Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

Tartışma Alanı

Re: Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

İletigönderen BabaHoroz » Pzr Mar 07, 2010 1:33

İrfan Tuna yazdı:TAKAS...

ABD al gülüm ver gülüm diyecek


Ermeni tasarısının komite tarafından kabul edilmesi sürpriz değil, beklenen bir gelişmeydi. Nitekim kamuoyunda bu yönde günler öncesinde haberler vardı. Hayır, ben bu tasarının Temsilciler Meclisi’ne götürüleceği kanaatinde değilim. Tıpkı önceden olduğu gibi Beyaz Saray yine ağırlığını koyacak ve tasarı Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi tarafından bloke edilecektir. Diyeceksiniz ki o zaman telaşa mahal yoktur... Keşke öyle olsa ama maalesef vardır, çünkü ABD yönetimi bu konuyu takasa malzeme yapacaktır. Başka bir ifade ile Washington Ankara’ya, al gülüm ver gülüm diyecektir... Peki neler mi istenir? Yok İran konusunda bir destek dayatılmaz ama mesela Ermenistan ile yapılan protokolün TBMM tarafından onaylanması tereddütsüz talep edilir. Peki AKP iktidarı kabul eder mi? Güya etmeyecek ama kapalı kapılar ardında söz verilecek ve taahhüdün yerine gelmesi için uygun bir zaman kollanacak!

Sabahattin Önkibar-6 Mart 2010-Yeniçağ
http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/ya ... aber=12326


İşte bu noktada bende diyorum ki,nereden geçireceklerse geçirsinler ve kabul etsinler şerefsizler.Sonuçta isteklerini yerine getirdikçe başka isteklerle karşımıza çıkıyorlar ve çıkacaklarda şerefsizler.
Başbakan veya cumhurbaşkanı çıkıp,kabul etmezseniz şerefsizsiniz,kabul etmezseniz en adi o.ç sunuz demeli medyanın önünde ve hemen incirlik üssünü kapatarak işe başlamalı.Sonra amerikalıların gerçekten işlediği soykırımları birer birer meclisimizde kabul edip,turistik yerlere soykırım anıtları dikmeliyiz.Başlıkta şöyle olmalı:Terörist Amerikanın Yaptığı Soykırım Anıtı

Peki bu dediklerimi yapabilecek cesur yürekli bir politikacımız var mı ? Yookkkk maalesef.

Belki Osman Pamukoğlu yapabilir,diğerlerinden en ufak bir umudum yok.
Sadece ve Sadece DENİZLİSPOR lu,Her konuda Objektif, Dobra, AntiEmperyalist ve Tam Bir TÜRK
Kullanıcı küçük betizi
BabaHoroz
Üye
Üye
 
İletiler: 104
Kayıt: Cum Mar 07, 2008 13:21

Re: Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr Mar 07, 2010 22:24

[img]http://www.avazturk.com/upload/Image/haberler/siyaset/kusatma_ispanyaya_sicradi.jpg[/img]
Kuşatma İspanya'ya sıçradı

ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nde Ermeni iddialarını içeren tasarının kabulünden sonra benzer bir girişim İspanya'da başlatıldı.

ANF'nin haberine göre, Ermeni iddialarının tanınması için İspanya Meclisi'nde yer alan bazı partilerin hazırlık yaptığı ortaya çıktı.

350 sandalyeli Mecliste 3 milletvekili bulunan Katalonya Cumhuriyetçi Solu (ERC) ile 2 milletvekili bulunan Birleşik Sol (IU) ve Katalonya Yeşiller Girişimi (ICV) ittifakı, konuyla ilgili olarak Meclise teklif sundu.

ERC'nin öncülük ettiği girişimde, sözde soykırımın tanınması konusunun Meclis genel kurulunda görüşülmesinin yanısıra Türkiye ile Ermenistan arasında başlatılan ilişkileri normalleştirme sürecinin olumlu sonuçlanması için AB'nin arabuluculuk yapması isteniyor.

Siyasi gözlemciler, iktidardaki Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) ve ana muhalefet Halk Partisi'nin (PP) teklife destek vermesini beklemiyor.

İspanya Hükümeti, "Medeniyet Buluşması"nın AKP Hükümeti ile birlikte "eşbaşkanlığını" yürütüyor.


AVAZTÜRK, 7 Mart 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

İletigönderen bezgin » Pzt Mar 08, 2010 13:32

Kongreyi Sen mi Susturacaksın, Biz mi Susturalım?

Ermeni soykırımını resmen tanıyan İsviçre'de; küresel güçler omuzlarının üzerinden seyrederken altına imza attıkları metinlerle kurulan sahnede oyuncu olmayı kabul ederken kendi Meclislerini hatırlamayanların, bu noktada Meclislerini bu tarz şovenist söylemlerle hatırlaması manidar.

Davutoğlu'nun; buradaki Meclisi, oradaki Meclis'ten darbeyi yedikten sonra hatırlamasının arkasındaki sebeplerden bir tanesi, oradaki Meclisin milletin vekiline sunduğu olanaklarla, buradaki Meclisin milletvekili görüntüsü altındaki parti/başkanın vekiline sunduğu olanaklar arasındaki uçurum.
.......
Konumuz; ABD Kongresi ile bir komisyonundaki tasarıyla ilgili gelişmeleri canlı yayınlayacak kadar haşır neşir olmuşken, bu Meclisin istenmeyen yasa tasarılarını engellemek için tek bir vekile/senatore bile sunduğu özel bir yöntemi anlatmak.





"Ermeni soykırım" tasarısı taslağı ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nde onaylandı ve bu komitenin toplantısı Türkiye'de kitlelere bir canlı maç yayını heyecanı ile duyuruldu.
Bu heyecan gündemi sıkıştıkları noktadan daha ferah alanlara taşımak isteyenleri işine yararken; ileride "Ermeni Soykırım" kartını pazarlık masasına süreceklerin elindeki kartın değerini arttırdı.

Taslağın geçmesinin ardından; "Orada Meclis varsa, burada da var" tarzında demeçlerine şahit oldunuz.

Demeci veren; Dışişleri Bakanı Davutoğlu idi.

Ermeni soykırımını resmen tanıyan İsviçre'de; küresel güçler omuzlarının üzerinden seyrederken altına imza attıkları metinlerle kurulan sahnede oyuncu olmayı kabul ederken kendi Meclislerini hatırlamayanların, bu noktada Meclislerini bu tarz şovenist söylemlerle hatırlaması manidar.

Davutoğlu'nun; buradaki Meclisi, oradaki Meclis'ten darbeyi yedikten sonra hatırlamasının arkasındaki sebeplerden bir tanesi, oradaki Meclisin milletin vekiline sunduğu olanaklarla, buradaki Meclisin milletvekili görüntüsü altındaki parti/başkanın vekiline sunduğu olanaklar arasındaki uçurum.

Bir başka ülkenin meclisinden geçecek bir yasa tasarısını, dış politikalarının ve iç gündemlerinin bu kadar harcına katanların bu durumda sözkonusu meclislerin işleyiş tarzını daha iyi etüd etmeleri gerekiyor.

ABD Meclisi'nden "Ermeni Soykırımı" tasarısının geçmesini önlemek istiyorsanız , bu meclisin iş işleyişinin ayrıntılarına hakim olmadan ve buna göre lobi yapmadan sonuç almak zor.

ABD Meclisinin işleyişine zamanında yaptığınız gibi rüşvet mekanizmalarını devreye sokarak dahil olabilirsiniz.

Olur mu öyle şey demeyin.

Bizimkilerin ABD'de dahil olduğu çok özel bir şebekeyi ve bu şebekenin Marc Grossman ve 1999-2007 seneleri arasında ABD Temsilciler Meclisi Başkanlığını yürüten John Dennis Hastert'e kadar uzanan bir çok isme dokunan ilişkilerini araştırdığınızda karşınıza film gibi olaylar çıkar.

Zaten; görevindeyken bu şebekenin telefon konuşmalarına rastladığı ve üzerine gittiği için FBI tarafından işinden atılan ve konu hakkında konuşması mahkeme kararı ile, "devlet sırrı" bahanesi ile yasaklanan Sibel Edmonds'ın yaşadıklarının bir filmi mevcut. Konumuz bu çok özel şebeke değil ama ilgilenenler film hakkında daha ayrıntılı bilgi edinebilir.

