Her şey aklıma gelirdi de Aydın Doğan’ı bu köşede savunacağımı düşünemezdim...

Neden?..

Çünkü Doğan Grubu gazetelerine yerleşmiş -çoğu da bizim günahımız olan- dönekler bugün bile Cumhuriyet’e ve bana saldırmak için fırsatı kaçırmıyorlar...

Ama, bunların hiçbir önemi yok...

Aydın Doğan üstelik ülkenin en büyük medya patronu...

Böyle bir kişi savunulur mu?..

Yanıt:

Eğer İslamcı-Faşist bir iktidarın hedef tahtasına dönüştürülmüşse savunulur...

*

Çoktan beri bu ülkede Hanya’yı Konya’yı bilenler beklenti içindeydiler...

Herkesin kulağı kirişteydi...

- Vuracak..

- Vuruyor..

- Vurdu..

Nasıl vurdu?

Doğan Grubu’na 826 milyon çapında bir vergi cezası bindirildi...

Rekor kırıldı..

Peki, bu iş bitti mi?..

Asıl bundan sonra başlıyor...

*

Faşizm ya da özel deyişiyle Nazizm Almanya’ya nasıl geldi?..

1928’de Hitler’in Meclis’te (Reichstag) 12 temsilcisi var...

1930’da 107..

1932’de 196..

1933’te 288..

Tabandan tavana tırmanarak kuruldu Hitler’in rejimi...

O dönemde yayın dünyası, gazeteler, sinema, radyo (TV yoktu) ele geçirildi, kadınlar ve gençler Alman faşizminin kurulmasında etkin rol oynadılar...

Tarih Baba kimi zaman oyununu aşağıdan yukarıya oynuyor...

*

Türkiye’de İslamcı faşizm tabandan tavana, görüntüde demokratik, gerçekte dinci Nazizm içeriğiyle kuruluyor...

Türbancılığın başı çekmesi raslantı değil...

Bizde “Ilımlı İslam Devleti” markasının emperyalizm tarafından icat edilmesi Türkiye’de oynanan oyunun uluslararası içeriğini de vurguluyor...

*

Bir işadamı her şeyden önce işinin sorumluluğunu düşünür; şirketleri, kurumları, özel bürokrasisi, işçileri, alacakları, borçları vardır... Medyaya girdiği zaman da gazeteciliğin gereklerini eninde sonunda yerine getirmek zorundadır...

Devletle çatışmak, iktidarla itişmek, hükümetle ters düşmek aklı başında işadamının lügatinde yoktur...

Ne var ki bu kez iş değişik...

Laik işadamı iktidarla ne kadar uzlaşmaya çalışsa da nafile...

Faşizm vaktiyle Avrupa’da kendi gücünü yaratan sermayeyi oluşturmuştu; bugün Türkiye’de İslamcı faşizm de kendi sermayesini gerçekleştirmek zorunda...

Medya sermayesinde de uzlaşma yok...

Sabah Grubu tepeden inme bir operasyonla Turgay Ciner’in elinden alındı...

Akşam Grubu’nun patronu Mehmet Karamehmet’in ifadesi Ergenekon savcısı tarafından alındı...

Aydın Doğan doğrudan doğruya dinci iktidarın karşısına alındı...

*

AKP, dinci faşizmi adım adım hayata geçirmekte kararlı görünüyor...

Aydın Doğan’a trilyonluk vergi cezası bu yolda bir bilinçli medya operasyonudur...

Eskiden bu köşede işçi haklarını savunan ben, işçi kavramının yerini cemaat müridi aldıkça, dinci faşizme ters düşen laik medya patronlarını da savunmak zorunda kaldım...

Allahım, Atatürk Türkiyesi için bu ne düşüştür!..

İlhan SELÇUK - CUMHURİYET

Artık Kılıçlar çekildi.Bütün Medya kurumları tekses olmazsa teker teker kelleleri gider.Akşam Grubu,Doğan Grubu ortak hareket etmek zorundalar.Aksi takdirde zamanla Dinci Burjuvaziye yem olurlar.

Balasagun yazdı:Her şey aklıma gelirdi de Aydın Doğan’ı bu köşede savunacağımı düşünemezdim...

Kimin aklına gelirdi¿?

Neden?..

Çünkü Doğan Grubu gazetelerine yerleşmiş -çoğu da bizim günahımız olan- dönekler bugün bile Cumhuriyet’e ve bana saldırmak için fırsatı kaçırmıyorlar...

Ama, bunların hiçbir önemi yok...

Bunların hiçbir önemi yok, çünkü; Berat Günçıkan adlı câni örgütü sempatizanı zât, hâlâ gazeteniz dergisinde yazıyor.

Aydın Doğan üstelik ülkenin en büyük medya patronu...

Böyle bir kişi savunulur mu?..

Savunulmaz.

Yanıt:

Eğer İslamcı-Faşist bir iktidarın hedef tahtasına dönüştürülmüşse savunulur...

Savunulmaz, birbirlerine düşmesi için ya dua edilir, ya da bu yönde harekete geçilir. Bu yazı da birbirine düşürme hareketi değilse vah İlhan Selçuk vah...

Çoktan beri bu ülkede Hanya’yı Konya’yı bilenler beklenti içindeydiler...

Herkesin kulağı kirişteydi...

- Vuracak..

