Yeni CHP ve Baykal’a operasyonda bilinmeyenler?

Yeni CHP ve Baykal’a operasyonda bilinmeyenler?

İletigönderen Başkomutan » Cmt Kas 20, 2010 4:45


Yeni CHP ve Baykal’a operasyonda bilinmeyenler?

Eşber Yağmurdereli’nin yeni CHP’nin Parti Meclisine alınacağı iddialarını duyunca maziye bir yolculuk yaptım.1999 seçimlerinde CHP barajı aşamayınca Deniz Baykal istifa etmiş ve yerini Altan Öymen’e bırakmıştı.Ne var ki Öymen partiyi büyütmek bir yana marjinal unsurlara açmış ve CHP’yi savrulur bir noktaya taşımıştı.

Gizli toplantıda neler konuşuldu?

İşte tam o günlerden bir enstantane:

Altan Öymen, Eşref Yağmurdereli, Fikri Sağlar ve Hasip Kaplan’la bir araya gelip 1991 seçimleri misali Kürtçülerle (O zaman HADEP’ti galiba) CHP’nin seçim ittifakını konuşmuşlar ve anlaşmaya varmışlardı.

Ne var ki CHP’nin Kuva-i Milliyeci olan delegasyonu Deniz Baykal’ı yeniden göreve getirerek bu oyunu bertaraf etmişti.

Sonrasında ise o dönem CHP’li olan Hasip Kaplan o günkü adıyla HADEP’in yolunu tutarken Fikri Sağlar da Murat Karayalçın’a tarihi bir hata yaptırarak Kürtçülerle ittifak yaptırmıştı.Ve şimdi o isimlerden biri olan Eşber Yağmurdereli’nin CHP’nin yönetimine gireceği dillerdedir!

İlginç olan Eşber’in CHP ’ye girişi ve DTP ile seçim ittifakının aynı anda gündeme geliyor ya da konuşuluyor olmasıdır!

Tablo ortadadır, Kılıçdaroğlu ile CHP adeta pusulasını kaybeden gezginci görüntüsündedir!

Hayır bunun adı yenileşme çabaları olamaz zira Ahmet Kaya ya da Yılmaz Güney’in mezarını ziyaret ederek bir parti yenileşmez!

Keza farkında mısınız bilmiyorum ama CHP, AKP’ye adeta ateş-kes ilan etmiş gibidir!

ABD hedeflerine engel!

Kamuoyu Kılıçdaroğlu’ndan toplumun yaşadığı cinnet halini yansıtmasını ve çareler üretmesini beklerken o Avrupa Birliği’ne ve Talabani’ye kendini beğendirmeye uğraşıyor!

CHP’nin bugün geldiği nokta bir şeyi net olarak ortaya koyuyor ki o da Deniz Baykal’a yapılanın açık bir operasyon olduğudur!

Evet Deniz Baykal Genel Başkan iken sadece CHP’nin tutkalı ve teminatı değil aynı zamanda üniterlik yanlılarının da sırtını yasladığı bir kaya idi!

Hepimiz şahidiz ki Baykal’ın gidişi ile CHP artık kurumsal olarak kaale alınmaz bir hale gelmiştir!

Bazı boyutları yazıldı ancak bugün size Deniz Bey’e yapılan malum operasyonunun hiç yazılmayan ya da yeterince analizi yapılmayan iki gerekçesini sunacağım.

Birincisi, ABD’nin bölgeyi dizayn hedefinde Deniz Bey’in engel görülmesidir.

ABD ve onun yerli işbirlikçileri Habur görüntüleri sonrasındaki tepkilerle CHP olmaksızın bu işin başarılamayacağını görmüşler ve Baykal’ın o gün kalemini kırmışlardır.

Evet Deniz Bey Paxamericana’nın stratejik hedeflerine engel göründüğü için kurban edilmiştir.

Operasyonu yapanlar ise CIA’nın Türkiye’deki yerli işbirlikçileridir!

Peki AKP’nin buradaki payı ya da konumu mu?


Kutlu Doğumdaki konuşma paniği!

AKP bu konuda pragmatik düşünmüş ve gitmesinin kalmasından çok daha iyi olacağı kanaatine vararak bu operasyona dolaylı olarak destek vermiştir.

AKP, Deniz Baykal’dan bir hususta çok ama çok rahatsızdı!

O da Baykal’ın Anadolunun kırsalında var olan CHP’nin din düşmanı imajını değiştirmeye başlamasıydı!

Deniz Bey’in çarşaflı kadınlara rozet takması AKP’yi çileden çıkarmıştı!

Hemen akabinde Baykal’ın Kutlu Doğum Haftası törenine gidip muhteşem bir konuşma yapması AKP’nin Deniz Bey’e yapılacak operasyona katkı sunmasına gerekçe hazırladı!

