Milyonlarca euroluk yolsuzlukla suçlanan Deniz Feneri Derneğinin yöneticileri hakkında Alman savcılar tarafından hazırlanan 192 sayfalık iddianameyi GAZETEPORT açıklıyor. Alman savcılar iddianamede, Türk hükümetinin bu soruşturma sırasında siyasi etki yapmaya çalıştığını ve Firdevsi Ermiş adlı sanığın tutuklanmasına engel olmak istediğini öne sürüdüler. İddianamenin 173’üncü sayfasında ise RTÜK Başkanı Zahit Akman hakkında ‘’Ayrıca soruşturma yapıldığı’’ vurgulandı.
Savcıların olayı soruştururken ‘’Kendilerine gizlilik vaadinde bulunulan’’ iki polisi de, organizasyonun içine soktuğu açıklandı. İddianamede bu soruşturmanın, ‘’Aldatılan bir kadının yaptığı ihbar ile’’ başladığı da vurgulanıyor.

ALDATILAN KADIN:
Sanık GÜRHAN’ ın kız arkadaşı olarak kendini tanıtan bir kadının, Hükümet Temsilciliğine (Regierungspräsidium) göndermiş olduğu bir yazıda, Gürhan’ ın evli olmasına rağmen kendisiyle ilişkisinin olduğunu belirterek, onun hakkında suç teşkil eden suçlamalarda bulunmuştu. Euro 7 GmbH’ nın (daha önceleri Kanal 7 Int.) genel müdürü imiş ve maliyeye vergisini vermeden illegal işler çeviriyormuş, Deniz Fenerinin de başkanı olarak, Türkiye’ye para aktarıyor ve cebine indiriyormuş.. Daktilo ile yazılmış olan, tarihi konmamış, ancak 08.10.2002 tarihinde ulaşan mektup, ‘’.... sizden ricam, bu kriminal adama karşı bir şey yapınız....’’ diye bitiriliyor’’

TÜRK HÜKÜMETİNDEN BASKI:
EURO 7 nin kuruluşunun nedeni, sanık Ermiş’ in görüşüne göre, Almanya’da yaşayan Türklere Milli Görüş’ ün ve daha sonraları AKP nin siyasetini aşılamakmış. Şirketler de, para kazanmak için kurulmuşlar. Frankfurt am Main’da kurulan şirketlerin amacı, elde edilen paraları yıkamaya ve daha sonraları da islamın yaygınlaştırılmasına yönelikmiş. Şirket sahipleri, Türkiye’deki iktidarla iç içeymiş ve Milli Görüş ve AKP’nin siyasetine sıkı sıkıya bağlıymışlar. Soruşturma davası süresince, soruşturmalara defalarca siyasi etki yapılmaya, bilhassa Türk Hükümeti tarafından devam etmekte olan tutukluluğa mani olunmaya çalışılmıştır.
AKMAN İÇİN AYRICA SORUŞTURMA:
‘C/1 Muhasebe/1 Kopi MS/_EHTAP’’ dosyasında reklam masrafarı ve reklamlardan olan gelirleri bildiren listeler var. Aynı dosyada iki adet davetiye yazıları da bulunmuştur. Birinci doküman ‘’Inter Continental Frankfurt (2)’’ ve 04.10.06 tarihli, hazırlayan Gürbüz; Zekeriya Karaman ve Mustafa Çelik için 06.10.06 ile 08.10.06 tarihleri arası için 2 adet tek kişilik oda rezervasyonu. İkinci dokümanda da, 22.11.06 tarihinde hakkında ayrıca soruşturma yapılan Zahid Akman için tek kişilik oda rezervasyonu yapılmakta.
ERDOĞAN’A PARA GİTTİ:
02.02.05 tarihli ‘’Empfangsbestitigung 2’’ olarak nitelendirilen alındı belgesinde, (Empfangsbescheinigung) herhangi bir meblağ yazılı olmamasına rağmen Mehmet Gürhan, Firdevsi Ermiş’ten parayı, Türkiye Başbakanı’na, (2003 yılından bu yana Recep Tayyip Erdoğan) Doğu Asya’daki Tsunami’ den zarar görmüş, yardıma muhtaçlara dağıtması için, vermek üzere, aldığını tasdik etmiş. Bu konu, sanık Ermiş’ in 7. kez ifadesi alınırken sorulmuş ve doğruluğu tasdik edilmiştir.
İDDİANAMENİN TAM METNİ İÇİN TIKLAYIN

