Türkiye'yi sel vurdu: 31 ölü

Genel & Güncel Konular

Türkiye'yi sel vurdu: 31 ölü

İletigönderen Oğuz Kağan » Çrş Eyl 09, 2009 14:39

Türkiye'yi sel vurdu: 31 ölü

Yağmurun sele dönüşmesiyle birlikte can kaybı da artıyor. Yetkililer çaresiz.

Selden ötürü dünden beri yaşamını yitirenlerin sayısı 31'e yükseldi.

SEL NERELERİ VURDU?

Bağcılar'da servis minibüsünden inerken sel sularına kapılan 7 kadın hayatını kaybetti.

İkitelli-Halkalı sapağında, tekstil atölyesi çalışanlarını taşıyan bir minibüs, sel suları arasında mahsur kaldı. Servis minibüsü yolcusu 10 kadın, araçtan inmeye çalışırken sel sularına kapıldı.

Sel sularına kapılan kadınlardan 3'ü ekiplerce kurtarıldı, diğerleri sele kapılarak kayboldu. Daha sonra 7 kadının cesedine ulaşıldı ve Bakırköy Cumhuriyet Savcısı tarafından incelemeye alındı.

İstanbul'da sağanak yağmur nedeniyle İkitelli Basın Ekspres Yolu ve çevresi sular altında kaldı. Şimdiye kadar sudan 15 ceset çıkartıldı. Yüzlerce araba sürüklendi, insanlar araçların üzerinde mahsur kaldı. Bölgede bir bina da yıkıldı.

Sağanak yağış Marmara Bölgesi'ni vurmaya devam ediyor. Dün Tekirdağ'ın Saray ilçesi ile Silivri ve Selimpaşa'daki sel felaketinin ardından dün gece yağan yoğun yağmur nedeniyle İstanbul'da İkitelli Basın Ekspres Yolu tamamen sular altında kaldı ve trafiğe kapandı.

Aralarında TIR'ların da bulunduğu yüzlerce araç, sel sularıyla sürüklendi.

Yolda çok sayıda araç suda mahsur kalınca bölgede adeta can pazarı yaşandı. Bazı araçların içindekileriyle birlikte sürüklendiği görüldü. Sürücüler ve yolcular araçlarının üzerine çıkarak kurtarılmayı bekledi.

Görgü tanıkları, ekiplerin kurtarma çalışmalarında yetersiz kaldığını söyledi.

TIRLAR SÜRÜKLENDİ

Başakşehir girişindeki bir TIR garajındaki araçlar, suya kapılarak havalimanına gidiş yolunu kapadı.

İSTOÇ yanyolda bulunan bir TIR garajındaki araçlar, sele kapılarak havalimanına gidiş yolunu tamamen kapadı. Göl haline gelen yolda, bazı hususi araçlar da sele kapıldı.

TIR garajında bulunan sürücü ve çalışanlar da suya kapılarak kayboldu. TIR'lar içinde mahsur kalanlar var.

LOJMANLARDA MUHSUR KALANLAR KURTARILDI

Sel sularının bastığı Çobançeşme fidanlığındaki lojmanlarda mahsur kalan 11 kişi kurtarıldı. Çevre ve Orman Bakanlığı Çobançeşme fidanlığı sabah saatlerinde sel sularıyla doldu. Yaklaşık 2 metre derinlikteki sel sularının çevresini sardığı lojmanlarda 11 kişi mahsur kaldı.

Olay yerine gelen İstanbul Büyükşehir Belediyesi itfaiye ve sivil savunma ekipleri lojmanda bulunanları kurtarmak için çalışma başlattı.

E-5 karayolu havalimanı kavşağında bulunan itfaiye aracından uzatılan merdivenle ilk önce anneleri işe gittiği için evde yalnız kalan Eda, Seda ve Özge Tarakçı kardeşler kurtarıldı.

Daha sonra ekipler, şişme botla lojmanın penceresine çıkan 8 kişiyi kurtardı.

15 KİŞİ YAŞAMINI YİTİRDİ

Yağışın etkisini kaybetmesiyle hızlanan kurtarma çalışmaları sırasında sudan ve sürüklenen araçlardan bugün 15 ceset daha çıkartıldı. Böylece ölü sayısı 31'e ulaştı.

BİNA YIKILDI

Başakşehir ilçesinin ara yolları da büyük ölçüde trafiğe kapandı. İlçeye bağlantı sağlayan yollarda ulaşım aksıyor. Ara sokakların büyük bölümü sel sularıyla doldu.

Ayamama ve Tavukçu derelerinin yağış nedeniyle taştığı gözlenirken dere yakınlarındaki bir binanın yıkıldığı bildirildi.

Yeni Bosna'daki bazı fabrikayı da su bastı. Fabrikalardaki bazı eşyaların suyla birlikte çevreye yayıldığı gözlendi.

İkitelli'ye açılan ana yollar güvenlik nedeniyle trafiğe kapalı tutuluyor. 1996 yılında da İkitelli’de sel baskını olmuş, ancak bu kadar büyük hasara neden olmamıştı.

BİRÇOK DERE TAŞTI

Öte yandan yoğun yağış nedeniyle Arnavutköy, Sultangazi, Bağcılar, Eyüp, Esenler, Bahçelievler, Başakşehir, Büyükçekmece ilçelerinde de su baskınları, sele neden oldu. Ayamama, Tavukçu ve Papaz dereleri taştı.

REKOR YAĞIŞ

Son yılların en büyük yağışını alan bölgeye, saatte metrekareye 90 kilogram yağış düştü.

Eylül ayı ortalaması 45 kilogramken, bu sabah İkitelli bölgesine bir saatte 90 kilogram yağış düştüğü belirlendi.


