ABD Soykırım Anıt-Müzesi'nde Türkiye'yi Suçlayan Sahte Hitler Yazıtı
İkinci Dünya Savaşı, 1 Eylül 1939 günü Polonya'nın Alman ordularınca işgal edilmesiyle başladı. Hitler, işgal emrini on gün önce 22 Ağustos 1939 günü ordu komutanlarıyla gizli toplantıda yaptığı uzun konuşmada vermişti. Hitler Almanyası'nın Polonya'yı işgaliyle başlayan dünya savaşı altı yıl sürecek; milyonlarca insanın ölümüyle, maddi-manevi yıkımıyla sonuçlanacaktı.
ABD, İngiltere ve Sovyet Rusya 1945'te Almanya'yı yenmiş, esir aldıkları yüksek rütbeli Alman subaylarını Nüremberg'te uluslararası askeri mahkemede yargılamak üzere suç delillerini toplamaya koyulmuştu. Amerikan birliklerinin 1945'te Avusturya'da Saalfelden'de ele geçirdikleri belgeler arasında, Hitler'in dünya savaşını başlatan, Polonya'yı işgal emrini verdiği 22.08.1939 günlü konuşmasına ilişkin notlar da vardı.
Associated Press ajansının Berlin muhabiri Amerikalı gazeteci Louis P. Lochner, 1942'de ABD'de yayımlanan "What About Germany" adlı kitabında, bir muhbirden aldım dediği bu Hitler konuşmasının metnini de aktarmıştı. Ancak konuşmanın Lochner'in 1942'de aktardığı biçimi ile Amerikan askerlerinin 1945'te Saalfelden'de ele geçirdiği biçimi arasında, önemli uyuşmazlıklar vardı. Örneğin, Lochner'in kitabında, Hitler'in;
“Gücümüz, hızımız ve acımasızlığımızdadır. Cengiz Han, milyonlarca kadın ve çocuğu önceden tasarlayarak ve iç huzuruyla katliama sürükledi. Bugün tarih onu yalnızca büyük bir devlet kurucu olarak görüyor. Zayıf Avrupa uygarlığının benim için ne diyeceği umurumda değil. Eleştiri için tek söz edeni bile infaz etmeleri için idam mangasına emir verdim. Savaş hedefimiz belirli hatlara ulaşmak değil, düşmanın fiziksel olarak yok edilmesidir. Polonya dili türevi konuşan her çocuk, kadın ve erkeği acımaksızın öldürme emrini uygulamak üzere Doğu’ya ölüm mangalarımın gitmesini ben emrettim. Bize gerek duyduğumuz yaşam alanını (lebensraum) kazandıracak olan yalnızca budur. Bütün olanlardan sonra, kim bugün Ermenilerin yok edilmesinden söz ediyor?"dediği yazılıydı. Fakat aynı konuşmanın Amerikan askerlerince Nazi belgeleri arasında ele geçirilen metninde ve savunma kanıtı olarak sunulan diğer metinlerinde, Ermenilerden söz eden tek satır dahi yoktu.
Askeri savcılık, Lochner'in kitabında aktardığı metnin içeriğini ve kaynağını şüpheli bulmuş; bu nedenle yargılamada kanıt olarak kullanmamıştı. Nitekim, Lochner'in "muhbirden aldığım Almanca konuşma metnini 1939'da derhal Amerikan Büyükelçiliğine teslim ettim" dediği üç sayfayı inceleyen çevirmen Carlos Porter, yazının Alman klavyeli bir daktilodan çıkmadığını ve bozuk bir Almanca ile yazılmış olduğunu saptamıştı.
Nüremberg yargılamalarından yaklaşık 30 yıl sonra; Amerika'da, Yahudi Soykırımı'na özgülenmiş bir Soykırım Anıt-Müzesi (Holocaust Memorial Museum) kurulması için çalışmalara başlandı. ASALA terör örgütünün Türk diplomatlara yönelik suikastlerde bulunduğu o yıllarda, müze konseyine giren Amerikalı Ermeni Set Momjian, müzede 1915 Ermeni olaylarına da soykırım olarak yer verilmesi karşılığında 1.000.000. Dolar bağış sözü verecekti. Yahudi Soykırım Anıt-Müzesi'nde Ermeni soykırım propagandasına da yer verileceği haberi, Türkiye'de üzüntüyle karşılanacak; Dışişleri diplomatik girişimlerde bulunurken, basınımız da Ermeni propagandasına karşı kamuoyu oluşturacaktı.
