ABD'den füze alınacağı iddiaları

Genel & Güncel Konular

ABD'den füze alınacağı iddiaları

İletigönderen bezgin » Pzt Eyl 14, 2009 17:51

Milli Savunma Bakanlığı, ABD'nin patriot füzeleriyle ilgili Türkiye'de düzenlenecek ihaleye katılmak için Kongre'den onay alma aşamasında bulunduğunu bildirdi.

ANKA

Ankara- Milli Savunma Bakanlığı, ABD'nin Türkiye'ye patriot füze sistemi satacağı haberleri üzerine bir açıklama yaptı.

Bakanlık, uzun menzilli bölge hava ve füze savunma sistemi projesinin, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin on yılık tedarik planı çerçevesinde ve Savunma Sanayii İcra Komitesi'nin 30 Haziran 2006 tarihli kararı uyarınca başlatıldığını ve MSB Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nca yürütüldüğünü belirtti.

Açıklamada, "Projeye ilişkin teklife çağrı dosyası CPMIEC/Çin Halk Cumhuriyeti, Rosoboronoexport/Rusya Federasyonu, Raytheon/ABD ve Lockheed Martin/ABD firmalarına/kuruluşlarına, ilgili talep mektubu ise ABD hükümetine 8 Nisan 2009 tarihinde yayımlanmış ve ihale süreci başlamıştır" denildi.

Aday firma ve kuruluşlar tarafından teklif verilebilmesi için ilgili devletlerinin ön izinlerini almış bulunmaları koşulunun geçerli olduğunu belirten Milli Savunma Bakanlığı, "ABD Savunma Bakanlığı'nın 9 Eylül 2009 tarihli basın açıklaması, verilecek teklif için ABD Kongresi onayını alabilmek üzere yaptığı başvuruya ilişkindir. Tekliflerin Savunma Sanayi Müsteşarlığı'nca kurulacak teklif değerlendirme heyeti tarafından değerlendirmeleri rekabet ortamında gerçekleşecektir. Teklif değerlendirme sürecinin tamamlanmasını müteakip projeye ilişkin nihai karar Savunma Sanayi İcra Komitesi tarafından verilecektir" açıklamasını yaptı.

Cumhuriyet
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: ABD'den füze alınacağı iddiaları

İletigönderen devimsel » Pzt Eyl 14, 2009 18:47

Mehmet Y. YILMAZ
14 Eylül 2009


Alın verin, ABD’ye can verin!


OBAMA yönetimi, Türkiye’ye 12 milyar liralık Patriyot füzesavar sistemlerini satabileceğini açıkladı.

İş bu noktaya kadar geldiğine göre, konu Türkiye ile ABD arasında müzakere edilmiş demektir.
Bu satış gerçekleşirse Türkiye, ABD’nin en büyük silah müşterilerinden biri konumuna geri dönüyor.
Bizde silahlanma ile ilgili harcamaların kamuoyunda tartışılması pek alışıldık bir şey değil.
Milyarlarca dolarlık silah ya da savunma sistemi alınıyor, kamuoyunun bundan haberi ancak her şey bittikten sonra oluyor.
Türkiye gibi kıt kaynaklarını iyi kullanmak zorunda olan bir ülke için tuhaf bir durum.
Füzeler Türkiye-İran sınırına yerleştirilecekmiş.
Bu durumda şöyle düşünmek gerek: Türkiye’nin en önemli güvenlik sorunu İran ile olmalı. 1639 yılındaki Kasr-ı Şirin Anlaşması’ndan beri hiç değişmeyen bir sınırda tehlike var demek ki!
Yani Türkiye, İran’dan bir füze saldırısı ihtimaline karşı 12 milyar lirasını eğitimden, sağlıktan vs. kesecek ve füze savunma sistemi alacak.
Ama hükümetin İran politikasına bakınca böyle bir tehlikenin olduğunu düşünmemiz için bir sebep de yok!
ABD ve İsrail başta olmak üzere Batı dünyası İran’ın nükleer silah geliştirmek üzere olduğuna inanıyor ve ambargolarla, tehditlerle İran’ı bundan vazgeçirmeye çalışıyor.
Türkiye ise İran’ın böyle bir niyeti olduğunu düşünmediği gibi, İran’ın barışçı amaçlarla nükleer deneyler yapmasına ve santrallar kurmasına karşı da değil.
Bir tuhaflık var gibi görünmüyor mu?
Hükümet hem İran’ın barış için bir tehlike oluşturmadığını düşünüyor hem de kendisini İran’dan korumak için füze savunma sistemine milyarlar yatırmak üzere.
Ya da Türkiye’nin parası o kadar çok ki krizin ABD hazinesinde açtığı deliklerin bir bölümünü tıkamak için dost elini uzatıyor.
Alıyor, veriyor, ABD ekonomisine can veriyor!

