulusal ve toplumsal bayramla taçlanacaktır.

Gönül Pınar Atacı, 19.Kasım.2022

Erdogan’s failed policies

Turkish foreign policy towards Syria was ordered by US President Obama ahead of the March 2011 attack on Syria for ‘regime change’. Erdogan and his AKP party are aligned with the global organization of the Muslim Brotherhood, which stands on the same political platform as Al Qaeda and IS. This is the political ideology known as Radical Islam, which French President Macron has declared war on.

At the time the US ordered Turkish support of terrorists against Syria, the Turkish exports to Syria equaled all of the combined Turkish exports globally. Syria later banned all business with Turkey and that began the descent of the Turkish economy. It is now at its lowest point, with hyperinflation and currency devaluation.

Syria became a national security problem for Turkey because Erdogan supported Radical Islamic terrorists who were successful in creating chaos inside Syria which prompted the Kurds to take advantage of the security vacuum to establish a communist administration in the northeast region, which has come back full circle to haunt Erdogan.

President Assad has said before, to be careful when you feed a monster because it can later turn to bite you.

https://www.globalresearch.ca/istanbul- ... ns/5799624

Syria became a national security problem for Turkey because Erdogan supported Radical Islamic terrorists who were successful in creating chaos inside Syria which prompted the Kurds to take advantage of the security vacuum to establish a communist administration in the northeast region, which has come back full circle to haunt Erdogan.

President Assad has said before, to be careful when you feed a monster because it can later turn to bite you.

which prompted the Kurds to take advantage of the security vacuum to establish a communist administration in the northeast region

Türkiye cehaletinden dolayı kendi kendisi ile savaşıyor, kendi canını kanını parasını ve zamanını harcıyor. Suriye ve Rusya ile birlikte hareket etse, sorunları çözer. Amerikanın ve PYDnin orda olmasının nedeni Türkiyenin Amerikan emri ile Suriyeye müdahale etmesi.

Çok tirajik bir durum. Atatürk neler başardı, Erdoğan ve Ak Parti etkisindeki Türkiye neler yaptı.

Kendi kendini vurdu.

Turkish Foreign Minister Mevlut Cavusoglu has suggested an advanced agreement might be reached which would see HTS eliminated in Idlib

The Syrian National Army (SNA) is a Turkish-backed mercenary group made up of former FSA fighters after the demise of the group which had been promoted and defended by the late Senator John McCain. Turkey had been keeping a distance between SNA and HTS in the Azaz and Afrin areas; however, Turkey has recently allowed HTS to freely move.
The future status of HTS depends on the changing positions of Russia and Turkey concerning the Idlib region. Turkish Foreign Minister Mevlut Cavusoglu has suggested an advanced agreement might be reached which would see HTS eliminated in Idlib, while the US backed Syrian Defense Forces (SDF) would be shut down in the northeast.

HTS and IS in Idlib are used by Washington to prevent the end of the Syrian conflict. The American foreign policy on Syria is to maintain the status quo in Idlib: an uneasy truce where Syrians are prevented from rebuilding by threat of terrorists and Congressional sanctions.