Öyle, çünkü Deniz Baykal CHP için yıllardır var olan din düşmanı imajını lafla değil, eylemle bertaraf ediyordu!


Komplonun gerçek nedeni?

Düşünün, İsmet İnönü’lü günlerde Allah’ın adını anmak için sadece Allahaısmarladık’la ikna edilebilen CHP liderliği günlerinden, Kutlu Doğum Haftasında İslamın Şanlı Peygamberini selamlamaya başlayan günlere Baykal sayesinde gelinmişti.

Böyle bir şey inanç istimarı ile vücut bulan AKP’nin kabullenebileceği bir şey değildi ve nitekim kabullenmeyerek malum komploya yeşil ışık yaktı!

Evet, Deniz Baykal eğer Amerikancı olsaydı ve onun bölge dizaynına boyun eğip Talabani ile Barzani’yi kucaklasaydı ve de CHP’yi Türkiye’deki inançlı kesimle barıştırmaya kalkmasıydı hiç kuşkunuz olmasın bugün hala CHP’nin başında oturuyor olacaktı.

Baykal, Atatürk çizgisi diye ısrar ettiği için operasyona uğramıştır!


Sabahattin ÖNKİBAR
20 Kasım 2010 / YENİÇAĞ
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Yeni CHP ve Baykal’a operasyonda bilinmeyenler?

İletigönderen Ram » Cmt Kas 20, 2010 16:34

Sabahattin Önkibar'a bilgi: Yeniçağ Gazetesi, Türkiye Gazetesi değildir!

Biz, -en bayağı tanımla- inançlıyla çarşaflıyı özdeştiren sizi onaylamıyoruz. Siz, giderayak Amerikaya ve hocaefendiye selâm çakan, Taraf adlı CIA güdümlü müsveddeye demeç verip övgü düzen, Eşbaşkanı'nın yasağını kaldırtan, siyâsete din kokusu sıkan Baykal için ahlanıp vahlanabilirsiniz.

Kendi savınızı kanıtlamaya uğraşırken yanlışı doğru olarak sunmamanız dileğiyle...
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Re: Yeni CHP ve Baykal’a operasyonda bilinmeyenler?

İletigönderen Başkomutan » Cmt Kas 20, 2010 21:03

Baykal hata yapmıştır Kılıçdaroğlu ise operasyon yapmaktadır.Bunun en son örneğini Paris'te ve bayramlaşma dolayısı ile CHP Genel Merkezi'nde gördük!..

Taylan SORGUN yazdı:2- PARİS VE CHP DURUMU...

CHP'nin Paris Sosyalist Enternasyonel toplantısına katılması Kılıçdaroğlu'nun ilk yurt dışı toplantısı olması nedeniyle CHP gündeminin ilk sırasında olmuştur. Paris toplantısındaki görüşmeler, açıklamalar siyasi zeminde dikkatle izlenmektedir. Parti içinde de tabii ki takip edilmektedir. Bunca yıllık meslek hayatımız "parti kulislerini takip edecek imkânları da bana da sağlamıştır. CHP'nin son durumu ile ilgili parti kulislerinden oldukça önemli haberler aldım. Şu toplantının bitmesi ardından belki de pazartesi günü yazabilirim.

3- SOL İTTİFAKMIŞ...

"Paris'teki Sosyalis Enternasyonel toplantısı" sırasında Türkiye'de bir "sol ittifaktan" söz edilmiştir. Yani CHP mesela BDP ÖDP gibi ve öteki bir buçukluk partilerle ittifak yapmalıymış. ÖDP'nin BDP'den farkı nedir ki, mek parmak gibi bir ayrılık vardır. Ama, BDP öyle sol bir parti falan da değildir. Siyasetine bakılır ise "ayrılıkçı siyasal Kürçtü hareketi öne çıkaran" bir siyasi partidir. Emperyalizmin tetikçisi Kürtçü hareketi öne çıkaran" bir siyasi partidir. Emperyalizmin tetikçisi PKK terör örgütünü haklı göstermektedir. Sol parti olmak için illa da ayrılıkçı ve ulus ve üniter devlet karşıtısı olmak mı demektir. Geçiniz Ama hemen söyleyelim, CHP kulis haberlerinde bu mesele de olacaktır. Şimdiden "CHP dikkat" denilmektedir.

Taylan SORGUN

CHP'deki "Aceleci Siyaset" Kılıçdaroğlu'na Düşen- MHP Lideri Bahçeli'nin Açıklamaları- CHP ve MHP...


* Bayram tatillerinde siyasi yazılara ağırlık vermek adetim değildi. Yazarların genelinde de bu tutum vardır. Ancak bu bayram tatilinde siyaset öylesine yoğunlaşmıştır ki yazmamak olmazdı. Yani "mecburen".

