Berco,neye dayanarak vermiyor demişsin,ben de neye dayanırsa dayansın,o kısmını önemli bulmuyorum.Sonuçta devlet mekanzmalarından birinin başında olan valilik izin vermiyor.
Taraf tutuyorsunuz,devlet mekanizmasının en başlarındaki adamları(RTE ve tayfası) protesto etmek için binlerce insan niye sokağa dökülüyor? Çünkü RTE'nin doğru kararlar verdiğine inanmıyorsunuz,dolayısıyla ben de valinin vs.'nin doğru kararlar verdiğine inanmıyorum.
Elbette ki neden izin verilmediği tartışılmalıdır ve zaten tartışıyoruz.
Tartışarak bu hak verilmedi,30 yıldır verilmiyor,çıkmaya kalkanlar dayak yiyor.Artık tartışacak birşey yok çünkü biliniyor ki tartışmayla Taksim'e izin vermeyecekler,dediğim gibi korkuyorlar.
Hak verilmez alınır tamam da ne oldu şimdi,alındı mı hak?1000lerce kişi dayak yedi,yaralandı.Milyonlarca kişinin yaşamı olumsuz etkilendi olaylardan.
İnsanlar değil Taksim Karaköy ve Tophane'de bile gözaltına alındı.Şehirdışından gelen otobüsler engellendi.Herşeye rağmen Taksim'e çıkıldı.Bu kadar faşist bir yaklaşımı kimse beklemiyordu.Gelecek sene herkes daha hazırlıklı olacak,DİSK başkanının dediği gibi artık Taksim'de de 1 Mayıs kutlanacak.
DİSK'in açıklaması:OLAYLARIN SORUMLUSU HÜKÜMETTİR, VALİLİKTİR 1977 1 Mayısında ölenlerin anması amacıyla ortak yapılan anma etkinliğine yönelik baskı ve sindirme uygulamaları nedeniyle ortak yapılan basın açıklaması
Hükümet 1 Mayıs 2007 kutlamaları karşısındaki tutumuyla kendine demokrat olduğunu gösterdi Kendi ideolojisinin hedefleri ve kişisel ikballeri konusunda demokrat kesilenler emekçilerin demokrasi, adalet, barış, özgürlük ve insanca yaşam taleplerini dile getirmelerini engelledi.
Susurlukun, yolsuzlukların, derin devletin köklerinin yattığı 1 Mayıs 77 olaylarının araştırılmasını isteyen halka Taksimi kapattı. O Taksim ki konserlerden yılbaşı kutlamalarına motosiklet şovlarından şenliklere kadar her etkinliğe, herkese açıktır.
Bizler taleplerimizi barışçı şekilde dile getirmek, topluma demokrasi ve özgürlüğün, barışın, birlik ve dayanışmanın önemini anlatmak ve 1 Mayıs 77de öldürülen 36 arkadaşımızı anmak için Taksimde buluşmak istedik. 1978den beri görülmedik bir biçimde sert ve uzlaşmaz bir tutumla karşılaştık. Arkadaşlarımızın İstanbula girmesi engellendi. Başta 1 Mayıs Tertip Komitesi olmak üzere gözaltına alındılar coplandılar, engellendiler. İstanbul bir açık cezaevine, bir toplama kampına dönüştürüldü.
Anayasal, demokratik hakkını kullanarak katledilen arkadaşlarını anmak, taleplerini dile getirmek isteyen bizlerin daveti üzerine, bu davete icabet ederek alanlara gelenler derhal serbest bırakılmalıdır. Taleplerini dile getirenler suçlu değildir. Bu kaosa neden olanların adresi bellidir. Gözaltına alarak emekçilere gözdağı verilmek isteniyorsa, yılmayacağımızı buradan dile getiriyoruz. Tek istekleri yitirdiğimiz dostlarımızı anmak olan insanlar, hukuksuz biçimde gözaltında tutulmaktadır. Bu hukuksuzluğa son verilmeli ve derhal serbest bırakılmalıdır.
