
2004 yılında ABDdeki Amerikan Musevi Komitesi ADL (Anti Defamation League) tarafından kendisine Cesaret Ödülü verilen Tayyip, Davosta esip gürledi. Gazzede Barışa Katkı adlı panele katılan Tayyip, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peresi katliamcılıkla suçladı ve salonu terk etti.
Bu olaydan sonra Tayyip bir kahraman edasıyla Türkiyeye döndü. Dünya lideri pankartlarıyla karşılanan başbakan, gösterdiği tavrın Atatürk duruşu olduğunu söyledi. Atatürkten ne kaldıysa ortadan kaldıran adam bir anda Atatürkü savunmaya başladı.
BOPun eşbaşkanı olmakla övünen Tayyipin bu davranışının ne Atatürkçülükle, ne ulusal çıkarlarla, ne de Filistin davasıyla bir ilgisi yoktur.
25 dakika adeta Peres tarafından aşağılandıktan sonra efelenip bir iki laf ederek salonu terk etmek sizi ne Filistin davasının savunucusu yapar ne de Türk devletinin...
Zaten Tayyipin ne kadar samimi olduğu toplantıdan sonra Ermenistan Başbakanı Sarkisyanın yanına koşmasıyla anlaşıldı. Sarkisyan, görüşmenin çok verimli geçtiğini açıkladı.
İsrail başbakanlarını çocukları öldürmekle suçlayan Tayyipe soruyoruz:
Sarkisyan daha az mı çocuk öldürdü?
Karabağda Türkler katledilirken bu adam bakan değil miydi?
Perese aldığın tavrı niçin Sarkisyana almıyorsun?
Tayyipin Davostaki şovu emperyalist işgalciliğe karşı Atatürkçü duruş değildir.
Tayyip, bir kere de Türk düşmanlarına tavır al!
Atatürkçü duruş Türkün çıkarlarını savunmaktır, Türkiyenin düşmanlarına tavır alabilmektir. Tayyipe sesleniyoruz, cesaretini Türk düşmanlarına karşı da göster de görelim ne kadar cesur olduğunu...
Mesela Sarkisyana karşı dik dur, Ermenilerin katliamcı olduklarını tüm dünyanın gözü önünde bu adamın yüzüne vur. Tüm dünyaya biz Türkleri soykırımcı olarak gösteren Ermenilerin yaptıkları Türk soykırımlarını, Karabağ işgalini ve Hocalıyı anlat!
Karabağdan Ermeni askeri çekilmeden ve soykırım iddialarından vazgeçmeden, değil sınırları açmak size selam bile vermem, desene!
Cesaretini göstersene...
Ya da Barzaniye çek restini biraz da...
Irakın kuzeyinde kukla Kürt devleti ve Türkmenlerin kılına dokunulmasının savaş sebebi olacağını ilan et. Bölücükle hem içeride hem dışarıda mücadele kararlılığımızı duyursana...
Başka kimler mi var kafa tutacağın.
Mesela Rumlar...
Hem Kıbrısta hem Türkiyede Rumların hedeflerinin farkında olduğunu, Megelo İdea düşüncesinden artık vaz
geçmeleri geriktiğini söylesene... Ya da onların ve bilumum Türk düşmanlarının destekçisi ABye karşı yükselt sesini biraz da...
Hepsinden önemlisi, eğer gerçekten Türkiyeyi ve Filistini savunuyorsan Ortadoğuda yaşanan tüm olayların sorumlusunun ABD olduğunu göstersene!
ABDnin emperyalist amaçlarının tüm dünyayı ve Ortadoğuyu kana buladığını ve ABD bölgeden elini çekmeden Ortadoğuya barışın gelemeyeceğini açıkasana.
Ne de olsa dik durmuyor musun?
Filistin davası değil, seçim yatırımı
Tayyipin bu şovunun amacı Filistin davasına hizmet değil, yerel seçimler için yatırımdır. Emperyalistlerle işbirliği gün geçtikçe ortaya çıkan AKP ve Tayyip, Filistin üzerinden kendi tabanını bir arada tutmakta ve seçim öncesi ciddi bir propaganda çalışması yapmaktadır.
AKP İstanbul İl Başkanlığının Tayyipin İstanbula dönüşü sırasında havaalanında düzenlediği gösteri bu şovun hangi amaçla yapıldığını çok iyi göstermektedir. İl Başkanlığı, Tayyipin Davostan ayrılmasından hemen sonra tüm ilçe örgütlerine çağrı yaparak küçük bir miting örgütledi.
Bu miting için belediyenin tüm imkanları seferber edildi. Saat 02.10da inecek uçağı karşılamak için İstanbul Belediyesi metro ve metrobüs seferlerini sabaha kadar uzattı. Devlet Konukevi önündeki otopark alanı göstericilere tahsis edildi. Yapılan tüm hazırlıklardan sonra üçbine yakın kişi Tayyipi Davosun kralı Kasımpaşalı, Hoşgeldin Dünya lideri pankartlarıyla karşıladı.