Helikopterden arsa seçmek!

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, helikopterle İstanbul üzerinden bir tur atarak üçüncü boğaz köprüsünün ve çevre yollarının nerelerden geçeceğini inceledi.
Bakanlıktan yapılan açıklamada da Başbakan’ın güzergâha karar vermek için değil, alternatiflerin nerelerden geçtiğini görebilmek için bu uçuşu gerçekleştirdiği bildirildi.
Haritaya bakınca görülebilecek bir şeyi görmek için havadan bakmanın neden gerekli olduğunu anlayamadım.
Başbakan değil miydi, İstanbul’u herkesten daha iyi bildiğini söyleyen?
Ortaya çıkıyor ki Başbakan üçüncü köprünün Boğaz’ın kuzeyinden geçmesinde kararlı. Demek ki bugüne kadar bu konuda yapılan bütün bilimsel çalışmalar kaldırılıp, bir kenara atılacak.
Başbakan’ın bindiği helikopterde olmak isterdim.
Yol nereden geçecek, geçeceği yerlerde arazi kapatmak mümkün mü gibi sorulara yanıtı birinci elden alabilmek için!
Acaba şöyle konuşmalar da oldu mu: “Aaa bakın bizim Murat’ın kapattığı yer burası” ya da “Bizim Çalık’a söyleyelim buradan bir yerler alsın, ileride lazım olur.”
Çünkü biliyorsunuz Başbakan, sevdiği insanların yatırım yapıp büyümesini teşvik ediyor ve bundan mutlu da oluyor.
Hayırlısıyla şu yollar bir yapılsın biz de öğreniriz, bu talihliler kimlermiş diye!

Elmalar ile armutlar kıyaslamaz

ÖZGÜR basını susturmak için vergi cezalarının devreye sokulmasından sonra değişik yazarlar aşağı yukarı şu anlamda şeyler yazdılar: “Star ve Sabah’a el konulurken, Akşam’a el konulması gündemde iken Doğan Grubu’ndan ses çıkmıyordu, hatta bu eylemler alkışlanıyordu.”
Geçmişteki olayları unutmuş olmanın tipik bir örneği bu.
Star’a el konuldu, çünkü sahibi bankasını soymuştu ve o bankanın yarattığı zarar devlet hazinesinden karşılanmıştı. Uzanlar’ın mal varlıklarına el konulmasının nedeni buydu, muhalefet etmesi değil!
Sabah’a ve Atv’ye iki kere el konuldu. Birisi Dinç Bilgin’in batık Etibank’tan doğan borçlarının karşılanması için, diğeri ise TMSF ile anlaşarak bu gazeteyi ve televizyonu alan Turgay Ciner’in, Dinç Bilgin ile yaptığı bir muvazaa anlaşması ortaya çıktığı için!
O günlerde kişisel olarak şunu savundum: El konulan gazete ve televizyonlar, bu işi yapabilecek olanlara, piyasa değeri ne ise o değer üzerinden satılsın!
Sabah ve Atv’nin satışında fiyatın düşmesi için Başbakan’ın bizzat devreye girerek, taliplileri caydırdığını da unutmayalım.
Gazete ve televizyonların kapanmasını değil, hazinenin uğratıldığı zararların kapanmasını savundum, punduna getirip ucuza medya grubu kapatmak isteyenlere karşı çıkmamın nedeni budur.
Akşam’a el konulmasına gerek kalmadı, çünkü sahibinin mal varlıkları TMSF’ye olan borcunu karşılayabildi.
Bugün Doğan Grubu’nu vergi cezaları yoluyla batırma çabası ise bir tek nedenden kaynaklanıyor: Hükümetin, muhalif yazarlara tahammülünün olmaması, Deniz Feneri başta olmak üzere yolsuzlukların yazılması!
Birinde diktatörlüğe doğru gidiş özlemi var, ötekilerde yasalara uygun olarak yapılmış işlemler.
Elmalar ile armutları kıyaslama çabası da herhalde sureti haktan görünüp, yapılanlara için için sevinmenin bir tezahürü olsa gerek!


