Erdoğan'ın "Nutuk'taki Norşin" Yalanının Belgesi

MHP Lideri Bahçeli'nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Bitlis'in Güroymak İlçesine "Norşin" demesine verdiği sert tepkiye, Başbakan Tayyip Erdoğan Rize'den verdiği cevapta;

"Sayın Bahçeli Aç Nutuk'u oku. Atatürk Güroymak'a Norşin mi demiş, Güroymak mı? Norşin demiş." İfadelerini kullanmıştı.

EtikHaber olarak bugüne kadar birçok konuda yalan söylemeyi kendisine ilke edinen Başbakan Erdoğan'ın belki bu sefer doğru söyleyebileceğini düşünerek "Nutuk"u bir kez daha inceledik.

Ancak gördük ki huylu huyundan vazgeçmezmiş. Erdoğan bu konuda da yalan söylemişti.

Erdoğan'ın kendine yakın medya aracılığıyla da bu yalan söylemini güçlendirme çabaları da EtikHaber'in araştırması sonucunda boşa çıkarılmıştır.

Etikhaber'in incelemesi sonucunda, Nutuk'ta "norşin" ya da "nurşin" ifadesi sadece Atatürk'ün, 13 Ağustos 1919'da Nurşinli Şeyh Muhammed Ziyauddîn Efendi'ye gönderdiği mektupta, bir bölge adı olarak değil sadece şeyhe halk tarafından verilen sıfatın ifadesi olarak kullanılmıştır.

Mektubun içeriğinde, Nutuk'un başka hiçbir yerinde bu ifade yer almamaktadır.

Etikhaber'in araştırma yaptığı kaynak ise Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi, 1991 tarihli, Nutuk Vesikaları isimli kitaptır.

İşte bahsedilen belgenin tam metni :




Kaynak

Avrasya tv sanki pasifleşiyor...(umarım ben yanılıyordurum)
Çünkü bir ileti yolladım..
Şu şekilde "Başbakan grup konuşmasında analar artık ağlamasın..Hangi ana yüreği dayanır bu acıya..Bakın şehit anaları buluştu(bir terörist annesini kastederek)..." dedi.Sonra iletime şu şekilde devam ettim.
"...ama aynı Başbakan bir şehit cenazesinden sonra CNNTürk tv'de bir şehit anası için şöyle konuşmuştu:"...şimdi komutanların yakasına sarılmalar,bağırmalar,çağırmalar kalkıp ben bunları mı dinleyeceğim?.." demişti..
..Ve insan olan hiç kimsenin unutamayacağı şehitlerimize yaptığı hakareti,bölücübaşına saygısını hatırlattım.Bir vatandaşa "askerlik yan gelip yatma yeri değildir" sözlerini..
Bu farklı konuşmaları ile ilgili video yapmalarını haddim olmadığını belirterek istedim.
Gelen cevap bir televizyon kanalı için şaşırtıcı idi."..arkadaşlar söylediğiniz görüntüleri araştırıyorlar.. "
Halbuki bu görüntüleri günlerdir yayınlamışlardı..
Sonra bir sanatçı(!) çıktı dedi ki açılıma(gaflet sürecine) karşı çıkanlar lekelidir.Bekledim...
Sözde sanatçılardan utanıyoruz gibi bir cevap gelecek derken "..Ne yaptın Sezen? " diye bir cevap geldi.(Uykudan Önce)
ART bu görümsetmede Atatürk ile Said-i Kürdi'yi yanyana koyma geregini niçin hissetmiş olabilir..? diye beni de rahatsız eden bir konuda soru sormuşsun sevgili Türk-Kan..
Cevap pasifleştiğine inanmak istemediğim Avrasya tv'den gelsin.En azından ben öyle avunuyorum..
...Sizler için ne kadar değerli malum bizde kulak verelim Bediüzzaman Saidi Nursi'ye...
diye başlayan cümleler.
Burada Kürtçülük yapan,terör sorununu Kürt sorunu haline getirmeye çalışan çevrelere önem verdikleri zâttân cevap veriyorlar..
Şimdi bunlar bu zâtın ifrit dediklerinden maaş alıyorlar ya...
Onların istediği gibi gazetelerinde yazıyorlar,dağlarda,salonlarda kin kusuyorlar ya..
Vazgeçin...
Önem verdiğiniz zât Paris'teki ifritlerden uzak durun diyor...
Ama siz yalnış yoldasınız,onlardan maaş alıyorsunuz...
Vazgeçin...
Çok geç olmadan...
Yoksa Atatürk'ün "geldikleri gibi giderler" dedikleri şahısların arasına gireceksiniz!..
Var mısınız? diyor güzel Avrasya tv...
Sanıyorum...