Konumuz; ABD Kongresi ile bir komisyonundaki tasarıyla ilgili gelişmeleri canlı yayınlayacak kadar haşır neşir olmuşken, bu Meclisin istenmeyen yasa tasarılarını engellemek için tek bir vekile/senatore bile sunduğu özel bir yöntemi anlatmak.

Bu teknik yöntemin siyasi olarak kullanılabilir olup olmadığı tartışılabilir. Fakat eğer dış politikamızı ABD Kongresindeki bir oyun peşine düşecek kadar dar sokaklara hapsettiysek; ABD kongresindeki bir oya atfedilen özel bir gücü bilmekte fayda olabilir.

Sözkonusu yöntemin adı : filibuster.

Bilindiği üzere ABD Kongresi; Temsilciler Meclisi ve Senato olmak üzere iki kademelidir.

Senato yönetmeliğinin 19. maddesinin 1(a) paragrafına göre ABD Senatosunda ayağa kalkıp, Meclis Başkanı'na hitap eden bir senatörü Başkan "görmek" ve eğer başka bir Senator konuşmuyorsa söz vermek zorundadır.

Aynı maddeye göre, bir senator sözaldığı konu hakkında istediği kadar konuşabilir ve kimse sözünü kesemez.

İşte bu madde ve başka sınırlayıcı hükümlerin bulunmaması; ABD Kongresi'nde bir senatöre veya bir grup senatöre istemedikleri tasarıyı süresiz veya en azından çok uzun süre oyalama ve bu yolla tasarıyı destekleyen gruplarla pazarlık şansını arttırma şansı vermektedir.

Kelime anlamı ile İspanyolca, beleşci, otostopçu, korsan anlamına gelebilecek filibustero kelimesinden türeyen filibuster; Roma senatosundan bugüne, bir meclis ortamında yasaların geçişini engellemek veya sulandırmak için kullanılan her türlü tekniğe veriliyor.

Tartışmaya açılan yasa tasarısının gün batmadan geçmesi kuralı bulunan Roma Senatosunun senatorü Cato'nun ; Roma senatosuna gelen yasaları engellemek için akşama kadar konuşması ilk filibuster örnekleri olarak veriliyor.

ABD Senatosu'nda da benzer yöntemlerle bir senator veya bir grup senator karşı oldukları yasalara karşı elini güçlendirebiliyor.

Bu yöntem; öncelikle yasa tasarısının görüşülüp görüşülmemesinin karar verildiği aşamada, daha sonra da yasa tasarısının bizzat görüşüldüğü aşamada kullanılabilinir.

Filibuster yöntemlerine karşı; yasa tasarılarının geçmesini destekleyen grupların tek silahı ise Senato tüzüğünün 22. maddenin 2. paragrafında gizli.

Bu yöntemin adı ise : Cloture Motion (Tartışmayı Kesme Önergesi)

Filibuster yöntemini uygulayarak yasalaşma sürecini uzatmayı/engellemeye çalışanlara karşı tartışmayı kesme önergesi 16 senatorun imzası ile verilebiliyor.

Senato başkanı bu önergeyi ancak iki gün sonra oylamaya sunabiliyor.

Bu önerge; senatonun 5'te 3'ü tarafından (60 senatör) kabul edildiği takdirde filibuster yöntemi boşa çıkarılmış olur.

Normal şartlarda bir yasa tasarısının kabul edilmesi için %51 evet oyu yeterli iken; filibuster yöntemi devreye sokulduktan sonra yasanın geçmesi için yeterli oy oranının %60'a yükselmesi; filibuster yöntemini kullanan veya kullanma tehdidinde bulunan grupların temel amaçlarından birini oluşturmakta.

Eğer; Türkiye'nin dışişleri politikası, "Ermeni Soykırımı" tasarısının 1 oyla geçip geçmemesi ile şekil değiştirecek kadar pamuk ipliği ile örüldüyse, ABD Meclisi'nde, özellikle Senato kanadında 1 senatorun bile kullanabileceği yöntemler bilinmelidir.

Ya da; kendi Meclisi'nde;

"Şunları sen mi susturacaksın, ben mi susturayım"

diyecek kadar Meclis ve demokrasi kültüründen yoksun olanların, büyük laflarla pazarladıkları dış politikalarının başka Meclislerdeki tek oya muhtaç kalmasını takdir-i ilahi kapsamında değerlendirmek gerekebilir.


Açık İstihbarat Özel, 08.03.2010
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

İletigönderen Türk-Kan » Pzt Mar 08, 2010 14:09

Ermeni tasarısı kaç yazar?

Ben bu yazıyı yazdıktan 12 saat sonra ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu, HR 252 olarak bilinen sözde Ermeni soykırımını tanıma anlamına gelen karar tasarısını oylayacak. İlk izlenimler, tasarıyı kabul için yeterli oyun olduğu yolunda. Ermenistan da Erivan’dan 4 milletvekilini yollamıştı, bizimkiler gibi kulis yapması için. Bizim sayımız aynı nüfusumuz gibi, onlardan daha fazla. Her sene Nisan ayında hatırladıkları geleneksel yumurta kapıya gelince operasyonunu yapıyorlar.

Tasarı konusunda fazla bir şey yazmak istemiyorum. Eğer tasarı komisyondan geçip genel kurula gelirse, Obama’nın 24 Nisan anma bildirisinde soykırımı demeyebileceği ileri sürülüyor. Eğer geçemezse, bu kelimeyi etmek zorunda. Zira gelecek yıl ABD’de Temsilciler Meclisi ile Senato üçte bir yenileme seçimleri var. Obama bu seçimde şu andaki Genel Sağlık Sigortası yasa tasarısı ve işsizlik rakamları nedeniyle partisinin Senatodaki çoğunluğunu kaybedebilir. Temsilciler Meclisi’nde ise fark 170 gibi büyük bir rakam olduğu için de bu seçim belki büyük farkı bir miktar indirir.

Ben yazıya oturduğumda Abdullah Gül’ün ABD Başkanı Obama’yı aradığını duydum. Ve hatta Erdoğan iktidarının savunma sanayii şirketlerinin ihalelerini iptal ederim şeklinde tehdit ettiği yolunda haberler çıktı. Aslında Türkiye’nin dış politikasını etkileyebilecek çok daha ciddi bir konu var. Washington’da Obama yönetimi yetkilileri arasında dolaşan söylentiye göre Erdoğan hükümeti, bu konuda destek alma karşılığında, İran ile Suriye’nin arasını açmayı önermiş Amerikalılara.

Bizimkileri bir şey sanan Hillary Clinton da ABD Kongresinde Suriye ile ilişkileri normalleştirmek için Şam ile Tahran ittifakının son bulması gerektiğini söylemişti. Sonuçta hani bizim şu başarılı sıfır sorunlu dış politika teorisi var ya, bu planla rezil rüsva olmuş görünüyor. Şimdi İran ve Suriye’nin de güvenini kaybettik. Esat ile Ahmedinecad’ın ortak basın toplantısında yaptıkları açıklamalar sanki Ankara ve Washington ile alay eder gibi.

Esat, ortak basın toplantısında alay ederek, “Bu basın toplantısında iki ülkenin birbirinden ayrılışını haber vermeyi planladıklarını ancak tercüme hatası nedeniyle iki ülke arasındaki vize uygulamasını kaldırdıklarını” belirtti. Aynı şekilde Ahmedinecad da Orta Doğu’da İsrail ve ABD olmadan daha fazla özgürlük olacağını kaydetti. Nedense darbe ve Ergenekon hikayeleri ile meşgul olan bizim arkadaşlar bu gelişmeleri göremedi.

Şimdi konuyu samimiyetle değerlendirirsek, ABD bu ve bunun gibi birkaç konuyu her sene temcit pilavı gibi önümüze sürüp durur. Bizim boyalı basına bakarsanız, Ankara, ABD’yi tehdit etmiş. Cehalet kötü şey. Türkiye’nin ABD’yi tehdit edecek elinde kozu kaldı mı? Daha önce tek çekindikleri askerdi, onu da AKP eliyle hallettiler.