Gerçek Gündem
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: İstanbul'u sel vurdu: 30 ölü

İletigönderen bezgin » Çrş Eyl 09, 2009 14:42

"Sel insanın yaptığı felakettir"


''Tokat'ı Selden Kurtaran Adam'' olarak bilinen Orman Bakanlığı Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü eski Genel Müdürü Kemal Aşk, ''Bu Allah'ın verdiği değil, insanın yaptığı felakettir'' dedi.

AA

İzmir- "Tokat'ı Selden Kurtaran Adam'' olarak bilinen Orman Bakanlığı Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü eski Genel Müdürü Kemal Aşk, İstanbul'da yaşanan sel baskınlarının suçlusunun, ''Gecekondulaşma ve ormansızlaştırma'' olduğunu 5 yıl önce kamuoyuna duyurduğunu söyledi. Aşk, o günden bu yana hiç bir gelişme olmadığını belirterek, ''Bu Allah'ın verdiği değil, insanın yaptığı felakettir'' dedi.

Aşk, yaptığı açıklamada, 2004 yılında İstanbul'da yaşanan sel baskınları üzerine, yine aynı kuruma yaptığı açıklamayla, kamuoyunu bilgilendirdiğini, alınması gereken önlemleri belirttiğini söyledi.

1957 yılında İstanbul'da Alibeyköy Deresi'nin yukarı havzasında incelemede bulunurken, gecekondulaşma ve ormansızlaştırmayla kireç ve taş ocakları tehdidinin oluşmaya başladığına tanık olduğunu belirtti.

Sellerden sonra yöneticilerin, derelerin içiyle uğraştığını savunan Kemal Aşk, ''Çözüm, suya yukarıda hakim olmaktan geçer. Suyu düştüğü noktada tutmak önemlidir. Türkiye'de bütün seller derelerden geliyor. Derelerin de tamamı tahrip edilmiş durumda'' dedi.

Sellerin önlenebilmesi için yerel yöneticilerin, Çevre ve Orman Bakanlığı ile derelerin üst bölümlerinde ''teraslama'', ''dere ıslahı'' ve ''ağaçlandırma'' çalışmaları yapmalarını öneren Aşk, İzmir'de sel baskınlarını önlemek amacıyla önemli çalışmalar yapıldığını söyledi.


"Tokat'ta bir daha sel yaşanmadı"

Orman Bakanlığı Erozyonla Mücadele ve Mera Islahı Tatbikatı Grup Müdürü olarak 1955 yılında Tokat'ta görevlendirildiğini hatırlatan Aşk, o döneme ilişkin çalışmalarını şöyle anlattı:

''Benden önceki yıllarda 6 defa sel felaketine uğrayan Tokat'ta bine yakın insanımız yaşamını yitirmişti. Arkadaşlarla 4 yıllık bir çalışma yürüttük. Aradan 49 yıl geçti, Tokat'ta bir daha sel acısı yaşanmadı. Ormancılık çevreleri ve vatandaşlar, o günden sonra bana 'Tokat'ı selden kurtaran adam' unvanını verdiler. İnsanlarımızın ölmemesi ve ormanlarımız için bütün tecrübelerimi paylaşmaya hazırım. İstanbul Büyükşehir Belediyesine selin önlenmesi konusunda bilgi yardımında bulunabilirim. Ben ve bir kaç arkadaşım, bu konuda yurt dışında eğitim gördük, bir şeyler yaptık. Bizim görev yaptığımız yerleri artık sel basmıyor. Bunun çaresi var.''

Aşk, 4 Kasım 1995 gecesi İzmir'in Karşıyaka ilçesi Örnekköy ve Yamanlar'da 65 vatandaşın yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan sel baskının ardından Örnekköy ve Bostanlı'da yaptıkları çalışmalarla, Karşıyaka'da su baskınlarını önlediklerini de bildirdi.

http://www.cumhuriyet.com.tr/?im=yhs&kid=7&hn=80766
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: İstanbul'u sel vurdu: 30 ölü

İletigönderen Türk-Kan » Çrş Eyl 09, 2009 16:44

Ölü sayisi 31'e yükselmis. Böyük yöneticilerimiz TV'lerde nasil öldügümüzü anlattilar, sagolsunlar!
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: İstanbul'u sel vurdu: 30 ölü

İletigönderen devimsel » Çrş Eyl 09, 2009 17:56

bezgin yazdı:
İzmir- "Tokat'ı Selden Kurtaran Adam'' olarak bilinen Orman Bakanlığı Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü eski Genel Müdürü Kemal Aşk, İstanbul'da yaşanan sel baskınlarının suçlusunun, ''Gecekondulaşma ve ormansızlaştırma'' olduğunu 5 yıl önce kamuoyuna duyurduğunu söyledi. Aşk, o günden bu yana hiç bir gelişme olmadığını belirterek, ''Bu Allah'ın verdiği değil, insanın yaptığı felakettir'' dedi.

Sellerden sonra yöneticilerin, derelerin içiyle uğraştığını savunan Kemal Aşk, ''Çözüm, suya yukarıda hakim olmaktan geçer. Suyu düştüğü noktada tutmak önemlidir. Türkiye'de bütün seller derelerden geliyor. Derelerin de tamamı tahrip edilmiş durumda'' dedi.

Sellerin önlenebilmesi için yerel yöneticilerin, Çevre ve Orman Bakanlığı ile derelerin üst bölümlerinde ''teraslama'', ''dere ıslahı'' ve ''ağaçlandırma'' çalışmaları yapmalarını öneren Aşk, İzmir'de sel baskınlarını önlemek amacıyla önemli çalışmalar yapıldığını söyledi.


Gocuman yönetcilemiz oy uğruna gecekondulaşmaya göz yumarlarsa,rant için ormanları yok edip imara açarsa,dere yataklarını imara açarsa olacağı budur.

Gocuman yönetcilemiz şindi yine gendileni haklı çıkarmeye çalışcekle görüssünüz.

