
Boom?!
Tiempo de Morir ve/veya Buendia?!
http://ultra-turkler.blogspot.com/2012/05/19-mays-2012-oc-gunlugu-veveya-kan.html
(ya da Jandarma’yı tasfiye, TSK’yı “ÖZEL”leştirme operasyonu?!)
“Büyüklük odur ki, hiç kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın, memleket için gerçek ülkü neyse onu görecek, o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır. Herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır. İşte sen bunda karşı koyuşları yok eden olacaksın. Önüne sayılamayacak güçlükler yığacaklardır. Kendini büyük değil küçük, zayıf, araçsız, hiç sayarak, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu güçlükleri aşacaksın. Ondan sonra sana büyüksün derlerse, bunu diyenlere de güleceksin.”
Mareşal Mustafa Kemal Atatürk
…………………..
Jandarma’yı tasfiye, TSK’yı “ÖZEL”leştirme operasyonu?!
Uludere vak’ası!?
Başbuğ içerde!
Başbuğ kim?!
“Genelkurmay Başkanı”!?
Utanmadan hala “Asker” üzerinden top çevirmeye devam etmek istiyorlar.
Ar’sızlar!
Şekerim, iktidarda kim var?!
A… K… P…
(& Gülen)
(& Topaç)
(& Doğan)
Başkomutan kim?!
Gül!
Başbakan kim?!
Erdoğan!
TBMM Başkanı kim?!
Çiçek!
Milli Savunma Bakanı kim?!
Yılmaz!
Buradan sorarım herkese; “Bir ordunun en tepedeki komutanını ortada somut hiçbir delil olmadığı halde tutuklayan, kaçma şüphesi olmadığı halde hapse atan bir siyasi güruh, neden hadise Uludere’ye geldiğinde üç maymunu oynamayı tercih eder?”!
Niçin?!
Niye?!
Oysaki cevap basit!
Madem yüksek demokrasi ortamında yaşıyoruz, bu işin sorumlusu kim?!
Çünkü demokrasi hesap sorma, aynı zamanda hesap verme rejimidir değil mi?!
Misal; Jandarma Komutanı mı sorumlu, al görevden!
Kara Kuvvetleri Komutanı mı, al görevden!
Genelkurmay Başkanı mı, o sizden, almak olmaz!
MİT Müsteşarı mı, o da sizden, almak olmaz!
Demem o ki:
Bizden / Sizden ayrımı yapmaya kalktığında olacağı budur.
Kaldı ki, PKK ile “Kazan & Kazan” oynayan kim?!
A… K… P…
“Yeni Anayasa” bağlamında, siyasal Kürtler’e (PKK & DTP) önce eyalet, sonra kendi kaderini tayin hakkı üzerinden büyük Kürt devletini bahşeden kim?!
A… K… P…
Jandarma’yı tasfiye etmek için art arda operasyon yapan kim?!
A… K… P…
Korucu düğünü komplosu üzerinden koruculuk sistemini tasfiye etmek isteyen, eden kim?!
A… K… P…
Terörle mücadelede TSK başarısız ve/veya jandarma başarısız kampanyası yapıp, Polis ve PKK’yı öne çıkaran kim?!
A… K… P…
Sözün özü:
http://www.memurlar.net/haber/138669
Uludere operasyonu basit bir operasyon değildir.
USA!?
AKP, PKK, kaçakçılık, terör, uyuşturucu trafik bağlantısı faş edilmiştir.
Netice:
AKP & Gülen Medyası üzerinden yapılan kampanyanın tek amacı var:
Jandarma’yı tasfiye, TSK’yı “Özel”leştirmek!
Nokta.
…………………….
Adrese teslim not?!
Sadece kadınların muayyen günleri olmaz!
Erkekler de kanar.
Dıştan olmasa da içten kanar.
Bu yüzden bazı nitelikli erkek okurlarım, büyük stres altında.
Yanıyorlar.
Ateş basıyor.
Kanasalar hepsi rahatlayacak.
Okur / yazar ilişkisi bağlamında anlarım ama güzin abla benim tarzım değil!
Ne var ki, endişeye de, aceleye de mahal yok.
Neden?!
Acele işe şeytan karışır!