ZİYNET EŞYALARI:
Tanık bayan Elif Fatma Oruç’ un alınan ifadelerine göre, bazı insanlar, Deniz Feneri e.V. nin binasına bizzat gelip keş olarak yardım parası bağışında bulundukları da olmuş. Yapılan bağış toplama konserlerinden ve büyük miktarda ziynet eşyaları ve altınların yardım olarak hibe edilmeleri, ki bunun böyle olduğuna dair emareler, ele geçirilen malzemelerin gözden geçirilmesinde dikkat çekmiştir.
BENEFİS KONSERLERİ:
En çok keş yardım paralarının toplanabildiği yerler, yapılan benefis konserleriydi. Savcılık tarafından kendilerine gizlilik vaadi bulunan ve aralarına giren iki sivil polis memurunun bildirdiklerine göre, 31.03.2007 tarihinde Ludwishafen’deki Eberthalle’de yapılan konserde takriben 2.500 kişi bulunmuş ve gelen insanların para yardımında bulunabilmesi için bütün sandalyeların üzerine zarflar konulmuştu. Bu zarfların ön tarafına para yardımında bulunan kişi adını ve soyadına, kimliğini, yazabiliyordu. Bu zarflar daha sonra bir asma kilitle kilitlenmiş iki kırmızı renkli metal çantaların içine konuluyordu. Bu, veya bunlara benzer, metal çantalar ve zarflar yapılan arama esnasında bulunmuş ve el konularak emniyet altına alınmıştır.
PARALARI PAYLAŞTIK:
Sanık Mehmet Taşkan 29.08.2007 tarihli ikinci ifadesinde ‘’...takriben 2005 sonlarından 2007’ ye kadar aşağı yukarı 10-12 kez benefis konserler yapılmış ve bu konserlerde Deniz feneri e.V. için keş para yardımı toplanmıştı. Normal konserlerde 20.000 – 40.000 ,00 € arasında para yardımı toplanırken, Kurban Bayramı tatil günlerinde bu meblağ, 50.000 ila 120.000,00 arasında değişebiliyordu. Bu paralar ya Gürhan’a teslim ediliyordu veya Ermiş ve ben, keş para kasalarına paylaşıyorduk. Keş toplanan bu paralar, hiçbir zaman derneğin hesap numaralarına yatırılmadı’’ demiştir.
KURBAN PARALARI VE SAHTE VİDEO:
2006 Kurban bayramında, Deniz Feneri’ nin VakıfBank’taki 3344 numaralı hesabından 75.000,00 €’ luk bir meblağ, Sidi Mohamed Moussa adındaki şahsın hesap numarasına havale edilmiştir. Etablissement Hassane Sidi Mohamde firmasının (İthalat ve İhracat şirketi) teşekkür yazısından, 1.080 koyunun satın alındığı, kesimlerinin ve dağıtımının yapıldığı anlaşılmakta. Burada da, kesilen ve dağıtılan hayvanların satın alınmaları kesimleri vs. ile ilgili herhangi bir belge mevcut değildir. Dikkati çeken ve koyunların yardıma muhtaç kişilere teslimini gösteren bir video filmi dokümantasyonu var ki, bunun sanki mahsus yapıldığı ve güya teslimi gösterdiği kaygısı da var. Dokümantasyonda, yukarıda belirtilmiş olduğu kadar koyunun alındığını ve kesilip dağıtıldığını belirten hiçbir belge yoktur.
TAKLİT JEAN BİLE OLAMAZ:
Aktif Barter şirketinin strüktüründen, sanıkların bazılarının bu şirketin de ortakları olduğu anlaşılmaktadır. Kurucuları Beyaz İletişim tanıtım Turizm San. ve Tic. Limited Şirketi ile, Zekeriya Karaman, İsmail Karahan, Mustafa Çelik ve Aykut Zahid Akman idi. Firma, eşya yardımı için Textil ürünleri vermiş. Bilinmeyen şey ise, bu textil ürünlerinin nereye gönderildiğidir. Fatura Konşimentolarının tümü, Frankfurt Deniz Feneri e.V. adresine yazılmış. Konşimetonun üzerinde tanınmış marka ürünleri yazılı. Örneğin PRADA-Jeans gibi. Bunun yardım mahiyetli olduğu oldukça şüphelidir. Bir adet PRADA-Jeans’ in fiyatının, 25 Euro karşılığı olacağı, taklit dahi olsa, inandırıcı değildir.
Emin ÖZGÖNÜL GAZETEPORT