* Son günlerde CHP Genel Sekreteri Süheyl Batum'un sözleri, CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları ve mezar ziyareti MHP Lideri Bahçeli'nin siyasetin geneli için yaptığı açıklamalar, AK Partili Özdalga'nın açık mikrofona yansıyan tuhaf ve hatalı sözleri gündemdeki yerlerini almışlardır.

1- CHP'DE ACELECİLİK...

Haftanın son gününe gelinirken ilk söylenebilecek budur: CHP'deki yönetim değişikliğinin ardından bir "acele siyaset" parti içinde, kulislerde tartışmalar yaratırken, parti dışında da ve CHP'li seçmen bazında ve toğlumda bazı sorulara neden olmaya başlamıştır. Parti dışından ve kısmen parti içinde bazılarının CHP'nin başına "yeni" lafını oturtarak yaptıkları açıklamalar dikkatleri çekmiştir. CHP'nin başına oturtulmak istenilen "yeni CHP" lafı, aslıda CHP üzerindeki kimi harici ve dahili merkezlerin siyasi terziliklerine dayanmaktadır. Bu organizasyon CHP'yi temel esaslarından kopararak "maksada matlup bir CHP" oyunu içindedir.

2- BAYKAL VE SAV...

CHP'ye giriş zamanlarından beri bildiğim tanıdığım ve gazeteci olarak izlediğim yakasında CHP liderliği rozeti manevi anlamda hep kalacak olan Baykal'ın CHP'nin yeni yönetiminin dikkatli olması gerektiği yolundaki sorumluluk duygusu dahilindeki açıklamaları, parti bütünlüğü gazetecilik de yapmaktadır. CHP içinde önemli görevler üslenmiş Sav'ın geçtiğimiz günlerde CHP ilkelerinden söz ederken, CHP'nin devleti ve milleti ile bölünmez bütünlüğü siyasetinin muhafazası yolundaki sözleri de yine partinin geleceği hesab edilerek ve parti bütünlüğü de gözetilerek söylenmiştir.

3- KILIÇDAROĞLU'NA KİM DEDİ?

CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun Paris'teki Sosyalist Enternasyonel toplantısı sırasında Kaya ve Güney'in mezarlarını ziyaret etmesi parti tabanında da sorulara neden olmuştur. Güney'in neden yurt dışına çıktığını bilmeyenler için Güney hakkında "bir bakıma" denilirken, Kaya için "...O bir organizasyonun şişirilmiş ismi kâzip şöhretidir." denilmiştir. Burada sorulan bir soru şudur: "...O ziyaret acaba bazı isimleri mi Kılıçdaroğlu'na sayın genel başkanım gitmişken şu mezarları da ziyaret etseniz iyi olur..." mu demişledir. İşte "aceleci yeni siyasetin" bir meselesi de budur.

4- NAZIM NEREDE VE ONLAR...

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, söz konusu ziyreti eleştirilirken, büyük Şair Nazım'ın da ziyaret edildiğinden söz etmiştir. Bu yaklaşım bir hata olmuştur. Nazım nerededir ötekiler nerededir? Nazım, Kuvvayı Milliye Destanı ile de herkesin dilindedir. Türkeş de ondan satırlar okumuştur. Yani bütün topluma mal olmuştur.

5- KILIÇDAROĞLU'NA DÜŞEN...

Şimdi Kılıçdaroğlu'na düşen şudur: Parti yönetiminde bir orkestra ahengi sağlamak. CHP'nin temel siyasetlerinin vazgeçilmezlerini sürdürmek. "Yeni CHP"cilik adına partiyi ekseninden saptırmak isteyenlere dur diyebilmek. CHP Lideri Kılıçdaroğlu tabii ki bazı siyasetleri gündeme getirebilecektir. Ama, bunu yaparken CHP'nin esas misyonu üzerinde tereddütler yaratmak hatası CHP'ye önemi kayıplar getirebilecektir.

6- BAYKAL - BAHÇELİ...

Baykal'ın CHP liderliğini bırakmadan önceki zamanda CHP Lideri Baykal da MHP Lideri Bahçeli de iki partinin karşı karşıya gelmesinden özenle kaçınmışlardır. Çünkü, CHP ve MHP'nin karşı karşıya gelerek aralarında ortaya çıkacak bir gergin siyasetten siyasi iktidarın siyaseten yararlanacağını teşhis etmişlerdir. Elbet de CHP ile MHP siyasetleri arasında farklılık da vardır, ama, onun tartışması ayrıdır. Ne var ki, CHP de MHP de esasta Anayasa'nın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddesi ve esası üzerinde Baykal da Bahçeli de aynı görüşü paylaşmışlardır.

7- BAHÇELİ'NİN AÇIKLAMASI...