http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/124 ... 148&gid=61
"Tam bağımsızlık demek, kuşkusuz siyasal, maliye, ekonomi, adalet, askerlik,
kültür... gibi her alanda bağımsızlık ve tam özgürlük demektir.
Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan yoksunluk, ulusun ve ülkenin
gerçek anlamıyla bütün bağımsızlığından yoksunluğu demektir."

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
Kullanıcı küçük betizi
devimsel
Üye
Üye
 
İletiler: 291
Kayıt: Çrş Nis 08, 2009 0:07

Re: ABD'den füze alınacağı iddiaları

İletigönderen bezgin » Sal Eyl 15, 2009 20:41

Füze alımı Meclis'te


CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, ''Türkiye'nin hangi tehdide karşı 12 milyar liralık füze alımı için ihale açtığını'' sordu.

AA

Ankara- CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na sunduğu soru önergesinde, Türkiye'nin, topraklarını uzun menzilli füze saldırısında korumak amacıyla füzesavar sistemi almaya karar verdiği ve bunun için ihale açtığının ortaya çıktığını belirterek, şu soruları yöneltti:

''Ağır ekonomik krizin yaşandığı dönemde Türkiye, hangi tehdide karşı 12 milyar liralık füze alımı için ihale açtı. Bu füzelerin dış krediyle alınacağı, dolayısıyla maliyetinin daha da artacağı doğru mu?

Ülkemize Patriot füzelerinin yerleştirilmesi, ABD'nin yaşamsal ulusal çıkarı için gerekli olduğu Obama tarafından açıklandığına göre, ABD çıkarı için Türkiye neden böylesine yüklü masrafa giriyor? Türkiye, bölgede ABD'nin çıkarlarını koruyan jandarması mı oluyor?''



Cumhuriyet
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: ABD'den füze alınacağı iddiaları

İletigönderen bezgin » Prş Eyl 17, 2009 2:30

Küresel mafya Türkiye'yi kimlere karşı koruyacak?


İsrafil K.KUMBASAR

Bir sabah henüz uykudan yeni uyanmışken, ‘takım elbiseli’, ‘güneş gözlüklü’, ‘iri kıyım’, insan azmanı bir takım kişilerin, son model ‘4 çarpı 4’ otomobiller ile kapınıza dayandığını düşünün:
- “Buyrun ne istemiştiniz?”
- “Biz sizi koruyacağız.”
Haydaaa!..
- “De gedin kardeşim işinize. Benim korunmaya falan ihtiyacım yok. Eğer gerekirse kendi kendimi korurum” diye ne kadar kızsanız, küplere binseniz de nafile.
Adamlar sizi korumayı kafalarına koymuşlardır bir kere.
- “Eh ne yapalım, madem ki korunmaya ihtiyacım var. O zaman koruyun bari.” der de havlu atarsanız vay halinize.
Zira, bu koruma işi o kadar kolay değildir.
Oldukça masraflıdır.
Günü geldiğinde önünüze konulacak olan ‘kabarık faturaları’ görünce, ne tür bir bela ile karşılaştığınızı anlarsınız.
Anlarsınız ama, artık iş işten geçmiştir.
‘Kolu’ kaptırmışsınızdır bir kere.