Şimdi soruyorum, kimi kimle ve neyle tehdit ediyorsunuz? Musevi lobisi, Başbakanın Hamas’ı koruması ve “one minutes” çıkışı nedeniyle sırtını döndü. Son olarak bildiri yayınlayan ve JINSA diye bilinen Musevi asıllı Amerikalı askerler grubu da AKP’lilerin hırpaladığı TSK’ya yakın bir grup ve onların ricası ile bildiri yayınladı. Dua edelim de bu kez de şansımız yaver gitsin, Ermeniler birbirine düşüp bu tasarıya yeterli desteği sağlayamasın. Bu durumda yeterli oyu bulamayacakları için de tasarı kabul edilmez. Yani işimiz gene Allah’a kaldı.

Tasarı çıksa ne yazar çıkmasa ne yazar. ABD’deki 50’ye yakın eyalet meclisi kararı ile okullarda Türk çocuklarına, tarih derslerinde dedelerinin 1,5 milyon Ermeni’yi kestiği okutuluyor. Bu konuda yapılan tam sayfa gazete ilanı ve öteki propagandanın bir işe yarayacağını da sanmıyorum. Zira kavga bir konuda haklılık veya haksızlık kavgası değil, aynı AKP’nin bugün Türkiye’de sergilediği gibi siyasi bir güç denemesi.

Savaş SÜZAL, 5 Mart 2010, YENİÇAĞ
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

İletigönderen Türk-Kan » Pzt Mar 08, 2010 14:21

TASARI GENEL KURULA GİTMEYECEK

Türk basınında Ermeni Tasarısı konusunda bilinmeyenler


Uzun yıllar Sabah Gazetesi'nde Washington muhabirliği yapan Savaş Süzal, ABD Kongresi'nde Komisyon'dan geçen Ermeni Tasırısı hakkında basında çıkan yanlışları düzelten bir yazıyı kendi sitesinde kaleme aldı. Süzel, Obama'nın isterse tasarıyı bu noktaya gelmeden durdurabileceğini söyledi.

İşte Süzal'ın o yazısı:


ABD Kongresi Temsilciler Meclisi'nde oylanan Ermeni soykırımı yasa tasarısı konusunda İstanbul basını ve AKP'li milletvekilleri cehaletlerini kullanarak halkı kışkırtıyor.

Basında Çıkan yanlışlar ve doğruları;

- Komisyon başkanı oturumu uzatarak oylamada kulis yaptı

- Yanlış, ABD Temsilciler Meclisi kurallarına göre Genel Kurul'da bir oylama olduğu zaman milletvekili ve senatörler komisyon toplantılarını durdurarak oylamaya katılır. Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonunda HR 252 sayılı tasarı görüşülürken Genel Kurul salonunda 6 değişik yasa tasarısı için oylama yapıldı. Her oylamaya yarım saat ayırırsanız toplam 3 saat oylamaya gider. Oylama alfabetik sıralamaya göre yapılır. Dolayısıyla saat 10.15 de başlayan orumda konuşmalarla saat 12.30 a kadar devam etti. kendi oylamasına da yarım saat ayırdığını düşünürsek toplantı saat 4.5 ta bittiğine göre geciktirme falan olmadı. Tabii bizim her şeyi bilen basın bu durumu araştırmadığı için milleti dolduruşa getiriyor.

- Oylamada bir sayı farkla başarı kazanıldı

Yanlış. Karşı taraf isteseydi oylama 10 farkla biterdi. Oylamayı yakın bir sayı ile Ermenilere kazandırarak ABD Kongresi, Türkiye'ye düşman olmadığını Kongrenin yarısının da Türkiye'yi desteklediği mesajını vermek istediler. Ayrıca sonda oylamaya katılmayan Teksaslı Demokrat milletvekilinin yasa tasarısının altında destek imzası bulunuyor.

- Türkiye, İncirliği kapatır, misilleme yapabilir

Yanlış, Türkiye İncirliği NATO üssü olduğu için kapatamaz. Kapatırsa NATO'dan çıkar. Büyükelçiyi çekmedi bir haftalığına istişarelerde bulunmak üzere Ankara'ya getirdi. Amaç tepkisiz görünmemek. AKP iktidarı Amerika'ya kafa tutabilecek ne güçte ne de yürekte.

- Obama yönetimi tasarıya karşı çıktı

Yanlış. Obama ve Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un tasarının altında destek imzaları var. Başkan isteseydi bu tasarı komisyona bile getirilmezdi. ABD Türkiye'ye gücünü göstermek için bu tasarının komisyonda kabul edilmesine izin verdi. Tasarı Genel Kurula gitmeden kadük olacak. Obama yönetimi ciddi şekilde tasarıya karşı çıkmadı.


odatv.com, 7 Mart 2010
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

İletigönderen Comte » Pzt Mar 08, 2010 15:29

AB'den sonra ABD'de de bu tür bir tasarinin cikmasi, yukarida belirtilen yazida oldugu gibi, "fazla birsey yazmaz". ABD belli araliklarla cesitli konularda tepkileri ölcer, bu konu da bu "ölcüm" listesine dahil.
Resim
Kullanıcı küçük betizi
Comte
Dilmaç
Dilmaç
 
İletiler: 195
Kayıt: Prş Ara 10, 2009 17:21

Re: Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

İletigönderen sessiz sedasız » Pzt Mar 08, 2010 20:04

BAKÜ'den ABD'ye Protesto Mektubu

Azerbaycan, Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi'nden geçen Ermeni tasarısı için ABD Kongresine protesto mektubu gönderdi.

Ulusal Kanal'ın, Azerbaycan Parlamento üyesi Aynur Camalgızı'ndan aldığı bilgiye göre, Bakü Washington'a protesto mektubu gönderdi. Mektupta, soykırım kararının Temsilciler Meclisi Dışilişkiler Komitesinde kabul edilmesi kınandı. Karar, adil olmayan, gerçek dışı olgulara dayanan ve Türkiye'nin milli çıkarlarına zarar veren bir gelişme olarak nitelendirildi.

Tasarının geçmesi Bakü'de şöyle değerlendiriliyor: "Bu karar sadece Ankara'ya karşı alınmadı. Azerbaycan'ı da olumsuz etkileyecek. Dışişleri Komitesi üyelerinin amacı, Türkiye'ye baskı yaparak Ermenistan sınırının açılmasını sağlamak."

Öte yandan Ermenistan'ın önde gelen düşünce kuruluşu Kafkas Enstitüsü'nün direktörü Alexander İskendaryan, Türkiye'ye soykırımın zorla kabul ettirilemeyeceğini söyledi.

Kaynak
Sen ne kadar bilirsen bil,Senin bildiğin karşındakinin anladığı kadardır.
Kullanıcı küçük betizi
sessiz sedasız
Üye
Üye
 
İletiler: 988
Kayıt: Cum Mar 28, 2008 1:55
Konum: istanbul

Re: Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzt Mar 08, 2010 21:34

ABD Soykırım İftirasını Kabul Etti, Sırada Protokol Baskısı Var

Sinan OĞAN / TÜRKSAM Başkanı

ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi 4 Mart 2010 tarihinde 1915 yılında yaşanan hadiseleri “soykırım” olarak değerlendiren tasarı/öneri Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Ermeni dostu, Yahudi kökenli Howard Berman’ın “özel çabaları” neticesinde bir oy farkla geçti. Dünkü izlediğimiz tasarı oylaması komedisi bize yıllardır Hollywood filmlerinde gösterilen “Amerikan adaletinin” de aslında bir filmden ibaret olduğu ve hayatın gerçeklerinin farklı olduğunu göstermiştir.

Howard Berman tasarının geçmesi için Temsilciler Meclisi koridorlarından adeta oylamaya katılacak üyeleri tek tek toplamaya çıkmış, üyeleri bulmuş, ikna etmiş ve tasarı lehinde oy kullandırmıştır. Toplantı süresi teamüllerin aksine birkaç defa uzatılmış ve çoğunluğa ulaşıldığı an toplantı bitirilmiş ve tasarı aleyhindeki oylar fazla iken gösterilen hassasiyet, kabul oyları öne geçince anında unutuluvermiştir. Daha önceki analizimizde de ifade ettiğimiz gibi ABD Temsilciler Meclisi ve onun Dış İlişkiler Komitesi üyeleri 2 yıl için seçilen ve iç siyaset kaygıları ve bazen de “duygusal” ilişkilerini daha ön planda tutan Amerikalılardan oluşmaktadır. Bu üyelerin bahsi geçen sebeplerle karar almaları kısmen de olsa anlaşılabilmektedir. Ancak ABD yönetiminin üzerine düşen vazifelerini yeterince yerine getirmemesi anlaşılır gibi değildir. Beyaz Saray yönetimi son dakika bazı girişimlerde bulunmak dışında fazlaca bir şey yapmamıştır. Ancak son dakika girişimlerinin içerisinde bile bundan sonra Türkiye’yi nelerin beklediği yönünde ipuçları vermektedir.