MHP Lideri Bahçeli partisinin bayramlaşma toplantısında Kılıçdaroğlu'nun Paris'teki mezar ziyaretini eleştirmiştir. Çünkü, o ziyaret toplumda da konuşulmuş ve bazı eleştirilere neden olmuştu. Ancak medyada öne alınan sadece bu eleştiridir. Oysa MHP Lideri Bahçeli'nin o konuşmasına bakıldığında önemli sözleri de görülmektedir. Fakat sütunların gerisinde bırakılmıştır.


9- "ERİYOR" UYDURUKÇULUĞU...

MHP Lideri Bahçeli, kimilerinin kimi ekranlarda yaptıkları "MHP tabanı eriyor, MHP baraj gerisine doğru gidiyor" sözlerine de gereken cevabı vermiştir. MHP eriyor sözlerinin sahipleri, CHP içinde de aynı sözlerin peşindedirler. Oysa MHP'nin baraj sorunu gibi bir sorunu olmadığı açıkken, daha çok irtifa almaktadır. Görülecektir ki, seçim sath-ı mailinde daha da yükselecektir. CHP 'ye gelince, zaten Baykal döneminde parti oyları yüzde 27-28 bandına yerleşmiştir. İşte CHP'deki şimdiki mesele bu bandı aşabilmektir.

10- SİYASİ TERZİLİK...

MHP'nin giderek irtifa kaybettiğini kimi ekranlarda söyleyenler aslında bir başka siyasi terzilik içindedirler. Geçmişte MHP üzerindeki terzilikleri tutmamıştır. Malum medyada CHP'den söz ederlerken sanki CHP'yi koruyormuş gibi rol çalan kimileri de aslında CHP'yi kendi sağlam ekseninden koparmak ve uydu bir muhalefet eksenine oturtmak oyunculuğundadırlar. Bu günlük meseleler bunlardır. Pazartesi günü devam ederiz...

Taylan SORGUN



Kılıçdaroğlu 2.Recep Tayyip olma yolunda ilerliyor.Hata ve yalnış yaptığını kabul ederken,hayati konularda eksik görsem bile Baykal siyasetine operasyon yapılmıştır.

Anayasa değişikliği,ABD'nin Ortadoğu Projesine dayanan açılımlar,Füze kalkanı!..

CHP'den ses var mı?
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Yeni CHP ve Baykal’a operasyonda bilinmeyenler?

İletigönderen Ram » Sal Kas 23, 2010 11:49

Baykal'a karşı çıkan dört küme vardı. Bunların üçü memleketi batırmak isteyen kümelerdir. Kabaca sıralarsak:

  1. Her ne kadar çoğunlukla "CHP muhalefeti"nden kendilerine çıkar sağlayabilseler de, aradaki sağlam çıkışlardan -özellikle son dönemde- zarar gören: Ampûl takımı

  2. Bölücü-terorist takımı

  3. Liberaller (özellikle CHP özekli olanlarının ciddi karşı çıkışları vardı -ki bunlar şu an turuncu dalgayı desteklemektedir-)

Dördüncü küme ise bizimki gibi tam ulusal duruş ve görüş isteyenlerdi. Bu da temelde ikiye ayrılabilir:

    1) CHP'yi Gâzi Mustafa Kemâl ATATÜRK'ün yoluna döndürmek isteyenler

    2) CHP'yi ampûl hükumetini bitirecek kadar güçlü muhalefet yapmasını isteyenler (yıkılan memleketin derdini yalnızca ampûl hükumetine indirgeyenler)


İkinci kısımda olan kimileri, turuncu harekâtı görerek veya duyumsayarak şüpheli bakarken, kimileri de -yazıkki- bu turuncu dalgaya kendini kaptırmıştır.

Ben ilk kısımda yer alanlardanım. Bana göre siz de öylesiniz. Ancak "hata" konusunda sizin gibi düşünmediğimi belirtmeliyim. Hata bir olur, iki olur; Baykal'ın ve yanındakilerin yaptığı yanlışlar hatanın çok ötesindedir; örneğin Recep Tayyib'i bir AB yetkilisiyle birlikte kurtarmak hata değildir. Buna karşın bir "operasyon" yapıldığı da açıktır. Ama bu "operasyon", Baykal ve yanındakiler çok iyi işler çıkardığı için değil, ne şişi ne de kebabı yakamadıkları için yapılmıştır.

Baykal olsaydı, füze kalkanı konusunda bayağı sesler çıkarabilirdi. Yanındaki Onur Öymen'in görüşüyle hareket ederdi -ki bu da NATO'ya karşı bir tutum olamazdı, vatandaşın gazı alınırdı o kadar. Bugün Bahçeli de bayağı sesler çıkarıyor (her zamanki gibi), o kadar. Bahçeli'nin yanında da Oktay Vural var. Belki ileride MHP'ye de bir yeşil darbe yapılır. Öymen "Dersim" diyerek kilidi açmıştı; Vural da "ampûl İslâm"ının bir kutsalına dokundurur, kilidi açabilir. Üstelik Bahçeli için kasete de gerek yok; genel ağda dolaşan Türkeşi'in mektubu bir anda her yerde dillendirilirse, bu yeterli olacaktır.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Re: Yeni CHP ve Baykal’a operasyonda bilinmeyenler?

