AKP, İsrail'in Hangi Planına Uygun Hareket Ediyor?

Gündemde 28 Şubat darbesi ve bununla bağlantılı İsrail bağlantısı var.

Küresel musevi lobilerinden cesaret madalyası alan Tayyip Erdoğan hükümeti, musevi lobileri ile içli dışlı bir eski kadroyu yargı önüne çıkarıyor.

Küresel düzlemde her alanda yaşanan ayrışmalar, İsrail düzleminde de bu tarz garip bir İsrail-İsrail'e karşı tablosuna vesile olabiliyor.

28 Şubat davası vesilesi ile gündemdeki yeri törpülenen Suriye olayında ise, borazancı takımı, AKP'nin Suriye heveskarlığını, İsrail karşıtlığı ile beraber harmanlamaya çalışıyor.

Tezlerine göre, İsrail Esad rejiminden yana çünkü Esad düştüğü takdirde iktidara gelmesi olası bir İslami bir rejim İsrail'in işine gelmiyor. Bu tez; İsrail'in dünya çapında İslamcı rejimlerle işbirliğini (Bkz: Suudi Arabistan) gözardı etse de, AKP'nin emperyalizm adına heveskarlığını, İsrail'e rağmen bölgesel liderliğe soyunan güç illuzyonu ile perdelemeye yarıyor.

Halbuki İsrail'in Suriye'yi Türkiye ile işbirliği içinde parçalama planı resmi bir rapora yansıyacak kadar somut. İşte o plan...

Rapor kimin için hazırlanıyor: Bugün de İsrail'in Başbakanı olan Benjamin Netanyahu için

Sene: 1996

Hazırlayan: Richard Perle'nin başını çektiği meşhur neo-conlardan bir ekip.

Raporun ismi: A Clean Break: A New Strategy for Securing the Realm

"Institute for Advanced Strategic and Political Studies" isimli think-tank adına, zamanın Başbakanı Netanyahu'ya sunulmak üzere hazırlanan rapor, 2000'li yıllara doğru İsrail'e "Siyonizmi yeni bir enerji ile kurmak için" yeni bir strateji öneriyor.

Bakın o raporda Suriye ve Türkiye bağlamında ne diyor; aynen alıntılıyoruz:

"Israel can shape its strategic environment, in cooperation with Turkey and Jordan, by weakening, containing, and even rolling back Syria

....

Most important, it is understandable that Israel has an interest supporting diplomatically, militarily and operationally Turkey’s and Jordan’s actions against Syria, such as securing tribal alliances with Arab tribes that cross into Syrian territory and are hostile to the Syrian ruling elite. "

Türkçesini yazalım:

"İsrail, Suriye'yi zayıflatıp, enterne edip ve hatta topraklarından geri adım attırarak, Türkiye ve Ürdün ile işbirliği içinde stratejik ortamını şekillendirebilir.

...

İsrail'in; Suriye sınırlarını aşan ve Suriye elitine düşman aşiretler arası müttefiklikleri garanti etme örneğinde olduğu gibi, Türkiye ve Ürdün'ün Suriye'ye karşı hareketlerini diplomatik, askeri ve operasyonel olarak desteklemesinden çıkarı olduğu anlaşılabilir bir konudur."

Açıkça görüldüğü üzere rapor, İsrail'in Suriye'ye karşı Türkiye'yi diplomatik, askeri ve operasyonel olarak desteklenmesi gerektiğini vurguluyor. Bu yolda Suriye'de hakim elite düşman aşiretlerle işbirliğinin de altını çiziyor.

Gelelim bugüne...

Ekrandaki AKP borazanları, AKP'nin Suriye politikasının İsrail'in nasıl işine yaradığının üstünü örtmeye çalışırken, üstüne bir de "İsrail'e rağmen" havası katmaya çalışıyorlar.

Netanyahu'nun raporundaki strateji net.

Suriye'yi zayıflatmak ve bu yolda Türkiye ve Ürdün'e her türlü desteği vermek.

Suriye'ye karşı ABD'nin bile heyecanını kaybetmeye başladığı bir dönemde, "AKP'nin bu cevvalliğinin arkasında İsrail olabilir mi?" sorusunu ayrıntılı incelemek gerekiyor.

Dünkü piyonlarını harcayan İsrail'in, bugünkü piyonlarını ne zaman harcayacağının cevabı bu soruda gizli olabilir.

Söz konusu raporun tam metnini okumak için tıklayın

---

Açık İstihbarat, 20 Nisan 2012