Okulun web sayfasında Said-i Kürdi propagandası!

Genel & Güncel Konular

İletigönderen MeRaL » Prş May 03, 2007 11:30

SOKRATES yazdı:Şimdi ben neye yanayım.
Said Nursi gibi Mustafa Kemal'in bile ödüllendirdiği kahraman bir din adamına atılan iftiralara mı?
Yoksa onu kullanan nursuz nur cemaatine mi?
Yoksa okullara kadar bunu sokan SALAK meb bakanına mı?
At izi it izine karışmasın dikkat edin.
Tarihi bilin,tarihi şahsiyetleri gündelik ideolojik yorumlara kurban etmeyin!


neyi savunduğunu bi anlasam,cevap yazmak kolaylaşacak
üzgün adım İLeri marŞ .
Kullanıcı küçük betizi
MeRaL
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
İletiler: 754
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 14:31

İletigönderen MedceziR » Prş May 03, 2007 12:06

SOKRATES yazdı:Şimdi ben neye yanayım.
Said Nursi gibi Mustafa Kemal'in bile ödüllendirdiği kahraman bir din adamına atılan iftiralara mı?
Yoksa onu kullanan nursuz nur cemaatine mi?
Yoksa okullara kadar bunu sokan SALAK meb bakanına mı?
At izi it izine karışmasın dikkat edin.
Tarihi bilin,tarihi şahsiyetleri gündelik ideolojik yorumlara kurban etmeyin!

Eyvallah
Resim

"Vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi. Halbuki hangi istiklal varki ecnebilerin nasihatlarıyla ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin!
Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir..."


Söylesem tesiri yok
Sussam gönül razı değil...
Kullanıcı küçük betizi
MedceziR
Üye
Üye
 
İletiler: 1763
Kayıt: Pzr Nis 08, 2007 15:54
Konum: Yiğidin Harman Olduğu Yerden...

İletigönderen Türk-Kan » Prş May 03, 2007 12:38

Türk-Kan yazdı:
Said Nursi gibi Mustafa Kemal'in bile ödüllendirdiği kahraman bir din adamına atılan iftiralara mı?

kaynak?

bu sacma sapan cümle icin kaynak, belge vs. bekliyorum :)
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen SOKRATES » Cum May 11, 2007 21:18

Türk-Kan yazdı:
Türk-Kan yazdı:
Said Nursi gibi Mustafa Kemal'in bile ödüllendirdiği kahraman bir din adamına atılan iftiralara mı?

kaynak?

bu sacma sapan cümle icin kaynak, belge vs. bekliyorum :)


O kadar kaynak istiyorsan ve bu isteğinde kararlıysan,
gösteririm kaynağımı.
"Ey millet! Allah birdir, Şanı, büyüktür. Allah�ın selameti, atifeti ve hayrı üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, Cenab-ı Hak tarafından insanlara dini hakikatleri tebliğe memur ve resul olmuştur. Koyduğu esas kanunlar cümlemizce malumdur ki Kur�ani azimüşşandaki husustur. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir, temel dindir. Çünkü dinimiz akla mantığa hakikate tamamen uyuyor.ATATÜRK
Kullanıcı küçük betizi
SOKRATES
Üye
Üye
 
İletiler: 346
Kayıt: Çrş Nis 04, 2007 20:59

İletigönderen Türk-Kan » Sal May 15, 2007 0:04

SOKRATES, algilama sorunun mu var?!
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen MedceziR » Sal May 15, 2007 12:29

Karşılıklı hakeret etmeden herkes elindeki bilgiyi koysunda bizde faydalanalım dimi ama. Yoksa öbür türlü tartışmanın kimseye bi faydası dokunmaz. . .
Resim

"Vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi. Halbuki hangi istiklal varki ecnebilerin nasihatlarıyla ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin!
Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir..."


Söylesem tesiri yok
Sussam gönül razı değil...
Kullanıcı küçük betizi
MedceziR
Üye
Üye
 
İletiler: 1763
Kayıt: Pzr Nis 08, 2007 15:54
Konum: Yiğidin Harman Olduğu Yerden...