- Vuruyor..

- Vurdu..

Nasıl vurdu?

Doğan Grubu’na 826 milyon çapında bir vergi cezası bindirildi...

Rekor kırıldı..

Peki, bu iş bitti mi?..

Asıl bundan sonra başlıyor...

Bu kısmı sanki Yılmaz ÖZDİL yazmış.

Faşizm ya da özel deyişiyle Nazizm Almanya’ya nasıl geldi?..

1928’de Hitler’in Meclis’te (Reichstag) 12 temsilcisi var...

1930’da 107..

1932’de 196..

1933’te 288..

Tabandan tavana tırmanarak kuruldu Hitler’in rejimi...

O dönemde yayın dünyası, gazeteler, sinema, radyo (TV yoktu) ele geçirildi, kadınlar ve gençler Alman faşizminin kurulmasında etkin rol oynadılar...

Tarih Baba kimi zaman oyununu aşağıdan yukarıya oynuyor...

Bu mevzu danışıklı-dövüş meselesi değilse, Aydın Doğan adlı zâta Tayyip dokunamaz. Dokunması için bir İslâmi devrim gibi bir şey olması gerekir ki bunun olması için sağlanması gereken çok daha büyük koşullar vardır. Akapenin iktidarda olması da bu koşulların oluşturulmasında yönünde önemli bir etkendir. Fakat, o kadar uzun boylusu, Akapeyi iktidar yapanların da işine gelmiyor. Gazete ele geçirmeye gelirsek, Türkiye'nin ikinci, zaman zaman da birinci gazetesi Sabah'ı, en mühim televizyonu ATV'yi ele geçirmişler zaten. Esasen bu yüzden muhalefet Doğan'a kalmıştır, öncesini de biliyoruz zira... Ancak bu yöntemle (ceza kesme) bir sonuç elde edilmez, kaldı ki Aydın'ın parasına da, arkasına da "maşallah" desek yeridir.

Türkiye’de İslamcı faşizm tabandan tavana, görüntüde demokratik, gerçekte dinci Nazizm içeriğiyle kuruluyor...

Türbancılığın başı çekmesi raslantı değil...

Bizde “Ilımlı İslam Devleti” markasının emperyalizm tarafından icat edilmesi Türkiye’de oynanan oyunun uluslararası içeriğini de vurguluyor...

Tabii... Aydın KOÇ'un emperyalizmle bir ilgisi yok; o millî medya patronu (medyanın patronu olmaz, oluyorsa onun adı medya değildir bu da ayrı bir konudur) vatansever bir iş adamıdır ne de olsa... Türbana da, İslâmcı faşizme de hiç destek vermedi yayın organları zaten.

Eskiden bu köşede işçi haklarını savunan ben, işçi kavramının yerini cemaat müridi aldıkça, dinci faşizme ters düşen laik medya patronlarını da savunmak zorunda kaldım...

Allahım, Atatürk Türkiyesi için bu ne düşüştür!..


İlhan SELÇUK - CUMHURİYET

Acı gerçeği dile getirmişsin saygı değer İlhan SELÇUK. Keşke bu düşüşte bir yer etmeseydin... (Tabii bu yazı bir kışkırtma yazısı değilse...)

Ram yazdı:Bu mevzu danışıklı-dövüş meselesi değilse, Aydın Doğan adlı zâta Tayyip dokunamaz. Dokunması için bir İslâmi devrim gibi bir şey olması gerekir ki bunun olması için sağlanması gereken çok daha büyük koşullar vardır. Akapenin iktidarda olması da bu koşulların oluşturulmasında yönünde önemli bir etkendir. Fakat, o kadar uzun boylusu, Akapeyi iktidar yapanların da işine gelmiyor. Gazete ele geçirmeye gelirsek, Türkiye'nin ikinci, zaman zaman da birinci gazetesi Sabah'ı, en mühim televizyonu ATV'yi ele geçirmişler zaten. Esasen bu yüzden muhalefet Doğan'a kalmıştır, öncesini de biliyoruz zira... Ancak bu yöntemle (ceza kesme) bir sonuç elde edilmez, kaldı ki Aydın'ın parasına da, arkasına da "maşallah" desek yeridir.

Ram'ın dediği gibi bu cezanın Aydın Doğan'a (Koç) bir zararı olmaz.

Cezayı dert eden biri hiç Fehmi'nin fasıl sofrasına katılır mı? http://www.guncelmeydan.com/forum/aydin ... 19109.html

emin colasan cok dogru tespit yapmisti"kayikci kavgasi" diye..iki gun sonra yine can ciger kuzu sarmasi olurlar inanin bana.. gundem mesgul ediyor olmasinlar...bu arada kimbilir neler oluyor..neleri kaciriyoruz...

Sonunda defedildi.

Berat Günçıkan yazdı:Her şeyin bir sonu var, bu da benim son “Dergiden”den yazım. Pazar Dergi’de on yılı muhabirlikle, beş yılı da editörlük + muhabirlikle geçen zamanın sonuna geldim. Muhabirlikte İpek Çalışlar’dan öğrendiklerimi, editörlükte de arkadaşlarımla keyifli çalışmamı unutmayacağım. Biliyorum, onlar da beni unutmayacak, umarım arkamda az “öfke” bırakmışımdır…

İyi haftalar...

Berat Günçıkan