Oysa yaşanan bu doğa olaylarının (sel,deprem,kasırga,...) önüne geçilebilir ya da en az zararla atlatılabilir.Önemli olan olaylara bilimsel bakışla bakabilmek ve bilimsel çözümler üretebilmektir.
Örnek mi?
Orman Bakanlığı Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü eski Genel Müdürü Kemal Aşk gibi bilimsel çözümler üreten yurtsever insanlarımızın yaptığı çalışmalar.

Her şeyin bir çözümü vardır mutlaka,yeter ki bizler bir paket makarnaya,bir çuval kömüre ne idüğü belirsiz soytarı sömürgenlere oy vemeyelim.
"Tam bağımsızlık demek, kuşkusuz siyasal, maliye, ekonomi, adalet, askerlik,
kültür... gibi her alanda bağımsızlık ve tam özgürlük demektir.
Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan yoksunluk, ulusun ve ülkenin
gerçek anlamıyla bütün bağımsızlığından yoksunluğu demektir."

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
Kullanıcı küçük betizi
devimsel
Üye
Üye
 
İletiler: 291
Kayıt: Çrş Nis 08, 2009 0:07

Re: İstanbul'u sel vurdu: 30 ölü

İletigönderen Türk-Kan » Çrş Eyl 09, 2009 18:18

Baykal’la Bahçeli’nin yüzünden...

Yağmur yağdı.

10 ölü.


*

İstanbul, kaba dalgalı.

Trakya, Atlantis.

*

Anayasa değişikliğine karşı çıkıldığı için, boğularak hayatını kaybetti o insanlarımız... Kürtçe resmi dil yapılmadığı için, sel basıyor evlerimizi... Açılıma yol verilmediği için kapandı TEM yolu... Ermeni kapısı açılmadığı için gidemiyor ambulanslar Edirne’ye... Deniz Baykal, Devlet Bahçeli gibiler, demokratikleşme sürecine engel olduğu için mahvoldu tarlalarımız... Yargıtay Başsavcısı filan reformlara ayak bağı olduğu için, telef oldu hayvanlarımız... İmam hatipliler sınavsız, direkt olarak Boğaziçi’ne alınmadığı için kesildi oralarda elektrikler, telefonlar... Tasfiye edilmesi gereken Atatürkçü gazeteciler bir türlü tasfiye edilmediği için ulaşamıyoruz burnumuzun dibindeki köylere... Bakın mesela, trilyonlarca liraya mal olan Silivri Cezaevi’nin ilk yağmurda çatısının çökmesi, Ergenekon’un işi değil de, nedir?

*

Hükümet haklı kardeşim.

*

Anayasa’yı değiştirsek...

Açılımları bi yapabilsek...

Hallolacak tüm sorunlarımız.

*

Ya da şöyle sormalı belki...

Var mı bunlardan başka sorunumuz?


Yılmaz ÖZDİL, 9 Eylül 2009
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Türkiye'yi sel vurdu: 31 ölü

İletigönderen İlteriş » Prş Eyl 10, 2009 11:57

Felakette yasamlarini kaybedenler derhal istifa etmeliler!

Acilim surecini baltalamak ve gelmis gecmis en iyi hukumetimizi tohmet altinda birakmak icin ölmüş olma ihtimalleri arastirilsin!

Dun sehit olan askerlerimiz de istifa etsinler!

Askerlerimiz, sirf acilimi baltalamak icin sehit olmus olabilirler! CHP ve MHP de yapmis olabilir! Bunlarin koku bereketsizdir, Ergenekoncudur bunlar! Dunku teroristler Ergenekoncudur! Dolayisiyla PKK masumdur!

Bu olaylardan hukumetimizi sorumlu tutmak isteyenler vatan hainidir!

RTE!
"Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklâle sahip olmakla gerçekleştirilebilir"

Mustafa Kemal Ataturk
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş
Üye
Üye
 
İletiler: 1197
Kayıt: Cmt Eki 20, 2007 23:05

Re: Türkiye'yi sel vurdu: 31 ölü

İletigönderen Oğuz Kağan » Prş Eyl 10, 2009 17:13

Sen İstanbul’sun büyük düşün!

AKP, 29 Mart yerel seçimleri öncesi, Hitler döneminin sloganlarından birini apartmış ve adeta gözümüzün içine sokmuştu. Başınızı ne yana çevirseniz, o sloganı görüyor, sırıtan bir ‘’kelle’’ fotoğrafının yanına iliştirilmiş o sözlerle karşılaşıyordunuz. Bu slogan, ‘’Sen İstanbul’sun büyük düşün’’dü. Üsküdar’a gitseniz, bu kez sloganın içinde sadece bir kelime değişiyordu: ‘’Sen Üsküdar’sın büyük düşün.’’ AKP’nin seçim sloganı, her ilçeye göre düzenlenmiş ve en nihayetinde, ‘’Sen Türkiye’sin Büyük Düşün’’ haline getirilmişti.

Halkımız da ‘’büyük düşündüğü’’ için, 29 Mart’ta belediyelerin önemli bir kısmını AKP’ye teslim etti. AKP, seçimden oy kaybıyla çıkmış olsa dahi, Türkiye’nin önemli kentleri yine bu zihniyetin yönetiminde kaldı.

Yaklaşık 16 yıldır İstanbul’u yöneten, RP, FP, SP ve AKP’de siyaset yapan kadroların kenti ne hale getirdiğini dün bir kez daha gördük. 16 yıldan bu yana kentin altyapısı için tek bir çivi dahi çakmayan RP – FP – SP ve AKP zihniyeti, ‘’megakent’’ olarak da adlandırılan İstanbul’u adeta korunaksız ve sahipsiz bıraktı. Rant uğruna kentin tüm yeşil alanlarını imara açan, dere ıslah çalışması yapmayan, düzenli kentleşme için kafa yormayan bu anlayış, 30 kişinin ölümüyle sonuçlanan selin başlıca sorumlularından biridir.