Yeryüzünde örgütlü üç tip mafya vardır.
Birincisi ‘yerel’ nitelikteki mafyadır.
Resmi literatürde ‘organize suç örgütleri’ olarak adlandırılırlar.
Genelde ‘kişileri’ hedef seçip, bir ‘asalak’ gibi onların sırtından geçimlerini sağlarlar.
İkincisi ‘ulusal’ nitelikteki mafyadır.
Kurumsal bazda faaliyet gösterirler, ‘bireyler’ ile değil, ‘bütün’ ile ilgilenirler.
Kendilerini toplumun ‘yegane hamisi’ olarak görüp, ‘üzerlerine vazife olmayan’ her şeye karışır, buldukları her fırsatta ‘durumdan vazife çıkarmaya’ çalışırlar.
Varlıklarını ‘baskı’ ve ‘şiddet’ ile ayakta tutmaya çalışırlar.
Üçüncü tip mafya ise ‘küresel’ arenada at koşturur.
Kendisine ‘efendi’ misyonu biçmiş olan bu mafyanın ilgi alanı ‘devletler’ ve devletlerin egemenliği altındaki ‘zengin yeraltı ve yerüstü kaynaklara’ sahip olan bölgelerdir.
‘Emperyalizm’, bu mafya sayesinde kabuk değiştirerek, zoraki bir ‘demokrasi’ ve ‘insan hakları’ istismarına dönüşmüştür.

Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra yeryüzünde ‘etkin güç’ olarak tek başına kalan Amerika, kendisine kutsal bir ‘misyon’ biçip, tartışmalı ‘11 Eylül’ saldırısının ardından yürürlüğe soktuğu ‘Ulusal Güvenlik Stratejisi’ çerçevesinde yeryüzünü adeta bir ‘savaş alanına’ çevirdi.
Bu gücü, Atlantik’in tropikal ikliminden, Ortadoğu’nun sıcak çöllerine çeken gerçekte nedir?
Ayaklar altında paspas yapılan ‘demokrasi’ ve ‘insan hakları’ mıdır?
‘Dikta rejimleri’ altında inim inim inleyen mazlum halklar mıdır?
‘Açlık’ mıdır, ‘sefalet’ midir?
‘Demokrasi’ ve ‘insan hakları’ getirmek üzere Irak’ı işgal eden ABD, ‘masraflarını’ karşılamak üzere bütün petrol kuyularının üzerine oturdu.
Kuyularda ‘bir damla’ petrol kalmayıncaya kadar oradan çıkmamaya kararlı olan ABD, bölgedeki diğer ülkeleri de ‘haraca’ bağladı.
İstediği ülkeyi ‘bombalama’, ‘istila etme’, ‘rejimini değiştirme’, ‘parçalama’ hakkını kendinde gören ABD’nin hedefinde şimdi, ‘sömürge’ olmayı kabul etmeyen, ‘kaynaklarını’ yağmalatmayan, ‘kendi silahlarını’ üretmeye çalışan ‘İran yönetimi’ var.

İşte o küresel mafya, bu defa da asla olmayacak ‘muhtemel’ bir İran saldırısına karşı korumak için Türkiye’nin boğazına yapıştı.
Aklınca, İran saldırısının masraflarını da doğmamış Türk çocuklarının sırtına fatura edecek.
Peki, kahramanlık kokan bu topraklardan, küresel mafyanın kıçına tekmeyi basıp, “Gölge etme başka ihsan istemem. Üslerini de al ve git” diyebilecek bir babayiğit çıkmayacak mı?
Sahi çıkmayacak mı?

