
Son aylarda hangi televizyon kanalını açsanız; bir Osmanlı hayranlığıdır gidiyor...
Özellikle tarihçilikleri kendilerinden menkul “Osmanlı çocukları”, her akşam Osmanlı’nın nasıl “adil”, nasıl “çağdaş”, nasıl “insancıl”, nasıl “barışçı” ve hatta nasıl “demokrat” bir devlet olduğunu anlatıp duruyorlar...
Osmanlı’nın sanatı...
Osmanlı’nın kültürü...
Osmanlı’nın dili...
Osmanlı’nın devlet yönetimi abartıldıkça abartılıyor, şişirildikçe şişiriliyor...
Kısacası; o yayılmacı, sömürgeci, baskıcı, ümmetçi tek adam yönetimi; ülkedeki huzursuzluklardan yakınan insanların önüne, yeni bir “model” olarak konuluyor...
Kabukları o kadar ayıklanıyor ki; seyircilere sadece “yutmak” kalıyor!
***
Elbette; tüm bunlar yapılırken, bir yandan da “cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığı” körükleniyor...
“Adalet mülkün temelinde” geçen “mülk”ün “devlet” anlamına geldiğini bile bilmeyen cahil çocuklar ekranlara çıkıp, “Atatürk’ün bu mal mülk sevdasını da anlamak mümkün değil” diye akıllarınca “dalgalarını” geçiyor!
Atatürk’ün “sarhoşluğu...”
Atatürk’ün “diktatörlüğü...”
Atatürk’ün “başına buyrukluğu...”
Saatlerce anlatılıyor!
Kimi onun “ajan” olduğundan dem vuruyor, kimi “Cumhuriyeti ilan ederken halka mı sordu” diye döktürüyor...
***
Peki; niye böyle oldu?
Neden bugün varlığımızı borçlu olduğumuz o adama küfrediliyor da; Osmanlı yüceltiliyor?
Neden Osmanlı dönemindeki haremlerden, lale devirlerinden, saraylara, köşklere akıtılan paralardan, safahatlarden söz edilmiyor?
Neden tüm bunlar olurken; halkın yiyecek ekmek bulamadığını, devletin kendi memuruna maaş bile ödeyemez hale getirildiğini kimse anlatmıyor?
***
Kurtuluş Savaşı’ndan...
Cumhuriyetin kuruluş yıllarında hayata geçirilen mucizelerden...
Devrimlerden...
Bugün bile ekonominin temel taşlarını oluşturan dev sanayi ve ticaret kuruluşlarının kurulmasından...
Milyonlara iş ve aş sağlanmasından söz etmek; neden yasak!
“Karı”dan “kadın”a...
“Kadı”dan “hakim”e...
“Tebaa”dan “vatandaş”a dönüşümü anlatmak; neden ayıp!
***
Peki; ne serbest?
Osmanlı yalakalığı...
Ve... Atatürk’e her türlü küfür, hakaret, aşağılama!
Bu modayı önce dinci kanallar başlattı...
Sonra “liboş aydınların ve Osmanlıcı tarihçilerin” program yaptığı bir haber kanalı, her gece altı saatlik yayınla bu kervana katıldı...
Şimdi; TRT dahil her kanal, Osmanlı istilasında!
Böyle bir ortamda...
Bir vatandaş, Sayın Devlet Büyüğü’nün katıldığı bir toplantıda “padişah” diye pankart açınca şaşırıyoruz...
Asıl bu şaşkınlığımıza şaşırmalıyız...
Atatürk karşıtlığının ve cumhuriyet düşmanlığının bu kadar körüklendiği bir ortamda, vatandaş yine de iyi dayanıyor!
***
GÜNÜN SORUSU
ABD Kongresi Dış İlişkiler Komisyonu’nun sözde Ermeni soykırımı teklifini kabul etmesinden sonra, Washington Büyükelçimizi Ankara’ya çağırdık ya... Sayın Devlet Büyüğü, dün bir açıklama yaptı ve “Olumlu gelişme görmezsek Büyükelçimizi göndermeyeceğiz” dedi... Sorum ona:
Acaba nükleer enerji zirvesi için 12-13 Nisan tarihlerinde ABD’ye yapacağı ziyareti iptal etmeyi de düşünüyor mu?
***
Depremi bırakıp, bakanlar için asfalta yama yapanlar!
Başbakan Yardımcısı ve bazı bakanlar; Elazığ’ın Karakoçan ilçesinde meydana gelen depremi duyar duymaz bölgeye gittiler...
Onların geleceğini öğrenen “devletteki işgüzar zihniyet” de anında harekete geçti!
Depremzedelere ulaşmayı, arama kurtarma çalışmalarına katılmayı, halkın yaralarını sarmayı bir kenara bırakıp; “devlet büyükleri”ne yaranmak için onların geçeceklerini düşündükleri yollarda “asfaltlama” çalışması başlattılar...
Depremde en çok can kaybının meydana geldiği Kovancılar ilçesinin girişindeki asfalt çalışması; görenleri çıldırttı!
Ama gelin görün ki; bakanlar Kovancılar’a gitmek için karayolunu değil de helikopteri tercih edince; tüm “göz boyama çalışmaları” suya düştü!
***
Çok merak ediyorum; bu talimatın altında hangi işgüzar bürokratın imzası var?
Umarım Sayın Bakanlar, bu soytarılığın hesabını sorarlar!
Mustafa MUTLU, 10 Mart 2010, VATAN