The Syrian Arab Army (SAA) and Russian warplanes shelled positions of Hayat Tahrir al-Sham (HTS), the Al Qaeda affiliate in Syria, on November 6 in Idlib province. Some of the terrorists killed were: Abdul Minam Muhati, Radwan Hussain Muhayer, Abu Dawoud al-Filistini, Mohammad Ali al-Kadour, Abu Hussein al-Raddad, Abu Hajat al-Chad, Amro abu Layth al-Askandarani, and Mohammed Suliaman al-Ali.
The Syrian air force targeted positions of HTS and destroyed a drone factory in the suburbs of Idlib. This attack was in response to an earlier HTS attack on the suburbs of Latakia causing the deaths of SAA soldiers including, Mohammed al-Sharaa, Mohammed al-Atiyah, and Jafar Ibrahim.
Idlib is the last terrorist occupied area in Syria, with many different terrorist groups present, ranging from the Turkish backed terrorists to those formerly supported by the US-NATO attack on Syria which began in 2011. Some of the 3 million people have attempted to leave, but were prevented by the terrorists, who hold civilians as human shields, benefitting from the humanitarian aid being delivered to support the civilians.
All the various terrorist groups have one common denominator: they all follow a political ideology known as Radical Islam, which French President Macron has declared war on in France. Al Qaeda came to light after September 11, 2001, and since then many other terrorist groups have arrived on the international stage: such as Free Syrian Army (FSA), HTS, and culminating in Islamic State (IS).
A truce was reached in March 2020 between Turkey and Russia concerning the security in Idlib. Turkey had promised to guarantee the safety of the M4 highway, which links the port of Latakia with the industrial city of Aleppo. Turkey had promised to reign in the terrorist groups they support in Idlib, but never fulfilled the agreement. The M4 remains closed to commercial and civilian traffic because of terrorist attacks on any movement on the highway.
In the agreement with Turkey, it was stipulated that Russia and Syria would continue to fulfill their UN mandated policy of identifying and targeting any Al Qaeda, or related terrorists, including IS. It was Turkey’s responsibility to remove civilians from terrorist outposts and weapons storage areas.
HTS responded to the attack by targeting SAA positions with military and missiles in the area of Saraqib, which had been a commercial and civilian traffic junction for Latakia to Aleppo traffic. Turkey’s role
Lately, Turkey has been deporting Syrian refugees back home. Turkish President Erdogan is facing a presidential election in June 2023. His opposition has promised to send home all the Syrian refugees, which has caused Erdogan to match their promise. The border crossing at Kessab has seen activity, as well as others, with Syrians being forcibly deported from Turkey.
The Syrian National Army (SNA) is a Turkish-backed mercenary group made up of former FSA fighters after the demise of the group which had been promoted and defended by the late Senator John McCain. Turkey had been keeping a distance between SNA and HTS in the Azaz and Afrin areas; however, Turkey has recently allowed HTS to freely move.
The future status of HTS depends on the changing positions of Russia and Turkey concerning the Idlib region. Turkish Foreign Minister Mevlut Cavusoglu has suggested an advanced agreement might be reached which would see HTS eliminated in Idlib, while the US backed Syrian Defense Forces (SDF) would be shut down in the northeast.
This possibility would need Turkey to repair its relationship with Syria, which has been hinted at over a few months. Turkey and Syria are both keen to remove the US backed SDF from the northeast.
On November 8, the Turkish occupation forces and their SNA mercenaries attacked Abu Rasin town, northwest of Hasaka. The US does have an illegal military occupation force in Syria, but not in Idlib. However, the US exerts control over Idlib through the UN humanitarian aid delivered which not only feeds civilians, but also feeds the terrorist groups and their families. HTS and IS in Idlib are used by Washington to prevent the end of the Syrian conflict. The American foreign policy on Syria is to maintain the status quo in Idlib: an uneasy truce where Syrians are prevented from rebuilding by threat of terrorists and Congressional sanctions. Afrin had been controlled by the US-backed SDF, later the Turkish backed SNA took the area known for olive crops and olive oil production. HTS has entered the area despite a lack of local support. Jawlani developed alliances with hard-core extremists like al-Hamza and the Shah Brigade, which managed to allow HTS into northern Aleppo recently. In the past few weeks, HTS has approached the borders of Azaz, an extremely important city in the orbit of the Turkish backed SNA and the Turkish occupation forces. Jawlani is attempting to control from Idlib province all the way to the northern section of Aleppo. This could only be accomplished by some agreement between HTS and the SNA. The road to peace in Syria and the rebuilding of lives and homes there can only be done with the help of neighbors. Absent from the peace process in Astana is the US and the EU, although it is their sanctions which keep the Syrian civilians held hostage, as human shields protecting Western foreign adventures to create a ‘New Middle East’.

https://www.globalresearch.ca/turkey-ch ... ib/5798699

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İdlib'de HTŞ'nin ortadan kaldırılmasını ve ABD destekli Suriye Savunma Güçlerinin (SDG) kuzeydoğuda kapatılmasını öngören ileri bir anlaşmaya varılabileceğini öne sürdü.

Ancak ABD, yalnızca sivilleri değil, aynı zamanda terörist grupları ve ailelerini de besleyen BM insani yardımları aracılığıyla İdlib'i kontrol ediyor. İdlib'deki HTŞ ve İD, Washington tarafından Suriye çatışmasının sona ermesini önlemek için kullanılıyor. Suriye konusundaki Amerikan dış politikası, İdlib'deki statükoyu sürdürmektir : Suriyelilerin terörist tehdidi ve Kongre yaptırımlarıyla yeniden inşa etmelerinin engellendiği huzursuz bir ateşkes.

Türkiye'nin rolü
Son zamanlarda Türkiye, Suriyeli mültecileri ülkelerine geri gönderiyor. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haziran 2023'te bir cumhurbaşkanlığı seçimiyle karşı karşıya. Muhalefeti, Erdoğan'ın sözünü tutmasına neden olan tüm Suriyeli mültecileri evlerine gönderme sözü verdi. Kesab'taki sınır kapısı, diğerlerinin yanı sıra, Suriyelilerin Türkiye'den zorla sınır dışı edilmesiyle hareketlilik gördü.