İlk girişim Dışişleri Bakanı Hilary Clinton tarafından yapılmıştır. Clinton komite başkanı Howard Berman’a müracaat ederek tasarının kabul edilmesi halinde Türkiye ile Ermenistan normalleşme sürecinin zarar göreceğini ifade etmiştir. Diğer taraftan Obama’nın Gül ile görüşmesinde “protokolleri bir an önce meclisten geçirin” şeklinde bir tavır takınması bundan sonraki süreçte Ankara’ya protokollerin onaylanması yönünde baskı yapılacağını göstermiştir.

Türkiye’nin bundan sonraki süreçte yoğun bir protokol baskısına maruz kalacağını söyleyebiliriz. Ancak ne Dağlık Karabağ’da bir ilerleme olmuştur ve ne de Ermenistan Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararında protokolleri geçersiz kılan kararlarında bir değişiklik vardır. Hal böyle iken ABD’nin protokollerin onaylanması konusunda Türkiye’ye baskıya devam etmesi ve aynı zamanda da Eivan’a herhangi bir baskıda bulunmaması sıkıntı yaratabilir. Bir başka sıkıntı konusu da ileriki günlerde Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan arasında protokollerin imzalanması konusunda yaşanabilir. Zira Türk kamuoyunun Azerbaycan konusunda ve protokolleri konusunda tavrına rağmen seçim sathı mahaline girilmiş bir Türkiye’de Başbakan Erdoğan’ın kolaylıkla protokolleri meclisten geçirmesi hele ki, kendisinin Karabağ konusundaki net ifadeleri ortada iken böyle bir yola başvurması çok kolay gözükmemektedir.

Peki, ama Türkiye protokolleri onaylayabilir mi? Cevabımız hayırdır. Zira öncelikle Dağlık Karabağ konusunda herhangi bir ilerleme sağlanamamıştır. Bugün gelinen noktada Karabağ sorunu çözülse bile Türkiye’nin protokolleri onaylaması mümkün değildir. Sebebi ise Ermenistan Anayasa Mahkemesi’nin protokollerle ilgili almış olduğu gerekçeli kararlardır. Bu kararların Türkiye’nin kabul edemeyeceği diğer maddeleri bir tarafa bıraksak bile bir tek maddesi, yani Türkiye’nin Doğu Anadolu bölgesine “Batı Ermenistan” olarak denmesi sebebi protokollerin mecliste onaylamasını imkansız hale getirecektir. Zira TBMM’de hiç kimse protokolleri bu haliyle kabul ederek Türkiye’nin Doğu Anadolu bölgesini tartışmaya açamaz.

Dün kabul edilen tasarının alt komiteden Temsilciler Meclisi gündemine alınması aşamasında ve 24 Nisan’da Obama’nın konuşmasının nasıl şekilleneceği konusunda bir başka pazarlık unsurunun da İran konusu olacağı söylenebilir. Ancak bu konuda da Türkiye’nin ani karar ve taraf değiştirmesi beklenmemektedir.

Dün itibarıyla bir kez daha görülmüştür ki, dış politikada romantik yaklaşım ve herkes ile sıfır sorun politikası her zaman ve her yerde aynı neticeyi vermemektedir. Ermeniler için protokollerden çok daha önemli olan konu Türkiye’yi uluslar arası camiada mahkum ettirmektir. Dolayısıyla da TÜRKSAM’ın tam bundan bir yıl önce ortaya koyduğu analiz doğru çıkmaktadır. Biz son bir yıldır Ermenistan eline tarihi fırsat geçtiğini düşünmektedir. Bu sebeple de bazı bahaneler ile 24 Nisan’a kadar Türkiye’nin protokolleri onaylamasını güçleştirmeye çalışacak ve dolayısıyla da Türkiye’yi ABD ile karşı karşıya getirmek isteyecektir. Bunun neticesinde ise ABD’nin en üst noktadan Türkiye’ye karşı soykırım terminolojisini kullanmasını bekleyecektir. Aynen öngördüğümüz gibi Ermeniler bu yönde çaba göstermektedirler.

Sayın Davutoğlu’nun sitem dolu konuşmasına da değinmekte fayda vardır. Sayın Davutoğlu, ABD’de startejik vizyon eksikliği var dedi. Öncelikle ABD’nin bu kararı almasında tam da bahsedilen bu stratejik vizyonun rolü olamaz mı? Yani bir stratejik vizyon çerçevesinde ABD Türkiye’ye baskı ve pazarlık imkanlarını elde etmek için bu girişime sessiz kalmış olamaz mı diye de düşünmek gerekir. Stratejik vizyonun bir parçası da bu değimlidir? Bununla beraber bizim de Ermenistan Açılımı konusundaki stratejik vizyonumuzun da aynı şekilde sorgulanması gerekir.

Bundan sonra ne yapmalı? Yapılması gereken karşı saldırıya geçmektir. Parlamentosundan soykırım iftirasını geçiren ülkelerden birisini bu kararından geri adım atmaya zorlamak/teşvik etmektir. Bu büyük bir kırılma noktası olacaktır. Bunun için de en iyi aday Parlamentosundan 1997, 2000 yıllarından bu kararı geçiren Lübnan, 2000 yılında benzer karar alan İtalya, Türk lobisinin en güçlü olduğu ülke olmasına rağmen 2005 yılında karar alan Almanya, 2005 yılında karar alan Venezüella ve 2007 yılında karar alan Şili olabilir veya yine 2005 yılında karar alan Polonya olabilir. Türkiye bu ülkelerden herhangi birisini ikna edebilecek güçtedir. Nasıl ki, Rusya Gürcistan’da ayrıldığı halde dünya tarafından tanınmayan Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlığını tanıtmak için bazı ülkelerle maddi ilişkiler de dahil olmak üzere pazarlıklar yapması ve bazı ülkelerle tanıtmayı gerçekleştirmesi örneğinde olduğu gibi Türkiye’de bunu başarabilir. Bu bir kırılma noktasını oluşturur.

Elbette bu orta vadeli hedef olmalıdır. Ancak kısa vadede Türk – Amerikan ilişkilerinin bu sıkıntılı süreci atlatabilmesi için Türkiye’nin protokollerdeki Ermeni oyununu ABD ve batıya daha iyi anlatması gerekmektedir. Bir manevra olarak da protokoller meclise getirilip burada ön şart ile onaylanabilir.
.
Türkiye'nin ABD'ye tepki olarak Büyükelçisi Namık Tan'ı danışmalarda bulunmak üzere geri çağırmasının yetmeyeceğini, ABD için bunun yeterli bir mesaj olamayacağını asıl mesajın Afganistan'daki Türk komutanın Ankara'ya çağrılarak verilmesi gerektiğini belirtmemiz gerekir. Ancak bütün bu girişimleri yaparken de soğukkanlılığı elden bırakmamak ve duygularla hareket etmemek gerekir.
.

Aşağıda Amerika Birleşik Devletleri Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi 4 Mart 2010 tarihinde oylanarak kabul edilen metin sunulmaktadır.


TEMSİLCİLER MECLİSİ 252 NO.LU KARAR TASARISI

Başkan’ın; Amerika Birleşik Devletleri’nin dış politikasının, Ermeni Soykırımı ve diğer konularda ülkemizin belgelerinde ifade edilmiş insan hakları, etnik temizlik ve soykırım meseleleriyle ilgili uygun yaklaşım ve hassasiyeti yansıtmasını sağlamaya davet edilmesi.

Karara bağlandı…

KISA BAŞLIK

BÖLÜM 1
Bu karar, “ABD’nin Ermeni Soykırımı Kararı Kayıtlarının Teyit Edilmesi” olarak da adlandırılabilir.