İletigönderen Türk-Kan » Sal May 15, 2007 19:34

MedceziR, kardesim :) hakaret nereden cikti? hakaret filan yok. ama gayet net bir türkce ile iki kez kaynak belirtmesini rica ettim arkadastan. sanirim cok zor birsey istedim :)
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen Veled » Sal May 15, 2007 19:39

sokratesin söylediklerinin kaynağı yok ki :mrgreen: çünkü söylediklerinin gerçeklik ile ilgisi yok :wink:
Kullanıcı küçük betizi
Veled
Satılmıştır
 
İletiler: 3
Kayıt: Çrş Mar 07, 2007 20:46

İletigönderen SOKRATES » Cum May 18, 2007 2:32

Semih R.Cabalar yazdı:sokratesin söylediklerinin kaynağı yok ki :mrgreen: çünkü söylediklerinin gerçeklik ile ilgisi yok :wink:


Nerden biliyorsunuz?
Kaynak isterseniz getiririm kaynaklarımı.
İş yani yaptığınız.
"Ey millet! Allah birdir, Şanı, büyüktür. Allah�ın selameti, atifeti ve hayrı üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, Cenab-ı Hak tarafından insanlara dini hakikatleri tebliğe memur ve resul olmuştur. Koyduğu esas kanunlar cümlemizce malumdur ki Kur�ani azimüşşandaki husustur. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir, temel dindir. Çünkü dinimiz akla mantığa hakikate tamamen uyuyor.ATATÜRK
Kullanıcı küçük betizi
SOKRATES
Üye
Üye
 
İletiler: 346
Kayıt: Çrş Nis 04, 2007 20:59

İletigönderen Hasta » Cum May 18, 2007 6:07

SOKRATES, isterseniz mi diyorsun halâ?!... :shock: :mrgreen: 3.kez ve daha açık,ben söyleyeyim bari:Evet İs-ti-yo-ruz!!!Daha açık ne kadar söylenebilir,bilemeyecem :twisted: :mrgreen:
Kullanıcı küçük betizi
Hasta
Satılmıştır
 
İletiler: 1
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 14:52

İletigönderen MedceziR » Cum May 18, 2007 13:49

SOKRATES, kardeş sende kaynağını koyuyorsan koy artık ama :twisted:
Resim

"Vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi. Halbuki hangi istiklal varki ecnebilerin nasihatlarıyla ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin!
Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir..."


Söylesem tesiri yok
Sussam gönül razı değil...
Kullanıcı küçük betizi
MedceziR
Üye
Üye
 
İletiler: 1763
Kayıt: Pzr Nis 08, 2007 15:54
Konum: Yiğidin Harman Olduğu Yerden...

İletigönderen Çetin Taş » Cmt May 19, 2007 7:01

1.ATATÜRK’ün NUTUK’unda zararlı dernekler arasında ilk sırada saydığı Kürt Teali Cemiyeti’dir.(Bkz.NUTUK)

2.
"Özgür bir Kürdistan tohumu ekiyorum. Onu geliştirip büyütün” Said-i Kürdi (Nursi)

1876 yılında Bitlis’in Nurs köyünde dünyaya gelen Said-i Nursi bağımsız Kürdistan çalışmalarına II. Abdülhamit zamanında başlar. Bu zamanlar, Türk topraklarının birer birer elden çıktığı zamanlardır.
Said-i Nursi de bu durumdan yararlanmak için Abdülhamit’e bir dilekçe ile başvurur. Dilekçede Kürdistanın geleceği (!) için Kürdistan olarak adlandırdığı bölgede 3 tane medrese açılmasını ve bu burada Kürt gençlerinin eğitim görmesini ister.
II. Abdülhamit bunun altındaki sinsi planı hemen fark eder. Bu dilekçeden sonra Said-i Nursi’yi önce sürgüne göndermeyi düşünür fakat akli dengesinin yerinde olmadığını anladığından tımarhaneye kapatılması kararlaştırılır. Said, “Zalimler için yaşasın cehennem!” sözünü Abdülhamit için söyler
......