Kürenin damına ‘Eşek’i kim çıkardı ise telaş onların telaşı!
“Senin derdin ne?!”
AKP’den taşeronluğu devralmak için mi bu telaş?!
Basınç hem içerden hem dışardan olunca eşleme olur, AKP stres altında diye onlara manevra yapacak alan açmak zorunda mıyım?!
(Al gülüm ver gülüm, önce Silivri!)
İran üzerinde suikast timi girdi içeri, bekle bakalım hele neler olacak?!
“İran Tezkeresi” ve/veya “MİT’in şerpası üzerinden İran provokasyonu ya da dilemma vs…
Gündem: İRAN
AKP’nin İran sözü!
AKP’nin İran diyeti?!
Vs vs vs…
Kaldı ki, bu bağlamda “gaza gelen”in parçasını “ilk şarampol”den topluyorlar.
Acelesi olan var ise önden buyursun, tutmayalım.
Daha önce de söyledim, intikam için yaşamam ama yapılan hiçbir iyiliği de kötülüğü de unutmam, unutmayız.
Fil hafızası?!
Fil kapanı?!
Arşiv unutur bu saksı unutmaz.
Zamanı gelince adamın burnundan fitil fitil getiririm.
D’amını çerçevesini dağıtırım.
İhtiyaç hasıl olursa anasından çıktığı deliğe sokarım, girerse ne ala, girmezse mabada maydanoz demeti, vitrin süsü niyetine, alıcı değilseniz açın dükkanın önünü, kalabalık etmeyin…
Niyet “ex” ise sıraya girip numara alman lazım, sonra sıran gelince derdini anlatırsın şudur budur diye.
Şimdi bana insan hakları mavalı okumayın, insan’ın hakkı mı kaldı devletin tavan aralığında?!
“Hamdım, piştim, yandım” diye ne güzel kafa buluyordunuz, “vermeyince mabud neylesin mahmud” diye taşak geçiyordunuz, ne oldu, daha sıcaklar başlamadan bu telaş neyin telaşı, kimin telaşı?!
2003, 2004, 2005, 2006, 2007, 2008, 2009, 2010, 2011, 2012…
Vs vs vs…
Neleri yazdığım ortada, ne yaptığım da, kimin ne dediği hangi kavala hangi mavalı üflediği de…
Bıraktım hepsini bir yana, Silivri’de “Erdoğan, Zapsu’nun CD’sini izledim” diye ifade verdiğimde hangi taşaklı muhalif yayın organı gelmiş de benimle söyleşi yapmak istemiş?!
Hangi taşaklı siyasetçi, siyasi parti genel başkanı, komutan, istihbaratçı, medya patronu, korkusuz gazeteci “Bu nedir arkadaş bize de bir açıklar mısın” diye sormuş?!
Çetin Doğan mı sormuş Çevik Bir mi, Fatih Çekirge, Uğur Dündar, Yılmaz Özdil, Hıncal Uluç, Ertuğrul Özkök, Aydın Doğan, Yalçın Bayer, Fatih Çekirge mi?!
Mustafa Balbay, Nedim Şener, Ahmet Şık için yürüyen büyük gazeteciler neden o ifadeye sahip çıkmamış, merak etmemiş?!
Hepsi neredelermiş?!
(Hayrullah önden gitsin biz dalgamıza bakalım durumu, kolpa vaziyetleri yani?!)
http://ultra-turkler.blogspot.com/2012/04/iki-tane-var-ve-duzgun-sarkyorlar.html
Nerede olacaklar sıcak in’lerindeydiler ve hiçbiri kişisel menfaatleri adına ne kafalarını ne de gıklarını çıkardı!
O cenah içinden aç mısın tok musun, hasta mısın sağ mısın diye soran da olmadı!
Görmezden gelmeyi tercih ettiler.
Üç maymun!?
Şimdi utanmadan gerçek deniz feneri geyikleri yapıyor, Dündar’ın ekürisi!
Vs vs vs…
Buna Aydınlık, Cumhuriyet vb yayınlar da dahil!
Kim ne sormuş?!
Şimdi bazı okurlarımın biti kanlanmış, yerlerinde duramıyor.
Meydanlar orada koş, aç bayrağını!
Çöz çözebiliyorsan “Gordion Düğümü”nü!