1980'li yılların başında, ABD'de kimi Ermeni akademisyenler, kurulacak olan müzeye Hitler'e ait dedikleri "Bütün olanlardan sonra, kim bugün Ermenilerin yok edilmesinden söz ediyor?" sözlerinin yazılmasını öneriyordu. Bunlara göre, yüzyılın ilk soykırımı I. Dünya Savaşı'nda Ermeniler'e uygulanmıştı; Hitler II. Dünya Savaşı'nda Yahudi soykırımı yaparken, 1915'te Ermeniler'e yapılanların unutulmuş cezasız kalmış olmasından esinlenmişti. Hitler'in 22.08.1939 konuşmasında Ermenilerden söz ettiği ileri sürülen paragrafın müzeye yazıt olarak konması, bu bakımdan önemliydi.
Amerika'da bu propaganda sürerken, Prof. Dr. Türkkaya Ataöv, 1984'te İngilizce ve Fransızca olarak iki dilde yayımlanan "Hitler and the Armenian Question / Hitler et la Question Armenienne" (Hitler ve Ermeni Sorunu) kitapçığında, ABD Kongre ve Senatosu'nda çok sayıda Senatör ve Kongre Üyesinin gerçekte Hitler'e ait olmayan bu sözleri Hitler'e ait göstererek yinelediklerini saptayacak; ve Hitler'in Ermeniler'e ilişkin böyle bir sözünün bulunmadığını Nüremberg yargılama dosyalarından ilgili belgelerle kanıtlayacaktı. Ataöv'den bir yıl sonra, 1985'te, Prof. Dr. Heath W. Lowry "Ermeniler Üzerine ABD Kongresi ve Adolf Hitler" (The U.S. Congress and Adolf Hitler on the Armenians) başlıklı makalesinde, müzeye konulmak istenen sözün Hitler'e ait olmadığını, sahte, uydurma ("spurious") olduğunu gösterecekti.
Ermeni soykırım propagandacıları, yapılmakta olan müzeye Hitler imzasıyla konulmasını istedikleri sözlerin sahte, uydurma olduğunu, Hitler'e ait olmadığını gösteren bu kanıtlar karşısında en küçük bir geri adım dahi atmamışlardı. ABD'de yaşayan Yahudiler, yapılacak müzede Ermeni olaylarına yer verilmesi konusunda ikiye ayrılmış, İsrail çizgisindeki çoğunluk "Yahudi Soykırımı benzersiz bir olaydır, Ermeni vs. başka soykırım iddialarıyla birlikte harmanlanarak sıradanlaştırılamaz, önemsizleştirilemez" görüşünü savunurken; küçük bir kesim, Yahudi Soykırımı Müzesi'nde Ermenilere yer verilmesini isteyen (Jimmy Carter, Ronald Reagen, Bill Clinton gibi) ABD Başkanlarına, yani ABD'nin resmi görüşüne karşı çıkmayı doğru bulmuyordu.
Anıt-Müze konseyi, Aralık 1987'de "20. yüzyılın ilk soykırımı olan Ermeni soykırımının müzedeki tüm çalışmalara katılacağını" duyurmuş, 5 Ekim 1988'de ABD Başkanı Reagan'ın katıldığı temel atma töreninde müze konsey başkanı Harvey Meyerhoff müzede Ermeni soykırımına yer verilmesi konusundaki kararın kesin olduğunu açıklamıştı.
Yapımı 5 yıl süren müze 22.04.1993'te yapılan törenden sonra 26.04.1993 günü halka açılacak; ancak, Türkiye'nin gösterdiği sert diplomatik tepkiler nedeniyle, müzenin daimi sergi bölümünde Ermeni soykırım propagandasına ve Hitler'e atfedilen uydurma sözlere yer verilmeyecekti.
Gelgelelim, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serge Sarkisyan'ın 6 Mayıs 2015'te müzeyi ziyareti sırasında çekilen bir fotoğraf, Ermeni soykırım propagandasında kullanılan sahte Hitler yazıtına, müzenin 1993'teki açılıştan sonra yer verildiğini gösteriyordu.