İletigönderen Başkomutan » Sal Kas 23, 2010 19:56

Sayın Ram öncelikle saygılarımı sunarım.Dediğimiz gibi CHP'deki operasyon aşikâr.Tayyip CHP bizi taklit ediyor demiş bugün.Doğru demek istemezdim ama doğru.CHP'de olup bitenleri aktaranların şu dediğine katılıyorum.CHP'nin yeni yönetimine birileri AKP'nin elinden silahlarını alın fikrini empoze etmiş. bu yüzden CHP AKP'lileşiyor.Kürtçülük vayahut dincilik açılımları başladı-sürüyor.

Benim operasyonda gördüğüm -Kılıçdaroğlu Baykal siyaseti kadar etkili değil.Baykal siyasetinin özellikle son zamanlarında caydırıcı bir etkinliği vardı.En azından seçmenlerinin belleğini açık tutuyordu.Bu operasyon bu yüzden yapılmıştır.Atatürk'ün partisinde CHP'ye yakışmayan adamlar var.Bu kişilerin kim olduğu belli.CHP tamamen eksenini kaybetsin diye bazı isimler operasyon medyası tarafından ortaya atılıyor.

12 Eylül sürecinde MHP tabanından evetçilerin çıkacağını tahmin etmiştim yalnız umutlu olduğum il il dolaşan Kılıçdaroğlu referandum sırasında gereğini tam olarak yapamadı.Neyin ne olduğunu anlatamadı.

Durum bu.İşimiz zor...

Bugün grup konuşmasını takip ettim CHP ve MHP'nin.Meselâ Lizbon Nato zirvesi yeni akıllarına gelmiş.

MHP'ye operasyon yapılıyor mu?Bunu yine operasyon medyasında konuşan eski ülkücülerle gördük.Olmayan eylemlerine değil ama grup konuşmalarına bakınca MHP'ye referandumla başlayan operasyon bitirilebilir.Seçim ve Anayasa değişikliğine giderken.Olursa CHP kadar kolay olmaz onu söyleyeyim.

Sanırım tüm yurtseverler kabul eder.Bir siyasi parti sadece kurtuluşumuza aracılık eder.Aracı olmasını beklediğim bu partilerin kıvılcımları bir takım oyunlarla körleniyor.

Seçimle falan ne Türkiye'yi ne CHP'yi Atatürk yolunda görebiliriz.Başka bir şey gerek!..

not:

Hata dediklerim aslında hata değil.Zaten başka bir kelime kullansam değişen bir şey olmayacak.Başbakanlık ve Çankaya'ya çıkanların birinde CHP birinde MHP rol almıştır.Bu aslında hata değildir ama gönlümü biraz rahatlatmak zorundayım.Biraz şöyle düşünüyorum. AKP'de proje olduğuna göre bir Recep Tayyip ya da bir Abdullah Gül daha çıkartırlardı içlerinden...

Sorun burada karşılarına bunlar kadar cesaretli birinin çıkması!


CHP nereye, Türkiye nereye? / Altemur KILIÇ yazısının devamı niteliğinde olduğu için eklenmiştir.


Umudumuz Kılıçdar, kötü adam Baykal

“Umudumuz Kılıçdaroğlu...” Akılları başlarında bildiğim arkadaşlar, yeni CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu’dan umutlular. Onun “Kürt açılımının” bu sorunu çözeceğine inanıyorlar. Bir zamanlar, umut “Ecevit” idi, şimdi ülkede, köşe ve kanallarda “Kılıçdaroğlu” havası yoğun!

Ve günah keçisi Deniz Baykal... Aslında görünüşe göre, Kılıçdaroğlu’nun ve Baykal’ın, son zamanlardaki söylemleri arasında pek fark yok, ancak, ikisinin rotaları ve amaçları farklı! Kısacası, Baykal CHP’yi Atatürk’ün rotasında ve kuruluş felsefesinde tutmak istiyor... Kılıçdaroğlu’nun rotası ve amaçları çok başka; günün modasına uygun!