Resim
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: ABD'den füze alınacağı iddiaları

İletigönderen bezgin » Prş Eyl 17, 2009 20:31


Patriot tuzağı



Melih Aşık - Açık Pencere

Patriot füzesi alımı konusunda Milli Savunma Bakanlığı bir açıklama yaptı...
İhalenin bitmediğini sürecin devam ettiğini bildirdi.
Çekişme Patriot ile Rus S-300/400 sistemleri arasında sürüyor...
Haberlerde sözü edilen 7.8 milyar dolar rakamı tavan fiyat olup ihale yaklaşık 5 milyar dolara bağlanacakmış
Bu füzeleri satın almamızı gerektiren bir dış tehdit var mı? Kimse 'var' diyemiyor.
Herkes biliyor ki, bu silah alımları Türkiye’nin stratejik ihtiyaçlarını değil ABD'nin ekonomik ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik.
İşsizlikten, fakirlikten, yokluktan anası ağlayan ülkemiz, zengin ama akılsız Arap ülkeleri gibi, bütün varını yoğunu ABD silah sanayiini beslemeye harcıyor.
Son 7 yılda özelleştirmelerden gelen bütün para silah alımlarına gitti....
Ama kimse bunu konuşamıyor. Tartışamıyor. Çünkü konu “ulusal güvenlik” örtüsü altına saklanıyor.
Tartışılmamasının bir nedeni de ABD’nin çıkarları söz konusu olduğunda uygulanan sansür ve otosansür.
Bu konuları milletçe tartışmalıyız... Açıklama istemeliyiz. Artık uyanmalıyız...
ABD’yi kurtaralım derken kendimizi yok ediyoruz...

Milliyet
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: ABD'den füze alınacağı iddiaları

İletigönderen yeniden-1919 » Prş Eyl 17, 2009 20:38

Umarım "Orta haneli büyüme" hedeflerine bunların maliyetlerini de eklemiştir Ali BEBECAN
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini. Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini!"
Resim
Kullanıcı küçük betizi
yeniden-1919
Üye
Üye
 
İletiler: 16
Kayıt: Çrş Ağu 05, 2009 21:01

Re: ABD'den füze alınacağı iddiaları

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzt Eyl 21, 2009 13:14

Türkiye’yi savaşa mı hazırlıyorlar?

Obama’nın yeni füze savunma stratejisi, ABD’nin İran’a karşı yakın vadede bir savaş olasılığına hazırlandığını, Türkiye’nin de savaşta ileri üs olarak ele alındığını düşündürüyor.

ABD Başkanı Barack Obama, 17 Eylül tarihinde beklenmedik bir açıklama yaparak, Polonya’da füze sistemi ve Çek Cumhuriyeti’nde radar kurulmasını öngören eski füze savunma stratejisini terk ettiklerini, yeni bir strateji benimseyeceklerini söyledi. Dünya basınında bu açıklama, Obama yönetiminin Bush döneminden kalma, Rusya’yla gerilimi besleyen stratejiden ayrıldığı şeklinde yorumlandı.

Oysa yeni strateji, eskisinin bir kenara konması değil. Obama, konuşmasında yeni stratejinin eskisine göre daha kapsamlı bir strateji olacağını belirtti. Açıklamalar Türkiye’yi de ilgilendiriyor, çünkü yeni stratejide en fazla adı geçen ülke Türkiye.

Genelkurmay açıklaması ayrı telden çalıyor
Henüz Obama strateji değişikliğine dair konuşmasını yapmadan önce, Türkiye’nin ABD’den PAC-3 (Patriot Advanced Capability-3) füzeleri alacağı haberi duyuldu. Türkiye’nin açtığı ihaleyi kazanması muhtemel ABD’li şirket, ABD’deki yasal zorunluluk gereği Kongre’ye satışı bildirirken, satışın miktarını 7.8 milyar dolar olarak bildirmişti.

Bu haberlerin üzerine Genelkurmay Başkanlığı basın toplantısında konuya değinilerek, söz konusu ihaleyi TSK’nın aylar önce açtığı, henüz ihalenin sonuçlanmadığı ve alınacak miktarın da 7.8 milyar dolar değil, 4 bataryanın toplamı olarak 1 milyar dolar civarı olacağı ifade edildi.

Açıklamada, füzelerin belli bir ülkeye karşı olmadığı iddia edildi. Ardından da “Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi Projemizin, ABD'nin Polonya ve Çek Cumhuriyetine yerleştirmeyi düşündüğü Füze Kalkanı Projesi ile hiçbir ilgisi yoktur” denildi.

