
Fevzi İşbaşaran açıklamasında "Başıma bir şey gelirse sorumlu Erdoğan'dır" dedi.
AKP’den istifa eden Elazığ Milletvekili Fevzi İşbaşaran, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında istifa dilekçesini önündeki mikrofona geçirdi, Kuran’a el bastı ve Başbakan Erdoğan’ı suçladı.
İşbaşaran “Ölümle tehdit ediliyoruz. Çoluk çocuğumun, eşimin can güvenliği kalmadı. Benim can güvenliğim kalmadı. Eğer benim başıma herhangi birşey gelirse bunun sorumlusu Tayyip Erdoğan'dır. Kendileri suikast korkusu ve can derdine düşüyorlar. Bana şantaj yapılıyor. Dünden beri takip ediliyorum. Korkutuluyoruz. Ben korkmam. Ama başıma birşey gelirse sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan'dır" diye konuştu.
İşbaşaran “Benim yanımdakiler eşim Süreyya İşbaşaran baldızım Deniz hanım ve misafirimiz Çiğdem Tunç'tur. Bunu başka bir yere çekmek isteyenler, belden aşağı vurmak isteyenler eğer Müslümanlarsa, Feyzi İşbaşaran hiçbir şeyden çekinmez. Bu Kuran'ın üstüne yemin ediyorum ki olay aynen böyledir" dedi.
İşbaşaran "Benim polisle, bir komiserle bir tartışmam oldu. Sayın hükümet, Osman Baydemir yedi sülalenize dümdüz gitti. Bunu hazmettiniz de benim bir komiserle tartışmamı mı hazmedemediniz? Başkomiserin Başbakanı, demek hazmedemedin. Ayıptır, ayıp. Bir milletvekilinin haysiyetini, namusunu koruyamayan bir Başbakan, sen bu ülkeyi nasıl korursun” dedi.
AKP’den istifa eden Elazığ Milletvekili Fevzi İşbaşaran Meclis’te düzenlediği basın toplantısında istifa dilekçesini önündeki mikrofona geçirdi, Kuran’a el bastı ve Başbakan Erdoğan’ı suçladı. İşbaşaran “Ölümle tehdit ediliyoruz. Çoluk çocuğumun, eşimin can güvenliği kalmadı. Benim can güvenliğim kalmadı. Eğer benim başıma herhangi birşey gelirse bunun sorumlusu Tayyip Erdoğan'dır. Kendileri suikast korkusu ve can derdine düşüyorlar. Bana şantaj yapılıyor. Dünden beri takip ediliyorum. Korkutuluyoruz. Ben korkmam. Ama başıma bir şey gelirse sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan'dır" diye konuştu.
İşbaşaran, “Benim yanımdakiler eşim Süreyya İşbaşaran baldızım Deniz hanım ve misafirimiz Çiğdem Tunç'tur. Bunu başka bir yere çekmek isteyenler, belden aşağı vurmak isteyenler eğer Müslümanlarsa, Feyzi İşbaşaran hiçbir şeyden çekinmez. Bu Kuran'ın üstüne yemin ediyorum ki olay aynen böyledir" dedi. İşbaşaran "Benim polisle, bir komiserle bir tartışmam oldu. Sayın hükümet, Osman Baydemir yedi sülalenize dümdüz gitti. Bunu hazmettiniz de benim bir komiserle tartışmamı mı hazmedemediniz? Başkomiserin Başbakanı, demek hazmedemedin. Ayıptır, ayıp. Bir milletvekilinin haysiyetini, namusunu koruyamayan bir Başbakan, sen bu ülkeyi nasıl korursun” dedi.