BULGULAR

BÖLÜM 2
Temsilciler Meclisi şu bulgulara ulaşmıştır:

(1) Ermeni Soykırımı, Osmanlı İmparatorluğu tarafından tasarlanmış ve 1915’ten 1923’e kadar uygulanmıştır. Yaklaşık 2 milyon Ermeni’den 1.5 milyon erkek, kadın ve çocuk öldürülmüş, hayatta kalan 500 bin kişi evlerinden sürülmüş ve bu durum, Ermenilerin tarihi vatanlarındaki 2 bin 500 yıllık varlıklarının ortadan kalkmasıyla sonuçlanmıştır.

(2) 24 Mayıs 1915 tarihinde, İttifak Güçleri, İngiltere, Fransa ve Rusya ilk defa bir başka devleti “insanlık suçu işlemekle” itham eden ortak bir açıklama yayımlamıştır.

(3) Bu ortak açıklamada, “İttifak Güçleri, bu suçlar dolayısıyla Osmanlı Hükümeti’nin bütün üyelerini ve bu katliamları gerçekleştiren memurlarını şahsen sorumlu tutacağını kamuoyu önünde bildirmektedir” denilmiştir.

(4) Birinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan Türk Hükümeti, Ermeni Soykırımı’nın “düzenlenmesine ve yürütülmesine” karışan ve “Ermenilerin katliamında ve yok edilmesinde” rol oynayan üst düzey liderleri suçlamıştır.

(5) Jön Türk Rejimi’nin yetkilileri, bir dizi savaş mahkemesinde yargılanmış ve Ermeni halkına karşı katliam düzenlemek ve yürütmek suçlamalarından hüküm giymiştir.

(6) Ermeni Soykırımı’nın baş düzenleyicileri Savaş Bakanı Enver, İçişleri Bakanı Talat ve Denizcilik Bakanı Cemal, suçlarından dolayı idam cezasına mahkûm edilmiş ancak bu kararlar infaz edilmemiştir.

(7) Ermeni Soykırımı ve ülke içindeki bu hukuki noksanlıklar, Avusturya, Fransa, Almanya, Büyük Britanya, Rusya, Birleşik Devletler, Vatikan ve daha birçok ülkenin ulusal arşivlerinde kuşkuya yer bırakmayacak kanıtlarla belgelenmiş ve bu geniş kanıt birikimindeki olguların, olayların ve sonuçların birbirinin aynısı olduğu görülmüştür.

(8) ABD Ulusal Arşivi ve Kayıtlar Dairesi, özellikle Dışişleri Bakanlığı’nın 59’ncu Kayıt Grubu’ndaki kamuya ve ilgili kurumların kullanımına açık olan 867.00 ve 867.40 sayılı dosyalarında Ermeni Soykırımı üzerinde kapsamlı ve detaylı belgeler bulundurmaktadır.

(9) 1913’ten 1916’ya kadar ABD’nin Osmanlı İmparatorluğu büyükelçiliği görevini yürütmüş olan Sayın Henry Morgenthau, aralarında Osmanlı İmparatorluğu’nun müttefiklerinin de olduğu birçok ülkenin yetkilisiyle birlikte Ermeni Soykırımı’na karşı protestolar organize etmiş ve bunlara öncülük yapmıştır.

(10) Büyükelçi Morgenthau, ABD Dışişleri Bakanlığı’na Osmanlı İmparatorluğu hükümetinin politikasını “bir ırkı yok etme kampanyası” olarak tanımlamış ve kendisine 16 Temmuz 1915 tarihinde ABD Dışişleri Bakanı Robert Lansing tarafından, “Ermeni soykırımının durdurulmasına yönelik… adımlarınız Bakanlığımızca onaylanmıştır” talimatı verilmiştir.

(11) Senato’nun 12 Şubat 1916 tarihinde aldığı kararda, “ABD Başkanı'ndan bu ülkenin vatandaşlarının şu anda açlık, hastalık ve tarifi mümkün olmayan acılar içinde bulunan Ermenilerin durumlarının iyileştirilmesi için toplanan bağışlara katkıda bulunabilecekleri bir günün belirlemesi saygıyla talep edilmektedir” denilmiştir.

(12) Başkan Woodrow Wilson bu fikri benimseyerek, Amerikan halkının evlatlığı olan 132 bin yetimin de aralarında bulunduğu Ermeni Soykırımı’ndan kurtulanlara 1915 – 1930 yılları arasında 116 milyon dolar yardım yapan ve bir kongre kararıyla kurulmuş olan Yakın Doğu Yardım Komitesi’nin oluşumunu desteklemiştir.

(13) Senato’nun 11 Mayıs 1920 tarihli 359 numaralı kararı, “Senato Dış İlişkiler Komitesi’nin alt komitesindeki oturumlarda verilen ifadeler, Ermeni halkının karşılaştığı bildirilen katliam ve diğer vahşetlerin gerçek olduğunu ortaya koymuştur.

(14) Bu karar, General James Harbord önderliğindeki Amerika'nın Ermenistan Askeri Misyonu'nun 13 Nisan 1920'de Senato'ya sunduğu ve "kesme, şiddet, işkence ve ölüm olaylarının 100 güzel Ermeni vadisi üzerindeki etkisi sürüyor ve bu bölgeye gidenlerin çok azı tüm zamanların bu en büyük suçuna dair kanıtlardan kaçabiliyor" ifadelerine yer verilen raporun ardından alınmıştır.

(15) ABD Yahudi Soykırımı’nı Anma Müzesi’nde sergilendiği gibi, 1939 yılında hiçbir kışkırtma olmadan ordularına Polonya’ya saldırı emri veren Adolf Hitler, buna karşı çıkanlara, “Tüm yaşananlara rağmen bugün kim Ermenilerin yok edilmesinden bahsediyor ki?” demiş ve Yahudi Soykırımı için gerekli ortamı oluşturmuştur.

(16) 1944 yılında “soykırım” terimini ortaya atan ve Birleşmiş Milletler (BM) Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nin ilk savunucularından olan Raphael Lemkin, Ermenistan’da yaşanan olayları, 20’nci yüzyılda gerçekleşen soykırımlar için kesin bir örnek olarak göstermiştir.

(17) Gerek Lemkin’in çağrısıyla 11 Aralık 1946’da kabul edilen ilk Birleşmiş Milletler soykırım kararı olan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 96(1) numaralı kararı gerekse de Birleşmiş Milletler Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, Ermeni Soykırımı’nı Birleşmiş Milletler’in mevcut standartlarını düzenleyerek önlemek ve cezalandırmak istediği suç türü olarak tanımıştır.

(18) Birleşmiş Milletler Savaş Suçları Komisyonu 1948’de Ermeni Soykırımı’nı “tam olarak… yeni kullanılmaya başlanan ‘insanlığa karşı işlenmiş suç’ teriminin kapsamına alınması istenen eylemlerden birisi” olarak tanımlamış ve Nürnberg Mahkemeleri için emsal teşkil edebileceğini belirtmiştir.

(19) Komisyon, “Sevr Barış Antlaşması’nın 230’uncu maddesindeki hükümler, açık ve 1915 yılında İttifak Güçleri’nin yaptığı açıklamaya uyumlu bir şekilde… Türk topraklarında etnik kökeni Ermeni ya da Rum olsa bile Türk vatandaşlarına yönelik saldırıları kapsamayı amaçlamaktadır. Bu madde, Nürnberg ve Tokyo Antlaşmaları’nın 6c ve 5c maddelerine emsal olmakta ve bu antlaşmalarda ortaya konulan şartlar dahilinde ‘insanlığa karşı işlenen suçlar’ kategorisine bir örnek teşkil etmektedir” demiştir.

(20) Temsilciler Meclisi’nin 8 Nisan 1975 tarihinde kabul edilen 148 sayılı ortak kararı şöyledir: “24 Nisan 1975, İnsanın Acımasızlığını İnsana Hatırlatma Günü olarak kabul edilmiş ve ABD Başkanı’na Amerikan halkını, bu günü başta Ermeni soyundan gelenler olmak üzere bütün soykırım kurbanlarını anma günü olduğunu hatırlamaya çağıran bir açıklama yapması yetkisi verilmiş ve talep edilmiştir.”

(21) Başkan Ronald Reagan, 22 Nisan 1981’de gerçekleştirdiği 4838 sayılı açıklamasında, “Yahudi Soykırımı’ndan alınan dersler, öncesinde yaşanan Ermeni soykırımı ve sonrasında yaşanan Kamboçyalı soykırımı ve diğer başka birçok kişinin başına gelen benzer olaylar gibi hiçbir zaman unutulmamalıdır” ifadelerini kullanmıştır.