Suriye Ulusal Ordusu (SNA), merhum Senatör John McCain tarafından desteklenen ve savunulan grubun dağılmasının ardından eski ÖSO savaşçılarından oluşan Türkiye destekli bir paralı asker grubudur. Türkiye, Azez ve Afrin bölgelerinde SMO ile HTŞ arasına mesafe koyuyordu; ancak Türkiye son zamanlarda HTŞ'nin serbestçe hareket etmesine izin verdi.

HTŞ'nin gelecekteki statüsü, Rusya ve Türkiye'nin İdlib bölgesiyle ilgili değişen pozisyonlarına bağlı. Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İdlib'de HTŞ'nin ortadan kaldırılmasını ve ABD destekli Suriye Savunma Güçlerinin (SDG) kuzeydoğuda kapatılmasını öngören ileri bir anlaşmaya varılabileceğini öne sürdü.

Bu olasılık, Türkiye'nin birkaç aydır ima edilen Suriye ile ilişkisini düzeltmesini gerektirecektir. Hem Türkiye hem de Suriye, ABD destekli SDG'yi kuzeydoğudan çıkarmak istiyor.

8 Kasım'da Türk işgal güçleri ve SNA çeteleri, Haseke'nin kuzeybatısındaki Ebu Rasin kasabasına saldırdı.
Mart 2020'de Türkiye ile Rusya arasında İdlib'deki güvenlikle ilgili olarak ateşkese varıldı. Türkiye, Lazkiye limanını sanayi şehri Halep'e bağlayan M4 otoyolunun güvenliğini garanti etme sözü vermişti. Türkiye, İdlib'de desteklediği terör gruplarına hakim olma sözü vermiş, ancak anlaşmayı hiçbir zaman yerine getirmemişti. M4, karayolu üzerindeki herhangi bir harekete yönelik terör saldırıları nedeniyle ticari ve sivil trafiğe kapalı kalıyor.

Türkiye ile yapılan anlaşmada, Rusya ve Suriye'nin, BM tarafından belirlenen, El Kaide veya İD dahil ilgili teröristleri tespit etme ve hedef alma politikasını yerine getirmeye devam edecekleri öngörülüyordu. Sivilleri terör karakollarından ve silah depolama alanlarından çıkarmak Türkiye'nin sorumluluğundaydı.

Türkiye İdlib'de Yön Değiştiriyor mu?

Suriye Arap Ordusu (SAA) ve Rus savaş uçakları, 6 Kasım'da İdlib vilayetinde El Kaide'nin Suriye'deki kolu Heyet Tahrir el Şam'a (HTŞ) ait mevzileri bombaladı. Öldürülen teröristlerden bazıları şunlardı: Abdul Minam Muhati, Radwan Hussain Muhayer, Abu Dawoud al-Filistini, Mohammad Ali al-Kadour, Abu Hussein al-Raddad, Abu Hajat al-Chad, Amro abu Layth al-Askandarani ve Mohammed Suliaman al -Ali.

Suriye hava kuvvetleri, HTŞ mevzilerini hedef aldı ve İdlib banliyölerinde bir insansız hava aracı fabrikasını imha etti. Bu saldırı, Lazkiye banliyölerinde Muhammed el-Sharaa, Muhammed el-Atiyah ve Cafer İbrahim dahil olmak üzere SAA askerlerinin ölümüne neden olan daha önceki bir HTŞ saldırısına yanıt olarak yapıldı.

İdlib, Suriye'de teröristlerin işgal ettiği son bölge ve Türkiye destekli teröristlerden 2011'de başlayan Suriye'ye yönelik ABD-NATO saldırısında daha önce desteklenenlere kadar pek çok farklı terörist grup mevcut. 3 milyon kişiden bazıları bölgeyi terk etmeye çalıştı. , ancak sivilleri desteklemek için ulaştırılan insani yardımdan yararlanan teröristler tarafından sivilleri canlı kalkan olarak tutan teröristler tarafından engellendi.

Tüm çeşitli terörist grupların ortak bir paydası var: Hepsi , Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un Fransa'da savaş ilan ettiği Radikal İslam olarak bilinen bir siyasi ideolojiyi takip ediyor. El Kaide 11 Eylül 2001'den sonra gün ışığına çıktı ve o zamandan beri Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), HTŞ ve İslam Devleti'nde (İD) doruğa ulaşan birçok başka terörist grup uluslararası sahneye çıktı.