AKPnin yerel seçimler öncesi en önemli çalışması böyle gerçekleşti. Ancak bu sadece bir başlangıçtı. Bir gün sonra Tayyip, metronun Şişhane istasyonunun açılış töreniniyle şovunu devam ettirdi. Kürsüye Bölge coğrafyasında yüzmilyonların umudu diye çağrıldı ve konuşmasında Davostaki tavrını Atatürkün Çanakkale Savaşındaki kararlılığı ile birleştirdi.
Kısacası Davos şovu, seçim öncesi Tayyip için çok iyi bir propaganda malzemesi oldu.
Lozana küfredenler Tayyipi İsmet Paşa yaptılar!
Bu propaganda faaliyetinin yalnızca kendi tabanına dönük olduğunu söylersek yanılırız. Hem Tayyipin konuşması hem de onu destekleyen yazarların yorumları, propagandanın Türk Milletinin tamamına dönük olduğunu gösteriyor. Nasıl mı?
Türk sözcüğünü ağzına almamak için özel bir çaba gösteren Tayyip, yaptığı konuşmada Türkün ve Türkiyenin dik durmasından bahsetti. Hatta Atatürkün Yurtta sulh, cihanda sulh ilkesini esas alarak hareket ettiğini açıkladı. Tayyipin bu konuşması sırasında meydandakilere de yüzlerce Türk bayrağı dağıtılmıştı.
Tayyip, Atatürkten alıntılar yaparak konuşurken, şeriatçı medya ise Tayyipin tavrını Lozanda İsmet Paşanın restiyle özdeşleştirdi: Masaya yumruğu vuran İsmet Paşa ile paneli terk eden Tayyip Erdoğan...
Şeriatçıların yüzsüzlüğüne şaşıp kalmamak elde değil!
Yıllarca, Lozanda topraklarınızı kaybettik, İsmet İnönü yüzünden başarısız olduk diye propaganda yapan Şeriatçılar bugün Lozana ve İsmet Paşaya atıfta bulunuyorlar.
Yıllarca Çanakkale Savaşını evliyalarla kazandığımızı ve Atatürkün hiçbir rolünün olmadığını iddia edenler, Atatürkün Çanakkaledeki dehasına gönderme yapıyorlar.
Şaronun elini sıkan Tayyip Filistin davasını savunabilir mi?
Şeriatçıların tutarsızlığı ve çelişkilerini göstermek için o kadar eskiye gitmeye gerek yok. Bugün İsraile kafa tuttuğu iddia edilen Tayyipin katil Ariel Şaronun elini sıktığı ne çabuk unutuldu?
Beyrut kasabı Şaronu gidip İsrailde ziyaret eden Tayyip, iktidarı boyunca hep İsrailin yanında oldu. AKP iktidarı, İsrail-Türkiye ilişkilerinin hem siyasi hem ekonomik olarak en sıkı olduğu dönemdir. Bu döneme kısaca bir göz atalım:
-İsrail ile 2002de yıllık 500 milyon dolar olan ticaret hacmi, 2008de 2 milyar dolara ulaştı. 2009da bu rakamın 4 milyar dolara çıkacağı tahmin ediliyor.
-Ceyhan-Aşkelon Petrol Boru Hattı ve Rusyayı İsraile bağlayacak Karadeniz-Kızıldeniz Boru hattı gibi dev projeler AKP iktidarında imzalandı.
-İsrail-ABD-İngiliz sermayesine paravanlık eden Oger firması, Türkiyenin en kârlı kamu kuruluşu Telekomu satın aldı.
-GAPın sulanmasıyla ilgili 13 önemli projenin 6sı İsraillilere verildi.
-İsrailin Güney Lübnanın işgalini perdelemek için kurulan Birleşmiş Milletler Barış Gücüne Türkiye, İsrailin isteği üzerine asker yolladı.
-Savaş sanayii açısından İsrail-Türkiye ilişkileri doruk noktasına ulaştı. Geçen ay bir İsrail firması, 141 milyon dolarlık askeri bir ihale aldı.
-TBMMde 160ı AKPden olmak üzere 300ü aşkın üyeden oluşan İsrail-Türkiye Dostluk Grubu kuruldu.
Bu maddeleri çoğaltmamız mümkün. Türkiyenin en Amerikancı iktidarının aynı zamanda en İsrailci olması da doğaldır. Bu gerçeği İsrail de bilmektedir. Şimon Peresin AKP iktidarının ilk yılında AKP Türk lokumu demesi boşuna değildir. Bakın Peres AKPnin iktidarını nasıl kutlamıştı: Türkiyede AKPnin iktidar olması hem İsrail hem dünya için büyük bir fırsattır. AKPye ve Tayyip Erdoğana İsrail olarak hayranız
AKP iktidarı ve Tayyip, Peresin beklentilerini yerine getirmek için vargücüyle çalıştı. Bugün esip gürleyen Tayyip, Yahudi sermayesinin ülke içinde güçlenmesi için elinden geleni yapmıştır.