Günün modası, bence sakat mantığı şöyle; bu bağlamda estirilen yeni havalarda, Kılıçdaroğlu’nun söylem ve hareketleriyle, CHP gelecek seçimlerde AKP’yi yenebilir, sonra da Kürt sorununu çözebilirmiş. Çünkü Güneydoğu halkının kalbini kazanıyor ve Kürtlere umut veriyormuş! Diyarbakır’da kendisine karşı gösterilen “büyük ilgi ve sevgi” bunun işaretiymiş... Gene şu sırada Bölücüler, PKK, DTP de, sorunun silahla çözülemeyeceğini anlamışlarmış... Ve “barışçı çözüm” için en müsait zemin ve zaman buymuş... Öyle ya, “gönüller bir olunca, savaş alanı seyran olur!” Gönüllerin, aslında “bir” olmadıkları mâlum ama “seyran” kimin seyranı, bayramı olacak? Zaman ve zemin, kimin ve niçin şimdi en müsait? Tabii bölücü ler için... Türkiye’yi, silah ve terörle bir yere getirdiler, ancak, bundan daha ileri gidemeyeceklerini de anladılar. Şimdi amaçlarına başka yollardan varmak için, Türklerin direncini kırıp, pes ettirmeye çalışıyorlar... Şimdi bu operasyonda Kılıçdaroğlu’nu, “yeni” CHP’sini kullanacaklar!

“Savaşma konuş” kulağa ne kadar hoş geliyor... “Mani” Baykal zail olunca, partiye avdet edecek eski “tüfekler” bölücülerle ittifak yapmaya teşne zevatla CHP’nin yeni Başkanı Kılıçdaroğlu “kullanılmaya” müsait görünüyor... Demirtaş’ın “seçim ittifakı” yapmak istemesinin sebebi de, Kemal Beyin son hareketlerinden umutlanması... Ahmet Türk de umutlu, Kemal Beyi teşci ediyor. Demiş ki: “CHP’liler (yani Kılıçdaroğlu takımı) böyle bir partinin asla iktidar olamayacağını gördüler. CHP kendi kabuğuna çekilmez ve değişimden korkmazsa çok güçlü bir parti olur.” Yani, demek istiyor ki, böylesine bir parti de Kürt sorununu çözer!

Nasıl çözer? Tabii, şu sırada hızla sürdürülen “Savaşma Konuş” kampanyası yöntemiyle, PKK ve bölücülerle mücadeleyi bırakarak, teslim olma pazarlıklarıyla...

Kılıçdaroğlu henüz açıkça ifade etmese bile son mesajlarına ve hareketlerine bakılırsa bu yönteme pek karşı değil! Ama “statükocu” Baykal ve ekibi buna engel ve pişmiş aşa su katıyorlar. Bazı eski dostlarımız bakın ne yazıyorlar: “Baykal ise gittiği düğünleri miting alanı, kendi partisini de ” rakip parti “ sanarak atışlarını sürdürüyor. Bugüne kadar hep muhalefette kalma nedenlerinin başında Genel Merkez binasına çekilip sadece bazı şehirlerde ve varoşları bile dışlayarak varlık göstermesi, katı politikalarıyla büyük kesimleri kaybetmesi gelmiyormuş gibi devamlı Kılıçdaroğlu’nun daha geniş kitleleri benimseyen ve rakip partilerin koz olarak kullandığı konuları ortadan kaldırmaya yönelik politikalarını ” adeta bir başka partinin genel başkanı havasında “ eleştirip duruyor.”

Evet aynen öyle: Baykal, CHP’yi yolundan, Atatürkün Partisi olmaktan çıkarmak isteyenlere karşı onurlu bir mücadele veriyor, görevini yapıyor! Önce, partinin birliği uğruna, bağrına taş basarak Kılıçdaroğlu’na omuz verdi, ama artık konuşmak zorunda! Diyor ki: “CHP’yi değiştirerek, dönüştürerek, bozarak ne CHP’ye iyilik yapmak mümkündür ne de Türkiye’ye iyilik yapmak mümkündür.” Kılıçdaroğlu ise, “Partide korku imparatorluğuna son verdik, şimdi sıra Türkiye’de” diyor. CHP’nin ekseni Kemalizm’den, Neo-Kemalizm’e kaydırılmakta... Atatürkçülüğün, Kemalizmin müzmin düşmanları hiç bu zata, 2. Cumhuriyet yolunda omuz vermezler mi?

Özetle; gerçek “Kemalizme” karşı, hiç de kutsal olmayan bir “ittifak” var şimdi... Senaryoda umut “Kemal”, kötü adam “Deniz Baykal”! Artık iyice aşikar oldu, PKK ’ya teslim olmak, pazarlık yapmak yanlıları, ağızlarındaki baklayı çıkarıyorlar; barışçı çözümün yolu DTP’nin fiilen ilan ettiği “Demokratik Özerklik...” Yani Türkiye önce içinden özerk, -otonom- bölgelere bölünecek; “Kürt özerk bölgesi”, “Laz özerk bölgesi”, “Çerkez özerk bölgesi” vb. Bu etnik guruplar Türkiye’nin her yanına yayılmış... Mesela her yörede binlerce Kürt kökenli vatandaş yaşıyor, çalışıyor... Bu ayrışım nasıl yapılacak?