Mart 2020'de Türkiye ile Rusya arasında İdlib'deki güvenlikle ilgili olarak ateşkese varıldı. Türkiye, Lazkiye limanını sanayi şehri Halep'e bağlayan M4 otoyolunun güvenliğini garanti etme sözü vermişti. Türkiye, İdlib'de desteklediği terör gruplarına hakim olma sözü vermiş, ancak anlaşmayı hiçbir zaman yerine getirmemişti. M4, karayolu üzerindeki herhangi bir harekete yönelik terör saldırıları nedeniyle ticari ve sivil trafiğe kapalı kalıyor.

Türkiye ile yapılan anlaşmada, Rusya ve Suriye'nin, BM tarafından belirlenen, El Kaide veya İD dahil ilgili teröristleri tespit etme ve hedef alma politikasını yerine getirmeye devam edecekleri öngörülüyordu. Sivilleri terör karakollarından ve silah depolama alanlarından çıkarmak Türkiye'nin sorumluluğundaydı.

HTŞ, Lazkiye-Halep trafiği için ticari ve sivil bir trafik kavşağı olan Serakib bölgesinde SAA mevzilerini askeri ve füzelerle hedef alarak saldırıya karşılık verdi.

Rusya'nın rolü
Rusya Bakanlığı'nın Suriye'deki Muhalif Tarafları Uzlaştırma Merkezi Başkan Yardımcısı Tümgeneral Oleg Yegorov , eski adı Cibhat al-Nusra olan ve Rusya'da yasaklanan HTŞ'nin İdlib'in gerilimi azaltma bölgesini 24 saat içinde beş kez bombaladığını söyledi.

Geçenlerde bir Suriye askerinin öldüğünü ve bir diğerinin de yaralandığını doğrularken, "İdlib vilayetinde biri Lazkiye'de, biri Hama'da olmak üzere üç saldırı" dedi.

Savaş ya da Barış: Türkiye destekli Teröristler, Erdoğan'ın İdlib Kararı
Rus askeri polis birimlerinin Halep, Haseke ve Rakka vilayetlerinde devriye gezdiğini söyledi.

Rusya Savunma Bakanlığı'nın Suriye Arap Cumhuriyeti'ndeki Muhalif Tarafları Uzlaştırma ve Mülteci Hareketini Kontrol Etme Merkezi Şubat 2016'da kuruldu. sivillerin ülke genelinde evlerine dönebilmeleri için güvenli bir şekilde kaldırıldı. Ofis ayrıca insani yardımın dağıtımını koordine eder.

Türkiye'nin rolü
Son zamanlarda Türkiye, Suriyeli mültecileri ülkelerine geri gönderiyor. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haziran 2023'te bir cumhurbaşkanlığı seçimiyle karşı karşıya. Muhalefeti, Erdoğan'ın sözünü tutmasına neden olan tüm Suriyeli mültecileri evlerine gönderme sözü verdi. Kesab'taki sınır kapısı, diğerlerinin yanı sıra, Suriyelilerin Türkiye'den zorla sınır dışı edilmesiyle hareketlilik gördü.

Suriye Ulusal Ordusu (SNA), merhum Senatör John McCain tarafından desteklenen ve savunulan grubun dağılmasının ardından eski ÖSO savaşçılarından oluşan Türkiye destekli bir paralı asker grubudur. Türkiye, Azez ve Afrin bölgelerinde SMO ile HTŞ arasına mesafe koyuyordu; ancak Türkiye son zamanlarda HTŞ'nin serbestçe hareket etmesine izin verdi.

HTŞ'nin gelecekteki statüsü, Rusya ve Türkiye'nin İdlib bölgesiyle ilgili değişen pozisyonlarına bağlı. Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İdlib'de HTŞ'nin ortadan kaldırılmasını ve ABD destekli Suriye Savunma Güçlerinin (SDG) kuzeydoğuda kapatılmasını öngören ileri bir anlaşmaya varılabileceğini öne sürdü.

Bu olasılık, Türkiye'nin birkaç aydır ima edilen Suriye ile ilişkisini düzeltmesini gerektirecektir. Hem Türkiye hem de Suriye, ABD destekli SDG'yi kuzeydoğudan çıkarmak istiyor.

