Açıkça Oyun Oynanıyor / Armağan KULOĞLU

Açıkça Oyun Oynanıyor / Armağan KULOĞLU

İletigönderen Oğuz Kağan » Cmt Tem 27, 2013 10:26

Açıkça Oyun Oynanıyor

Çözüm sürecinde tarafların farklı anlam içinde oldukları görülmektedir. Yönetimin anlayışının, terörün sona ermesi ve demokratik düzenlemelerle barış ortamının gerçekleştirilmesi olduğu müşahede edilirken, KCK, PKK, Öcalan ve BDP’nin ortak düşüncesinin bundan çok farklı olduğuna şahit olunmaktadır. Bunların, insan hakları, kimlik, kendini ifade etme, eşit vatandaşlık gibi konuları aşarak artık Kürtlerin kendi kendilerini yönetmesi üzerine odaklandıkları, bunu açıkça ifade ettikleri ve uygulama yolunda adımlar da attıkları aşikârdır.

Çözüm süreci kısır döngü içine girmiştir. PKK, KCK’nın yönlendirmesi, Öcalan’ın önderliği, BDP’nin siyasi desteğiyle etkinlik yaratmaya çalışmakta, Türkiye’deki yönetimi de istekleri doğrultusunda adım atması için adeta tehdit etmektedir.

Türk ulusal kimliğinin karşısına Kürt ulusal kimliği çıkartılarak Türk ve Türk Milleti kavramlarının ortadan kaldırılması gündemdedir. Medya üzerinden yoğun Kürtçülük propagandası yapılmaktadır. Yazılı ve görsel medyada, resmen Kürtçülük yazıları yer almakta, beyanlarda bulunulmakta ve oturumlar gerçekleştirilmektedir. Birçok kanalda koro halinde Kürtçülük ön plana çıkarılmaktadır. Türkiye’nin güneydoğusundan Kuzey Kürdistan olarak söz etmek artık olağan görülmekte ve toplum buna alıştırılmaktadır.

Bütün bunlar açıkça ortadayken yönetimin, iktidara tehdit olduğunu düşündüğü kişilere karşı takındığı tavrı, bölücülük yapanlara karşı göstermemesine, aksine onlara müsamaha etmesine ve hoşgörülü davranmasına bir anlam verilememektedir.

***
Diğer taraftan da Erbil’de bir ön Kürt konferansı düzenlenmiş, Ağustos ayında büyük ve kapsamlı “Kürt Ulusal Konferansı”nın yapılması kararlaştırılmıştır. Bu konferansa da, dört parçalı Kürdistan planına uygun olarak, Türkiye, Irak, Suriye ve İran’dan temsilciler katılacaktır. Amaçlarının Kürt ulusal birliğini sağlamak ve sonuçta Büyük/Birleşik/Bağımsız Kürdistan’ı gerçekleştirmek olduğu, Kürtçülük yapan aktörlerin tümü tarafından açıklanmıştır.

Irak’ın kuzeyinde özerk bir yönetim kurulmuştur. Suriye’nin kuzeyinde de PKK’nın uzantısı PYD tarafından özerk bir Kürt bölgesi kurulmasına çalışılmaktadır. Dörtlü Kürdistan’ın iki ayağından biri gerçekleşmiş, diğeri de gerçekleşme yolundadır. Türkiye’deki ayağının da çözüm süreci kapsamında, kendine özgü bir yapıyla, demokratik özerklik adı altında oluşturulması için, Öcalan, KCK, DTK, PKK ve BDP tarafından bir seri faaliyet yürütülmektedir. Bu aktörler, yönetimin çözüm süreci adı altında sağladığı manevra alanını, demokrasi ve ifade özgürlüğünden de yararlanarak kullanmaktadır. Ortada açıkça bir oyun oynanmakta, taraflar karşı tarafın ne istediğini anlamakta, ancak işlerine gelmediği için anlamazlığa gelmektedir. Kürdistan’ın dördüncü ayağı İran Kürtlerinin ise, olası bir İran müdahalesi sonrası yerinden oynayacak taşlara bağlı olarak ortaya çıkacağı değerlendirilmektedir.

Bu yapı veya yapıların, Türkiye’ye bağlı ve bağımlı olacağı için Türkiye’ye zarar değil, fayda getireceği, Türkiye’nin her bakımdan büyüyeceği tezi işlenmektedir. Buna aldanmamak gerekir. Bu konuda 06 Nisan 2013 tarihli “Birleşerek Ayrılma” yazıma bakınız.

***
Suriye’nin kuzeyindeki çatışmalar sınırdaki vatandaşlarımızın güvenliği açısından gittikçe tehlike yaratmaktadır. PYD’nin üstünlük kazanması ve özerk Kürt bölgesi ilanı aşamasına gelmesi de Türkiye açısından tehdit olarak algılanmaktadır. Türkiye alınacak tedbirleri gözden geçirmektedir. Ancak askeri müdahalenin yaratacağı kaos ortamından kaçındığı ve bunu son çare olarak düşündüğü değerlendirilmektedir. Askeri müdahalenin PYD’ye karşı ve/veya bir tampon bölge oluşturarak çatışmaları sınırdan yeteri kadar uzak tutmaya yönelik olabileceği düşünülebilir. Şimdilik, Öcalan vasıtasıyla PKK üzerinden ve ayrıca Barzani üzerinden PYD’ye baskı uygulayarak özerk düşünceden vazgeçmesini sağlamaya çalıştığı kıymetlendirilmektedir.

Yanlış politikalar, içinden çıkılamaz durumlar yaratmaktadır. Yanlışların başka yanlışlarla düzeltilmesinden kaçınılmalıdır.

Armağan KULOĞLU, 27 Temmuz 2013
armagan_kuloglu@yahoo.com
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

cron

x