
AKP Şeker Bayramı'na girilirken Şeker Fabrikaları'nı satmak için düğmeye bastı.
Geçtiğimiz hafta, 2010 özelleştirme programını açıklayan Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB), yeni satış sezonunda birinci önceliği Türkiye Şeker Fabrikaları'na (Türkşeker) vereceğini gösterdi. ÖİB tarafından yapılan "yatırımcılara davet" başlıklı ihale çağrısıyla Türkşeker'e ait Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba Şeker Fabrikaları satışa çıkartıldı.
Satılamamış, kapatılmaları önerilmişti
Türkşeker'in elinde bulunan 25 şeker fabrikası ilk başta topluca satılmaya çalışılmış, bu girişim Danıştay'dan dönünce kuruma ait fabrikalar parça parça satılmak için altı "portföye" ayrılmıştı. İlk olarak "Portföy A"da bulunan Kars, Erciş, Ağrı, Muş ve Erzurum Şeker Fabrikaları, 24 Eylül 2008 tarihinde toplu halde satışa çıkartılmış, ancak kimsenin teklif vermeye tenezzül etmediği özelleştirme ihalesi 27 Kasım 2008 tarihinde iptal edilmişti.
Bunun üzerine Türkşeker Genel Müdürü Azmi Aksu, başında olduğu kurumun işletmelerinin bir kısmının verimsizlik nedeniyle kapatılması gerektiğini açıklamıştı. "Bizim 25 fabrikamızdan 13'ünü kapatsak, 12'sinde daha verimli, daha az maliyetle aynı şekeri üretiriz" şeklinde bir açıklama yapan Aksu; kapatılacak fabrikalar nedeniyle işsiz kalacak insanlar konusundaki duyarlılığını da "Türkşeker'in bugüne kadar üstlendiği sosyal sorumluluğu, dünya ve Türkiye'de yaşanan rekabet ortamında artık sürdürmesinin mümkün olmadığını" söyleyerek göstermişti.
Azmi Aksu'nun açıklamaları, Türkşeker'e ait fabrikalardan üretim seviyesi en düşük olan Kars, Çarşamba, Elazığ, Erciş, Ağrı, Uşak, Alpullu, Erzincan, Malatya, Susurluk, Elbistan, Kastamonu ve Erzurum şeker fabrikalarının kapatılacağı yönünde yorumlanmıştı.
Satılacak ve kapatılacaklar
ÖİB'den yapılan ihale ilanı, Şeker Fabrikaları'nın satışına yönelik üçüncü girişim oluyor. Portföy A ihalesinin başarısızlığının ardından Portföy B'yi atlayarak Portföy C'yi satışa çıkartan ÖİB, özelleştirme davetinde diğer portföy e gruplarındaki şeker fabrikalarının özelleştirilmesine yönelik ihalelerin hazırlıklarının sürdüğünü" ve "B ve E Portföy Gruplarının 2009 yılı son çeyreği içinde; A, D ve F Portföy Gruplarının ise 2010 yılında özelleştirme ihalelerinin başlatılacağını" müjdeliyor.
Geçtiğimiz hafta satışa çıkartılan Portföy C, Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba Şeker Fabrikaları'nı içeriyor. Bu fabrikalar 2008-2009 kampanya yılında Türkiye'nin şeker üretiminin beşte birini gerçekleştirdiler ve 576'sı memur, 2039'u daimi ve 395'i geçici işçi olmak üzere toplam 3010 kişiye ekmek sağlıyorlar. Diğer yandan, bu portföyde bulunan Yozgat, Kastamonu ve Çarşamba fabrikalarının satıldığı taktirde alıcı tarafından kapatılacağına ve birer gayrimenkul olarak rant amacıyla değerlendirileceğine kesin gözüyle bakılıyor.
Portföy D "şeker gibi"
Tabii bir de alanı sevindirecek ve muhtemelen kapatılmayacak olanlar var. 2010'da ihalesi yapılması planlanan Porföy D, Bor, Ereğli ve Ilgın Şeker Fabrikalarını içeriyor. Ereğli ve Ilgın fabrikaları Türkiye'nin en çok şeker üreten fabrikaları olarak Türkiye'nin şeker ihtiyacının dörtte birini karşılıyor ve birlikte üretimi en düüşük olan 13 fabrikanın toplam üretimi kadar şeker üretiyorlar. Bu iki fabrikanın aynı portföyde olmasına kimse ses çıkartmazken, bu portföyün ihalesine dünya şeker tekellerinin şimdiden hazırlanıyor oldukları düşünülüyor.
Emperyalist tekellerle sıradan ilişkiler
Türkşeker'in şeker üretiminde daralmaya gitmesi, ABD'nin gıda devi Cargill'in Türkiye'nin şeker üretiminde yapılmasını istediği değişikliklere tam uyum içerisinde.
Pancar şekerinin rakibi olan nişasta bazlı şeker (NBŞ) üreten Cargill, öteden beri Türkiye'nin toplam üretimin yüzde 10'u olan NBŞ kotasını düşük buluyor ve Türkiye'nin pancar şekeri üretimini azaltarak NBŞ kotasını yükseltmesi için lobi faaliyeti yapıyor. Bunun temel sebebi, Bursa'a bulunan ve kanunsuz biçimde birinci sınıf tarım arazisine yapılan fabrikasının 440 bin tonluk kapasitesinin, Türkiye NBŞ kotasının fazlasıyla üstünde olması. NBŞ kotasını birkaç yıl Bakanlar Kurulu kararıyla yüzde 15'e çıkartmayı başaran Cargill, bu kararlara yargı yolu açık olduğu için kotanın yasalarda değişiklik yapılarak kalıcı olarak yükseltilmesini istiyor.
Kim Kimdir?
Türkşeker Genel Müdürü Azmi Aksu, aynı zamanda Türkiye'nin şeker politikalarını belirlemekle görevli olan özerk Şeker Kurulu'nun başkanlığını yapıyor. Aksu, bu kurulda, NBŞ üreticilerini temsil eden ve Cargill Murahhas Azası Mustafa Sayınataç ile birlikte çalışıyor. Azmi Aksu, Türkiye siyasetinin gedikli sağcı isimlerinden, AKP Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu'nun öz kardeşi. Ayrıca AKP'de, başta Başbakan Erdoğan olmak üzere pek çok ismin Cargill ile çıkar ilişkileri bulunduğu biliniyor.
Gözde bürokrat Metin Kilci'nin başkanlıktan ayrılmasından bu yana ÖİB Başkanvekili görevinde bulunan ve Türkşeker'in satışını yürütmekte olan Ahmet Aksu'nun ise Azmi ve Abdülkadir Aksu biraderlerle isim benzerliğinden başka bir bağlantısı bulunmuyor. Çekirdekten yetişme bir dinci olan Ahmet Aksu, 1977'de Ankara İmam Hatip Lisesi'nden mezun olmuş. Türkiye gericiliğine en büyük hizmeti ise 1990'larda yükselen memur eylemliliğinden doğan KESK'e karşı önce Sağlık-Sen Kurucu Genel Başkanı, sonra da gerici memur sendikaları konfederasyonu Memur-Sen Genel Başkanlığı görevlerini yaparak vermiş.
Memur-Sen'in eski genel başkanının bugün Türkiye'nin baş özelleştirmecisi olması ise Memur-Sen'in nasıl bir konfederasyon olduğu konusunda hayli önemli ipuçları veriyor.
soL HABER