Bu köşede onlarca, yüzlerce kez yazdık. Radyo – TV programlarında haykırdık. Feryat ettik. ‘’Kentin her yerini imara açmayın, altyapı çalışmalarını güçlendirin, plansız kentleşmeye izin vermeyin’’ dedik. ‘’Aşırı nüfus yoğunlaşması, felaketleri de beraberinde getirir’’ uyarısında bulunduk. Anlatamadık.

Oysa ki; AKP yöneticileri dediklerimizi dinlemiş olsaydı, bugün adına ‘’felaket’’ diyerek örtmeye çalıştıkları ‘’sel’’ can ve mal kaybına yol açmayacaktı. Daha doğrusu, ‘’sel’’ bile olmayacaktı. Yağmur, altyapısı düzenlenmiş kanallardan derelere akacak, oradan da denize boşalacaktı.

Peki neden böyle olmadı?

Çünkü; AKP zihniyeti, İstanbul’un dört bir yanında bulunan tüm ‘’dere alanları’’nı inşaata açtı. Artık inşaat yapacak yer kalmadığı için, dere yatakları, önce toprak, ardından da betonla kapatıldı. Böylece, zaten altyapısı olmayan kente düşen her damla yağmur, ‘’akacak yer olmadığı’’ için, kentin içinde birikmeye başladı. Biriken yağmur suları, sele dönüştü. AKP ise kendi beceriksizliğini örtebilmek adına, buna hemen bir ad buldu: ‘’Son yılların en büyük felaketi.’’

Eğer ortada bir felaket varsa, bu, 15 milyonluk kenti AKP’nin yönetmesidir. Bundan daha büyük bir ‘’felaket’’ olabilir mi?

Kentin dört bir yanını ‘’imara açarak’’ nüfus yoğunlaşmasını artıran, dere yataklarını kapatan, var olan derelerin ıslahını beceremeyen AKP yönetimi, yukarıda da dediğimiz gibi, can ve mal kayıplarının birinci dereceden sorumlusudur. İki gündür ortada görünmeyen, halkın içine çıkmaktan korkan Kadir Topbaş ve ekibi, yaşanan son gelişmeyle birlikte ‘’Sen İstanbul’sun Büyük Düşün’’ sözünün ne anlama geldiğini de göstermiştir. AKP’nin sloganının kente ilişkin bir vizyon sunmadığı, ‘’Büyük Düşün, Büyük Götür’’ anlamına geldiği kenti teslim alan selle birlikte bir kez daha görülmüştür.

NOT: Haber merkezimize ulaşan bilgiye göre, AKP'li Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, milli maçı izlemek üzere Bosna Hersek'e gitmiş. Topbaş'ı şu ana kadar gören yok. Belli ki; İstanbul Büyükşehir Belediyesi de ''otomatik pilot''a bağlanmış.

2. NOT: Bizim bu yazımızın ardından Kadir Topbaş açıklama yaptı ve ''Bosna Hersek'e gtmedim. Ankara'daydım'' dedi. Bosna Hersek ya da Ankara.. Fark etmez.. Topbaş, gelişmeleri gördüğü halde rahatlıkla şehir dışına çıkıyorsa, sorumluluk hissetmiyor demektir.


Barış YARKADAŞ, 9 Eylül 2009
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Türkiye'yi sel vurdu: 31 ölü

İletigönderen 1920denberi » Prş Eyl 10, 2009 17:14

Ulkemizdeki asiri yagislardan dolayi, afet yuzunden hayatini kaybeden Vatandaslarimiza Allahtan Rahmet geride kalan acili ailelerede Allahtan sabir diliyorum.
Islerine gitmek için kamyonet aracina bindirilen Kadinlarimiza nasil saygi nasil bir deger verildigi ap açik ortadadir Kadinlarimiz ne zaman gerçek saygiya kazanacaktir?Kamyonette is yolculugu ustelik Kadinlarimiz. Hangi devirde yasiyoruz yaziklar olsun bu affedilmiyecek bir suçtur.
Kullanıcı küçük betizi
1920denberi
Üye
Üye
 
İletiler: 47
Kayıt: Çrş Eki 15, 2008 0:58

Re: Türkiye'yi sel vurdu: 31 ölü

İletigönderen yigitler » Prş Eyl 10, 2009 17:34

Cok aci bir olay. Olenleri Allah rahmet eylesin, yakinlarina da bas sagligi diliyorum. Ama bu felakete sebep olanlar hala utanmadan sIkIlmadan halki sucluyorlar. Bu RP, FP, SP ve AKP deki yobazlar en kotu gununde gene Istanbul'u sahipsiz biraktilar. Uyanin artik Istanbullular, Kemal Kilicdaroglu gibi durust bir adam dururken, niye hep o Kadir Topbas'a oy veriyorsunuz, Istanbul icin ne hayiri olmus bu adamin? (tabi adam sayilirsa) Dehal istifa etmeli bu serefsizler, ama tabi bunlarin hic umurunda degil, sadece habahati baskasina yuklemeye caliyorlar ve sadece ne pahasina olursa olsun koltuklarini korumak istiyorlar.
Kullanıcı küçük betizi
yigitler
Üye
Üye
 
İletiler: 600
Kayıt: Pzr Ara 07, 2008 21:41

Re: Türkiye'yi sel vurdu: 31 ölü

İletigönderen Oğuz Kağan » Prş Eyl 10, 2009 17:49

Erdoğan sözünü tutsaydı...

Erdoğan, 14 yıl önceki sözünü tutsaydı bu felaket yaşanmayabilirdi...

Ayamama'nın intikamı ağır oldu!

İkitelli bölgesinde dün yaşanan sel felaketinin bir benzeri 1995'te de yaşandı. Yine Ayamama Deresi taştı, birçok işyeri ve araç sular altında kaldı. Selin faturası da 30 milyon dolar oldu.Aradan 14 yıl geçti. O günden bu yana hiçibr tedbir alınmayınca değişen sadece felaketin boyutu oldu. Hem can kaybı arttı hem de hasar gören fabrika ve su altında kalan araç sayısı arttı.