Polislerle yaşadığı tartışmayla gündeme gelen ve AKP MYK toplantısında kesin ihraç talebiyle disiplin kuruluna sevk edilen Elazığ Milletvekili Fevzi Başaran, Meclis’te düzenlediği basın toplantısıyla istifasını açıkladı. İşbaşaran, trafik polisleriyle yaşadığı tartışmanın detaylarını anlatarak, o gün eşiyle evlilik yıldönümlerini kutladıklarını söyledi. Eşi, baldızı, oğlu, kızı ve misafirleri olan sanatçı Çiğdem Tunç’la birlikte yemek yediklerini, bu olayın gerek polis gerekse AKP içindeki bazı isimlerce yanlış yerlere çekildiğini kaydeden İşbaşaran, yanında üç sarışın bayan olduğu iddialarını da yalanladı ve Kuran’a el basarak "Elimi koyup yemin ediyorum ki o gün polisin trafik kontrolünde benim yanımda bulunanlar eşim Süreyya İşbaşaran, baldızım Deniz hanım ve misafirimiz Çiğdem Tunç'tur. Bunu başka bir yere çekmek isteyenler, belden aşağı vurmak isteyenler eğer Müslümanlarsa, Feyzi İşbaşaran hiçbir şeyden çekinmez. Bu Kuran'ın üstüne yemin ediyorum ki olay aynen böyledir" diye konuştu.
“BİR MİLLETVEKİLİNİ KORUYAMAYAN BAŞBAKAN ÜLKEYİ NASIL KORUYACAK?”
İşbaşaran, bir milletvekilinin Ankara’nın göbeğinde canını ve malını koruyamayan bir Başbakan’ın ülkeyi nasıl koruyacağını sordu ve bu olayların ilk olarak kendisinin başına gelmediğini söyledi. Bir süre önce AKP Grup Başkanvekili Suat Kılıç’ın yanına gelerek, "Ağabey geçmiş olsun, aynı olayı ben de yaşadım' dediğini belirten İşbaşaran, Ankara Milletvekili Zekai Özcan'ın da başına da bu tür bir olay geldiğini ancak bunun basına yansımadığını söyledi.
“BAŞBAKAN’IN MECLİS’TE MYK TOPLAMASI SUÇ”
Başbakan’ın MYK’yı topladığını televizyonlardan öğrendiğini, Başbakan’ın Meclis’te MYK toplantısı yapmasının suç olduğunu savunan İşbaşaran, Meclis Başkanı’nın da Başbakan’ı bu nedenle uyarması gerektiğini kaydetti. AKP MYK’sının kendisini ihraç talebiyle disiplin kuruluna sevk etmesinin kendisi için geçersiz olduğunu söyleyen İşbaşaran, ne Başbakan ne İçişleri Bakanı ne de bir partilinin kendisini aramadığını ve yargısız infaz yapıldığını söyledi. İşbaşaran, ihraç talebiyle disiplin kuruluna sevk edildiğine ilişkin herhangi bir tebligat yapılmadığını da kaydetti.
“BAKAN ATALAY’LA 1.5 YILDIR KONUŞMUYORUM”
Bugüne kadar parti içinde fikrini söylediğini ifade eden İşbaşaran, 2007 yılında Adana Milletvekili Ömer Çelik’le arasında geçen bir olayı da anlatarak, Çelik’in Başbakan’ın özel kalemine ‘Bunlar nereden geldi, Başbakan’a küfredenler milletvekili oluyor’ dediğini savundu. İşbaşaran Başbakan’a bir mektup yazarak, bu konuyu araştırmasını istediğini kaydetti. O günden bu yana Ömer Çelik’le konuşmadığını ve elini sıkmadığını söyleyen İşbaşaran, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’la da Kızılcahamam kampında yaşanan bir tartışma nedeniyle 1.5 yıldır konuşmadığını ifade etti. Elazığ’ın Karakoçan Kaymakamı’nın, 28 kız çocuğunun okula gitmekte zorlanması ve servis talep etmesi üzerine söylediği ‘paranız varsa okuyun yoksa kocaya gidin’ sözleri nedeniyle İçişleri Bakanı ile görüştüğünü ve Bakandan ‘Dilekçe yazın inceleteyim’ yanıtını aldığını ifade eden İşbaşaran, o günden sonra da Bakan’la konuşmadıklarını bildirdi. İşbaşaran "Benim hiçbir ihaleyle işim olmadı. Hırsızlık falan yapmadım. Damadımın yönetici olduğu bir şirkete gazete ve televizyon almadım. Oğluma gemicik falan da almadım. Ben haysiyetim, namusum ve şerefimle bu Meclis'te milletvekilliği yapıyorum ve her ortamda fikrimi söylüyorum. Bunları yapan arkadaşlar milletvekilliğine devam ediyorlar ama ben gidiyorum. Beni susturamazlar. Allah'tan başka kimseden de korkum olmaz benim" diye konuştu.
