Saygı Öztürk - Ankara 9 Aralık 2009



Aydınlık Dergisi Sahibi ve Sorumlu Müdürü Ruhsar Şenoğlu bugün (9 Aralık 2009) bir basın toplantısı düzenleyerek, Aydınlık dergisinin bir ay süreyle yayınının durdurulmasının nedenini açıkladı. Şenoğlu kamuoyuna yaptığı açıklamada şunları söyledi:


"Dergimize bu sabah yapılan bildirime göre, son sayımızla ilgili toplatma kararı verilmiş ve Aydınlık dergisinin yayını bir ay süreyle durdurulmuştur.

Bu karar, Amerikancı dikta böyle istediği için alınmıştır.

Tebligata bakıyoruz; 14.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararın tarihi, 8 Aralık 2009. Tayyip Erdoğan’la Amerikan Başkanı Obama arasındaki görüşmenin üzerinden 24 saat bile geçmemiş.

Bu zamanlama bize neyi gösteriyor? Aydınlık’ı kapatma kararı, Obama-Erdoğan görüşmesinde alınmış bir karardır!

Erdoğan, Obama’yla yaptığı görüşmeden sonra basın özgürlüğünden söz etti. Bu da bir işarettir. Oval Ofis’te Aydınlık’ı yasaklama talimatı verilmiştir. Başsakan Erdoğan Oval Ofis’ten çıkınca, savunmaya geçmiştir. Erdoğan “Basın Türkiye tarihinin en özgür dönemini yaşıyor” demiştir.

24 saat geçmeden Aydınlık dergisine kapatma kararı tebliğ edilmiştir.

Savcılığın, dergimiz bayilere çıktıktan 3 gün sonra işlem yapması da kapatmanın siyasi bir karar olduğunu göstermektedir.

KARAR ALINMIŞ, GEREKÇESİ DAHA SONRA UYDURULMUŞTUR

Aydınlık’ı kapatma kararının hiçbir haklı gerekçesi yoktur! Kapatma kararı alınmış, gerekçesi sonradan uydurulmuştur.

Yeniden kapatma tebligatına bakıyoruz.

Savcı “Vatanı savunmak suç, bölücülük serbest, Türk Ordusunu tasfiye harekâtı” başlığını gerekçe göstererek yasaklama kararı alınmasını istiyor.

Mahkeme ise “Beşiktaş Terör Örgütü İşlevsel Şemasını” gerekçe göstererek yasaklama kararı alıyor.

Arkadaşlar, “Beşiktaş Terör Örgütü İşlevsel Şemasını” biz iki sayı önce; 1165. sayımızda yayımladık. Bu da gösteriyor ki, Aydınlık’ın yasaklanması siyasi bir karardır ve Obama-Erdoğan arasındaki görüşmede alınmıştır.

DTP’NİN KAPATILMASI TARTIŞILIRKEN!

Şimdi bir de Türkiye’ye dönüp bakalım.

7 askerimiz şehit edilmiştir. Türkiye’nin dört bir yanı PKK ateşiyle yakılmaktadır.

İşte bu koşullarda PKK’nın ve onun yan örgütü konumuna gelmiş DTP’nin kapatılması tartışılırken, Aydınlık kapatıldı.

Vatanseverlik suç, bölücülük serbest. Aydınlık’a verilen yasaklama kararı bu gerçeği bir kez daha göstermiştir.

14. Ağır Ceza mahkemesinin kararında “suçu ve suçluyu övdüğümüz” öne sürülüyor. Aydınlık’ın övdüğü nedir? Vatanseverlik ve Atatürk Devrimi suçlu ilan etmiştir.

GENEL YAYIN YÖNETMENİMİZ TUTUKLANMIŞTI

Aydınlık’a yönelik susturma çabası yeni değil. Tayyip Erdoğan’ın telefon konuşmaları bahane edilerek Aydınlık Genel Yayın Yönetmeni Deniz Yıldırım ve Ulusal Kanal İstihbarat Şefi Ufuk Akkaya bir ay önce tutuklanarak Silivri cezaevine gönderildi.

AYDINLIK’I SUSTURAMAZLAR!

Aydınlık’ı susturamazlar!

Avukatlarımız bu kanunsuz karara derhal itiraz ediyorlar.

Aydınlık, Pazar günü yine bayilerde olacaktır.

İm (Kod): Tümünü seç

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/13156462.asp?gid=229

Üzüntüyle Karşılıyorum.