8 Kasım'da Türk işgal güçleri ve SNA çeteleri, Haseke'nin kuzeybatısındaki Ebu Rasin kasabasına saldırdı.

ABD rolü
ABD Başkanı Obama , 2011'de 'rejim değişikliği' için Suriye'ye yönelik ABD-NATO saldırısının Arap finansmanını planladı ve buldu. Birçok ABD Demokratı onu Suriye'ye askeri müdahalede bulunmamakla suçluyor, ama aslında o yaptı. ABD yönetimi, CIA ve Pentagon aracılığıyla , ABD Kongresini Suriye'ye ABD birlikleri göndermeye ikna etmek zorunda kalmadan mevcut varlıkları kullanan terörist grupları 'yerdeki çizmeleri' olarak destekledi. ABD'nin Suriye'de yasadışı askeri işgal gücü var ama İdlib'de yok. Ancak ABD, yalnızca sivilleri değil, aynı zamanda terörist grupları ve ailelerini de besleyen BM insani yardımları aracılığıyla İdlib'i kontrol ediyor. İdlib'deki HTŞ ve İD, Washington tarafından Suriye çatışmasının sona ermesini önlemek için kullanılıyor. Suriye konusundaki Amerikan dış politikası, İdlib'deki statükoyu sürdürmektir : Suriyelilerin terörist tehdidi ve Kongre yaptırımlarıyla yeniden inşa etmelerinin engellendiği huzursuz bir ateşkes.

HT
Ebu Muhammed el-Cevlani , HTŞ'nin lideri ve İdlib'in fiili hükümdarıdır. O bir 'şekil değiştirici', zeminde değişen sorunlara uyum sağlamak için siyasi rengini değiştirebiliyor. Geçenlerde İdlib'den çıkarak Halep'in kuzeyinde güç kaymasına girişti.

HTŞ'yi eski müttefiki IŞİD'den uzaklaştırdı ve imajını yeniden markalaştırmak için El Kaide ile olan eski ittifakını bozdu.

Afrin, ABD destekli SDG tarafından kontrol ediliyordu, daha sonra Türkiye destekli SMO, zeytin mahsulleri ve zeytinyağı üretimiyle bilinen bölgeyi ele geçirdi. HTŞ, yerel destek olmamasına rağmen bölgeye girdi. Jawlani, son zamanlarda HTŞ'nin kuzey Halep'e girmesine izin vermeyi başaran El Hamza ve Şah Tugayı gibi aşırılık yanlılarıyla ittifaklar geliştirdi.

Jawlani, PBS Frontline'dan Martin Smith ile röportaj yaptı ve burada terörist, Batılı bir izleyici kitlesine hitap eden ve onların kabulünü isteyen bir takım elbise içindeki imajını temizledi.

Cevlani ve HTŞ'si terörist ama aynı zamanda iş adamı. Sınır geçişlerini kontrol ederek, petrol, akaryakıt, buğday ve pamuk ticaretinin yanı sıra arazi satışı ve döviz borsalarının açılmasından yararlandılar. Yönetimine “Kurtuluş Hükümeti” adını veriyor.

El-Zenbaqi, el-Eqab ve Harem gibi cezaevleri, El Kaide ve IŞİD teröristleri gibi eski yoldaşlarıyla dolu.

HTŞ, geçtiğimiz haftalarda Türk destekli SMO ve Türk işgal güçlerinin yörüngesindeki son derece önemli bir şehir olan Azaz'ın sınırlarına yaklaştı. Cevlani, İdlib vilayetinden Halep'in kuzeyine kadar kontrol etmeye çalışıyor. Bu ancak HTŞ ile SNA arasındaki bazı anlaşmalarla başarılabilir.

Astana toplantısı
Rusya'nın Ortadoğu ve Afrika Özel Temsilcisi Mihail Bogdanov , Suriye konulu bir sonraki Astana Formatı uluslararası toplantısının 22-23 Kasım tarihlerinde yapılacağını söyledi.

Bogdanov'a göre, İran ve Türkiye görüşmeye katılmayı kabul etti. Ayrıca toplantıya gözlemci devletlerin yanı sıra Suriye taraflarının temsilcileri de katılacak.

“[Dışişleri Bakanı Sergey] Lavrov, Ürdün'ün gözlemci devlet olarak katılımını da tartıştıkları Amman'daydı. Aynı şey, Suriye'de olup bitenlerle büyük ilgisi olan komşu devletler olarak Irak ve Libya için de geçerli, çünkü mevcut sınırlar, mülteciler ve güvenlik sorunları var. Bu ülkelerin katılımını memnuniyetle karşılıyoruz” dedi.

Suriye konulu bir önceki 18. uluslararası toplantı, 15-16 Haziran tarihlerinde Astana'da gerçekleşti.

Suriye'de barışa giden yol ve oradaki yaşamların ve evlerin yeniden inşası ancak komşuların yardımıyla yapılabilir. Astana'daki barış sürecinde ABD ve AB yok, ancak yaptırımları, Batı'nın yabancı maceralarını 'Yeni Ortadoğu' yaratmak için koruyan canlı kalkanlar olarak Suriyeli sivilleri rehin tutuyor.

https://www.globalresearch.ca/turkey-ch ... ib/5798699

Bu ne ya? Türkiye, İran, Irak, Suriye, Rusya ortak bir askeri harekat yapar, Kürdistan haritadan silinir. Hükümet bunu yapsın. Bunun dışında yapılanlar koca bir yalan, oy için, şov için, Amerikan yalakalığı için.