Bugün sadece 1 Mayıs kutlamak isteyenler değil, tüm halk engellendi, hareket edemez hale getirildi. Topluma korku salınmak, esnaf, öğrenci, kadın gibi toplumun farklı kesimleri emekçilere, 1 Mayısı kutlayanlara düşman edilmek istendi. Sanki halk cezalandırıldı. İşine ulaşmak için kilometrelerce yol yürümeye mahkum edildi. Bunun sorumlusu 1 Mayısı kutlamak isteyenler değil Hükümettir, Valiliktir. İstanbullulara 1 Mayısı korku günü gibi göstermek isteyenlerdir. Korktukları işçilerdir, emekçilerdir; korktukları halkın talepleridir. İstanbulda terör estiren, hukuku ayaklar altına alan, tüm olayların sorumlusu olan Vali istifa etmelidir.
Bu çabalar boşa çıktı. Taleplerini kararlılıkla dile getirmek isteyenler yine de Taksime çıktı. 77 de öldürülenleri andı, topluma mesajını iletti. Bu talepler sadece alana çıkabilenlerin değil, tüm toplumun istekleridir. Bu talepler tüm halkın talepleridir
Bütün bunlar AKP Hükümetinin gerçek yüzünü ortaya koymaktır. IMF ve Dünya Bankası talimatlarına, taleplerine eksiksiz uyanlar emekçilerin taleplerini dile getirmelerine dahi tahammül edememektedir.
Bugün Taksim alanına, 1 Mayıs alanına gelemeseler dahi özgür, barış içinde, demokratik bir ülke isteyen, emeğin haklarına saygı duyulmasını isteyen herkesin kalbi Taksim Meydanında attı. İstanbulun ve Türkiyenin dört bir yanından onlarca 1 Mayıs kutlandı. Binlerce insan Hükümetin emek karşıtı, işçi düşmanı tutumu karşısında taleplerini dile getirdi. Yolları kesilen binlerce işçi Üsküdar, Beşiktaşı, Kurtköyü Sıhhıyeyi 1 Mayıs Alanına, Taksim Alanına dönüştürdü, taleplerini haykırdı.
1 Mayıs 2007yi olması gerektiği gibi barışçı ve özgür bir biçimde Taksim Alanında kutlayabilseydik, sizlere ayrıca dağıttığımız konuşma metnindeki talepleri dile getirecektik.
Bu talepler hükümeti, bu talepler gericileri, bu talepler demokrasi düşmanlarını, bu talepler çözümü darbelerde arayanları korkuttu. Onların tümüne bir kez daha hatırlatıyoruz. Korkunun ecele faydası yoktur. Siz duymak istemediğiniz için taleplerimiz ortadan kalkmaz. Onlarcamızı gözaltına alsanız dahi yüzler, yüzlercemizi gözaltına alsanız dahi binler, onbinler taleplerimizi dile getirmeye devam edecek.
Hükümete bir kez daha sesleniyoruz. Emeğin taleplerine kulak verin, toplumun taleplerine kulak verin. 1 Mayıs 77yi kana bulayanlar da 12 Eylül darbecileri de emekçileri, toplumu susturmak istiyordu.; başaramadılar. Sizin gücünüz ise bizi susturmaya hiç yetmez.
EMEP'in açıklaması:DEMOKRASİDEN ANLADIKLARI İŞÇİ VE HALK DÜŞMANLIĞI Demokrasicilik oyunu oynayan hükümet gerçek yüzünü 1 Mayısta gösterdi. Dilinden halk egemenliğinin üstünlüğünü, millet iradesini, demokrasi savunuculuğunu düşürmeyen AKP ve hükümeti, İstanbulda 1 Mayısa yasak koymakla da yetinmedi. Medyaya koyduğu yayın yasağı ile yasakçı tutumunu bugüne kadar görülmemiş boyutlara taşıyan hükümete bağlı valinin yönetiminde, neredeyse bütün İstanbulda ulaşım da yasaklandı.
İşçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele günü 1 Mayısı, 30 yıl önce 77 1 Mayısında ölenlerin anısına Taksimde kutlamak isteyen emekçiler ve gençlerin Dolmabahçe, Kabataş ve Beşiktaşta toplanmalarına bile imkan tanınmadı. Üzerlerine gaz bombası atıldı, panzerlerden su sıkıldı, hınçla coplandılar. Aynı yasakçılık ve saldırganlık, Taksimde de tekrarlandı. Taksim ve Beyoğlu gaza boğuldu. Yüzlerce insan gözaltına alındı.
1 Mayıs göstermiştir ki, milletvekili sayısına indirgediği demokrasi sözcüğünü çekiştiren AKPnin demokratlıkla en küçük bir ilgisi yoktur. Onun demokrasisi, ABDnin Iraka götürmeye çalıştığı türdendir. Asgari ücretini bile emperyalist finans kuruluşu IMFnin isteklerine göre belirlediği, sosyal güvencesiz, eğitimsiz ve sağlıksız bıraktığı, görülmemiş düzeyde işsizliğe sürüklediği işçilerin bayramları ve hak talepleri üzerine aşağılama ve bombayla yürüme demokrasisidir.
Yalnızca 1 Mayıs kutlamacılarına değil tüm İstanbul halkına 1 Mayısı zehir eden yasakçı-bombacı İstanbul valisi istifa etmelidir. Hükümet demokrasinin Dsinden nasibini almışsa, bu valiyi ve emniyet müdürünü derhal görevinden almalıdır. 1 Mayıs İşçi Bayramı olarak resmi tatil ilan edilmeli ve Taksim 1 Mayısa açılmalıdır.
TKP'nin açıklamasıFaşist Vali Muammer Güler Derhal İstifa Etmelidir!İstanbul valisi Muammer Güler, bir vali olarak değil bir işgal ordusu komutanı gibi davranmış ve halkı terörize etmiştir. İstanbul, emniyet güçleri tarafından adeta işgal edilmiş ve 1 Mayıs İşçi Bayramını kutlamak isteyen halka terörist muamelesi yapılmış, emekçiler insanlık dışı bir tavırla karşı karşıya kalmışlardır.
Haftalar öncesinden 1 Mayıs etkinlikleriyle ilgili gerilimi tırmandırarak Taksimde yapılacak etkinlikleri engellemeye çalışan İstanbul Valiliği, katılımı düşüremeyeceğini görerek kentte fiili sıkıyönetim uygulamasını yürürlüğe koydu. İstanbul dışından 1 Mayıs için kente gelenlere TEM gişelerinde polis vahşice saldırdı. Yaralanan ve gaz saldırısına maruz kalan emekçiler otobüslere bindirilerek Gebzeye doğru gönderildi.
Öte yandan sabah saatlerinde Beşiktaş İskelesi ve Dolmabahçe önünde toplanan gruplara cop ve gaz bombalarıyla saldıran polis, yüzlerce kişiyi göz altına aldı. Polisin müdahalesi sırasında çok sayıda kişi yaralandı. İstanbulun hemen tüm noktalarında ulaşım felç oldu.
Yalnızca Türkiye Komünist Partisi ve Yurtsever Cephe üyesi 500ü aşkın kişi şu anda gözaltındadır. 120 arkadaşımız hastanelerde ya da parti merkezlerinde tedavi edilmektedir. TKP İstanbul İl Başkanı Hüseyin Karabulut gözaltındadır. Tiyatro sanatçısı TKP üyesi Nevzat Süs beyin kanaması geçirmiş ve ameliyata alınmak üzeredir. Çok sayıda arkadaşımızda çeşitli kırıklar mevcuttur.
1 Mayıs etkinliklerini engellemek üzere kentte adeta sıkıyönetim ilan eden Vali Muammer Güler ve onu yönlendiren İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu yaratılan krizin baş sorumlusu olarak derhal istifa etmelidir. İnsanların yaralanmasından keyif duyan, hiçbir insani duyguya sahip olmayan Terörle Mücadele amirlerinin hemen hepsi görevden el çektirilmelidir.
Türkiye Komünist Partisi, İstanbulda 1 Mayıs 2007de yaşanan polis işgalinin ve devlet terörünün sorumluları hakkında en kısa sürede suç duyurusunda bulunacaktır.