Muhalefetin Avarelleri / Zahide UÇAR

Muhalefetin Avarelleri / Zahide UÇAR

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr Tem 24, 2016 14:28

Muhalefetin AvarelleriResim

Dalton çetesini hatırlayın. İçlerinde bir Avarel tiplemesi vardı. Bizim muhalefet başkanları da(lider değiller, lider en zor şartta bir yol açan, bir hedef gösteren kişidir), Avarel rolünü oynamaya bayılıyor.

Darbe karşıtlığı üzerinden, demokrasiye sahip çıkıyoruz diye ortalığa döküldüler. Sevsinler demokrasinizi.

15 Temmuz Türkiye’nin 11 Eylül’üdür. Darbe bahane edilerek, ülke dönüştürülecek dedik, haklı çıkmaya başladık bile. Resmi kurumlardan atılan binlerce insan içinde ülkücülerin, sosyal demokratların, CHP’lilerin, Alevilerin olduğu haberleri geliyor. AKP bu darbemsi şeyi kendi devletini kurmak için fırsata çevirdi. İki Avarel, AKP’NİN KENDİ DEVLETİNİ KURMASINA yardım ediyor. Bu sözümü bir yere not edin ve unutmayın.

Deneyimlerimizle biliyoruz; hemen birileri şöyle bir aptal savunma yapacak,

“Darbecilere mi sahip çıksalardı?”

İki seçenek arasına ancak aptallar sıkışır. Akıllılar üçüncü-dördüncü-beşinci, hatta çok daha fazla çıkış yolunu daima bulur.

İlk andan itibaren, “devleti korumakla hükümeti korumanın arasındaki farkı” millete anlatabilirlerdi. Devlete karşı yapılan bu alçak darbeye karşı çıktıklarını beyan ederlerdi.

Mesala şöyle bir açıklama bile yeterliydi:

“Darbe devletimize yapılmıştır. Hükümet bu darbeyi 14 yıllık uygulamaları ile besleyip, büyütmüştür. Fetullahçı ajan örgüt, bütün kurumlardan, hukuk çerçevesinde ayıklanmalıdır. Bu çerçevede yapılacak ayıklama için yasalar yetersiz gelirse, yeterli hale getirmek için desteğe hazırız.

Hükümetler geçici, devlet bakidir. Devlet bütün Türk Milletidir. Hükümetin, darbeyi, hedefine ulaşmak için, ülkeyi dönüştürme maksatlı kullanıp kullanmayacağını, partilerimizden bir komisyon oluşturarak takip edeceğiz.

Yasaya dayanmayan uygulamalar mağduriyet doğuracak, devlet dışarıda itibar kaybedecek, devlet büyük tazminatlar ödemek zorunda kalacaktır.“

Darbe kalkışmasından sonra, ilk andan itibaren, bütün meydanlarda, “linç” meşruiyet kazanmıştır. İçeri sağlam girenlerin, yüzü-gözü darmadağın olarak resim verdirilmesi ve bu resimlerin basına servis edilmesi, korkunç bir geleneğin başlamasına neden olacaktır.

Okurum, arkadaşım, gerçek vatansever Fatma Zengin Söğüt haykırıyor;

“Çocuğumu linç kültürüyle büyütmek istemiyorum.”

Haklı değil mi?

Ey muhalefetimsi Avareller, meşrulaştırdığınız her antidemokratik uygulama, sonunda size döner. O zaman da eleştirecek hakkınız asla olmaz.

Çağdaş, anayasaya bağlı her birey, intikam duygusuyla değil, medeni dünyada olduğu gibi, yasalar çerçevesinde hareket eder.

Bu linç olaylarına bir tepki veren muhalefet başkanı oldu mu?

Bundan sonra;

Devlete değil de, Erdoğan demokrasisine sahip çıkan Avareller, Erdoğan’ın antidemokratik hiçbir uygulamasını eleştiremeyecektir. Bu haklarını Erdoğan’ın olmayan demokrasisine sahip çıkarak kendi elleriyle teslim ettiler.

Devlet ve devletin kurumlarına sahip çıkmak yerine, Erdoğan’a sahip çıkmak, bumerang etkisi yapacak, dönüp kendilerini vuracaktır.

Kendi ayağının altına muz kabuğu koyan bu ikiliye, Dalton çetesinin Avarel’i denir ancak.

Kılıçdaroğlu 24 Temmuz Pazar günü meydanlara çıkıyor. Ah canım benim, meydanlara çıkmayı da bilir miş meğer(!)… Hazır elin değmişken, İzmir’e de bir uğrayıver. Bir de şu Yunanistan’ın işgal ettiği adalar için meydana çık. Hem bütün İzmir gelir o meydana… Hazır AKP ile flört ederken, AKP’liler de sana destek verir belki, kimbilir?

