Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı'nın (TESEV) hazırladığı Kürt sorunu raporunda, "Devlet, genel olarak topluma, özel olarak da Kürt halkına yönelik en azından özür borcu olduğunu unutmamalıdır" denildi.
Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı'nın (TESEV) ''Kürt Sorununun Çözümüne Dair Bir Yol Haritası: Bölgeden Hükümete Öneriler'' raporu açıklandı.
Sabancı Üniversitesi İletişim Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan TESEV Yönetim Kurulu Başkanı Can Paker, amaçlarının, ''Kürt sorununa barışçı bir çözüm bulunmasına katkıda bulunmak, temel ilkelerinin ise çözümün demokratik süreçler sonrasında geliştirilmesini savunmak olduğunu'' anlattı.
Paker, ''kökü Cumhuriyet öncesine dayanan Kürt sorununun birçok farklı boyutunun da bulunduğu'' görüşünü savunarak, ''30 yıldır süren silahlı çatışmalar bölgede olduğu kadar ülkenin genelinde de büyük bir travma yaratmış, toplumsal barışı zedelemiş, demokrasimizde derin yaralar açmış, hukuk devletinin güçlenmesini engellemiştir'' diye konuştu. ''Hükümetlerin bugüne dek sorunun köküne inmediği'' iddiasında bulunan Paker, ''Kürt sorunu çözümsüz kaldığı gibi, bölge halkıyla devlet arasındaki güvensizlik ilişkisi git gide derinleşmiştir'' dedi.
''Türkiye'nin içinde bulunduğu AB ve demokratikleşme sürecinde Kürt sorunu da dahil temel siyasi meselelerin çözümsüz kalmasının mümkün olmadığını'' savunan Paker, ''Kürt sorunu çözümsüz kaldığı ve silahlı çatışmalar devam ettiği sürece Türkiye'de demokrasi yerleşemeyecek, ülkemiz AB üyesi olamayacak, toplumsal barışımız sağlanamayacaktır'' görüşünü dile getirdi.
RAPORDA YER ALAN GÖRÜŞLER
Raporu Yılmaz Ensaroğlu ile yazan TESEV Demokratikleşme Programı Yöneticisi Dilek Kurban, aralarında eski milletvekili Haşim Haşimi'nin de bulunduğu 30'a yakın sivil toplum örgütü temsilcisi, akademisyen ve yerel yöneticilerin katkı sağladığını anlattı.
Raporun giriş bölümünde ''Kürt sorununun kaynağını, Kürtler'in birtakım ayrıcalıklar talep etmesi değil, resmi ideolojinin genel olarak farklılıkları, özel olarak da Kürtlerin varlığını, sorunlarını ve haklarını inkar etmesi oluşturmaktadır'' denildi.
''Siyasi adımlar'' başlıklı bölümde ise terör örgütü ''PKK'nın silahsızlandırılması'' konusu ele alınarak, ''Ülke içi ve sınır ötesi bütün operasyonların bir an önce durdurulması'', ''PKK'ya silah bırakması çağrısında bulunmak amacıyla sivil toplum temsilcilerinin ve siyasi partilerin aracılığına başvurulması'', ''Beyaz bir sayfa açma adına hüküm giymiş tüm PKK'lıları kapsayan sicil affı çıkarılması'' gerektiği savunuluyor.
''Yeni bir Anayasa hazırlanması, başta Siyasi Partiler ve Seçim Kanunu olmak üzere pek çok kanunda değişiklik yapılması'' önerilen raporda, ''Kürtçe dilinin önündeki engellerin kaldırılması gerektiği'' görüşü yer alıyor. Raporda, ''ekonomik ve siyasi reformların eş zamanlı yapılması'', ''bölgeye yönelik sanayi ve ticaret ile turizm politikaları oluşturulması'', ''sosyal politikalarda da yardım eksenli hareket etmek yerine hak temelli bir anlayışın benimsenmesi'' görüşü savunuluyor. Raporda, ''ilköğretim okullarında okunan 'Türküm, doğruyum, çalışkanım...' diye başlayan andın kaldırılması, ''ders kitaplarının da yeniden yazılması'' da isteniyor. Raporda, koruculuk sisteminin kaldırılması da savunuluyor.
''ÖZÜR BORCU'' İFADESİ
Raporun ''Adaletin tesisi'' başlıklı bölümünde ise şu ifadeler yer alıyor: ''Zorunlu göç sürecinde meydana gelen yoğun hak ihlallerinin sorumlularının tespiti ve cezalandırılmasına dönük adalet beklentisini karşılamak üzere hükümet, insan hakları kuruluşları ve baroların ortak çalışmasıyla uluslararası insan hakları sözleşmelerini esas alan yeni bir yasa oluşturmalıdır.