İstanbul'da can pazarı GALERİ

Türkiye, Trakya'daki sel faleketinin şokunu atlatamadan, dün sabah İstanbul'un İkitelli semtindeki yeni felaketle güne uyandı. Ayamama deresi taştı, 24 kişi hayatını kaybetti, 8 kişi de kayıp. Bölgede evler, işyerleri ve araçlar su altında kaldı. Felaketin maddi boyutu ise 100 milyon doların üzerinde.

Resim

14 YILDA HİÇBİR ŞEY DEĞİŞMEDİ

İkitelli bölgesi sel baskınlarına yabancı değil. 1995 yılında da büyük bir tehlike atlatan İkitelli'de yine aynı derenin taşması nedeniyle birçok işyeri ve araç sular altında kalmıştı. 1995 yılında yaşanan selin faturası ise 25-30 milyon dolar civarındaydı. O dönem Basın ekspres yolunda bulunan Sabah Gazetesi tesislerinin depoları suyla dolmuştu. Dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'dı. Erdoğan, Ayamama Deresi'nin ıslahı başta olmak üzere kalıcı tedbirler alınacağını açıklamıştı. Ayamama Deresi, o tarihten sonra birkaç kez daha taşarak mağduriyete neden oldu. O günden bu yana hiçbir tedbir alınmayınca değişen sadece falaketin boyutu oldu. Hem can kaybı arttı, hem de hasar gören fabrika ve su altında kalan araç sayısı.


Gerçek Gündem
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Türkiye'yi sel vurdu: 31 ölü

İletigönderen Oğuz Kağan » Prş Eyl 10, 2009 21:39

Felakette yağmacılar boş durmadı!

Su basan fabrikaların malları yağmalanırken İstanbul Valisi Muhammer Güler' yağmala söz konusu değil' diye açıklma yaptı ancak fotoğraflar ve görüntüler inanılmaz yağmalamayı gözler önüne böyle serdi.

İkitelli ve Halkalı'da yaşanan felaketten nemalanmaya çalışanlar ve meraklı vatandaşlar arama kurtarma çalışmalarını zorlaştırıyor. Ölü sayısının 16'ya yükseldiği bölgede yol henüz trafiğe açılmış değil. Çalışmaların yoğun olarak devam ettiği bölgede havanın kapatması bekleniyor. Öğleden sonra da bölge için yeni bir sel beklentisi var.

Afet bölgesinde yaşanan bir diğer manzara ise bir yanda ceset torbaları dururken bir yanda da bölgedeki fabrikalardan yollara sürüklenen kumaş ve deterjan gibi malzemeleri toplamaya çalışanlar.

Bölgedeki muhabirlerin verdiği bilgiye göre bölgede son derece trajik bir manzara var. Bölge fabrikaların atölyelerin olduğu bir yer. Ciddi anlamda bir yağmalama yaşanıyor. Buraya minibüsleriyle ve kamyonetlerle gelenler buldukları malzemeleri yükleyip gidiyorlar. Polis bu yağmacıların peşinde. Halk yağmacılara müdahale etmeye çalışıyor.

Bu sırada vatandaşlar arasında kavga çıktı.

Polis 1 kişiyi yağma yaptığı gerekçesiyle gözaltına aldı. Bu kişinin arabasına da el konuldu.

PLAZMA TV'LER YAĞMALANDI

İKİTELLİ'de merkezi olan EVKUR alışveriş mağzasının ana deposunun sel suları ile yıkılarak caddelere taşan aralarında plazma televizyonlarında bulunduğu yüzlerce çeşit ev eşyası çevredekiler tarafından yağmalandı.EVKUR binasından sularla Papaz Köprüsü altına kadar gelen ve ordan caddelere yayılan binlerce eşya çocuklar ve çevreden gelen kişiler tarafından kapışıldı. Yağmanın büyümesi üzerine olay yerine gelen polisler ” Bu halka bu bu yakışmaz” diye bağırarak çevredekileri dağıttı. yağmaya karışanlar polislerin gelmesiyle eşyaların etrafından uzaklaştılar...

AV TÜFEKLERİ BİLE YAĞMALANDI

Bir kargo aracından sele kapılarak İkitelli Basın Ekspress Yolu'na saçılan av tüfekleri vatandaşlar tarafından yağmalandı.Çok sayıda havalı ve pompalı tüfekleri alan vatandaşlardan bazıları gözden kaybolurken bazıları ise polise yakalandı. Polis ekipleri vatandaşların elindeki tüfekleri toplayarak götürdü.

VALİ'DEN YAĞMA YOK AÇIKLAMASI

İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul’da yaşanan selin ardından bazı iş yerlerinden yağmalamanın söz konusu olmadığını belirterek, "Oradan çıkan malın da kimse tarafından alınması söz konusu değil" dedi.Güler, AKOM’da düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını cevapladı.Sel bölgesindeki yağmalara ilişkin bir soru üzerine Güler, "Hayır. Yağmalama söz konusu değil. Oradan çıkan malın da kimse tarafından alınması söz konusu değil. O konuyla ilgili arkadaşlarımız çalışıyorlar. Bunu yağmalama şeklinde değerlendirmeniz yanlış bir yorum olur" dedi.Güler, yağışlarla ilgili soruya da meteoroloji yetkililerinin yarın ve öbür gün yağışların Anadolu yakasına kayarak, ağırlıklı olarak devam edeceğini ifade ettiklerini belirterek, "Cuma günü akşam saatlerinden başlayarak, hafta sonu da yine yoğun bir yağış İstanbul’u bekliyor" diye konuştu.

FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ


Milliyet
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

İslami(!) kesim Vakit Gazetesi suçluyu buldu!..

İletigönderen teşkilat » Cmt Eyl 12, 2009 1:53

İslami(!) kesim Vakit Gazetesi suçluyu buldu!..

MANŞET KORKUNÇ İDDİA!..