(22) Temsilciler Meclisi’nin 10 Eylül 1984’te aldığı 247 sayılı karar şöyledir: “24 Nisan 1985, İnsanın Acımasızlığını İnsana Hatırlatma Günü olarak kabul edilmiş ve ABD Başkanı’na Amerikan halkını, bu günü 1.5 milyon Ermeni başta olmak üzere bütün soykırım kurbanlarını anma günü olduğunu hatırlamaya çağıran bir açıklama yapması yetkisi verilmiş ve talep edilmiştir.”

(23) Birleşmiş Milletler Ayrımcılığın Önlenmesi ve Azınlıkların Korunması Alt Komisyonu'nun 1985 yılında yaptığı kapsamlı çalışma ve müzakerelerin ardından "Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sorunu Çalışması" başlıklı raporu 1’e karşı 14 oyla kabul etmiştir. Bu raporda, "Nazilerin yaptığı sapkınlık, ne yazık ki 20’nci yüzyılın tek soykırım davası olmamıştır. Örnekler arasında… 1915-1916 yıllarında Osmanlıların Ermenilere yaptığı kıyım da gösterilebilir" denilmektedir.

(24) Bu raporda ayrıca, "Ermeni nüfusunun yarısından fazlasına tekabül etmesi muhtemel en az 1 milyon Ermeni'nin öldürüldüğü ya da ölüme yürütüldüğü yönünde bağımsız otoritelerin ve görgü tanıklarının güvenilir tahminleri bulunmaktadır. Bu [durum], Amerikan, Alman ve İngiliz arşivlerinde yer alan belgelerle ve aralarında Osmanlı'nın müttefiki Almanların da bulunduğu ülkelere ait o dönemde görev yapan diplomatların raporlarıyla da desteklenmektedir" ifadesi yer almaktadır.

(25) Bağımsız bir federal kurum olan ABD Yahudi Soykırımı’nı Anma Konseyi, 30 Nisan 1981'de oybirliğiyle, ABD Yahudi Soykırımı’nı Anma Müzesi'nde Ermeni soykırımına yer vermeyi kararlaştırmıştır ve o günden beridir de bu kararını uygulamaktadır.

(26) ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından 1982 yılında yapılan Ermeni Soykırımı'yla ilgili eldeki bilgilerin muğlak olduğuna ilişkin hatalı değerlendirmeyi (daha sonra geri çekilmiştir) ele alan Washington DC Temyiz Mahkemesi, ABD'nin ilgili politika belgelerini inceledikten sonra 1993 yılında Ermeni Soykırımı'yla ilgili ABD kayıtlarının muğlak olduğu konusundaki değerlendirmenin "ABD'nin uzun süredir var olan politikasıyla çelişkili olduğu ve nihayetinde de geri çekildiği"ne karar vermiştir.

(27) 5 Haziran 1996'da Temsilciler Meclisi, 1997 tarihli, 3540 sayılı Dış Operasyonlar, İhracat Finansmanı ve İlgili Program Ödenekleri Kanunu’nda yapılan değişiklikle, Türk Hükümeti'nin Ermeni soykırımını tanıyana ve kurbanlarının anısını yüceltene kadar Türkiye'ye yapılan yardımların 3 milyon dolar (Türkiye’nin ABD'de lobicilik faaliyetleri için harcadığı tahmini miktar) azaltılmasına karar vermiştir.

(28) Başkan William Jefferson Clinton 24 Nisan 1998'de, "Bu yıl da tıpkı önceki yıllarda olduğu gibi Amerikan Ermenilerinin 1915 ile 1923 yılları arasındaki tehcir ve kıyımlar neticesinde yaşanmış olan yüzyılın en acı verici dönemlerinden birini anmalarına eşlik ediyoruz " demişti.

(29) Başkan George W. Bush, 24 Nisan 2004'te şu açıklamayı yapmıştır: "Bugün, 20'nci yüzyılın en korkunç trajedilerinden biri olan Osmanlı İmparatorluğu'nun son günlerinde 1.5 milyon Ermeni'nin zorla tehcir edilerek ve öldürülerek yok edilmesini anıyoruz."

(30) Ermeni Soykırımı'nın uluslararası alanda tanınmış ve kabul edilmiş olmasına karşın hem yerel hem de uluslararası yetkililerin, Ermeni Soykırımı sorumlularını cezalandıramamış olması, benzer soykırımların yaşanmasının ve ileride de yaşanabilecek olmasının bir sebebidir. Bu karar, ileride meydana gelebilecek soykırımların engellenmesine yardımcı olacaktır.

POLİTİKA AÇIKLAMASI

BÖLÜM 3
ABD Temsilciler Meclisi;

(1) Başkan'a; Ermeni Soykırımı'yla ilgili ABD'deki kayıtlarda belgelenen insan hakları, etnik temizlik ve soykırımla bağlantılı meselelerle ilgili uygun yaklaşım ve hassasiyet ile adil bir karara varılmamış olmasının yarattığı sonuçları yansıtan bir ABD dış politikası oluşturması çağrısı yapmaktadır;

(2) Başkan'a; her yıl 24 Nisan ya da buna yakın bir tarihte verilen Başkan'ın Ermeni Soykırımı'nı anma mesajında 1.5 milyon Ermeni'nin sistemli ve kasten yok edilmesini "soykırım" olarak tanıması ve ABD'nin Ermeni Soykırımı'na karşı yaptığı müdahalenin onurlu tarihini hatırlatması çağrısı yapmaktadır.


TÜRKSAM, 5 Mart 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

İletigönderen Deli Haydar » Sal Mar 09, 2010 12:41

Türkiye'den Toprak ve Tazminat İsteyecekler
Akşam Gazetesi / 9 Mart 2010

Daşnaksütyun Partisi'nin Genel Sekreteri Manoyan, 1915 olayları ile ilgili tasarının, ABD tarafından kabulünün, Ermenilerin Türkiye'den toprak ve tazminat talep etmesinin önünü açacağını söyledi.

ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nin geçen hafta Ermeni soykırımı tasarısının kabul etmesi Ankara-Washington gerilimini tırmandırdı. TESEV'in davetlisi olarak gittiğimiz Erivan'da ise bu konuda memnun bir sessizliğin hakim olduğunu gözledik. Ermeni diasporası üzerinden etkili görülen Daşnaksütyun Partisi'nin Uluslararası Genel Sekreteri Giro Manoyan ile tasarının kabul edilmesinin ardından cumartesi günü bir araya geldik.

Erivan'da Akşam muhabiri Şenay Yıldız'a konuşan Manoyan'ın değerlendirmeleri söyle:

Şenay Yıldız: Türkiye ile protokollerin gündeme gelmesinin ardından hükümetten ayrıldınız. İlişkilerin gelişmesini istemiyor musunuz?

Giro Manoyan: Biz Türkiye ile ilişkilerin hiçbir önkoşul olmadan gelişmesini istiyoruz. Protokollerde kelime oyunu yapılıyor. Karabağ, soykırım ve yasal sınır konularında bu protokoller bize önkoşullar dayatıyor ve biz bunu istemiyoruz.

Ermeniler protokole karşı

Şenay Yıldız: Sizin partiniz diaspora üzerindeki gücü ile tanınıyor. ABD'nin 1915'i soykırım olarak tanımasına uğraşıp, Türkiye'yi sıkıştıracağınıza bu konunun protokol süreciyle iki ülke arasında çözülmesini sağlasanız daha yapıcı olmaz mı?

Giro Manoyan: Benim görüşüme göre Ermenilerin çoğu bu protokollere karşı. Türkiye ile Ermenistan arasındaki protokollerin onay süreci zaten bir süredir askıda. Bunun tasarı ile bir ilgisi yok. Türkiye Karabağ sorunu çözülmeden protokolleri onaylamayacak. Süreci baltalayacak olan protokoller değil. Türkiye'nin duruşu nedeniyle süreç zaten tıkanmış durumda.

Şenay Yıldız: Karabağ sorunu tümüyle çözülmese ancak işgal altındaki 7 reyondan çekilme sinyali verilemez mi Türkiye'nin elini rahatlatmak için?