Devlet, olağanüstü hal dönemi başta olmak üzere yakın geçmişte Kürtlere dönük hak ihlalleri ve baskı politikaları nedeniyle taşıdığı sorumluluğu kabul ederek geçmişle yüzleşmeli, sorumlular hakkında gerekli soruşturma ve yargılama süreçlerini başlatarak suçluların cezalandırılmalarını ve mağdur edilenlerin uğradığı zararların giderilmesini sağlamalıdır.
Devlet, genel olarak topluma, özel olarak da Kürt halkına yönelik en azından özür borcu olduğunu unutmamalıdır. Tarafsız, bağımsız bir hakikatleri araştırma komisyonu oluşturulmalıdır.''
ABDURRAHMAN KURT'UN SÖZLERİ
Toplantıda Haşim Haşimi ile konuşmacı olacağı açıklanan, AK Parti Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt, basın açıklamasının yapıldığı salonda dinleyici olarak yer aldı. Kurt, gazetecilerin, rapordaki ''özür borcu'' ifadesine ilişkin görüşlerinin sorulması üzerine şöyle konuştu:
''Devletler hatasız organizmalar değillerdir. Sayın Başbakanımızın 2005'te söylediği çok önemli bir cümle vardır. 'Büyük devletler, hatalarıyla yüzleşebilen devletlerdir' diyor. Bu bizim için bir zul olmamalı. Geçmişte insanlar hata yapmışlardır, devletler hata yapmışlardır. Yapılan hatalardan yüzleşmekten korkmamamız lazım bence. Korkmazsak geleceği çok daha sağlıklı yapma şansımız olur. Bu konudaki özgüven, bütün sorunların önünü açma noktasında çok büyük katkı sunacaktır. Özür illa 'biz yaptık' anlamında değil. Bütün hataları bugünkü nesiller yapmamışlardır ama tarihte yapılan yanlışları yanlış olarak ifade etmek insanlık olarak hepimizin boynunun borcu olsa gerek.''
Kurt, raporu çok derli toplu bulduğunu ve raporda istenen birçok konunun da yapıldığını anımsatarak, TRT'nin Kürtçe yayınına başlayacağını hatırlattı. Kurt, rapora bölgede TEDAŞ ile ilgili yaşanan sıkıntıların da eklenebileceğini söyledi. Abdurrahman Kurt, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bölge gezisindeki konuşmalarına değinen bir gazetecinin sorusu üzerine, şunları kaydetti:
''Seçim öncesinde bölge gezilerinde çok rencide edici şeyler yaşandı. Sayın Başbakanımız hak etmediği uygulamalara maruz kaldı. Ancak o süreçte meydana gelmiş bir iki kastı aşan cümle olmuş olabilir. O süreçle ilgili bir şeydir ve kendisine 'gelemezsin' ve ağır şeyler kullananlar için karşılık olarak çıkmıştır. O gruba ilişkindir, Kürt halkına ilişkin değildir. Kürt halkına dönük olarak söylemek biraz seçim malzemesi yapmaya dönük bir propagandadır.''
Halk tarafından devlete "Sen bana hizmet etmek için varsın, bunun ötesinde senin bir anlamın yok" dendiğinde herşey yoluna girecektir...
Sizi besleyen Soros'unda, sizin gibi hizmetkârlarin da, örümceklerinizin de Allah belasini versin. Türk milleti sizden ve sizin gibi SoroSpu cocuklarindan hesap soracak, soracagiz!
Alin, özür dileyin köpekler!
Cizre'de askeri araca saldırı: 3 şehit
Şırnak'ın Cizre İlçesi'nde bu akşam askeri cipe teröristler çapraz ateş açtı, saldırıda 3 asker şehit oldu, 13 asker de yaralandı.
Olay saat 17.50 sıralarında ilçenin Nusaybin Caddesi üzerindeki İpekyolu Camii yanında meydana geldi. Cizre Tank Taburu'na ait cip yoldan geçerken teröristler tarafından ateş açıldı. Çapraz ateşe tutulan askeri araçta yaralanan ve henüz kimlikleriyle rütbeleri öğrenilemeyen 3 asker şehit oldu. 13 yaralı asker de Cizre Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedaviye alındı.
Askeri araca saldıran teröristlerin kaçtığı Cudi Mahallesi güvenlik güçlerince kuşatılarak geniş kapsamlı operasyon başlatıldı.