İçinde 12 kişinin öldüğü Osmanlı TIR Garajı'nın işletme sorumlusu Mustafa Kale; “Garajdaki su baskınına,askeri alandaki su toplama gölünün patlamasının sebep olduğunu” iddia etti... Görgü tanıkları da; “Su aniden 3-4 metreye yükseldi... Buna yağmur yol açmış olamaz” diyerek iddiaları doğruladılar.

Ekmeğinin peşinde yollarda direksiyon sallayan şoförlerimizin ölümü ve Basın Ekspres yolunun su altında kalması ile ilgili skandal bir iddia ortaya atıldı. Sel baskınına uğrayan ve 10'dan fazla cesedin çıkarıldığı TIR garajının İşletme sorumlusu, garaja baskının üst bölümde yer alan 66. Mekanize Tugay Komutanlığı sınırlarındaki göletin sebep olduğunu ileri sürdü.Osmanlı TIR Garajı İşletme Sorumlusu Mustafa Kale'ye göre TIR garajına basan suların kısmen ıslah edilen Ayamama deresine su taşıyan ve askerin denetiminde olan gölün patlaması sonucu meydana geldi.
Ani su baskınının gölün patlaması olduğunu belirten Mustafa Kale, “Derenin suyunun bu denli artması askeri alanda bulunan gölün kontrol edilmemesinden kaynaklanmaktadır. Kim ne derse desin araştırıldığı takdirde ortaya çıkacaktır. Sivillerin giremediği askeri alanda bulunan gölün taştığına eminiz. Böyle bir baskının başka türlü olması mümkün değil. Herkes böyle düşünüyor. Felaket dere yatağına TIR garajı yapılması ile alakalı değildir. Bizim garajımız dere yatağında ise Hürriyet binası da dere yatağındadır. Bizi basan suyun sebebi bu değildir. Altında başka şeyler aramak gerek. Su aniden yükseldi yavaş yavaş artmadı buna dikkat edilmesi gerekli' şeklinde konuştu.

Aynı iddiayı garajın çalışanlarından dorseci Halit Olaş usta da dillendirdi. Halit Olaş, “Burada herkesin düşündüğü yukarıdaki askeriyenin gölet kapaklarını ya habersiz açtığı ya da göletin patladığı. Yoksa 20 yıldır biz buradayız ve çok yağmurlar gördük. Ama böyle baskın ve dalga şeklinde hiç yağmur olmamıştı. Göletin patlayıp patlamadığı mutlaka araştırılmalı” dedi.

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.habervaktim.com/haber/86530/tir_garaji_felaketinde_korkunc_iddia.html


Ümit Zileli ne demişti bu gazete(!) için 32.Gün programında?..
Kullanıcı küçük betizi
teşkilat
Üye
Üye
 
İletiler: 121
Kayıt: Çrş May 06, 2009 19:48

‘Oruç tutmadıkları için onları sel aldı!’

İletigönderen Türk-Kan » Cmt Eyl 12, 2009 2:08

‘Oruç tutmadıkları için onları sel aldı!’

Önceki akşam televizyonda selden sonraki yağma görüntülerini izliyordum.

Sokakta, alışveriş merkezinde, otobüste, vapurda her an karşılaşabileceğimiz türden onlarca kişi, bir fabrikanın bahçesine üşüşmüş; kaptıkları kolileri taşımaya çalışıyordu.

Muhabir, mikrofonu onlardan birine uzattı ve “Selde onlarca vatandaşımız öldü, siz başkalarının malını alıyorsunuz... Neden” diye sordu.

Orta yaşlı, tıknaz, kirli sakallı adam işine (!) ara vermeden kameraya baktı ve “Oruç tutmadıkları için onları sel aldı” dedi!

Bu sözleri duyunca elim ayağım kesildi, yığılıp kaldım!

Tamam; yağmanın farkındaydım ve daha birkaç saat önce bu olayı kınayan bir yazıyı bırakıp çıkmıştım gazeteden...

Ama ilk kez bir “yağmacı”nın yaptığı iğrençliğe bulduğu “kılıf”la karşıya karşıyaydım.

Bu görüntüler defalarca yayınlandı.

Haber hep aynı sözle bitiyordu:

“Oruç tutmadıkları için onları sel aldı!”

***
Sonra haberin ikinci bölümü başladı.

Aynı adam, bu kez yine çamurların arasından bulduğu bir kadın cüzdanını karıştırıp duruyordu...

Dişe dokunur bir şey bulamayınca fırlatıp attı.

O cüzdanın daha birkaç saat öncesine kadar, sıkı sıkı korunduğunu aklına bile getirmedi.

Sahibi olan kadının ölmüş olabileceğine aldırış bile etmedi.

Duyguları yok olmuş, sinirleri alınmıştı adeta... Tek derdi, bu bataklıktan olabildiğince fazla ganimet kaldırmaktı!

***
Bu yazıyı yazdığım şu anda, hayalet gibiyim. Yaklaşık 10 yıl önce de yaşamıştım bu duyguyu...

Cüppeli Ahmet isimli tarikat şeyhi avaz avaz bağırıyordu; yitip giden on binlerce canın ardından:

“İmam hatiplerin kapatılmasının Resmi Gazete’de çıkan kararı ne gündü? 17 Ağustos 1998. 17 Ağustos 1999’da ne oluyor? Deprem! Günü de mi rastlantı? Merkez üssü de mi raslantı? Saati de mi rastlantı? Allah depreme emretti, şuraya dokun, şuraya dokunma. Türkiye’deki faizin yüzde 80’i Adapazarı’nda. Fuhuş sektörü Yalova, Çınarcık sahil boyları. Mevla, faiz ve zina yuvalarına vurdu!”

***
72 milyon nüfusa ulaştık; elbette aramızda dini, karanlık işlerine alet edenler de olacak, akıl hastaları da...

Ama ben yine de bu alçak yaratıklarla aynı havayı solumayı, aynı ülkenin vatandaşlığını paylaşmayı, aynı caddelerde yürüyüp, aynı dili konuşmayı hazmedemiyorum.