Kürt Teali Cemiyeti
Isparta'daki sürgünden memleketine dönen Said-i Kürdi yine İngilizlerin işgal planına uygun olarak Doğu'da ve güneydoğuda İngiliz hükümeti destekli bir Kürdistan kurulması amacıyla "Kürt Teali Cemiyeti" kurucuları arasında yerini aldı.
Bir yandan işgalcilerle mücadele eden Ankara hükümeti bir yandan da İngiliz destekli gerici isyanları bastırmakta başarılı olunca Said-i Kürdi bu sefer M. Kemal'le görüşmek için Ankara'ya gitti.Amacın şeriat devleti kurmak olmadığını, ulusal temele dayanan devlet kurmak olduğunu anlayınca bundan vazgeçti.
Bugün dahi Nurculukta cuma namazı kılınması farz kabul edilmez. Çünkü Said-i Kürdi'nin anlayışına göre ülke hala "müslüman" değildir. "Dar-ül harp"tir. Yani şeriatı getirmek için savaşılması geren topraklardır.
Bu anlayışa uygun olarak çıkan ve arkasında İngiliz desteği olduğu resmi belgelerle kanıtlanmış olan Şeyh Sait isyanına katıldığı için İstiklal Mahkemesince yargılandı ve birçok ilde sürgün yaşadı. İngiliz destekli bağımsız Kürdistan isteyen bu ayaklanma birçok şehrin yıkımına, ordunun büyük ölçüde kayıp vermesine ve misak-ı Milli sınırlarımız içinde olan Musul ve Kerkük'ün İngilizlere kalması ile sonuçlandı.
Nur cemaati'nde Atatürk'ün "Öküz aleyhisselam", "Beton Kemal", "Deccal" gibi isimlerle anılmasınınn arkasında bu şeriatçı ayaklanmaların uğradığı hezimetler yatmaktadır.”

(kaynak Marmara Brifingi(1971): Orgeneral turgut Sunalp, Korgeneral Abdurrahman Ergeç, Tümgeneral Recai Engin, Tümgeneral, Memduh Ünlütürk, Tümgeneral Fazıl Polat, Kur. Alb. Fikret Küpeli...)

Fakat özellikle Adnan Menderes döneminden beri Said-i Nursi’yi aklama hareketleri kapsamında onun milli mücadeleyi desteklediği,hatta Atatürk’ün onu TBMM’ye çağırarak meclise hitaben bir konuşma ile ödüllendirdiği,vs. gibi yalanlar(aksine o kendi başına Ankara'ya gidip Atatürk ile görüşmek istemiştir) yayılmıştır.Vikipedia,mynet gibi sitelerde bu tür bilgileri göreceksiniz.

Ben kendimi sağlam bir Kemalist olarak görürüm ve benim için en büyük kanıt NUTUK’tur.Burada Atatürk’ün işaret ettiği üzere Kürdistan Teali Cemiyeti zararlı bir dernektir ve yine tüm kaynaklar bu derneğin kurucusu olarak Said-i Kürdi(Said-Nursi’nin diğer ismi)gösterilmektedir.

Konu bence kapanmıştır.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen MedceziR » Cmt May 19, 2007 8:26

Isparta'daki sürgünden memleketine dönen Said-i Kürdi yine İngilizlerin işgal planına uygun olarak Doğu'da ve güneydoğuda İngiliz hükümeti destekli bir Kürdistan kurulması amacıyla "Kürt Teali Cemiyeti" kurucuları arasında yerini aldı.
Bir yandan işgalcilerle mücadele eden Ankara hükümeti bir yandan da İngiliz destekli gerici isyanları bastırmakta başarılı olunca Said-i Kürdi bu sefer M. Kemal'le görüşmek için Ankara'ya gitti.Amacın şeriat devleti kurmak olmadığını, ulusal temele dayanan devlet kurmak olduğunu anlayınca bundan vazgeçti.
Bugün dahi Nurculukta cuma namazı kılınması farz kabul edilmez. Çünkü Said-i Kürdi'nin anlayışına göre ülke hala "müslüman" değildir. "Dar-ül harp"tir. Yani şeriatı getirmek için savaşılması geren topraklardır.
Bu anlayışa uygun olarak çıkan ve arkasında İngiliz desteği olduğu resmi belgelerle kanıtlanmış olan Şeyh Sait isyanına katıldığı için İstiklal Mahkemesince yargılandı ve birçok ilde sürgün yaşadı. İngiliz destekli bağımsız Kürdistan isteyen bu ayaklanma birçok şehrin yıkımına, ordunun büyük ölçüde kayıp vermesine ve misak-ı Milli sınırlarımız içinde olan Musul ve Kerkük'ün İngilizlere kalması ile sonuçlandı.
Nur cemaati'nde Atatürk'ün "Öküz aleyhisselam", "Beton Kemal", "Deccal" gibi isimlerle anılmasınınn arkasında bu şeriatçı ayaklanmaların uğradığı hezimetler yatmaktadır.”
(kaynak Marmara Brifingi(1971): Orgeneral turgut Sunalp, Korgeneral Abdurrahman Ergeç, Tümgeneral Recai Engin, Tümgeneral, Memduh Ünlütürk, Tümgeneral Fazıl Polat, Kur. Alb. Fikret Küpeli...)