Yani, post-modern “Sevr projesi”, Türkiye üzerinde asırlardır oynanan “Büyük Oyunun” son perdesi ve sonunda “Büyük Kürdistan!..” Neden olmasın, sayın Kılıçdaroğlu,yolunun bu gerçekle kesiştiğini görmüyorsa ne demeli! Onu önce Allah’a, sonra da, Mustafa Kemal’e havale ediyorum!


Altemur KILIÇ
23.11.10


FİLMİN TEKRARI!

CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

Milliyetçilere operasyon!






CHP'den sanatçı(!) ziyareti...

Sanatçı Mı?


Sanat nedir? Ne yapınca sanat olur, bunun gerekleri ve kriterleri nelerdir? Bunlar ayrı bir tartışma konusu. Ancak sanatçı olmak için tabii ki belirli kriterler vardır ve olmalıdır.

Mesela kendi ülkenizin tarihi gerçeklerini hiçe sayarak uydurma rakamlarla yalanlar uydurarak Nobel almış bir yazara sanatçı diyebilmek tartışmalıdır… Bana göre sanatçı ilk önce kendi ülkesinin çıkarlarını ve doğrularını savunmak durumundadır. Geri kalan bütün konular bu gerçeklerden sonra gelmelidir.

Evet, burada mevzubahis Orhan Pamuk… Hani uzun ve anlaşılmaz cümleler yazdıkça çok daha iyi bir yazar olabileceğini düşünen ama bir türlü de kendi ülkesinde aradığını bulamayan "yazar". Kendi ülkesine iftira atan bir yazar doğal olarak da kendi ülkesinde hayal ettiği değeri göremiyor. Göremez de… Çünkü sanatçı olmanın gerektirdikleri vardır… Yeteneği olan, bir şeyler icra edebilen, ortaya çıkarabilen herkese sanatçı diyemeyiz.

Gelelim Yılmaz Güney'e… Bugünlerde Kemal Kılıçdaroğlu sayesinde yine konuşulmaya başlayan oyuncu. Sanat adına yaptıklarını, ülkesi adına yapmadıklarından dolayı kaybetmiş, kendine verilen değeri yitirmiş ve üzerine düşenleri yapamamış bir adam… "Türkiye, İran ve Suriye'deki Kürtlerin birleşmesi" için Paris'te bir dernek kuran, kendi ülkesinin bölünmesi için çaba sarf eden ve üstüne üstlük bir de kendi ülkesinde bir hâkimi öldürmüş, hüküm giymiş katil olmuş ve kaçmış bir adam…

Ahmet Kaya'dan bahsetmeye gerek var mı bilmiyorum. Yakın zamanda herkes onun asıl amacını, asıl yüzünü zaten görmüştü. Açıkça PKK propagandası yapmaktan hiç vazgeçmedi. Hatta kaçtığında giderken arabasını alamadığı için bir de hakaret etmişti kendi ülkesine… Dünyanın en büyük sanatçısı olsa o an biter işte insan. Ve o da böyle bitmişti…

Şimdi Orhan Pamuk'a mı, Yılmaz Güney'e mi sanatçı diyeceğiz, yoksa Ahmet Kaya'ya mı? Sanatçı olmak bu mu?

Yani CHP genel başkanı yine danışmanlarının azizliğine mi uğradı, yoksa bile bile mi o mezarlara gitti bilemiyoruz. Dersim gafı gibi bu da bir gaf mı? Yoksa Kılıçdaroğlu gerçekten saf mı?

Değilse ve bunları bile bile yapıyorsa o zaman ciddi bir sıkıntı var demektir. Ya milli birlik ve bütünlüğü koruma kollama noktasında çok ciddi eksikleri ve tehlikeli yaklaşımları var, ya da üç beş oy fazla almak için biraz fazla açılıyor. Yani giderek yeni bir eksen kayması yaşanıyor. Ama bunun oy karşılığı da yok, böyle giderse zaten aldığı oyu da azaltacak.

Acaba Kemal Kılıçdaroğlu daha önce bu mezarları ziyaret etmiş midir? Kameralara dönüp "o zaman bir fatihamızı okuyalım" diye pozlar vermeden önce de bu adamlara bu kadar değer vermiş midir?

Bu soruların cevabını bilemiyoruz. Ancak Kılıçdaroğlu, üç beş fazla oy için içinde milli değerlerini ve gerçek Atatürkçülüğü taşıdığına inandığımız ve inanmak istediğimiz bir kısım CHP'liyi de küstürmektedir. Yüzde 1'den daha az bir oy için geri kalanları harcamaya değer mi? Bu da CHP'nin kendi sorunudur…

Bunu Tayyip Erdoğan da geçmişte yapmıştı. Dolmabahçe'ye sanatçıları topladığında Yılmaz Güney'in dilsiz ve çaresizlerin sesi, umudu olduğunu iddia etmişti. Görüyoruz ki gün geçtikçe CHP ile AKP arasındaki fark azalıyor. Zaten bunu Hüseyin Çelik de doğruluyor. MHP, bu ziyaretlerin yapılmasının doğru olmadığını söylediğinde ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli son derece yerinde ve doğru tespitlerle "Vatana ihanete saygı gösteriyorsan cezaevindeki vatana ihanet edenleri de utanmadan ziyaret et" diye Kılıçdaroğlu'na seslendiğinde, Hüseyin Çelik neden üstüne vazife aldıysa CHP'nin ve Kılıçdaroğlu'nun avukatı kesilmedi mi?