Tıpkı 10 yıl önce olduğu gibi... İki gündür “insan” olduğum için utanıyorum!

*****
ISLAH!

Bağcılar’a yağmur yağdı; onlarca kilometre mesafedeki Ataköy yine sular altında kaldı!

Çünkü; sözüm ona “ıslah edilen” Tavukçu Deresi taştı!

Görünen o ki dere ıslah olmuş ama... İflah olmamış!

Aksine; önündeki engeller kaldırılıp, temizlendiği için su daha bir iştahla akmaya başlamış.

Sorum, selden “vatandaşı ve doğayı sorumlu tutan” kent yöneticilerine:

Siz Tavukçu Deresi’ni, partinize oy çıkmayan Ataköy’ü sel alsın diye mi ıslah ettiniz?

Hiçbir işe yaramayan bu “ıslah” için, kaç para harcadınız?

*****
GÜNÜN SORUSU

Meteoroloji yetkilileri, bugün İstanbul’un Anadolu yakasıyla, Tekirdağ, Muğla, Aydın ve İzmir’de yeni bir kuvvetli yağış dalgasının beklendiğini açıklamış...

Bu haberi duyan acaba kaç yağmacı, çevre illerden bu bölgelere akın etti?

*****
Yağmacıları kim, neden koruyor?

Bütün televizyon kanalları, yağma olayına karışan yaratıkların görüntülerini yüzlerini kapatarak verdiler...

İyi de neden?

Neden koruyorsunuz o alçakları?

Tam tersine; iki gün sonra bizim başımıza gelebilecek benzer felaketlerde de aynı soysuzluğu yapamamaları için fotoğraflarını bütün meydanlara asarak teşhir etmemiz gerekmiyor mu?

***
Ya polise ne demeli?

Yağmacıların sadece 5’ini gözaltına almış...

Oysa ekranda benim gördüğüm talancıların sayısı bile yüzlerceydi!

Hatta bazıları, İstanbul’da sel olduğunu duyunca, “Bir şeyler toplarız” umuduyla arabalara doluşup 10 saatlik yoldan geldiklerini söylüyordu.

Polis, neden televizyon görüntülerini inceleyip, bunların yakasına yapışmıyor?

Yoksa bu ülkede suçluların hesap vermeleri için, ille de “Ergenekon”la ilişkilendirilmeleri mi gerekiyor?


Vatan, Mustafa MUTLU, 11 Eylül 2009
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

“Görünmez Holding ve İstanbul yağması”

İletigönderen Oğuz Kağan » Cmt Eyl 12, 2009 10:33

“Görünmez Holding ve İstanbul yağması”

"Her şey değişiyor, kalbimiz bile, / Ama yüzyıllarla besli bir şehir / İnsan yaşamından daha da hızla / Bunca çabuk nasıl yok olabilir" Ahmet Muhip Dıranas / Yağma


Dünyanın ünlü metropollerinden birinde muhteşem manzaralı bir çalışma ofisi…

Hafta sonu olmasına rağmen takım elbiseli adamlar ayakta el pençe divan duruyor…

“Son sözü söyleyecek adam” bir önünden akan köpüklü sulara, bir masada yığılı milyon dolarlık dosyalara bakıyor…

Yeşil alanlara alışveriş merkezleri, binaların gökdelenlere çevrilmesi, yol, köprü, kavşak, tünel inşaatlarının ihaleye sokulmadan dağıtılması planları… İşin mali büyüklüğüne göre sıraya konulmuş yüzlerce dosya…

“Metropolü iyi bilen ve son sözü söyleyen adam” sıklıkla ziyaret edip çalışma toplantısı yaptığı takım elbiseli etkili, yetkili adamlarına talimatları veriyor… Talimatlar, dosya sırasının gelmesini ve “çözülmesini” bekleyen işadamlarına aktarılıyor… İşadamları “çözüm” karşılığı ayırdıkları paraları gizli kasaların hesaplarına havale ediyor…

Para akıyor… Milyonlarca dolar akıyor… Her bir işten, küçüklü büyüklü her ihaleden trilyonlar “Görünmez Holding”e aktarılıyor…

Türkiye olağanüstü bir yağma süreci ile karşı karşıya. Kıyılarımız, ormanlarımız, tarım alanlarımız maksimum rant peşinde koşanlara, piyasa ekonomisinin getirisiyle yetinmeyenlere peşkeş çekiliyor. Özelleştirmelerde ve kamu ihalelerinde hukuk katlediliyor. Bu korkunç sürecin birinci derecede sorumlusu yurttaşın verdiği yetkiyi gemi alabora olmadan paraya, servete dönüştürmeye çalışan siyasilerdir. Bürokratlar ve kirli işadamları da halkımızı yoksullaştıran zincirin sonraki halkalarıdır.

Türkiye’de rantın olduğu her alanda, birbirinden bağımsız gibi görünen ancak çıkar ve amaç birliği içinde onlarca şirket belediye ihalelerini de kuşatmış durumda. Bu şirketlerin ortak özelliği; AKP’nin yönetim kadrosuna, tarikat ve cemaatlere yakın olmaları.

Başta İstanbul Büyük Şehir belediyesi olmak üzere belediyeleri saran tarikat- ticaret- siyaset kuşatmasında milyarlarca dolarlık bir pastanın paylaşımı söz konusu. Milyar dolarlık rant oluşturmada iki yol en etkili palazlanma yöntemi olarak ön plana çıkıyor. Birincisi; imar planlarında değişiklik yapılması. Diğeri ise; altyapı ihaleleri ile hizmet satın alma işleri.