Ve/veya biraz daha nefes aldır AKP’ye, rahatlat!
Dikkat et, çözüyorum zannederken o düğüme bir de sen/siz dolanmayasınız!
28 Şubatçılar, Turkuaz kardeşliği bağlamında “AKP” ile “Mustafa Sarıgül” ile “Hüseyin Aslan” ile “Sinan Aygün” ile “Melih Gökçek” ile haliyle “Abdullah Gül” ile Kemal Kılıçdaroğlu ile “tamamen duygusal” gerekçeler ile kolkola gezerken, “Kazan & Kazan” oynarken, dam üstünde ceviz kırarken, kimimiz içerde kimimiz dışarda ecel terleri dökmüyor muyduk?!
Kan kustuk kızılcık şerbeti içtik, demedik mi?!
O sırada yeni 19 Mayıs’a övgüler düzen birileri 7 yıldızlı otellerden izlenim notu yazmakla meşguldü.
Evet kimimiz taşağını geçiyordu, tatilini yapıyordu, kimimiz ise boş işlerle meşguldü, vatan için ter akıtıyordu.
Demem o ki:
Sadece ter akıtmak yetmez, neyi neden yaptığını da bileceksin!
2012, Final!
Dananın kuyruğu ortada!
Gaza gelmem!
“Bilinç yarılması”na da ortak olmam!
Bazen “fanfan” yaparım, ne dediğim anlaşılmaz, bilin ki, su çok bulanık, biz de o zamanlarda suyu daha da bulandırıp, bulanık su’da Almanaz, İngilaz, Fransızaz vb avlıyoraz, laz!
El yükseltip pazarlık yapıyoruz, önemli olan kazanmak değil, masadan galip kalkmak!
İngilizler I. Dünya Savaşı’nı kazandı da ne oldu, kazanırken kaybettiler.
Savaştan ekonomik yıkımla çıktılar.
Almanlar II. Dünya Savaşı’nı kaybettiler ama kazanarak çıktılar, bugün Almanya nerede?!
Demem o deme değil şu deme:
Hiçbir şey için acele etmeye gerek yok.
Vatanı parçalayacaklarsa işte ortada, AKP de onlardan medya da diğerleri de, ellerini tutan mı var parçalasınlar!
Enerji koridoru “boom”!
Ki vatan yenen bir şey değil, toprağı yemeye kalkanın midesine oturur.
Anadolu bataklık, Avrupa yangın yeri olur!
Vs…
Acelesi olanlar Ağustos’ta, Kasım’da başkanlık seçimi olanlar!
Atatürk Türkiyesi’ne kazık atmaya çalışanlar.
Kendi özelim üzerinden diyeceğim ise şudur:
Allah’a bir can borcum var, her gün gusül abdestimi alıp sokağa çıkıyorum, son günümmüş gibi de yaşıyorum.
Ölüm hak!
Gerisi teferruat!
Ne malım ne de mülküm var, ne ailem var ne de ekstra bunun dışında bir hikayem var.
Tek hikayem var, gerisi teferruat!
Neo Doğu Roma & Batı Roma kamplaşması üzerinden söylüyorum:
Alman’a köpeklik etmek isteyen eder, ki fazlası ile eden var!
İngiliz’e köpeklik etmek isteyen eder, ki devletin ve medyanın her katında fazlası ile var.
Dememiz şudur ki:
BOP Eş Başkanı Erdoğan’ın “Hikmetyar’ın dizleri dibindeki fotoğrafını” sallayıp “Sen busun” diyenlere sormak farz oldu, bu oyun’un tek kale maç olduğunu mu sanıyorsunuz?!
MİT orada, insan zekası ile alay eden yayın yapmak için pusuda bekliyor!
Gülen’in Emniyet’i, medyası da!
Doğu Perinçek’in Abdullah Öcalan ile yanyana fotoğraf karesini medyaya servis ettiklerinde, “vatandaş” AKP’nin yanında mı durur yoksa?!
Rüya görmeyin!?
Adı geçen insanlar iyidir, kötüdür, BOP’a muhaliftir değildir ayrı konu, algı yönetimi ise apayrı bir konu!
Dilemma!?