VALİ YERLİKAYA'DAN AÇIKLAMA
Şırnak Valisi Ali Yerlikaya Cizre'deki saldırıyla ilgili olarak yaptığı açıklamada şöyle dedi: 'Cizre'de hudut nöbetinden dönen içinde 17 askerin bulunduğu askeri araca 2 kişi olduğu tahmin edilen teröristler tarafından silahlı saldırı düzenlendi. Saldırıda 3 asker şehit oldu, 4'ü ağır 9 asker de yaralandı.. Yaralılardan 4"ü Diyarbakır Askeri Hastanesi'ne sevk edildi.'
Ülkemi bölme projesine hizmet eden her isbirlikci haini o cipin icine sokup capraz ates acacaksin ki.....!
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.
Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
sol adım SO(3 adım sessiz) sol adım ROS-PU(3 adım sessiz) sol adım ÇO-CUK(3 adım sessiz) sol adım LA-RI(3 adım sessiz)
Askerliğini yapanlar bilir. Daha sonra tempo hızlandırılır,adımlar arasındaki sessizlik azaltılır.
sol adım SO(1 adım sessiz) sol adım ROS-PU(1 adım sessiz) sol adım ÇO-CUK(1 adım sessiz) sol adım LA-RI(1 adım sessiz)
En sonunda şu şekilde bir tempoya ulaşılır:
sol adım SO sağ adım ROS-PU sol adım ÇO-CUK sağ adım LA-RI
Eşşoğlu eşşeklerden de yürüyüş kararı olabileceğinin,sayılabileceğinin ufak bir ispatı.
Ya,askerlik anılarım depreşti.Hanım arkadaşlarım kusura bakmasınlar. Apo'nun henüz yakalandığı dönemdeki koşar adım söylediğimiz bir şarkı geldi aklıma. SOROS'tan,SOROSPU çocuklarından APO'nun çağrışım yapması normaldir diye düşünüyorum. Şöyle bir şeydi:
Günaydın arkadaşlar Şarkımız böyle başlar Selam olsun Ata'ya, Hakkari'de,Şırnak'ta, Ülkenin dört yanında, Nasıl ko..uk Apo'ya?
Bu akşam kafam çok dağınık.Abuk subuk şeyler yazmış oalbilirim. İdare edin arkadaşlar.
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.
Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Anlasildigi gibi gene arkalarinda bir emperyalis devlet var. Alman derneginede tesekkür ediyorlar. Akp de aninda desdekliyor.Ki AKp den habersiz böyle bir soytarilik zaten oynanmaz.
Özür Bildirisini, TESEV'İN KÜRT RAPORU takip ediyor.. Tam da Irak/İsrail Başbakanlarının ardı ardına Türkiye'yi ziyaret ettikleri bir zamanlama dilimi içinde.. Talabani PKK ya Genel Af çığlıkları atarken ,biz ne yapıyoruz...., SOROS , TESEV üzerinden DEVLET ve MİLLET MÜHENDİSLİĞİNİN yol haritası deşifre ediyor... Raporu okumak bir dert sindirmek ise mümkün değil...kabulü imkansız... Gelişmeleri yakından takip etmek ve oynanan oyunları her zeminde bozmak durumunundayız. Allah yardımcımız olsun... Zor günler bizi bekliyor..
Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV), 23 Aralık 2008 Salı günü, Kürt Sorununun Çözümüne Dair Bir Yol Haritası: Bölgeden Hükümete Öneriler başlıklı raporun kamuoyuna duyurulacağı bir basın toplantısı düzenleyecektir. Toplantı halka ve basına açık olacaktır.
TESEV Yönetim Kurulu Başkanı Can Pakerin yapacağı açılış konuşmasının ardından başlayacak olan panelin moderatörlüğünü TESEV Demokratikleşme Programı Direktörü Etyen Mahçupyan üstlenecektir. Panelde Radikal ve Referans gazeteleri yazarı ve İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Görevlisi Cengiz Çandar ve TESEV Demokratikleşme Programı Yöneticisi Dilek Kurban konuşmacı olarak yer alacaklar. Panelde tartışılacak ve katılımcılara dağıtılacak olan rapor, TESEV Demokratikleşme Programının yürüttüğü Kürt Sorunu Projesi kapsamında, Kürt sivil toplum kuruluşları, yerel yönetim ve siyasi parti temsilcileri ile kanaat önderleri ve uzmanlarının fikir ve önerilerine dayanılarak hazırlanmıştır. Rapor, TESEVin değil Kürtlerin görüşlerini içermektedir ve Kürtlerin sesini kamuoyuna duyurmayı amaçlamaktadır.