Bunları yazanların hepside bol keseden sallamış, palavra.

Ben Said Nurs-i'nin "Özgür bir kürdistan tohumu ekiyorum" sözünü söylediğine de inanmıyorum.
Resim

"Vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi. Halbuki hangi istiklal varki ecnebilerin nasihatlarıyla ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin!
Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir..."


Söylesem tesiri yok
Sussam gönül razı değil...
Kullanıcı küçük betizi
MedceziR
Üye
Üye
 
İletiler: 1763
Kayıt: Pzr Nis 08, 2007 15:54
Konum: Yiğidin Harman Olduğu Yerden...

İletigönderen Çetin Taş » Cmt May 19, 2007 9:34

Bunları yazanların hepside bol keseden sallamış, palavra.

Ben Said Nurs-i'nin "Özgür bir kürdistan tohumu ekiyorum" sözünü söylediğine de inanmıyorum.

Medcezir kardeşim,kendine göre haklısın çünkü KARŞI DEVRİM'in eğitim tezgahından elinden tutan biri olmadan geçince Said-i Nursi'yi büyük bir din adamı,Adnan Menderes'i demokrasi savaşçısı,türbanı da dini kıyafet olarak bilmek son derece doğaldır.

Ama memleketin başına ne gelmişse bu Şeyhlerden,şıhlardan,dervişlerden gelmiştir.Bu da Atatürk Devrimi pratiği sırasında defalarca ispatlanmıştır.
Aşağıya onun yandaşlarının "Muhteşem eser"olarak niteledikleri ve kutsal bir kitap olarak gördükleri Risale-i Nur isimli >bazı bölümleri altlarında manaları ile birlikte veriyorum.