MİT’in uzattığı hiçbir iple kuyuya inilmez, indiğin zaman da bileceksin ki, kuyudasın, örnek “28 Şubat”!?
Varsa kendi ipinle, dişinle, tırnağınla kuyudan çıkacaksın, örnek ultra zamanlar!
İki ucu BOP’lu değnek olmasa hiç bu kadar uzun sürer miydi bu bünyeyi zorlayan süreç?!
Herkes kahraman, herkes milyoner, herkes milyarder, herkes stratejist, herkes kazanan taraf olabilecek bir sistem icat edildi ise tüm dünyada dinlerin sonu gelmiş demektir.
Tüm sistemler, paradigmalar çökmüş demektir.
Tanrı olmuşsunuz farkında değilsiniz!
Kuru fasulye yiyen gazına da katlanacak.
Yani?!
İMECE!?
Bir elin nesi var var iki elin tadı var.
Aksi halde, onlar Eşek siz öküz olduktan sonra semer vuran da çok olur, kırmızı, yeşil bez parçası sallayan da!
“BOP muhalifliği” bağlamında aynı çatı altında olmak başka şey, Gordion Düğümü’nü çözmek başka şey!
Filhakika, “kalem” her daim elimde, kalleş mert fark etmez, son nefesimde de olsa adamın gözüne, mabadına o hakikat kalemini sokarım.
Hepi topu bir “A 4” ve/veya “C 4”lük kağıdın üstüne büyük harfle adını yazmaya, resmini çizmeye bakar.
Sözün özü:
28 Şubatçılar bir adım geri bassın bakalım.
Her şeyin bir usulü, adabı var.
Herkes haddini bilecek!
Haddini bilmeyen de bedeline katlanacak!
Makber!
Memat!
Erdoğan’ı tasfiye etmek için bunca tantanaya gerek yok!
İn denilince iner!
Kimin sözünü dinleyeceğini çok iyi bilir o!
Lafa bakarım laf mı diye, vs vs vs…
Devlet ne zaman “fil hafızalı” olacağını ne zaman “balık hafızalı” olacağını çok iyi bilir.
Milletin menfaati, 28 Şubatçılar’ın rant, şöhret, şehvet, taşeronluk sevdasından, boğa refleksinden önce gelir!
2012 NOTAM!?
Önce damdaki “Eşek” inecek!
Gül & Gülen g’idecek!
Sonra Erdoğan!
Araya da Topaç gidecek!
Güruh da ardından deliğe!
http://ultra-turkler.blogspot.com/2012/ ... rsisi.html
Demem o ki:
Ne (non) bis in idem
Bir nedenden iki kere hüküm giyilmez (eski ceza hukukundan)
“Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi Bir Duvar Süsü Değildir, Erken Uyarı Sistemidir!”
http://www.youtube.com/watch?v=5xboa4-j8Us
Netice:
RAP… ULTRA… RAP… RAP… RAP…
RAP… RAP… İMECE… RAP… RAP…
RAP… RAP… GHOST… RAP… RAP…
RAP… RAP… HERO… RAP… RAP…
RAP… LARP… RAP… RAP… RAP…
http://www.fullhdfilmizle.com/aksiyon-filmleri-izle/hizli-ve-ofkeli-5-rio-soygunu-turkce-dublaj-izle-hd-720p/8
http://ultra-turkler.blogspot.com/2012/05/delige-yolculuk-veveya-hey-dostum-nasl.html
http://ultra-turkler.blogspot.com/2012/05/cankaya-savaslar-veveya-iii-perde.html
Nokta.
…………………..
Kitabın adı: GABRIEL GARCİA MARQUEZ Bir Ömür
http://www.ilknokta.com/kitap/135888/Gabriel-Garcia-Marquez.html
http://tr.wikipedia.org/wiki/Gabriel_Garc%C3%ADa_M%C3%A1rquez
http://tr.wikiquote.org/wiki/Gabriel_Garc%C3%ADa_M%C3%A1rquez
Yazarı: Gerald Martin
Çeviri: Zeynep Alpar
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2010
I. Baskı: Nisan 2012
692 sayfa
55 TL
(…)
Sayfa 216:
Fransızlar’ın “Şarap” yerine “Süt” içmesini sağlama çalışmasıyla meşhur Pierre Mendes – France, kısa süre önce iktidarı bırakmaya zorlanmıştı; yerini alan Edgar Faure de fazla dayanamayacaktı.