General Kobane , Türk polisinin bombalamanın ardından İstanbul'da tutukladığı ve saldırıdan sorumlu tuttuğu kişiyle ilgili soruşturmasını açıkladı . Kobane'ye göre, “Bombayı yerleştirdiği için tutuklanan kadın, İslam Devleti ile bağlantılı bir aileden geliyor. Kardeşlerinden üçü İslam Devleti için savaşırken öldü. Biri Rakka'da, diğeri Menbiç'te ve üçüncüsü Irak'ta öldü. Diğer bir erkek kardeş ise Afrin'deki Türkiye destekli Suriye muhalefetinin komutanı. Üç farklı İslam Devleti savaşçısıyla evli ve ailesi Halepli. Bombalamayla kesinlikle hiçbir ilgimiz yok ve böyle bir politikamız da yok.”

https://www.globalresearch.ca/us-defens ... ia/5800253

Türkiye ve Suriye'nin ortak düşmanı Kürtlerdir. Her iki ülke de Kürtlerin bağımsızlığına karşı çıkıyor ve her ikisi de ABD'nin Suriye'deki Kürtlerle ittifakını bozduğunu görmek istiyor. İran'da yeni bir 'rejim değişikliği' fırsatıyla, hem İsrail hem de müttefiki ABD, Irak üzerinden İran'a silah naklini desteklemek için sahada kalmak isteyeceklerdir. Türkiye, ABD'nin dayattığı statükoyu bozmak için kuzeydoğu Suriye'yi büyük çapta işgal edebilir. Türkiye, bombalar düşmeye başladığında güney kanadını desteklemek için Şam'da eski dostlar bulabilir. “Rojava”daki Kürtleri kurtarma müzakereleri, General Mazloom Abdi'nin Şam'da Türkiye ile aynı masada kurtuluş talep etmesine yol açabilir.

Suriye'deki Kürtleri Kurtarmak İçin Zaman Aşıyor

Kuzeydoğu Suriye'deki Kürtler, “Rojava” adını verdikleri yarı özerk yönetimlerini kurdular. Şu anda Türk kara birlikleri tarafından etnik temizlik ve kitlesel kayıplarla sonuçlanabilecek artan bir istila ve işgal tehdidi altındalar.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan yıllardır ABD'nin Suriye Savunma Güçleri'ne (SDG) ve silahlı kanadı “Rojava”nın ordusu olarak görev yapan Halk Koruma Birliklerine (YPG) desteğini kesmesini talep etti.

Türkiye ve ABD, NATO'nun ortakları ve Türkiye'de bir ABD askeri üssü olan uzun vadeli müttefikler olsalar da, iki taraf, Kürtlerin kuzeydoğu Suriye'de Şam'dan bağımsız bir yönetim kurması konusunda keskin bir şekilde ayrıldı.

Türkler, YPG'yi, otuz yılda Türkiye'de yaklaşık 40.000 kişinin ölümünden sorumlu, uluslararası düzeyde yasaklanmış bir terör örgütü olan PKK'nın bir kolu olarak görüyor. Ancak ABD, IŞİD'i Suriye'den yok etmek için ortak saldırılarında SDG ve YPG ile ortaklık kurdu.

Kürtler hiçbir zaman kuzeydoğu Suriye'de nüfusun çoğunluğunu oluşturmadı; ancak orada çok büyük bir toplulukları var ve son yıllarda bölgede Suriyeli Araplar ve Suriyeli Hıristiyan nüfus yerlerinden edilerek etnik temizlik gerçekleştirdiler.

“Rojava”nın yönetimi , PKK'nın kurucusu Abdullah Öcalan'ın komünist siyasi ideolojisini takip eden İlham Ahmed ve General Mazloom Kobane gibi yetkililer tarafından yürütülüyor . Amerika'nın komünizme duyduğu nefrete, ABD'nin Vietnam'da 30 yıldır oradaki komünizmi yok etmek için verdiği mücadeleye ve ABD'nin komünist Çin, Washington ve Pentagon ile mevcut husumetine rağmen “Rojava”nın komünist liderliğiyle el sıkıştı.

Suriye 10.000 yaşında ve birçok dine ve etnik kökene ev sahipliği yapıyor. Kürtler pek çok etnik kökenden yalnızca biridir ve 2011'de Suriye'deki çatışmanın patlak vermesinden önce Kürtler, Şam'daki laik ve sosyalist hükümet altında yasal haklara sahip tam Suriye vatandaşlarıydı. Ayrılıkçı amaçlarını savunmak için kullanılan mevcut anlatı, Kürtlerin Şam merkezi hükümeti tarafından baskı altına alındığı şeklindedir.