Galataport ihalesini hatırlayalım. Dünyaca ünlü Yahudi tefecisi Sami Oferle ilgili usulsüzlük iddialarına Tayyip şöyle cevap vermişti: Kim fazla veriyorsa biz ona bakıyoruz. Hiç kimse kuru kuruya Yahudi düşmanlığı yapmasın
Tayyip Filistin davasının değil, Hamasın yanında
Ülkeyi Yahudi sermayesine peşkeş çekerken Yahudi dostu olan Tayyip, Filistin meselesinde Yahudi düşmanlığı yapmaktadır.
Filistin meselesini sadece Yahudi-Müslüman karşıtlığına indirgeyen Şeriatçı anlayış, Filistin davasına en büyük zararı vermiştir. Gazzede iktidarı ele geçiren Hamas, ilk iş olarak Arafat resimlerini duvarlardan indirip ayaklar altına aldı.
Cepheyi siyonizme değil, Yahuduliğe karşı kuran Şeriatçılık, bugün Filistini bölmüştür. Şeriatçılık ulusal direnişi ve Filistin davasını bitirmiştir. Hamas ve Şeriatçı ideolojiyle İsrail ve ABDye karşı başarılı olmak mümkün değildir.
Emperyalizm bu yüzden Filistin direnişi yok etmek için ulusal önder Yaser Arafatı ortadan kaldırmıştır. Onun ölümü Türkiyedeki Şeriatçıları ve AKPyi de memnun etmişti. Abdullah Gül ne diyordu: Bundan sonra barış için daha uygun bir ortam ortala çıkmıştır.
Arafat hayattayken Filistin davasına ilgisiz kalan Tayyip ve AKP, bugün Yahudi düşmanlığı üzerinden propaganda yapmaktadır. Yani ideolojik olarak Hamas ile aynı çizgidedir. Tayyip, asla Filistin davasının yanında olamaz. O, en fazla Hamas ve Şeriatın yanında olabilir.
Türkiyede şeriatçılık: Cesaret değil zırlama geleneği
Tayyipin Hamasın yanında görünmesi bile taktiktir. Çünkü Türkiyedeki Şeriatçı hareket hiçbir zaman Amerikan karşıtı, antiemperyalist olmadı. O yüzden Tayyip ve AKP stratejik olarak ABDnin yanındadır.
Kimi zaman bu gibi çıkışlar yaparak kendi tabanını korumak zorundadır şeriatçılar. Bu çıkışları da cesaret abidesiymiş gibi yaparlar.
Tayyipin son açıklamaları bunun en güzel örneği oldu. Kendisinden önceki hükümetleri sünepelikle suçlayan Tayyip, kendilerinin cesur olduğunu ve dik durduklarını söyledi.
Tayyip, kendisini gerçekten dünya lideri olarak görmeye başladı anlaşılan. AKP iktidarı, Batının Türkiyeye dayattığı siyasi ve ekonomik politikaları en kolay uygulattığı iktidardır. Tayyip ise, onların deyimiyle Attila olmayan ilk liderdir.
Şeriatçı hareketin karakteri emperyalizme karşı direnmek değil, boğun eğmektir.
Cesaret değil sünepelik geleneğidir Şeriatçılık.
Ama sadece sünepelik değil, aynı zamanda zırlamaktır bunların gelenekleri.
Salya sümük ağlamıyor mu bunların hocaefendileri?
Bakın Tayyipin karısı Emineye, o da dayanamadı ağladı Davosta!
Ergenekondan içeri alınan orgenerallerin eşlerine bakın ya da şehit düşen askerlerin eşlerine ya da analarına...
Ağlıyorlar mı hiç?
Duygu sömürüsü yapıyorlar mı?
Emine Hanımın ağlama seansları eşliğinde Tayyipin sözde cesur çıkışlarını izliyoruz milletçe...
Madem ki çok cesursun...
Tayyip, eğer yanıldığımızı düşünüyor gerçekten cesur ve İsraile karşı olduğunu ispatlamak istiyorsa Ona şu çağrıyı yapıyoruz.
Madem ki, çok cesursun...
-ABDde aldığın Yahudi Cesaret ödülü Davut Boynuzunu iade et.
-İsraille yaptığın tüm ikili antlaşmaları iptal et.
-Hemen İsraile yaptığı katliamlardan dolayı bir kınama bir notası çek.
-İsrail büyükelçisini sınırdışı et.
-İsraili korumak için Lübnana gönderdiğimiz Mehmetçiği geri çek.
-TBMMdeki İsrail Dostluk Grubunu dağıt.
-İsrailin olduğu hiçbir uluslarası toplantıya katılmayacağını açıklayan bir deklarasyon yayınla.
-Tüm Ortadoğu ülkeleri ile İsraile karşı uygulanacak politikanın belirleneceği bir toplantı düzenle.
-İsrail ürünlerinin yurda girişini yasakla.
Tayyip, bu yazdıklarımızdan birini bile yapsa kabulümüzdür. Ancak bunun kocaman bir hayal olduğunu biliyoruz.
Çünkü Tayyip, kendisini Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)nin eşbaşkanı olarak tanıtmıştır. BOP, Büyük Kürdistan ve Büyük İsrail demektir.
Tayyipin ABDye ve İsraile karşı çıkması mümkün değildir.
Özgür Billur