1 – Üstadımın kendisi söylüyor ki: “Ben, sekiz dokuz yaşındayken bütün nahiyemizde, ahali Nakşi tarikatında ve oraca meşhur Gavsi Hizan namıyla bir zattan istimdat ederken. Ben akrabama ve umum ahaliye muhalif olarak: “Ya Gavsi Geylani” derdim. Çocukluk itibarıyla elimden bir ceviz gibi ehemmiyetsiz birşey kaybolsa. “Ya şeyh! Sana bir Fatiha. Sen benim bu şeyimi buldur. Acibdir ve yemin ve yemin ediyorum bin defa böyle. Hz. Şeyh himmet ve duasıyla imdadıma yetişmiştir.” (Risalei Nur Kulliyatı-Sikkei Tasdik’ül Gaybi Kitabı- Sayfa: 118-Doğuş Ltd Şti Matbaası-Ankara- 1959 tarihli baskı.)
- Saidi Nursi, bu sözleriyle Gavsi Geylani’nin Gavsi Hizan’a üstünlüğünü belirtmek için ondan istimdatta (yardım isteme) bulunduğunu dile getiriyor. Oysa ölülerden yardım istemek, onları yardımına çağırmak apaçık şirk amelidir.
2 – “Hz. Şeyhin vefatından sonra hayatta oldukları gibi tasarrufa ehli velayetçe kabul edilen üç evliyayı azimenin en büyüğü o hz. Gavsi Geylani’dir.
.... Fırkasıyla badel memat (ölümden sonra) dua ve himmetiyle müridlerinin arkasında, önünde bulunmasıyla. Böyle bir harika kerameti acibe ile meşhur bir zat. Elbette böyle bir zamanda kıymettar bir hizmeti Kuraniyeyi bir müridinin vasıtasıyla olunacağını onun görmesi ve göstermesi onun şe’nindendir.” (Adı Geçen Eser s: 119)
- Saidi Nursi, bu sözleriyle şeyhlerin vefatından sonra hayatta oldukları gibi tasarruf hakkına sahib olduğunu ifade etmek istemiştir. Şeyhlerin öldükten sonra müridlerinin önünde ve arkasında bulunduğu iddia ederek kendisinin Geylani’nin bir müridi olduğunu belirtmek istemiştir.
3 – “Hz. Şeyhin himmet ve irşadıyla eski Said yeni Said’e inkilab etmiştir.” (Adı Geçen Eser s: 120
- Said Nursi bu sözleriyle kendisinden yüzyıllarca önce yaşamış bir kimsenin kendisine irşad edebildiğini dile getirmiştir. Bu sözleriyle hem şeyhten medet umması, hem de ölülerin dirilere fayda vereceği inancına sahib olduklarını ileri sürmüştür.
4 – “Ehli tarikat ve hakikatça tam bir iltifatla kabul edilmiş bir esas var ki... Tarikati Hakta suluk eden bir insan nefsi emaresinin enaniyetini ve serkeşliğini kırmak için lazım gelir ki, nazarını nefsinden kaldırıp, şeyhine nazar ede ede ta fenafişşeyh hükmüne gelir. Ben dediğinde şeyhinin hissiyatıyla konuşur ve hakeza ta fena firrasul, fenafillaha kadar gider. Mesela nasıl ki sıdık bir hizmetkar efendisinin hissiyatıyla kendi kendisinin efendisiymiş gibi konuşur ki ben böyle istiyorum der.
....Zatı Ahmediyenin (a.s)varisliğiyle hakikatı Muhammediyesinin de (a.s) kendisini gördüğü gibi fenayı mutlak ile Cenabı Hakkın tecelliyi zatisine mazhariyet noktasında kendisine o sözleri söylemiş. Onun gibi olmayan e o makama yetişmeyen onu söyleyemez, söylese mesuldür.
- Said Nursi herkesin nefsinden kurtulup şeyhine motamot uya uya şeyhte yokolmanın, rasule uya uya onda yok olmanın ve Allah’a uya uya onda yok olup ben dediğinde Allah’ın emri gibi itaat edilmenin lazım geldiğini söylemek istiyor adeta... Daha açıkçası; “ben” dediğinde, o demiyor, (haşa) Allah (c.c) diyor... Bu ise vahdeti vücud akidesinin bir parçası olan “fena” (yokolma) akidesi yani; fena fi ihvan (ihvanda yok olma), fena fişşeyh (şeyhte yok olma), fenafirrasul (rasulde yok olma) ve fenafillah (-Haşa- Allah’ta yok olma) akidesidir.
Bu sapık akideye göre fenafirrasul olan Allah (c.c)’ın rasulüdür. FenaFillah olan ise hakta yok olduğundan Allah (c.c)’ın yeryüzündeki gölgesidir. Allah adına konuşur.
“Onun gibi olmayan o sözü söyleyemez, söylese mesuldür” diyerek, bir kimseyi (haşa) Allah (c.c) makamına çıkarıyor...
5 – “O futuluh gaybın tefeulunde en evvel şu fırka çıktı.” (Adı Geçen Eser s: 110
- Nurcular bir kitabın rastgele açılıp yorumlanmasına tefeul diyorlar... Tıpkı fala bakmak gibi.
6 – “Bu hizmette yani ehli imanı dalaleti mutlakadan kurtarmaya lüzum olsa dünyevi hayatı gibi uhrevi hayatımı da feda etmeyi bir saadet bilirim. Binlerce dost ve kardeşlerim cennete gitmeleri için cehennemi kabul ederim.” (Adı Geçen Eser s: 10)