Giro Manoyan: Reyonlarda çekilme basit bir şey değil. Bu ancak Karabağ konusunda kapsamlı bir mutabakata varılması ile ilgili ve bu da çok kısa bir sürede olacak birşey değil.

Şenay Yıldız: Tasarının Dış İlişkiler Komitesi'nde tanınmasının ardından mutlu musunuz?

Giro Manoyan: Henüz mutlu değilim, çünkü süreç daha tamamlanmadı. Eğer Türkiye ABD'deki tasarıya bu kadar önem vermeseydi, bizim için de bu kadar büyük bir sembolik önemi olmazdı. Bizim bundan sonra izleyeceğimiz yol Türkiye'ye dışarıdan baskı yapmak ve sivil toplumla diyaloğa geçmek olacak.

Mevcut haktan vazgeçmeyiz

Şenay Yıldız: Soykırım kabul edilirse, ardından ne geliyor sizin için?

Giro Manoyan: Benim bu konuya cevabım, buradaki herkes tarafında kabul edilmiyor olabilir. Ama bize göre, Türkiye ile mevcut sınırlar yasal sınırlar değil. Tarihi olarak Batı Ermenistan bize ait. (Türkiye'nin doğu illerini kastediyor) Bu konuda elimizde ABD Başkanı Wilson'un onayladığı tahkim senedi var. Sevr yürürlüğe girmedi ama tahkim senetlerinin bu uluslar arası anlaşma gibi yürürlüğe girmesine gerek yok ve bu belgenin altında da Osmanlı yetkililerinin imzası var. Ermenistan ile Türkiye hiçbir zaman mevcut sınırların yasal olduğu üzerine anlaşma yapmadı.

Şenay Yıldız: Yaşadığımız bu yüzyılda gerçekten Türkiye'den toprak talebinde bulunabileceğinize inanıyor musunuz?

Giro Manoyan: Gelecekte ne olacağını asla bilemezsiniz. Bu olabilir de, olmayabilir de. Ama bizim mevcut haklarımızdan vazgeçmememiz gerekiyor. Eğer elinizdeki haklardan vazgeçerek müzakere ederseniz, hiçbirşey alamazsınız. Türkiye Batı Ermenistan'ı bu şekilde kullanmaya devam edecekse, 1915'ten beri kullanımı için bize para ödenmesi gerekiyor. Bir de zaten bizim olan topraklarımıza giriş izini için bazı ayrıcalıklarımız olmalı. Mesela vizeye gerek olmamalı, bölge askersizleştirilmeli.

Soykırımın tanınması ulusal güvenlik konusu

Şenay Yıldız: 1915 olaylarını soykırım olarak tanımak ve Batı Ermenistan miti kimliğinizin ayrılmaz parçaları mı?

Giro Manoyan: Ermeni medeniyetinin büyük kısmı Batı Ermenistan'da gerçekleşti. Ermenilerin tarihteki 10 başkentinin 7'si bu sınırlar içinde. Soykırım ise tüm Ermeniler için evrensel gerçek. Soykırımın tanınması, Ermeniler için bir ulusal güvenlik konusu. Soykırımın tanınmasının ardından ne yapılacağı ise, Ermenilerin farklı düşündüğü bir konu. Soykırım, özellikle diasporanın kimliğinin ayrılmaz bir parçası.

Türkiye Naziler gibi görülecek

Şenay Yıldız: ABD Parlamentosu'nun 1915'i soykırım olarak kabul etmesi sizin hayatınızda neyi değiştirecek?

Giro Manoyan: Biz 1973'ten beri dünyanın hemen her ülkesinde soykırımın uluslararası alanda kabulü için uğraşıyoruz. Bu Türkiye'nin soykırımı reddetmesine yönelik bir tepki hareketi. Pek çok şey değişecek. Kaliforniya'da soykırım mağdurlarının sigorta şirketlerine açtığı tazminat davaları ABD hükümeti bunu resmen soykırım kabul etmediği için reddedildi. 'Eğer soykırım yoksa, mağduru da yoktur' mantığıyla bu başvurula anayasaya aykırı bulundu. Soykırımın kabulü bu başvuruların önünü açacak. Bu durum Türkiye ile değilse de, sigorta şirketleri ve mağdurlar arasında bir durum. Aynı zamanda medyada 'soykırım iddiaları' denemeyecek eğer resmen kabul edilirse. 'Türkiye soykırımı kabul ederse Naziler gibi görülecek' yorumları son derece yanlış. Tam tersine, Türkiye bunu kabul etmediği sürece Naziler gibi görülecek.

Erivan, 24 Nisan öncesi imza çekmez

Şenay Yıldız: 24 Nisan'da Obama ne yapar bu sene?

Giro Manoyan: Ne olacağını bekleyip görmek lazım. O zamana dek yaşanacaklar çok önemli. Ama ben Ermenistan Hükümeti'nin Obama'yı garip bir duruma sokmak isteyeceğini sanmıyorum. Bu nedenle 24 Nisan öncesi protokol sürecini bitirmeyeceklerdir diye düşünüyorum. Bunu 25 veya 26 Nisan'da yapabilirler, ama 24'ünde değil.
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21

Re: Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

İletigönderen sessiz sedasız » Prş Mar 11, 2010 19:15

İsveç tasarıyı onayladı

İsveç Parlamentosu soykırım tasarısını 1 oy farkla kabul etti.

Kaynak
Sen ne kadar bilirsen bil,Senin bildiğin karşındakinin anladığı kadardır.
Kullanıcı küçük betizi
sessiz sedasız
Üye
Üye
 
İletiler: 988
Kayıt: Cum Mar 28, 2008 1:55
Konum: istanbul

Re: Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

İletigönderen Oğuz Kağan » Cmt Mar 13, 2010 11:47

Soykırım tasarısına tam 4 oy bizden

İsveç meclisinde alınan kararda, Türkiye kökenli 4 milletvekili kritik rol oynadı.

ABD'den sonra İsveç'te "soykırım" tasarısının kabul edilmesi büyük tepkilere neden olurken, gözler olumlu oy kullanan Türkiye kökenli milletvekillerine çevrildi.

İsveç Parlamentosu'ndaki 4 Türkiye kökenli milletvekilinden 3'ü kabul oyu verirken Çevre Partisi'nden milletvekili olan Mehmet Kaplan ise tepki amacıyla oylamaya katılmadığını söyledi.

Sosyal Demokrat Parti'nin Genel Sekreteri İbrahim Baylan ile aynı partiden Yılmaz Kerimo ve Halk Parti'den Vanlı Gülan Avcı "soykırım tasarısı"na "evet" dedi.

Çevre Partisi'nden çekimser kalan Kaplan, Süryani kökenli Yılmaz Kerimo ve İbrahim Baylan ile Kürt kökenli Gülan Avcı'nın önergeyi desteklediğini ve tanınması yönünde oy kullandığını kaydetti.

Kendisinin ise karşı çıktığını belirten Kaplan, sonucun "içini acıttığını" söyledi.

Avcı: Kürtler soykırıma uğruyor

İktidardaki Liberal Halk Partisi’nin milletvekili Gülan Avcı ise, partisinin ittifak kararına zıt oy verdi. Avcı, verdiği tek oyla tasarının onaylanmasını sağladıktan hemen sonra şunları söyledi:

“Türkiye’deki Kürtler, soykırıma uğruyor. Bu yüzden İsveç meclisinin bu kararı çok önemli. Bu tasarıya evet oyu verdim, böylece Türkiye tarihiyle yüzleşebilir. Oyumun belirleyici olduğunu ve bu yönde kullanılması gerektiğini biliyordum.”

Washington Post Gazetesi de, Avcı’nın, “bir zamanlar çok acı çekenlerin haklarının 95 yıl sonra verilmesi gerektiğini” uzun süredir savunduğunu ve sonunda oylama sonucunu belirlediğini bildirdi.