Turkiye'deki Deniz Feneri, Almanya'dakilerle hicbir alakalarinin olmadigini, hatta yurtdisinda temsilciliklerinin dahi olmadigini acikladi.
Bunu da dikkate almak gerek ki kurunun yaninda hakikaten is yapan da yanmasin.

Yusuf Batum.
Sana şöyle bir soru sorayım.

Söz gelimi Berlin Fenerbahçeliler Derneği'nin kulübe gönderilmesi gereken bazı bağışlar topladığını düşün.Bu bağışlar makbuz karşılığı alınıyor ve dolayısıyla Fenerbahçe Spor Kulübü'nün de bir şekilde haberi olması gerekiyor.Bu makbuzların dernekte kalan koçanları resmi evrak niteliğindedir çünkü.Ve banka transferleri de bu durumun kanıtıdır.Ama bu banka transferlerinden bazıları Fenerbahçe Spor Kulübü'ne değil de Galatasaray Spor Kulübü'ne yapılıyorsa ve transfer edilmesi gerektiği halde Almanya içinde başka hesaplara transfer ediliyorsa;o hesaplardan da bu paranın 3.,4. ve hatta 5. şahıslara-ülkelere gittiği anlaşılıyorsa;Fenerbahçe Spor Kulübü'nün bu olanlarla bir ilgisi yoktur demenin bir anlamı var mıdır?

Burada yazdıklarımı Fenerbahçe Spor Kulübü yerine Deniz Feneri Derneği'ni,Galatasaray Spor Kulübü yerine de Kanal 7'yi koyarak bir daha oku.Dürüstçe kendine bir daha sor bakalım,Almanya Deniz Feneri Deneği'nde bir yolsuzluk yapılmışsa Türkiye Deniz Feneri Derneği'nin bununla ilgisi olabilir mi diye?Cevabını da tabi ki dürüstçe ver.

Sevgili Cetin Tas,

Sirf zahmet edip uzun uzun yazdigin icin cevap veriyorum.
Ben Turkiye'deki Deniz Feneri yoneticisinin sozlerini ve basina yaptiklari aciklamanin ozetini verdim.

Yoksa o buymus, bu buymus, onun elin sunun cebinde imis beni hiiiic alakadar etmez. Ha bunca sozu, onlari savundugum dusuncesi ile yazdiysaniz, beyhude zahmet etmis olursunuz.

Ayni ismi kullandiklirani, Turkiye'deki ile alakasinin olmadigini soyluyor yonetici. Sitelerinde de konuyla ilgili bir aciklama var zaten.

Inanirsiniz, inanmazsiniz, hafiyelik yaparsiniz yapmazsiniz orasi beni ilgilendirmez. Elbet orataya cikacaktir alakalari olup olmadigi.

Ama pesin hukumlu olmayin hele!

Turkiye'deki Deniz Feneri, Almanya'dakilerle hicbir alakalarinin olmadigini, hatta yurtdisinda temsilciliklerinin dahi olmadigini acikladi.
Bunu da dikkate almak gerek ki kurunun yaninda hakikaten is yapan da yanmasin.

Yazdığın yazı bu Yusuf Batum.
Ben de ona uygun cevap yazdım.Öyle çoook uzun bir şey de yazmadım.
Savunmadığını söylediğin yazında bile salt derneğin sitesinde yazılanı yazıyorsun.Üstelik bir de tarz şu şekilde:

Inanirsiniz, inanmazsiniz, hafiyelik yaparsiniz yapmazsiniz orasi beni ilgilendirmez. Elbet orataya cikacaktir alakalari olup olmadigi.