- Said Nursi burada bir ehli imandan bahsediyor, fakat onları dalaleti mutlaka (mutlak sapık kimseler) olarak isimlendiriyor. Bu ne tezattır? Bir kimse hem ehli iman, hem dalaleti mutlaka nasıl olur? Üstelik Said Nursi onları kurtarmak için dünyasını ve ahiretini feda etmeyi göze alıyor. Üstelik cehenneme girme, cehenneme razı olma pahasına... Cehenneme razı olan bir kimsenin hiç, iman ehli olduğu söylenebilir mi? Buna göre madem Said Nursi kabul ediyor, nurcuların hepsi kurtulsa bile Said Nursi bu sözleriyle cehennemden kurtulmayacak, imanı olmayan bir kafirdir. Kafire tazim ve istiğfar da küfürdür.
7 – “Hatta o da’va o derece tehlikeye düşmüş ki bir ehli keşfin müşahedesile, bir yerde ecel elinden terhis tezkeresini alan kırk adamdan bir adam kazanabilmiş, otuz dokuzu kaybetmiş.” (Adı Geçen Eser s: 157)
- Saidi Nursi’nin burada ehli keşf diye kastettiği kimseler; kabirlere girerek ölünün müslüman mı kafir mi öldüğünü bildiğini söyleyen kimselerdir. Saidi Nursi bu sözleri söylemekle kendisinin ehli keşf olduğunu dile getirmek istiyor. Bu özelliği sebebiyle gaibten haber veren bir kimse vasfını kendinde görüyor.
8 – 1358’de Karadağ’ın başına çıkıyordum. İnsanların hususan müslümanların bu silsilece devam eden hakikatleri ne vakit başladı, ne vakte kadar sürecek hatıra geldi. Birden “vel asr” ayeti karşıma çıktı.
Haşiyesinde:
1500 yıllarında mücahedenin sonlarına gelineceği...
1506 yıllarında Galibane mücadelenin tarihine.
1545 yıllarında Mağlubane mücadele tarihine.
1561 yıllarında mücadelenin ne zamana kadar devamına işaret eder.” (Adı Geçen Eser s: 46)
- Saidi Nursi Cebir hesabıyla kıyametin vaktini haber verecek vasıfta kendini görmüştür. Yani; kıyametin 1561’de kopacağını söylemiştir.
9 – “Tam adaletini gördüğümüz mahkeme heyetine çok selam ve dualar ederiz.” (Adı Geçen Eser s: 160
- Allah (c.c), Nisa: 60 ayetinde tağuta muhakeme olanların küfre girdiklerini haber vermiştir. Saidi Nursi ise tağuti bir mahkemeyi adalet mahkemesi olarak görüyor ve böylece Allah (c.c)’ın gerçek adaletini inkar etmiş oluyor. Zira gerçek adalet, Allah ve rasulünün hükmüyle hükmetmektir. Saidi Nursi ise; Allah (c.c) ve rasulünün hükmüyle hükmetmeyen bir mahkemeyi adaletli olarak vasıflandırmıştır.
10 – “Risalei Nur sair telifat gibi ulum ve funun ve başka kitaplardan alınmamış. Telif olunduğu zaman hiçbir vakit kitab müellifin yanında bulunmuyordu.” (Adı Geçen Eser s: 80)
- İşte bu ifade, insanları Risalei Nur’un gaybi yazıldığına inandırmak için uydurulan bir safsatadır. Zira sanki müellefin yanında o anda hiçbir kitabın bulunmaması bu risalelerin gaybiliğini gösteriyor...
11 – “Müellefin pek az bir zamanda tahsilden tedrise geçmesi üç ayda bir kış içinde 15 senede medresece okunan 100 kitaptan daha fazla okuduğu kaydediliyor.” (Adı Geçen Eser s: 65)
- Bu sözlerle Saidi Nursinin yüceltilmesi amacı güdülmüştür.
12 – “Ben kendi kanaatımı yazdım. Kanaata itiraz edilmez.” (Adı Geçen Eser s: 76)
- Said Nursi, delilsiz olarak kendi kanaatlarını yazmış ve onun kanaatlarına kesinlikle itiraz edilemezmiş... Oysa itiraz kanaatlara olur..
13 – “O eser onun hüneri olamaz. O, doğrudan doğruya Kur’an’ı Kerim’in bu zamanda bir nevi mucizesi manevisi olarak Rahmeti ilahi tarafından ihsan edilmiştir. Bu eserlerin onun ilmi, fikri ve zekasının eseri olmadığına delil, Risalei Nurda öyle parçalar var ki bazı altı, bazı iki, bazı bir saatte, bazı on dadikada yazılan risaleler var. Ben yemin ederim eski Said’in kuvveti hafızasında beraber olmak şartıyla o on dakika işi on saatte fikrimle yapamıyorum. O bir saatlik Risalei fikrimle iki gün istidadımla yapamıyorum. Hakeza demek biz müfsil olduğumuz halde gayet zengin bir mücevherat dükkanının delalı hizmetçisi olmuşusuz.” (Adı Geçen Eser s: 50
- Bu ifadelerden anlaşılan şu ki; Risalei Nur Said Nursi’nin hüneri değilmiş. O, Kur’an’ın bu zamana bakan bir çeşit mucizesiymiş. Allah (c.c) tarafından ihsan edilmiştir. Çünkü bu eserler onun fikri ve zekasının eseri değilmiş. Aslında mantığında ve zekasında iflas etmişken zengin bir kuyumcu dükkanının güzel bir hizmetkarlığını yapıyormuş.