CHP'nin avukatlığını yapmaya soyunmadan önce Çelik'in de bilmesi gerekenler var. Bir siyasi partinin lideri konumuna hasbelkader de olsa gelmiş bir adamın her hareketine dikkat etmesi gerekir. Kendi ülkesinde katil olmuş, üstelik de vatan bütünlüğüne karşı olan, bölünme taraftarı bir adamın mezarını ziyaret etmeye kalkıldığında bir de o ziyaret kameralarla birlikte yapılıyorsa kişisel bir ziyaret olayını aşar. O zaman da bu yanlış ziyaretten dolayı eleştirilir. Bir siyasi partinin başındayken arkasındakilerle birlikte hareket ettiğini, gittiği her yerden, söylediği her sözden hem partisi hem de partilileri adına sorumlu olduğunu bilmiyorsa birileri ona bunu hatırlatır!

Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya'ya en çok sahip çıkanın PKK'lılar olduğunu her yerde görüyoruz. AKP'lilerin de sahip çıkması hiç şaşırtmaz ama bu gidişle bundan sonra CHP de şaşırtmayacak…


F.BANU DOĞAN
23.11.10
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Yeni CHP ve Baykal’a operasyonda bilinmeyenler?

İletigönderen MansurSah » Sal Kas 23, 2010 20:55

Tolga Yarman'a göre Baykal Amerika'nın adamıydı ve her fırsatta, her "operasyonda", Amerika'ya hizmetini sadakatle yerine getirdi. Kılıçdaroğlu ise Avrupa'nın. (İngiltere'yi Amerika'yla bir görmek lazım, Avrupa deyince daha çok Almanya ve Fransa.) Nasıl ki PKK'ya sahip olup onu yönetme konusunda, Irak'ta, Kafkasya'da Amerika, Avrupa'ya çalım attıysa, Avrupa da boş durmayıp mevzi kazanmaya çalışmakta. Baykal'a karşı operasyonu "okyanus ötesi" yapmadı; bunu kendisi de biliyor ve hemen çıkıp söyledi hatta sevgi gönderdi. Operasyonu Avrupa yaptı ve kendi adamı Kılıçdaroğlu'nu CHP'nin başına getirdi; yani Amerika'ya karşı bir hamle yapmış oldu. Bu emperyalist köşe kapmaca oyunları arasında TAK ve Taksim bombalaması da sayılabilir: TAK her ne kadar bizzat PKK'nın bir kanadı olsa da, PKK içinden, Avrupa tarafından devşirilmiş, yönetilen ekibin örgütü. Hatta bombalama ilk yapıldığında PKK, bombayı sahiplenip sahiplenmeme arasında tereddütte kaldı.

Onur Öymen'e gelince.. Eşim Ceren, Beykent Üniversitesi'ndeki Siyaset ve Devlet Yönetimi Sertifika Programı'na katıldı http://yeni.beykent.edu.tr/WebProjects/ ... %20son.JPG . Ben de birçok konuşmada hazır bulundum, izlenimlerimi rapor olarak burada yayımlayacağım. Onur Öymen'in konuşmasından sonra söz alıp BOP'tan bahis açtığımda kendisi BOP'u açıkça, hem de aynen RTE'nin sözcükleriyle reddetti. "İyi niyetli kültürel bir projeymiş ama ölü doğmuş" falanmış filanmış. BOP'u yadsıyan Öymen'in, Füze Kalkanı yada herhangi bir konuda, mesela "emperyalizm ve kürtçülük" konusunda (!) söyleyecek, bana göre muteber birşeyi yok.

Yalnız, çıtlatmışken değinmeden geçemem: Mustafa Sorosgül'ün konuşmasının katılabildiğim son üç dakikasında, bir büyük itiraf ile üç büyük hata yaptı. Alevi oylarına göz diken Sorosgül, "zülfikare dokunan sorular sormayın" dedi :kikirik:
Fatih "Mansur Şah" Özaydın

Hem Cemaat hem Cumhuriyet olunmaz,
Ters mıknatıslanma yapar!!!
Kullanıcı küçük betizi
MansurSah
Bilim Adamı
Bilim Adamı
 
İletiler: 611
Kayıt: Cum Ara 07, 2007 18:04
Konum: Osaka, JP


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 5 konuk

x