Ama pesin hukumlu olmayin hele!

İsteyen tabi istediğine inanamaya devam edecektir.

Sevgili Cetin Tas,

Tarzim belki pek nazik degil idi. Kusura bakma; acele ile yazdim zira. Hafiyelikten (dedektiflik) kastim da, verdiginiz upuzun ornekle alakali idi. Bir dedektif gibi.
Simdi adamlar bunu boyle diyor, digeri soyle diyor. Beni alakadar etmez. Mahkemelikler. Turkiye'deki ile alakasi var mi yok mu, Turkiye'dekiler inkar ediyor. Ne diyeyim baska. O yuzden beklemek en iyisi dedim. Yoksa kimseyi savunmam. Gorecegiz nedir ne degildir...

Maksadim incitmek degil...

Saygilar,

Yusuf B.

Resmi yollardan 7 milyon € "yardim" almislar (gayri resmi ne kadar, o da ortaya cikacak elbet), isimleri de ayniymis, bir cok projede ortak hareket etmisler ama Almanya'daki dernekle bir baglari yokmusmus

Bir ilahi rastlanti daha var: Weiss GmbH, Beyaz Holding, AK Parti... Milletce ne güzel aklaniyoruz

http://video.milliyet.com.tr/default.as ... et=10.09.2 008

kim ne acıklama yaparsa yapsın aynı isimle bir olusum varsa burada onunda parmagı vardır.açıklama yapmış yok demiş varmı diyecekti yapan yaptım dermi ya biraz akıllı olun. almanyadaki türkler buradaki milletimizden daha cahil inanın buna (ileri yaş için diyorum) para kazanmanın ve dogruyu bilmenin verdiği hafiflikten olsa gerek kendi bildiği doğruya saçıyorlar ve arkasından geleni yönlendiriyorlar çünkü arkasından gelenin ekonomik özgürlüğü yok ona baglı onun kurdugu işlere devam ediyor oraya şimdi gidin denizfeneri değil tren istasyonu derneği acın bi okadar daha para toplarsınız yeterki beyni yıkayan HATİP tarzı cümleler kurun rte gibi.sonra kaldığı yerden devam etsin.....

Yimpaş, Kombassan, İhlas, Jet-Pa ve simdi Deniz Feneri gibi olaylarda hep bizim halkimizin saf ve temiz duygulari, dini inançlari sömürülmüstür deniyor. Buna AKP'nin oy vurgununu da katmak gerekir. Ben bu "saf ve temiz duygular" benzeri sözleri halka da yarari olmayacak bir halk dalkavuklugu olarak görüyürum.

Acaba bizim halkimiz gerçekten saf mi? Yoksa hem cahil hem de sark kurnazi mi?

Dinci holdinglere halkimizin büyük çogunlugu din iman diye degil, yüksek kazanç hevesiyle para kaptirdi. Bu devirde 10% ve üzeri faizi hangi finans kurumu verebiliyor? Fakat yüksek kazanç yüksek risk demektir, halkimizin bunu bilmesi gerekirdi. Belki biliyordu da, ama simdi öyle isine geldigi için, bizi "din imanla kandirdilar, devlet bize yardim etmeli" diye feryat figan ediyorlar.

Halbuki bir düsünselerdi, bu dinci holdingler nereye yatirim yapip nasil para isletecek, bu yüksek faizleri nasil geri ödeyeceklerdi? Neye güvenip bunlara para yatirdilar? Sunun bunun aklina ve cami propagandalarina güvendiler; demek ki kendi özgür akillari yok. Yine benzer bir sarlatan kurum çiksa, yine benzer propagandalar yapilsa yine para kaptiracaklar.

Yardim meselelerine gelince... Türkiye'deki "baba beni okula gönder" gibi veya benzeri, dinle ilgisiz egitim ve dayanisma kampanyalarina acaba Almanya Türklerinden kaç kisi destek verdi? çok kisi olabilecegini tahmin etmiyorum, çünkü Almanya'da bile habire cami parasi toplarken kendi çocuklarinin egitimini ihmal ediyorlar. Almanya'da isin arkasinda dini bir çikar olmayan bir egitim kampanyasi yapsaniz acaba Türklerden ne kadar para toplayabilirsiniz?