Gerçek Gündem, 13 Mart 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

İletigönderen Oğuz Kağan » Cmt Mar 13, 2010 14:02

Halaçoğlu'ndan belgeli yanıt

Osmanlı 1919’da çağırdı, İsveç gelmedi

ESKİ Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu İsveç’in “soykırım” kararını değerlendirdi. Ermeni tehciri sonrası katliam iddialarından bunalan Osmanlı Devleti’nin, Şubat 1919’da tehcirin soruşturulması için tarafsız hukukçulardan bir komisyon kurulması amacıyla İsveç, Hollanda, İspanya ve Danimarka hükümetlerine nota verdiğini belirten Halaçoğlu, “Ancak bu devletler Mayıs 1919’da bu teklifi reddetmişlerdir. O zaman gerçeklerle yüzleşmekten korkan İsveç, bugün kalkmış bizim tarihimizle yüzleşmemizi istiyor. Madem böyle bir olay vardı o gün niye gelmediler” dedi.

İsveç’in kabul ettiği tasarıda Asuriler, Keldaniler ve Süryaniler’e atıf yapılmasının da kabul edilemez olduğunu vurgulayan Halaçoğlu, “Süryanilere yönelik hiçbir tehcir kararımız yok” diye konuştu.

Halaçoğlu, “Tarihle yüzleşmesi gereken biz değil onlardır. 1919’da davetimize icabet etmeyenler, bugün kalkmış bizi yargılamaya kalkıyor. Bizim elçiyi çekeceğimize onların elçisini kovacaksın. Suçu işleyen onlar. Bizi katil ilan eden onlar” dedi.

VESAİRE DİYE BİTİYOR

Soykırım tasarısı oylaması öncesi İsveç’te konferans veren Türk Tarih Kurumu Süryani Masası Başkanı Prof. Bülent Özdemir, “Tasarıda sadece Ermenilere değil, Süryanilere, Rum Pontuslara, Çingeneler’e de soykırım uygulandığı belirtiliyor hatta cümlenin sonu ‘vesaire’ diye bitiyordu. Böylesine önemli bir tasarı tek sayfadan oluşuyordu” bilgisini verdi.


İnternetajans, 13 Mart 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

İletigönderen İrfan Tuna » Cmt Mar 13, 2010 15:10

Kutadgu Bilig yazdı:Halaçoğlu'ndan belgeli yanıt

Osmanlı 1919’da çağırdı, İsveç gelmedi

ESKİ Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu İsveç’in “soykırım” kararını değerlendirdi. Ermeni tehciri sonrası katliam iddialarından bunalan Osmanlı Devleti’nin, Şubat 1919’da tehcirin soruşturulması için tarafsız hukukçulardan bir komisyon kurulması amacıyla İsveç, Hollanda, İspanya ve Danimarka hükümetlerine nota verdiğini belirten Halaçoğlu, “Ancak bu devletler Mayıs 1919’da bu teklifi reddetmişlerdir. O zaman gerçeklerle yüzleşmekten korkan İsveç, bugün kalkmış bizim tarihimizle yüzleşmemizi istiyor. Madem böyle bir olay vardı o gün niye gelmediler” dedi.

İnternetajans, 13 Mart 2010


Ermeni soykırımı iddiası kesinlikle bir tarih tartışmasının konusu değildir. Şu çok iyi bilinmelidir ki, ülkemizi 1 asır önce işgal edip paylaşmaya kalkışanlar da, bu işgalde Türk Milleti'ni vatan savunması yapmak için savaşmak zorunda bırakanlar da, vatanımızı savunan insanların üzerine Ermenilerin bir bölümünü çeşıtli vaadlerle kandırıp ateşe sürenler de emperyalistlerdi. Aynı emperyalistler, bugün de 'Soykırım' yalanını ortaya atarak ülkemizi köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar...

Şu gerçek artık çok açık ve net ortaya çıkmıştır ki, vatanımızı emperyalistlere karşı her alanda savunan insanlar, dün olduğu gibi bugün de, en az emperyalistler kadar, onların ülkemizdeki uzantılarıyla da mücadele etmek zorundalar
Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

Re: Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

İletigönderen eskopatj1 » Cmt Mar 13, 2010 15:15

İşte bu noktada bende diyorum ki,nereden geçireceklerse geçirsinler ve kabul etsinler şerefsizler.Sonuçta isteklerini yerine getirdikçe başka isteklerle karşımıza çıkıyorlar ve çıkacaklarda şerefsizler.
Başbakan veya cumhurbaşkanı çıkıp,kabul etmezseniz şerefsizsiniz,kabul etmezseniz en adi o.ç sunuz demeli medyanın önünde ve hemen incirlik üssünü kapatarak işe başlamalı.Sonra amerikalıların gerçekten işlediği soykırımları birer birer meclisimizde kabul edip,turistik yerlere soykırım anıtları dikmeliyiz.Başlıkta şöyle olmalı:Terörist Amerikanın Yaptığı Soykırım Anıtı

Peki bu dediklerimi yapabilecek cesur yürekli bir politikacımız var mı ? Yookkkk maalesef.

Belki Osman Pamukoğlu yapabilir,diğerlerinden en ufak bir umudum yok.[/quote]

Yapacak İrfan agbi hiç şüphem olmasın
Kullanıcı küçük betizi
eskopatj1
Üye
Üye
 
İletiler: 55
Kayıt: Sal Ara 08, 2009 18:24

Re: Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

İletigönderen avrasya » Cmt Mar 13, 2010 18:00

eskopatj1 yazdı:İşte bu noktada bende diyorum ki,nereden geçireceklerse geçirsinler ve kabul etsinler şerefsizler.Sonuçta isteklerini yerine getirdikçe başka isteklerle karşımıza çıkıyorlar ve çıkacaklarda şerefsizler.
Başbakan veya cumhurbaşkanı çıkıp,kabul etmezseniz şerefsizsiniz,kabul etmezseniz en adi o.ç sunuz demeli medyanın önünde ve hemen incirlik üssünü kapatarak işe başlamalı.Sonra amerikalıların gerçekten işlediği soykırımları birer birer meclisimizde kabul edip,turistik yerlere soykırım anıtları dikmeliyiz.Başlıkta şöyle olmalı:Terörist Amerikanın Yaptığı Soykırım Anıtı

Peki bu dediklerimi yapabilecek cesur yürekli bir politikacımız var mı ? Yookkkk maalesef.

Belki Osman Pamukoğlu yapabilir,diğerlerinden en ufak bir umudum yok.

Yapacak İrfan agbi hiç şüphem olmasın


İyi hoş söylersin ! eskopatj1 ,

Bak senin yok deyip, hayret ki göremediğin Cesur Yürekli yurtseverler Talat Paşa komitesi ile didinip çabalayıp, emperyalistlerin yalanlarına karşı mücadele eder, eylemler yaparken,2005 ten bu yana Avrupanın başkentlerine uçaklar dolusu gider, orada Türklerle birleşip mitingler yapıp, emperyalistlerin yalanlarını hukuk dışı yasalarını çiğnerken , bu nedenle emperyalistlerin kurdurduğu mahkemelerde yargılanırken ,( bak senin aradığın cesur yürekli politikacının Doğu Perinçek olduğunu yine nasıl da görememişsin )
İsviçrede emperyalistlerin soykırım yalanlarının yasalrını çiğneyip mahkemede yargılanan Doğu Perinçek ti .
Senin, belki yapar dediğin Pamukoğlu Paşan burda niye yok ?
talat-pasa-komitesi-sonuc-bildirgesi-6-mart-2010-t24881.html

Hadi önceden yoktu şimdi niye yok? Niye bir el , bir omuz vermiyor?

Armut piş ağzıma düş diye mi bekliyor?
Yoksa böyle bir derdi, emperyalistlerin soykırım yalanlarına karşı mücadele etmek gibi bir sorunu mu yok ?

Bak sen ne güzel söylersin İncirlik üssünü kapatalım, Amerikanın soykırımları için anıtlar dikelim diye .
Senden ricam sor Pamukoğlu paşaya bunları Nazlı Ilıcak gibilerinin karşısında söylemesini bıraktım tek başına çıktığı bir programda olsun söyler mi ?

Pamukoğlu paşa arada sırada dış güçler diyor da , Dış güç kim adını koymuyor.
Kimden bahsediyor , dış güç kim ? Brezilya mı , Patogonya mı ?

Vatandaşın bilidğini niye saklıyor ? Niye, Amerikan emeperyalizmi, ABD diyemiyor ???
Kullanıcı küçük betizi
avrasya
Üye
Üye
 
İletiler: 279
Kayıt: Prş Oca 15, 2009 23:08

ÖncekiSonraki

Şu dizine dön: Devlet ve Siyaset

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x