Geçtiğimiz hafta içinde Amerikan başkan yardımcısı bir “sayın” ülkemize hoş geliyor, sefalar getiriyor.
Ekselanslarını basınımızdan dikkatle izliyoruz: Pek sayın beyzademiz küçük bir müfrezeden oluşan korumaları ile birlikte Mahmutpaşa’ya gidiyor, Samatya’da alinazik zıkkımlanıyor, çok beğeniyor, az şekerli kahvesinin yudumladıktan sonra afiyet şeker oluyor ve derken, “def” olup gidiyor bu ülkeden…
Def ve davul eşliğinde dingildenen Türk siyaseti bize kalıyor…
Peki, bu muhterem sayın ne için geldi bizim ülkemize?
Ne getirdi?
Ne götürdü ya da ne götürüyor, ...