Medcezir kardeşim.Benim uzmanlık alanım olan konulardan biri olduğu için ve bir süredir de bu tartışmayı takip ettiğim için konuya bayağı bir hakimim(tevazuya gerek yok).Bak Said-i Kürdi ile ilgili toparlayabildiğim bazı alıntılar,yazılar,sözler aşağıdadır.

Alıntı 1:
"Bediüzzaman, çağında nadir görülen şahsiyet (veya benzeri olmayan Zat) anlamına geliyor. Yüzbinlerce Türkiyeliyi ardına takmakta gösterdiği başarıyla gerçekten kendisi zamanın bir harikası ve aynı zamanda dindar bir Kürt yurtseveridir.

……..

Şafiî mezhebinden bir Kürttür… Kendisinin esas gayesi, bir Kürt devleti kurmaktı. Nitekim yaşamı boyunca bu amacını gerçekleştirmek için çeşitli etkinlik göstermiştir. Örneğin bağımsız bir Kürt devletinin kurulması amacıyla Kürt Teali Cemiyeti kurucuları arasında yer aldığı iddia edilmektedir.
……..

Zamanın Padişahına ‘Said’ imzası altında yazdığı ve esası kürtçe öğretim yapacak olan okullar açmaya dayanan dilekçeyi sunmuştur.”

Kaynak:Ümit Yazıcıoğlu'nun Yüksekova Haber(Kürtçü-PKK destekçisi web sitesi)'de ki 5 Mart 2006 tarihli yazısının bazı bölümleri.

Alıntı 2:
“Ölmüş gitmiş, dünyadan ve hükümetten alakası kesilmiş bir adam hakkında otuz sene evvel bir Hadis–i Şerif’in ihbariyle Kur’an’a zararlı bir adam çıkacak demiştim. Sonra Mustafa Kemal’in o adam olduğunu zaman gösterdi.”

Kaynak:(Emirdağ Lahikası, I/278,Yirmiyedinci mektuptan Sabık Reis–i Cumhur’a ve bu makama gönderilen istida)-kendi kitabı-

Alıntı 3:
Sait, Kürt cemaatından, şafii mezhepli, nakşi tarikatlı, okur fakat yazmaz, imla bilmez, seksen sene içinde yaşadığı millet olan Türk’ün lisanına hakkıyla vakıf olamamış, felaketten felakete sürüklenmiş, bir hapishaneden diğerine sürülmüş ve bugün seksen yaşını geçmiş ihtiyar bir adamdır.
………
Sait, Kürdistan Azmi Kavi Cemiyetinin arzusu üzerine mahalli Kürt kıyafeti ile, boynunda dürbün, belinde tabanca ve kama, ayağında lapçin ve başında poşu olduğu halde İstanbul’a gelmiş ve büyük bir cüretle Cuma selamlığında Padişaha cemiyetin “Sait” imzası altında yazdığı ve esası kürtçe tedrisat yapacak mektepler açmaya dayanan arizayı takdim etti. Memleketin ve milleti islamiyenin ittihadını bozmak gayesine matuf olan bu hareketi canianesinden dolayı haklı olarak tımarhaneyi boyladı.
………
Damarında bir damla Türk kanı olan her Müslümana, bu adamın Mason ve Komünist kadar tehlikeli olduğunu ehemmiyetle hatırlatırım.”

Kaynak:Kürt Said'in Mezhebi Hakkında Reddiye Armağanı,Mustafa Sabri(dönemin Osmanlı Şeyhülislamlarından)

Alıntı 4:
Burada pek çok sözünü parantezler içinde alıntıladığım Said-i Nursi >ni de yazarak belirteceğim.

“Eğer beşer çabuk aklını başına alıp adalet-i ilahiye ve Hakaik-i İslamiye dairesinde mahkemeler aзmazsa maddi ve manevi kıyametler başlarına kopacak, anarşistlere, yecüc mecüclere teslimi silah edilecektir.” (Said-i Nursi Hutbe-i Şamiye)

“Atatürk idaresi hadislerde gösterilmiş bulunan dehşetli ahirzamandır. Dinsizlik, kanunsuzluk, ifsat komitelerinin faaliyet yıllarıdır.” (Said-i Nursi, Sözler,1957, Sayfa:143)

“Türkiye’nin siyasi rejimi Nur saadetini söndürmeye çalışmaktadır. Kemalistler seviyesiz, anarşist kimselerdir.” (Said-i Nursi, Münazarat Sayfa: 17)

“Müslümanlara Kur’an dışında bir Anayasa lazım değildir. 1347(Hicri) tarihinde felsefenin tahakkümü ile bu dindar millet ehemmiyetli tahavvüllere düçar kılınmış ve anayasadan devletinin dininin İslam dini olduğu yolundaki hükmü kaldırılmıştır. Kur’an, Cumhuriyet Anayasası gibi birkaç kişinin iradesi değil ilahi bir iradenin sonucudur.” (Said-i Nursi, Zьlfikar-ı Mьcizat-ı İslamiye ve Kur’aniye, Sayfa:191-193)