Genelkurmay açıklamasındaki son cümlenin de dediği gibi, bu ihale doğrudan doğruya yeni füze stratejisiyle ilişkili değil. Türkiye’nin ABD’den alacağı füzeler büyük bir ihale. Ancak Genelkurmay’ın açıklaması, yeni füze stratejisinde Türkiye’nin yerini açıklamıyor.

Stratejide ağırlık kayması
Obama, söz konusu konuşmasında yeni stratefjideki değişikliği şöyle ifade etti: “Bu yeni yaklaşımda kapasite daha yakın zamanda sağlanacak, daha önce test edilmiş sistemlere dayanacak ve [eskisine göre] füze saldırılarına karşı daha büyük savunma sağlayacak. Bu öncekinden daha kapsamlı bir program, test edilmiş ve maliyet bakımından verimli sistemler kullanıyor ve ABD anakarasını uzun menzilli balistik füze tehdidinden koruma görevimizle uyuşuyor ve buna dayanıyor.”

3 sene önce George W. Bush döneminde ortaya atılan füze kalkanı projesi, İran tehdidine karşı savunma amacıyla kurulmuştu. Fakat orta Avrupa’da yer alacak bu sistemin İran’a karşı olduğu pek akla yatkın değildi, çünkü buradaki bir savunma, ancak İran’ın uzun menzilli ya da kıtalararası balistik füzelerine karşı kullanılabilirdi. Oysa şimdiye kadar İran’ın böylesi füzelere sahip olduğuna dair hiçbir veri yok. Dolayısıyla Bush döneminde bu proje ortaya atıldığında, birçok kesim haklı olarak projenin Rusya’yı çevreleme politikasının bir parçası olduğunu düşünmüştü.

Son değişikliklerin ardından Rusya’nın Bush dönemindeki bu politika sona erdiği için memnun olacağı yorumları yapılıyor. Ancak dün soL’da yer alan bir haber, son değişiklikle birlikte ABD ile Rusya arasındaki gerilimin azalmayacağını, zaten batının doğu Avrupa’yı silahlandırmaktan vazgeçmediğine dair veriler ortaya koyuyordu. Yine dün soL'da yer verdiğimiz, Rick Rozoff'a ait bir başka yazı, İran'a yönelik tehdit büyürken, gerilimin coğrafyasının Karadeniz ve Kafkasya'ya kaydığını somut verilerle ortaya koyuyordu. Stratejinin tek farkı, ağırlığın Doğu Avrupa’nın daha da doğusuna, Türkiye ve Kafkaslar’a doğru kayması da değil.

Yeni stratejide, İran’dan gelecek tehditlere karşı doğu Akdeniz’deki Aegis tipi gemilerde SM-3 tipi füzeler kullanılması öngörülüyor. Bu füzeler daha önce sekiz defa denendi ve bir defasında ABD’nin bir uydusunu vurdu, yani atmosfer dışını dahi vurma kapasitesine sahip. Fakat bu füzelerin hedefinde asıl olarak İran’ın Şahab-3 adlı orta ve kısa menzilli füzeleri olacak. Önceki Bush planında 10 sabit füze yerleştirilmesi düşünülüyordu, şimdi ABD onlarca hareketli ve sabit füzeden söz ediyor.

ABD Savunma Bakanı Robert Gates, stratejinin teknik boyutunu ayrıntılı olarak açıkladı. Buna göre ilk adımda, yani 2011 yılına kadar ABD, bu SM-3 adlı füzeleri karaya da yerleştirecek. İşte Türkiye’nin adı burada geçiyor: Bu füzelerin Türkiye’ye yerleştirilmesi planlanıyor.

ABD ve İsrail, bir süredir İran’a karşı askeri bir saldırı olasılığını açık açık dile getiriyor. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, İran’a saldırmanın İsrail’in hakkı olduğunu, ABD’nin böyle bir saldırıya karışmayacağını söylemişti. Bu saldırı tehdidi artarken Türkiye’ye İran’a karşı olduğu açıkça belirtilen bir silah yığınağı yapması, Türkiye’yi de askeri gerginliğin parçası haline getiriyor.