(…)
Sayfa 279:
Operacion Masacre / Katliam Operasyonu.
(…)
Sayfa 294:
Patlama (Boom).
(…)
Sayfa 310:
Tiempo de Morir / Ölmek Zamanı.
(…)
Sayfa 318:
“Buendia”, İspanyolca “İyi gün” demek.
(…)
Sayfa 531:
Akil Adam!
(…)
Sayfa 609:
Yaprak Fırtınası!
………………………..
F’avul?!
Tuncay Güney, eski bavulcu!
Mehmet Baransu, yeni bavulcu!
Güney, “Ergenekon”’un “F’avulcu”suydu!
Mehmet Baransu ise “Balyoz”un “F’avulcu”su!
Güney diyor ki, “Bana dokunamazlar. Dosyam devlet sırrı kapsamında!”
AKP & Gülen iktidarında ortada devlet mi kalmış ki, “sırrı” olsun ve/veya devlet sırra kadem basmış; ayaklar baş, başlar ayak olmuş, soytarılar baştacı, bu da geçer ya hu!
http://tr.wiktionary.org/wiki/s%C4%B1rra_kadem_basmak
Aç tavuk kendini saman ambarında sanır; misali konulara girmeyeceğim.
Sözün özü:
Kendini kullandırmak isteyeni her servis kullanır.
Ağırlık yapınca da bir büyüğünün üstüne atar, yıkar, kaçar.
Cami avlusuna bırakmak gibi bir şeydir bu.
Yani tepeye doğru teklemeler!
Konjonktür değişti!
Yani?!
Demem o ki:
Güney’in ayakta kalabilmesi için bu defa da AKP & Gülen hakkında bavul hazırlaması şart!
Çünkü küresel sermaye onları sıkıştırıyor.
Hem de en hakikisinden bir bavul!
Varsa yeteneği önce bavul’u görelim!:))
(Hadi Emniyetçiler’e, MİT’e iş çıktı, çalışsınlar biraz daha!)
Aksi halde, AKP & Gülen, ilk olarak Gülen’in biletini keser ki, yaptığı açıklamadan da anlaşılacağı üzere kesmiş, kesmişler ipi de eline vermişler haspamın farkında değil, boynunda ölüm fermanı ile dolaşıyor farkında değil, kendi ağzı ile “AKP’nin, Gülen’in, MİT’in, Emniyet’in adamı değil, CIA’nın MI6’nın adamı olduğunu kayda geçirmiş”, öyle söyletmişler.
F’Eymür bilir bu işleri iç yazışma yapsınlar (!) anlatsın!
http://www.odatv.com/n.php?n=bu-bir-oyundur-ve-herkes-ustune-duseni-yapar-2205121200
Eğer, Tuncay Güney’in, F’nin kendisini satmasını engelleyecek, kıyıda köşede “saklı” bir “bavul”u yok ise yolcudur Tuncay, bağlasan oralarda duramaz!
Netice:
2012 “F’avul”da Final!?
Bu kapsamda bir soru:
Tuncay Güney bir arabaya çarparsa ne olur?!
Muhakkak araba Ergenekon’dan içerde onu anladık, elcevap: ?!
Dosyası “F’Devlet sırrı” kapsamında olduğu için biz bu soruya cevap veremiyoruz!
F’devlet ve/veya F’MİT’ten bilgi edinme kapsamında cevap talep ediyoruz!
Var mı duyan!
Üç maymun’lar sisi!?
Nokta.
…………………….
Ve…
Son olarak…
Bu bağlamda birkaç Türk atasözü:
“İş bilenle taş taşı, bilmeyenle bal yeme!”
“Akılsız kasabın gerisine kaçar masadı!”
“Acemi katır kapı önünde yük indirir.”
Vs.
Netice:
“Ölmeden on beş dakika önce yaşıyordu” ve/veya “Ölmeseydi hâlâ yaşıyor olacaktı!”
Monsieur de La Palice gerçekliği işte budur!
Nokta.
Sevgiler
Hayrullah Mahmud ÖZGÜR, 23 Mayıs 2012