“OSMAN BAYDEMİR’İ HAZMETTİNİZ DE...”
Arınç’a suikast girişimi iddialarıyla ilgili de fikrini söylediğini ve halen aynı fikirde olduğunu kaydeden İşbaşaran, Başbakan’a ve hükümet üyelerine yönelik bir suikast hazırlığı içinde olunduğu iddialarına inanmadığını yineledi. Kürt açılımından AKP içinde bir çok milletvekilinin rahatsız olduğunu kaydeden İşbaşaran, 25 yıldır PKK’nın başaramadığını Başbakan Erdoğan’ın başardığını öne sürdü. İşbaşaran "Benim polisle, bir komiserle bir tartışmam oldu. Sayın hükümet, Osman Baydemir yedi sülalenize dümdüz gitti. Bunu hazmettiniz de benim bir komiserle tartışmamı mı hazmedemediniz? Başkomiserin Başbakanı, demek hazmedemedin. Ayıptır, ayıp. Bir milletvekilinin haysiyetini, namusunu koruyamayan bir Başbakan, ben bu ülkeyi nasıl korursun" diye konuştu. Bu zihniyette olan bir partiyle artık yoluna devam edemeyeceğini belirten Başaran, kendisine şantaj yapılmak istendiğini de öne sürdü. Polisin telefonla çektiği görüntülerin Başbakan’ın bilgisi dahilinde medyaya servis edildiğini savunan Fevzi İşbaşaran, "Bundan sonra bir bağımsız milletvekili olarak Meclis'te görev yapacağım. AK Parti'de yoluna devam eden arkadaşlara başarılar diliyorum. Onların içinde ne kadar huzursuz arkadaşlar olduğunu biliyorum. Seçilip seçilmeme endişesiyle susanlar, susmayın ya. Ömür boyu milletvekilliği mi yapacaksınız. Başka işler yaparız" diye konuştu.
İSTİFA DİLEKÇESİNİ MİKROFONA GEÇİRDİ ‘CAN VE MAL GÜVENLİĞİM YOK’ DEDİ
Basın toplantısında istifa dilekçesini de gösteren İşbaşaran dilekçeyi önündeki mikrofona geçirerek, "Bu benim istifam, hediyem olsun Başbakan'a" dedi. Dünden bu yana evinin etrafında sivil polislerin dolaştığını ifade ederek, kendisinin ve ailesinin can ve mal güvenliğinin kalmadığını söyledi. İşbaşaran şöyle konuştu:
“BAŞIMA BİR ŞEY GELİRSE SORUMLUSU ERDOĞAN”
"Buradan bütün dünyaya sesleniyorum. Bütün demokratik ülkelere sesleniyorum. AB ülkelerini büyükelçilerine sesleniyorum. Sesimiz kısıldı. Susturuluyoruz. Şantaj yapılıyor. Ölümle tehdit ediliyoruz. Çoluk çocuğumun, eşimin can güvenliği kalmadı. Benim can güvenliğim kalmadı. Eğer benim başıma herhangi birşey gelirse bunun sorumlusu Tayyip Erdoğan'dır. Kendileri suikast korkusu ve can derdine düşüyorlar. Bana şantaj yapılıyor. Dünden beri takip ediliyorum. Korkutuluyoruz. Ben korkmam. Ama başıma birşey gelirse sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan'dır" diye konuştu. İşbaşaran, DP'ye geçşp geçmeyeceğinin ilişkin bir soruya, "Hayır. Bağımsız Milletvekili olarak kalacağım" yanıtını verdi
“ŞANTAJ VE TEHDİTLE SUSTURULMAYA ÇALIŞILDIĞIM BİR PARTİDE GÖREVİMİ SÜRDÜRMEM İMKANSIZ”
İşbaşaran istifa dilekçesinde ise, “Parti içi demokrasinin işlemediği, benim gibi fikrini ifade eden milletvekillerini şantaj ve tehdit ile susturulmaya çalışıldığı bir partide milletvekili olarak görevimi sürdürmem imkansız hale gelmiştir. Bu nedenle mensubu bulunduğum Adalet ve Kalkınma Partisi'nden istifa ediyorum" ifadelerine yer verdi.
Gerçek Gündem, 26 Aralık 2009