Türkiye’de “babalar gibi satarım” anlayışının, “ne varsa satalım” düşüncesinin, “ben ülkemi pazarlamakla yükümlüyüm” açıklamasının temelinde bu “Görünmez Holding”i (GH) büyütmek ve palazlandırmak var.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş da Erdoğan ve Unakıtan’ın “anlayışı” ile hareket ettiğini gösterir şekilde, “İstanbul’da para eden ne varsa satacağız” diyebilmiştir.

Topbaş; İstanbul’un sorunlarının çözümü için kaynağa ihtiyaç olduğunu söylüyor. Oysa İstanbul yüzlerce milyar dolar harcama yapılan dünyanın en büyük kentlerinden biri olma özelliğini koruyor. AKP çizgisinde geçen 15 yılda İstanbul Büyükşehir belediyesi 200 milyar dolar harcadı. Bunun yalnızca 100 milyar doları altyapı işleri için harcandı. Bu inanılmaz boyuttaki harcamaya rağmen İstanbul’un sorunlar yumağı halinde uçuruma sürüklenmesi, çözümsüzlüğe hapsolması, deprem başta olmak üzere en temel ve hayati sorunları ile ilgili bir arpa boyu yol alınamaması anlaşılır gibi değil! Ya da bir başka anlatımla anlayan için aslında son derece anlaşılır! İstanbul’un rantının siyasi partiler kurdurması, harcanan milyarlarca doların nerelere aktarıldığının, ne amaçla kullanıldığının da yanıtını veriyor.

En çarpıcı olan da; tüm bu yağma sürecinin herkesin gözü önünde ve görülmemiş bir pervasızlıkla yapılıyor olması… Artık minareyi kılıfına uydurmaya bile gerek görmüyorlar…

“Görünmez Holding” büyüyor, serpiliyor… Etrafınıza bakın… Tabelaları iyi okuyun… İlişki biçimleriyle kokuşmuş projelerde bu holdinge bağlı şirketlerin adlarını göreceksiniz…


Tuncay MOLLAVEİSOĞLU - 12 Eylül 2009, Bağımsız Gündem
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Türkiye'yi sel vurdu: 31 ölü

İletigönderen mes » Pzr Eyl 13, 2009 21:29

Utanmazlığın böylesi!
Sabahattin ÖNKİBAR Yazy Tarihi: 11/09/2009


AKP, İstanbul’da boğulmuştur.Evet koca şehri 4 dönem yani 15 yıldan fazla bir süredir yöneten malum zihniyet, yağan yağmurlara yenik düşmüş ve sele kapılmıştır.Kıvırmasınlar, sorumlu yüzde yüz onlardır.
Ne yani taşan dereleri Belediye ıslah etmeyecekti de ben mi ıslah edecektim!Dere yatağına kurulan binalara izni onlar vermedi de ben mi verdim!
Hal ve tablo bu iken utanmasalar bu işin suçunu da Ergenekonculara yıkacaklar!Ayıp, insanda biraz insaf, biraz vicdan, biraz da utanma duygusu olur!
Koca koca adamlar bakın olayı nasıl çarpıtıyorlar:
Başbakan Erdoğan:
- “Derelerin ıslahına engeller kondu.”
Çevre Bakanı Veysel Eroğlu:
- “Suçlu, dereleri işgal eden vatandaştır.”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş:
- “Suç bende değil, insanoğlunda.”
Yahu insaf edin, suç nasıl insanoğlunda olur?
Sorumlu nasıl vatandaştır?
Daha ileri gidemiyorlar.
Neredeyse sorumlu yağmuru yağdırandır diyecekler de orada duruyorlar.
Peki ya Başbakan’ın ettiği “Derelerin ıslahına engeller kondu” beyanı!
Sayın Erdoğan, öyle engeller vardı ise 7 yıldır niçin onları kaldırmadınız?
Bu millet size Anayasayı bile değiştirecek çoğunluğu verirken neden gereğini yapmadınız da hâlâ müzmin muhalefet mensupları gibi konuşup soyut istismarlar yapıyorsunuz!
Koca koca generalleri sabaha karşı kelepçelemeye gücünüz var da, derelerin ıslahına karşı çıkanlara karşı gücünüz yok öyle mi?Yapmayın Sayın Başbakan, bu millet buna inanmaz!
Tam bu noktada bu konuda size bir kaç sorum olacak?
1995’de Ayamama deresi yine taşmış ve benzer sahneler yaşanmıştı!
İyi hatırlıyorum Sabah Gazetesi ve bütün bölge o taşkınlıkta sular içinde kalmıştı!
Siz o günlerde İstanbul’un Büyükşehir Belediye Başkanı idiniz!
Sahi o felaketi yaşayan bir yetkili olarak o derenin ıslahı ve sele karşı önlem için ne yaptınız Tayyip Bey!
Öyle ya konumunuz gereği bir şeyler yapmanız gerekiyordu!
Maalesef hiçbir şey yapmadınız ki aynı felaket bugün de yaşandı!
Bir şeyler yapmak bir yana Ayamama deresi güzergahının yapılaşmasına göz yumdunuz!
Öyle ki bu konuda mahkemelik bile oldunuz!
Yalan mı?
Yani ortada birilerinin bir engellemesi falan yok, görevini yapmama var!
Velev ki engelleme olsa bile yukarıda da belirttik, bugün Başbakansın, 7 yıldır gereğini niye yapmadın?
Sadece şu son beş senede İstanbul’da 4500 imar tadilatı olduğunu Ali Müfit Gürtuna söylemedi mi? Öyle ise bunun bir anlamı yok mu?
Ne kadar hazin değil mi, AKP her yerde boğuluyor ama bir türlü çözülmüyor, zira ambalajı din... AKP’den kurtulmanın yolu önce bu ambalajı yırtmaktan geçiyor...

"İki yüzlüleri sever oldum, çünkü yaşadıkca yirmi yüzlü insanlar görmeyer başladım"Mehmet AKİF
Kullanıcı küçük betizi
mes
Üye
Üye
 
İletiler: 37
Kayıt: Çrş Tem 16, 2008 21:37

Sonraki

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x