2011'de başlayan ABD-NATO'nun Suriye'ye 'rejim değişikliği' amaçlı saldırısı, Kürtlerin Radikal İslam'ın ardından teröristlerin yarattığı kaos ve yıkımı kullanarak Şam'da İslami bir hükümet kurma fırsatı sundu. Suriye'ye saldıran teröristler, petrol zengini Arap Körfez ülkeleri tarafından finanse edildi, ancak silahlar, eğitim ve lojistik, nihayet 2017'de Başkan Trump tarafından kapatılan CIA'nın Türkiye'deki ofisleri aracılığıyla Washington tarafından desteklendi. ABD ordusu ve istihbarat servisleri halihazırda Suriye'de sahadayken, Kürtler kendilerini askeri bir ortak olarak sundular ve ABD'nin Suriye'yi daha küçük birimlere bölme şeklindeki uzun vadeli hedefini yerine getirdiler. fethetmek". İdlib, El Kaide'nin Suriye'deki kolu Cibhat al-Nusra tarafından Şam'dan ayrıldı. artık Hayat Tahrir al-Sham (HTŞ) olarak markalanıyor. HTŞ, Türkiye ve BM tarafından destekleniyor ve diğer hayır kurumları teröristleri, ailelerini ve orada yaşayan diğer sivilleri besliyor. Kuzeydoğu bölgesi, ABD'nin desteklediği Kürt “Rojava” yönetimi tarafından Şam'dan ayrıldı.

Erdoğan Biden'ı Kızdırıyor Ama NATO'nun Rusya'ya Karşı Saldırganlığının Anahtarlarını Elinde Tutuyor
ABD, 'Rojava'da Kürtlerle ortaklık kurdu, ancak Kürtler için bir anayurt nihai hedefinde onlara hiçbir zaman destek sözü vermedi. ABD, Kürtlere sürekli olarak, kendilerini Türk hükümetinin ve Suriye'de Türkiye'nin paralı askerleri olan HTŞ'nin elindeki imha tehdidinden korumak için Şam'la ilişkilerini onarmaya çalışmaları gerektiğini söyledi . ABD'nin Suriye halkının ıstırabını çözmek, evlerini ve yaşamlarını onarmalarına izin vermek gibi bir planı yok. Bunun yerine, geçtiğimiz yıllarda ABD, Suriye'de ABD, Türkiye, Rusya ve İran'ın çeşitli bölgelerde hareket ettiği, ancak on yıllık savaşın ardından birleşik bir toparlanma planı olmadan bir statükoyu destekledi. Mevcut ABD politikası, Suriyeli sivillerin iyileşmesini engelleyen ABD-AB yaptırımlarını yürürlükte tutmaktır.

Suriye, petrol kaynakları ve buğday üretiminde kendi kendine yeterliydi. 'Rojava'daki Kürtler, kontrolü askeri olarak ele geçirerek ve ABD askeri işgal güçleriyle işbirliği içinde bu bölgeleri işgal ederek bunu durdurdu. Şimdi, Al Omar ve Conoco'nun ana petrol sahası , ABD Ordusu tarafından tankerlerle Irak'a gönderilen ve Irak'ta Kürtlerin çoğunlukta olduğu dört valilikten oluşan özerk bir bölge olan Kürdistan Bölgesi'ndeki (KRI) Erbil'de işlenen petrol üretiyor. .

Irak'ın Bağdat hükümeti, ABD ordusundan ayrılmasını istedi, ancak ABD, Irak ve Suriye'deki işgalini sona erdirmeyi reddetti. ABD her iki ülkede de Kürtlerle doğrudan bağlantılıdır. Suriye'de ABD'nin amacı, Şam hükümetinin Suriye halkını elektriksiz, ev ısıtma yakıtı ve benzinsiz bırakan petrol kaynaklarından yararlanmasını engellemektir. Bazı evlerde elektrik yok ve Suriye'deki diğerleri günde bir ila dört saat elektrik alıyor.

Suriye'deki en büyük buğday tarlaları Kürtlerin işgali altında ve buğday “Rojava”da yerel tüketim için kullanılıyor ve geri kalanı Avrupa Birliği'ne veya diğer alıcılara satılıyor. Şam, buğday arzının azaldığını ve ithalat yapamayacağını söyledi. Çatışma yıllarında, teröristler Suriye'de büyük miktarda buğday çaldı. Onları, Erdoğan hükümetinin çalınan buğdayı Fransız kruvasanları ve İtalyan makarnası üretmek için AB'ye yeniden sattığı Türkiye'ye kamyonlarla taşıdılar .