Bu saf ve temiz duygularla yapildigi söylenen yardim bagislarinin arkasinda da (dinle ilgili yardimlardan söz ediyorum) bir sark kurnazligi, Allah'a rüsvet vererek cennetten hazir parsel kapatma zihniyeti var. O kadar da saf duygular degil.

Evet dinci halkin cehaletinden yararlanarak halki soyuyor, ama halk da cehaleti ve cingözlügüyle bu soygunu davet ediyor.

Musatafat arkadasa katiliyorum.
Halk bu kadar da cahil degil.

Gecmisi dusunursek o kadar olay oldu:banker kastelli den baslayan bir surec bu.
Kimisi kisa yoldan kose donmek istedi, cok yuksek faizlerle(pardon kar payi)
zengin olmak istediler.

Halbuki bu dolandiricilara verdikleri paralari cocuklarinin egitimine, gelisimine
harcasalardi simdi o cocuklar cok daha iyi yerlerde olurdu, kayip , sorunlu nesiller
olmazdi.

Ne diyelim, akillanirlar insallah.
(Hic sanmiyorum ya....)

rafet, öyle renkli ve öyle güzel reklamlari vardi ki Almanyada,

Bütün arkadaslarim bir ramazan fitrelerini fenere bagisladilar, ben bile

rafet, öyle renkli ve öyle güzel reklamlari vardi ki Almanyada,

Bütün arkadaslarim bir ramazan fitrelerini fenere bagisladilar, ben bile
Hızlı Düzenle

Gildacığım.Hadi bu zamana kadar o güzel ve renkli reklamlara inandılar ve bağış verdiler.Bakalım bundan sonra da bağış yapmaya devam edecekler mi?
Hani var ya şimdilerde bir reklam....Şöyle bitiyor,''Senceeee?''

Deniz Feneri az! Okyanus Feneri lazım bunlara...


Yüzyılın tokadı...

Deniz Feneri.

Bakıyorum yazılıp çizilenlere...

Hep aynı benzetmeler yapılıyor:

"Dindar insanlarımızı kandırarak..."

"Temiz duyguları kandırarak..."

"Hassas yürekleri kandırarak..."

"Vicdanlı insanlarımızı kandırarak..."

"Saf Anadolu insanını kandırarak..."

*

Yok öyle!

*

Kendinizi kandırmayın...

Saf maf değil, o para kaptıranlar.

*

Bu dünyada her türlü katakulliye rıza gösterip, öbür dünyayı makbuz karşılığı satın almaya kalkan... Kaç euroysa ödeyip, cennette tapu kapmaya çalışan Şark kurnazı onlar.

*

Üzülmeyin sakın.

*

Gariban şehit çocuklarının yırtık pırtık çoraplarla gezdiği bir ülkede, Mehmetçik Vakfı dururken, Tanzanya'daki yoksullara iftar vermeye çalışıyorsa "vicdan sahibi" Anadolu insanı...

Bırakın dolandırsınlar kardeşim!

*

Sevaptır.



Yılmaz Özdil, 07.09.08

Ya arkadaşlar, bakıyorum da hala Almanyadaki fenerle Türkiye'deki arasında bağlantı yoktur veya olmayabilir diyenler çıkıyor.
Çetin açıklamış ama ben de örnek vermek istiyorum:
Almanya'daki İş Bankası'yla, Yapı Kredi'yle Türkiye'dekilerin alakası yoktur..
Almanya'daki uğur arslan'la Türkiye'dekinin bir alakası yoktur.
Euro 7 ile kanal 7'nin de herhangi bir alakası yoktur, hatta haberlerde, bazı filmlerde falan ortak yayına geçseler bile

Ya ilahi diyorum size
Hiç seyretmedim programlarını ama bence kayıtlarına bakmak lazım. Muhakkak, kardeş fener, yoldaş fener falan geçiyordur. Hatta kendileri direkt bizim adamlarımız falan da demişlerdir programlarında da, işte onları seyreden adamlar kendilerinden oldukları için, artık balık hafızalı mı dersiniz, art niyetli mi, bilemem