Obama ve Gates’in yeni stratejiyi açıklarken sık sık “önceki sistemin tamamlanmasının uzun süreceğine, bu sistemin çok daha hızlı sonuç vereceğine” vurgu yapmaları, kısa vadede beklenen bir çatışma olabileceği izlenimini güçlendiriyor.

Türkiye’ye yerleştirilmesi planlanan füzeler, önleyici nitelikte. Diğer bir deyişle, o bölgeye doğru fırlatılan füzeleri havada vurarak imha etmeye yarıyorlar. Bu bakımdan bu füzeler savunmaya dönük. Ancak füzeler, İran’a yönelik bir saldırıda saldırının ana üsleri olması muhtemel İncirlik üssü ve Doğu Akdeniz’deki ABD gemilerini korumak için önem kazanacak.

Türkiye tehdit altında mı?
Genelkurmay Başkanlığı’nın Patriot füzelerinin alımıyla ilgili açıklamasında silah alımları yapılmadan önce “Önce tehdit değerlendirmesi yapılır” deniliyor. Aynı açıklamada “Füzeler herhangi bir ülkeye karşı değil” dense de, tehdit değerlendirmesinde İran’ın düşünülmüş olması olası. İran’ın Türkiye’ye karşı gerçek bir askeri tehdit olmasının sebebi ise, ülkemiz topraklarından İran’a karşı bir askeri saldırı olasılığı olabilir.

Obama’nın açıkladığı yeni strateji, bu olasılığı güçlendiriyor. Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nde halkın büyük çoğunluğunun karşı çıktığı füzelerin bu ülkelere yerleştirilmeyeceği açıklandığında, bazı köylerde halk kutlamalar yapmıştı. Çünkü bu füzelerin varlığı, o yeri bir gerginlikte açık hedef haline getiriyor. Yeni stratejinin hayata geçmesi durumunda, Türkiye de bu gergin oyuna tam ortasından girecek.


soL HABER
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: ABD'den füze alınacağı iddiaları

İletigönderen akvatan » Pzt Eyl 21, 2009 13:59

Hiç bir işe yaramasa bile İran'ın bir tehdit olarak algılanmasını sağlayacak, mevcut amerikan hükumetinin "İran bir tehdittir" sözünü doğrulayacak. Hiç bir şeyi korumasa incirlik üssünü koruyacak. Amerika kendi çıkarlarını Türkiye'nin parasıyla, işgalini haklı gösterecek şekilde sağlayacak. Türkiye güvenirliğini ya da en azından tarasızlığını, işgal ortağı olmadığı görüntüsünü İran'ın gözünde kaybedecek.

Taraflar: Amerika , İran
Uygulama; Amerika, Türkiye
Kaybedenler: Türkiye, İran
Kazanan; Amerika (Maddiyat, İşgal Hakkı, Türkiye'nin İslam Aleminden uzaklaşması)

Yukarıdaki dört satıra Türkiye (zararına olduğu kesin) dahil olmamış olsa, kazanan satırı boş kalacak. ve merak ettiğim Türkiye islam aleminin ya da sorunu olmayan sınırlı sayıdaki komşusunun güvenini ne kadar sürede, nasıl geri kazanacak, kazanabilecek mi hatta kazanmak isteyecek mi? BOP eşbaşkanı olsaydınız bu konuda ne düşürdünüz acaba... Yukarıdaki taraf satırına Türkiye'yi eklediğinizde herşey daha mantıklı olmuyor mu? Türkiye'nin kazanan satırına da eklenmemesi tuhafınıza gitmesin. Amerika'nın planlarında ortaklar yalnızca kullanılanlar satırına eklenebilir. Hoş, Türkiye ortak kabul edilmiş olsa bile bu ihanetin hiç bir haklı tarafı olmayacak.
Kullanıcı küçük betizi
akvatan
Üye
Üye
 
İletiler: 22
Kayıt: Pzt Ağu 31, 2009 4:57


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x