Atatürk'e Hakaret Veya Cehalet
22 Kasım 2009 akşamı “Teke Tek” programında Fatih Altaylı, İlber Ortaylı ve Murat Bardakçı malum Dersim İsyanı ve isyanda devlet güçlerinin tutumu konusunda lafı geveliyorlardı. Çünkü konuşmacıların üçü de Tunceli'de neler olduğu, olayların nasıl geliştiğini bilmiyorlardı. Murat Bardakçı her zaman ki çokbilmiş havası ile “ben belgelere baktım” dese de meseleye hâkim olmadığı çok açıktı. Bu sırada örgütlü bir şekilde e posta yağıyordu programa. Bu e-postalardan birisinde “Atatürk'ü neden tartışmıyorsunuz?” sorusu soruluyordu.
Fatih Altaylı bu soruya Atatürk'ü tartışmanın yasa ile yasak olduğunu söyledi. Murat Bardakçı geri kalır mı? Hemen atladı ve Atatürk'ü tartışamayacaklarını, yasaların bunu yasakladığını iddia etti. Prof. Dr. İlber Ortaylı ise sesini çıkarmadan dinledi ve söylenenleri onayladı. Hadi diyelim Fatih Altaylı ve Murat Bardakçı bir cahillik ettiler. Peki İlber Ortaylı 1953'de çıkarılan ve Atatürk'ün manevi şahsiyetine hakareti yasaklayan yasanın içeriğini bilmez mi? Biliyor ise neden konuşmadı?
1950-1953 arasında DP iktidarından cesaret alan bazı alçaklar, hainler, bu topraklarda kalmış Rum/Yunan artığı/tohumları Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün heykellerine saldırmışlardır. Heykeller kırılmış, boyanmış, üzerine hakaret dolu sözler yazılmaya başlanmıştır. Atatürk'e hakaretlerin artması milletin ve ordunun tepkisini çekince Demokrat Parti iktidarı 25 Haziran 1951'de bir yasa çıkararak Atatürk'ün manevi şahsiyetine hakareti yasaklamış ve cezai müeyyide getirmiştir. Çok kısa olan yasa Atatürk'e eleştiriyi yasaklamamıştır. Bilimsel içerikli tartışmaların önünü kesmemiştir.
Şimdi yasanın metnine bakalım: Madde 1 - Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Atatürk’ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk'ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir. Yukarıdaki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır. Madde 2 - Birinci maddede yazılı suçlar; iki veya daha fazla kimseler tarafından toplu olarak veya umumi veya umuma açık mahallerde yahut basın vasıtasıyla işlenirse hükmolunacak ceza yarı nispetinde artırılır. Birinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar zor kullanılarak işlenir veya bu suretle işlenmesine teşebbüs olunursa verilecek ceza bir misli artırılır. Madde 3 - Bu kanunda yazılı suçlardan dolayı Cumhuriyet savcılıklarınca re'sen takibat yapılır. Madde 4 - Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Madde 5 - Bu kanunu Adalet Bakanı yürütür.
Yasa böyle olmasına rağmen, Atatürk düşmanları, sanki yasa Atatürk'e yönelik eleştirileri engelliyormuş gibi, “Milletinden yasa ile korunan lider” şeklinde yasayı hayasızca eleştirmişlerdir. Onları anlamak mümkündür. İslam kisvesi altında Hıristiyan emperyalizminin uşağı olan bu türleri ne yazık ki İslam dünyası çok görmüştür. Bir yanda bütün hayatını Hıristiyan ordularına karşı savaşta geçiren Gazi Mustafa Kemal Atatürk öte yanda “bunlar”. Bunları anlamak kolayda Fatih Altaylı ve Murat Bardakçı'nın meseleyi bu ölçüde çarpıtmalarını, “Dersim olaylarında Atatürk'ün rolünü tartışamayız, çünkü Atatürk'ü koruma yasası var” demeleri ve İlber Ortaylı'nında bu çarpıtma ve seviyesizlik karşısında susması. İşte bunu anlamak zor.
Mehmet ATAKAN, 23 Kasım 2009
http://haberiniz.com/index.php?option=c ... Itemid=181