Ermeni soykırım propagandasında kullanılan yalanları kitaplarında tek tek ele alıp belgelerle çürüten Sayın Şükrü Server Aya, Hitler'e atfedilen "Bütün olanlardan sonra, kim bugün Ermenilerin yok edilmesinden söz ediyor?" sözlerinin uydurma olduğunu "The Genocide of Truth" (İstanbul Ticaret Üniversitesi y., 2008-s.366 vd.) "Soykırım Tacirleri" (Derin y. Ocak 2009, s.205, 206), "The Genocide of Truth Continues.." (Derin y. Aralık 2010, s.249-270) ve diğer kitaplarında belgelerle göstermiştir.
Hitler'e atfedilen bu sözlerin 25 Ocak 2018 günlü Wall Street Journal gazetesinde Robert M. Morgenthau imzası ile yayımlanan “Başkan Trump Ermeni Soykırımı Hakkında Gerçeği Söyleyecek mi?” başlıklı makalede gerçekmiş gibi yinelendiğini belirten Ş. S. Aya, The Wall Street Journal gazetesi editörlerine, Washington Soykırım Müze İdaresi ve Mütevelli Heyeti'ne ve müzenin bağlı olduğu üst merci olarak ABD Başkanlık Ofisi'ne gönderdiği 13.02.2018 günlü yazıda tepkisini şu sözlerle dile getiriyordu: "Muhterem Beyefendiler. Birinci ve İkinci Dünya savaşları ve “soykırım mitomanisi” (Erich Feigl) ile ilgili tarih hakkında müstakil araştırmacı ve yazarlar olarak, makale yazarının dominant bir eda yazdığı makale içeriğinden fevkalade rahatsızlık duyduğumuzdan bunu ret etmek mecburiyetini duyduk; zira daha önce New York Bölge Savcısı olan Bay Robert M. Morgenthau’un bu yazı içeriği, neredeyse A’dan Z’ye kadar gerçek değildir, kanıtlanmamıştır ve ayrıca dünkü ve bugünkü tarih hakkında devasa bilgi eksikliği ile maluldür. Müzenin duvarında durmakta olan ve Hitler’e atfedilen cümle tamamen yalandır ve ihtimal yirmi yıldan fazladır oradadır. Maalesef Müze kendisine yapılan talepler ve sunulan belgesel kanıtlara suskun kalmayı yeğlemiş veya “sessiz kalarak bu tarihsel yalanı halktan saklanması” söylenmiştir. Avrupa’daki yetkili muhtelif mahkeme kararlarına ve hukuki mevzuata rağmen, Müze bu “soykırım yalanının” propaganda edilmesine alet olmuştur. (...)
ABD arşivleri, Kongre veya Senato referanslı ve Bay Morgenthau’un makalesini nakzeden belgelerle doldur; hâlbuki hukuk ve kanun aleminde ün sahibi Bay Morgenthau kuralları ihmal veya görmezden gelmiş ve konuda “savcı olarak davranırken savunmaya ve kanıtlara gerek görmemiş ve ülke yasalarına uymayarak aynı olayda bir hâkim veya ebedî bir tanrı tutumu” içinde olmuştur. Bu yapılanların kabul göremeyeceği anlamında araştırmamızı sunarken Wall Street Journal gazetesinin Bay Morgenthau’un “Ermeni Soykırımı” hakkındaki isteklerine katılıp katılmadığını da açıklamasını saygılarımızla talep ederiz."
* * *
"Gerçek, ayakkabısını giyene kadar; yalan dünyayı dolaşır" diyor Mark Twain.
Güçlü örgütlerin propaganda yalanlarıysa, dünyayı bin kez dolaşıyor.
Önceki yazımızda "Hitler ve Nazi Partisi, Atatürk'ü, Türk Kurtuluş Savaşını, Kemalizm'i örnek aldı" propagandasını gözler önüne sermiş ve çürütmüştük. Bu yazımızda "Hitler, Yahudi Soykırımını 1915 Ermeni tehcirinden esinlendi" propagandasını, kaynaklarını ve bu yalanı çürüten yayınları gösterdik.
Batı, kendi tarihini kirleten Hitler faşizmini ve soykırımcılığı; Türklerden kaynaklanmış olgular olarak gösterme çabasındadır. Bu gibi yalanları, iftiraları savaşlara, işgallere, saldırılara hazırlık olarak görmemiz ve belgelerle çürütmemiz; "yurtta barış dünyada barış" için gereklidir. Çünkü yalanın egemen olduğu bir dünya, savaşlara gebedir.
Cengiz ÖZAKINCI, “Bütün Dünya”, Mart 2018
cengizozakinci@butundunya.com.tr
cengizozakincibd@gmail.com
PDF