Bu Avarellerin sahip çıktığı demokrasiye acı bir örnek vereceğim. Okurlar mı? Okusalar DA ANLARLAR MI BİLMİYORUM. Alın size demokrasiye örnek bir uygulama(!):

GÖKÇEK ÖZERK EMİRLİĞİ

Melih Gökçek, sultanın sultanlığı içinde, bir Arap Emiri gibidir. Sayın Emir(!), belediye şirketlerinde çalışanlarını(hangi kademede olursa olsun), her seçim çalışmasına, her açılışa, imza alarak, mecbur bırakarak götürüyor. Bu durum yıllardır devam ediyor.

Katılmazlarsa işten atılmakla tehdit ediliyorlar. Maaşlarını sanki cebinden veriyor. Kaldı ki, kendi şirketinde çalıştırsa dahi, böyle bir hakkı yok. Personel çalıştırma şartları yasalarla belirtilmiştir. 8 saatten fazla çalıştırdığın elemana mesai vermek zorundasın. Ayrıca, çalışanları sorumlu olduğu iş dışında, özel işlerinde kullanamazsın.

Ankara büyükşehir belediye sultanlığı belediyesinde çalışan şirket elemanları, “kadın-erkek fark etmez”, Kızılay’da AKP’nin bindirilmiş kıtalarına katılmak zorundadır. Kızılay’da imza verdiklerinden, kaçış şansları yok. Çalışanlardan biri ağlamaklı bir durumda vaziyeti anlattı ve, “artık Türkiye’den gitmek istediğini, bu olanlara dayanamadığını” söyledi.

Daha vahimi de oldu. Erdoğan’ın çağrısına gitmeye mecbur edilen personel, bu sefer de Melih Gökçek’in oğlu Osman Gökçek’in takımı Osmanlı Sporun maçına, imza karşılığında, belediye otobüsleriyle gitmeye mecbur bırakıldı.

Ankara’nın göbeğinde, bu derebeyi saltanatından haberi olmayan Avarel ikilisi, işte bu demokrasiye(!) sahip çıkıyor iyi mi?

Kısacası, Türk vatandaşı sahipsizdir. Ortaçağ derebeylik sultası, her alanda Türk Halkını esir almıştır. Milletin ekmek parası kazanma mecburiyeti, aynı zamanda esareti haline gelmektedir.

Bu konuları meclise taşıyacak olan muhalefettir de, ortalarda gerçek bir muhalefet gören var mı?

Şimdi;

Meydanlarda çocuklarımız öldürtüp, azmettirdikleri polise “destan yazdılar” deyip, bir maaş tutarında ikramiye veren Erdoğan demokrasisine sahip çıkacaklarmış…

Seçim meydanlarında, 14 yaşında, polis kurşunuyla ölen bir çocuğun cesedini üzerinde tepinen, hırsını alamayıp, anasını da yuhalatan Erdoğan demokrasisine sahip çıkacaklarmış…

En ufak eleştiriye gelemeyen, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, şehit babasından tutun, küçücük çocukları bile dava eden, tutuklattıran, kendine demokratik tepkisini gösteren genç bir çocuğun boğazını sıkan Erdoğan’ın demokrasisine sahip çıkacaklarmış…

Biri bu Avarellere, Erdoğan’ın demokrasisine değil, Erdoğan ve hükümeti tarafından bütün kolon direkleri kırılan Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve maymuna çevrilen vatandaşa sahip çıkmaları gerektiğini lütfen anlatsın.

Yoksa diyeceğim ki;

İnşaAllah başınıza Erdoğan demokrasisi düşer. Erdoğan yargısında hesap verirsiniz... Yalan söylemedi diye, saatlerce sorgulanan, “Allah’tan korkup, yalan söylemediği için sürülen” müezzinin durumuna düşersiniz inşaAllah…

Dalton çetesinin Avarelleri sizi… Bombokrasinin sprey sıkıcıları, AK Hamamın tellakları sizi…

NOT: Her kurum talan ediliyor. F-CİA İLE BİRLİKTE MUHALEFET TEMİZLENİYOR. Bir okurum soruyor: “Her kurum da Fetullahcı var da, kimsenin atılmadığı Gökçek belediyesinde Fetullahçı yok mu? Valla bilemiyorum(!).. Demek ki Gökçek Erdoğan ve Genelkurmay Başkanından daha iyi bir istihbarata sahip(!).. Hiç Fetullahcı almamış… Ne diyelim başka. Ancak; “Erdoğan ve Genelkurmay başkanına, f-cia nasıl tespit edilir? Gökçekten ders alın” diyebiliriz…..

Zahide UÇAR, 24 Temmuz 2016
http://www.zahideucar.com
zahide@zahideucar.com
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Zahide UÇAR

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x