Basına ve kamuoyuna önemli not: TESEVin 23 Aralık Salı günü düzenleyeceği ve Kürt Sorununun Çözümüne Dair bir Yol Haritası: Bölgeden Hükümete Öneriler başlıklı raporun tanıtılacağı panel programında değişiklik yapılması gerekli olmuştur. Panelin konuşmacılarından S. Haşim Haşimi, yeğeninin vefat etmesi dolayısıyla katılamayacağını bildirmiştir. Bunun yanı sıra, yaklaşan yerel seçimlerin doğurduğu siyasi ortam da gözetilerek, panelin konuşmacılarında değişiklik yapılmıştır. Güncellenmiş panel programına ilişkin bilgiler aşağıdaki basın duyurusunda bulunabilir.
aklima hamdi alkanin kibarcik tiplemesi geldi bu tiplere cok uygun..dunyadaki tum kanemicilerin kicini yalayin ama biz turkleri buna alet etmeyin...beyni ve vicdani satilmis zombi suruleri...
Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı TESEV bana göre tartışmalı bir kuruluş. Arkasında SOROS'un parası olduğu idiaları var. Bu konuda net bir bilgim yok ancak çok tartışmalı bir kurum olduğunu düşünüyorum. Ermenilerden Özür Kampanyası'nın tartışmaları hala tazeyken TESEV yeni bir rapor açıkladı ve bu kez de "Devlet Kürtlere özür borçlu" dedi. Geçen hafta "Daha kimlerden nereye kadar özür dileyeceğiz" diye yazmıştım. Bir hafta içinde hemen yanıt geldi, "Bir de Kürtlerden özür dileyin" Sonra. Daha önce yazdığım gibi Çinlilerden, Hintlilerden, Araplardan, Bulgarlardan, Yunanlılardan, Macarlardan, İstanbul'un fethi için Rumlardan, Yunanlılardan, Avusturyalılardan da özür dilemeli miyiz! Peki bizden kim özür dileyecek? 1800'lerin son çeyreği ile 1900'lerin ilk 15 yılında Doğu Anadolu'da öldürülen 500 bini aşkın Türk ve Kürt Osmanlı vatandaşından kim özür dileyecek? Balkanlarda öldürülen 300 bini aşkın Türk için kim özür dileyecek! Bu müthiş özür planının arkasında ne var? Birisi şimdiden açıklasın da boşuna işi uzatmayalım. Bu ülkeyi yine çok zayıf görmeye başladınız da, bu talepler o nedenle mi 100 yıl arayla yine gelmeye başladı? TESEV'in, sözde aydınların arkasına saklanmayın. Çıkın ortaya ne istiyorsanız söyleyin. Ona göre konuşalım.
Bana sorsalar Vatan hainligi nasil birsey diye Iste bu sorosculari göterirdim Bunlar ancak yadanlik yaparak emperyalizimin cocuklarindan puan toplamaya calisirlar. Oysaki irkina ihanet edenler ilk önce topun agzindadir soroscular bunu hep böyle yapmistir. Yalaka koyun misali bunlarda cok güzel bir sekilde soroscularin picagini yaliyorlar. Yaziklar olsun size icinizde kac kisi var tarihci? Yalakacilar sizi. Tipi bozuk insanlar defolun benim Vatanimdan!
TÜRK GENÇLİĞİNİN ANDI !!!
EY TÜRK'ÜN BÜYÜK ATASI GAZI MUSTAFA KEMAL ATATÜRK !!!
Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize namus ve şeref sözü verip, kendimizi büyük Türk Milletine adarız.
SOROS'un TESEV'i ile onun bunun PKK'si ayni dili kullaniyor, TESEV'li baskanin Polis Akademisi'nde Kürt Calistayi düzenleniyor.
Hamdolsun, SOROS Türkiye'ye demokrasi getiriyor.
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.
Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
akpliler ve akpciler gayet memnun bu gidişten,sokakta sorduğun herhangi bir kişi[akpli] diyolagların mükemmel olduğunu,türkiyenin gelecek için kürt açılımı denen şerefsizliğin bir tehlike arzetmediği havasında , düşüncesi içerisinde ,biraz ağır ama gerçek bir şey söylemek isterim ;türkiye cumhuriyeti devleti %47 si hain olan bir devlettir.bu duygusal bir tespit değildir herşey ayan beyan ortadadır evet bu gerçek sadece tesevle kalmıyor %47 sorosbu çocuğu olmuş zaten, mendereste sorosbu çocuğuydu bu %47 nin babaları özalda da aynıydı şimdi ise katmerli sorspu çocuğu oldular acı ama gerçek....insanların cahilliğini hoş görebilirsiniz ,insanların hatalarınıda ama insanların hain bir şerefsiz olduğu asla kabullenmemeli,,,