“Kur’an kadına üçte bir hisse vermektedir; medeniyetin kadına erkek kadar hisse vermesi ahlaksızlıktır.” (Said-i Nursi, Zülfikar 1945, sayfa 38,39)


“İslam Devleti için tek milliyet İslam milliyetidir. İslam devleti sonunda bütün dünyayı hakimiyeti altına alacak ve İslam yapacaktır. Bu dünya milleti hayatı maneviyeye dayanacaktır. Bu İslam Devleti de hamiyeti İslamiye ve milliye altında İttihad-ı Muhammedi davasında olan Şeyh-i Risalei Nur sayesinde kurulacaktır.” (Said-i Nursi, Münazarat, Sayfa: 90-100)

“Türkiye genel olarak ezan-ı Muhammedi’nin yasak edildiği, bidadların zorla topluma kabul ettirildiği bir dönem yaşamıştır. Devrim kanunları muvakkattır ve hıristiyan kanunlarıdır.” (Said-i Nursi, Tiryak, Sayfa: 65)

“İslam Dini’nde inkılap yapmak, şeriat aleyhtarlığı yapmak olduğu için, İslamiyet’in Desatirine aykırı, devrimler de İslamiyete aykırıdır.” (Said-i Nursi, Mektubat, Sayfa: 403)

“Çok kadın ile evlenmek İslami olduğu iÇin caiz ve şarttır.” (Said-i Nursi, Hanımlar Rehberi, Sayfa: 57).

“Risale-i Nur öyle değerli bir kitaptır ki, Kuran’ın onda yansıyan nurlarına hizmet etmek, askerlikten ve kutsal savaştan bile üstündür. Benim elimde fırsat ve param olsa, Risale-i Nur hizmetinde olan değerli kardeşlerimi askerlikten kurtarmak için, bin lira karşılığında bile olsa bedeli öder ve kurtarırım onları…” (Lem'alar Risalesi)

Alıntı 5:
"Saidi Kürdi’nin, ‘Ey Asuriler ve Ciyaniler, cihangirlik zamanında peşidar kahraman kahraman askerleri olan Kürtler, beş yüz senedir yattınız, yeter artık uyanınız, sabahtır’ şeklindeki çağrısı, bugün Kürt halkı tarafından yerine getiriliyor. Ve onun tabiriyle, Kürt halkı artık gafletten uyanıyor.
Saidi Kürdi, ‘Özgür bir Kürdistan tohumu ekiyorum. Onu geliştirip büyütün’ şeklindeki vasiyetini şimdilik şehitlerin kanında açan kırmızı bir gül destesini ithaf etmekle yerine getiriyor, o büyük ruhun hoşnut olmasını niyaz ediyoruz…”
Kaynak:Vural Savaş'ın Militan Demokrasi kitabı

Alıntı 6:
“Yiğit Kürt halkı 70 yıldır faaliyet gцsteren Deccal rejimine karşı varını yoğunu ortaya koyarak mücadele ediyor. Bu uğurda İzzet Beyleri, Hacı Musaları, Şeyh Saidleri, Seyyid Rızaları, Said Nursileri şehit verdi. Ve bugün, Said Nursi’nin rüyasını gördüğü, uğrunda şehitler vererek, kan ve can vererek yılmadan mücadele ediyor. Birleşik İslam Devleti iзin Kьrdistan’ı kurmaya kararlı, inatçı, inançlı."
Kaynak:Ergün Poyraz'ın Fettullah'ın Gerçek Yüzü isimli kitabında Taraf dergisi(İBDA-C terör örgütü dergisi)'nden alıntıladıkları.

Alıntı 7:

"Müslüman Kürt halkının mücadelesi, Anadolu merkezli Bağımsız Birleşik İslam Devleti’nin yapı taşıdır.
Kumandan Mirzabeyoğlu dedi ki: ‘Gayet açık olarak söylüyorum. Bugün İBDA, Said Nursi Hazretlerinin rüyasını gördüğü bir temsil planındadır’…” (Aktaran: Ergün Poyraz, “Fethullah’ın Gerçek Yüzü”)


Daha çok var.Devam ederiz.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

Önceki

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 6 konuk

x