Irak ve Suriye'deki sivillerin çektiği acılar düşünüldüğünde, insanların ABD'ye karşı yoğun bir nefret beslemesi şaşırtıcı değil. Washington'a yönelik bu nefret, Beyaz Saray ve Capitol Hill tarafından dikkate alınmıyor, çünkü Amerikalı milletvekilleri bir süper gücün kibrinde izole edilmiş durumdalar , gelecek nesilleri veya Amerikan İmparatorluğu'nun çökmekte olan çöküşünü düşünmüyorlar.

Dünya, İran'da İslamcı hükümete karşı giderek yaygınlaşan bir ayaklanma gibi görünen şiddeti ve ölümleri izliyor. Ölen genç kadın Kürt'tü ve ölümü İran'ın Irak'taki Kürt bölgesiyle sınır paylaşan batı Kürt bölgesinde huzursuzluklara yol açtı ve bu da Suriye'deki “Rojava” ile sınırını paylaşıyor. Bir haritaya baktığımızda, kuzeydoğu Suriye'den kuzey Irak'a ve İran'ın batısında doruk noktasına ulaşan düz bir çizgi görebiliriz. İran'daki Kürtler artık Irak'taki Kürtlerden ve Suriye'deki “Rojava”daki ABD askeri ortaklarından İran'a kaçırılan silahlara sahipler. İran'da artan silahlı ayaklanma daha fazla silaha ihtiyaç duyacak ve İran'da uzun süredir 'rejim değişikliği' peşinde koşan ABD tarafından desteklenecek.

İsrail'in Erbil'de ofisleri var ve oradaki Kürt yönetimiyle açıktan ticaret yapıyor. Oradaki İsrail ofisleri , muhtemelen İran güçleri tarafından saldırıya uğradı. İran uzun süredir İsrail tarafından birincil tehdit olarak görülüyor. İsrail'de yakın zamanda hükümetin aşırı sağcı bir ittifaka dönüşmesi, devrimi körüklemek için Erbil'den İran'a kaçırılan silahlara artan bir destek sağlayabilir.

Türkiye ve Suriye'nin ortak düşmanı Kürtlerdir. Her iki ülke de Kürtlerin bağımsızlığına karşı çıkıyor ve her ikisi de ABD'nin Suriye'deki Kürtlerle ittifakını bozduğunu görmek istiyor. İran'da yeni bir 'rejim değişikliği' fırsatıyla, hem İsrail hem de müttefiki ABD, Irak üzerinden İran'a silah naklini desteklemek için sahada kalmak isteyeceklerdir. Türkiye, ABD'nin dayattığı statükoyu bozmak için kuzeydoğu Suriye'yi büyük çapta işgal edebilir. Türkiye, bombalar düşmeye başladığında güney kanadını desteklemek için Şam'da eski dostlar bulabilir. “Rojava”daki Kürtleri kurtarma müzakereleri, General Mazloom Abdi'nin Şam'da Türkiye ile aynı masada kurtuluş talep etmesine yol açabilir.

https://www.globalresearch.ca/time-runn ... ia/5800529

Saldırıyı yapan katil terörist Suriyeli çıktı. İsmi açıklandı

Saldırıyı yapan katil terörist Suriyeli çıktı. İsmi açıklandı

Re: Saldırıyı yapan katil terörist Suriyeli çıktı. İsmi açıklandı

Re: Saldırıyı yapan katil terörist Suriyeli çıktı. İsmi açıklandı

Re: Saldırıyı yapan katil terörist Suriyeli çıktı. İsmi açıklandı

Re: Saldırıyı yapan katil terörist Suriyeli çıktı. İsmi açıklandı

Re: Saldırıyı yapan katil terörist Suriyeli çıktı. İsmi açıklandı

Re: Saldırıyı yapan katil terörist Suriyeli çıktı. İsmi açıklandı

Re: Saldırıyı yapan katil terörist Suriyeli çıktı. İsmi açıklandı

Re: Saldırıyı yapan katil terörist Suriyeli çıktı. İsmi açıklandı

Re: Saldırıyı yapan katil terörist Suriyeli çıktı. İsmi açıklandı

Re: Saldırıyı yapan katil terörist Suriyeli çıktı. İsmi açıklandı

Re: Saldırıyı yapan katil terörist Suriyeli çıktı. İsmi açıklandı

Re: Saldırıyı yapan katil terörist Suriyeli çıktı. İsmi açıklandı

Re: Saldırıyı yapan katil terörist Suriyeli çıktı. İsmi açıklandı

Re: Saldırıyı yapan katil terörist Suriyeli çıktı. İsmi açıklandı

Kİmler çevrİmİçİ