Ne demis sayin Basbakan?
"Darbeci Basina Eyvallah Etmem"
(Kaynak)
Nerede demis?
Amerikada. Hem de Aydinlik Dergisinin kapatilma kararinin alinmasindan birkac saat önce. Vay vay vay.
Komutan Obama emireri Ramazana verdigi emirde "herseyimizi ortaya cikardilar, zaten sizde basin özgürlügü de yok, kapat gitsin" demis.
Ama Taraf,Vakit,Saman gibi batakliklara eyvallah edin siz.
Oldu mu bu simdi?
Benim bildigim yavuz hirsiz minareyi calmadan önce kilifini hazirlarmis ama Aydinlik Dergisinin kapatilma gerekcesi ile kapatilma sebebi arasinda herhangi bir alaka var mi?
Nerede bu minarenin kilifi Ramazan?

Asaglik serefsizler! Aydinlik Dergisi'nin tek sucu halka dogrulari soylemek, ve AKP iktidarinin kirli islerini ortaya cikarmakti. Asil kapatilmasi gereken dergiler Aksiyon ve Aktuel gibi pis yobaz dergilerdir. Tam da DTP'nin kapatilma davasi surecinde verildi bi karar.

YASASIN AYDINLIK DERGISI, KAHROLSUN AKSIYON VE DIGER FETHULLAHCI DERGILER!

Ödleri kopuyor Aydınlık'tan. Korkunun ecele faydası yok ama.


Tek tesellim bu kapatılmanın akp'nin can düşmanı olarak ünlenen Aydınlık'ın daha fazla insan tarafından farkedilmesini ve merak edilmesini sağlamasıdır.

orhunefe yazdı:Tek tesellim bu kapatılmanın akp'nin can düşmanı olarak ünlenen Aydınlık'ın daha fazla insan tarafından farkedilmesini ve merak edilmesini sağlamasıdır.

En azından benim için geçerlidir bu saptama. En kısa zamanda abone olmak istiyorum.

Turkiye'nin en korkusuz sesi Ulusal Kanal ve Aydinlik susturulamaz.
Inadina uc bes nusha alacagim bu hafta

İyi ki özgürüz


BİZİM politikacıların en parlak fikirlerinin yurtdışı gezilerde ortaya çıktığını biliyorduk ama, doğrusu bugüne kadar “Basın Türkiye’de, Amerikan basınından çok daha özgürdür” diyenine rastlamamıştık.

Başımıza bu da geldi. Başbakan Erdoğan İngilizce bilmediğine, Amerikan basınını bizzat izleyemediğine göre, ya danışmanları onu aldatıyor...


Veya “Ben ne dersem gerçek odur” diye düşünmeye başlamış olmalı ki, yedi cihanın bildiğinin tam tersine bir kanaati rahatça -üstelik basının özgürce görev yapmasını demokratik rejimin temel taşı sayan bir ülkede- ifade edebiliyor.

Önce konunun nasıl gündeme geldiğini anlatalım:

Başkan Barack Obama ile görüşme yapmak üzere Washington’a giden Başbakan Erdoğan’a, hem gazeteciler hem de konuşma yapmak üzere gittiği üniversitelerdeki öğrenciler her fırsatta “Türkiye’de bağımsız basını baskı altına aldığınız yolunda haberler var. Ne diyorsunuz?” türü sorular sormuşlar.

Soruların özünde de Doğan Medya Grubu’nu batırmak amacıyla konulduğu herkes tarafından kabul edilen 4 milyar 823 milyon TL. tutarındaki vergi cezası varmış.

Aklı başında olan, bir nebze de vicdan taşıyan hiç kimse böyle bir zulmün gerçekten “vergi cezası” olmadığını bildiği için elbet konu sık sık gündeme gelmiş.

Bunu “Başbakan ne yaparsa iyi yapar” önyargısıyla geziye katılan bir gazetecinin yazdıklarından öğreniyoruz.

Sorulara Başbakan’dan çok o kızmış. O kadar bunalmışlar ki, gittikleri her yerde hayaller görmemeye başlamışlar. Örneğin, “Doğan Grubu’nun adamları buraya da gelmiş, bu insanları kandırmış” demişler.

Başbakan Erdoğan’ın tepesi, işte böyle bir soru üzerine atmış. “Ülkemizde basın özgürlüğü o kadar ileri ki, Cumhurbaşkanı, Başbakan, bizi, ailelerimizi yerden yere vurmaya kadar her türlü hürriyetleri var. Hakaretlere basın özgürlüğü diyorsak bir şey diyemem. Eleştirilere karşı değilim. Burada kulisler olduğu anlaşılıyor. Ama bu tür lobilerle Türkiye’de basın özgürlüğü sorgulanamaz. Basın Türkiye’de ABD’den çok daha özgürdür. Bu konu (Doğan Medya Grubu’na verilen vergi cezası konusu) Maliye Bakanlığının bir vergi noktasındaki sıkıntıyla alakalı. (...) Maliyenin çalışmasına benim müdahale yetkim yok. Yakalarsa, Maliye gereğini yapar” demiş.

Tabii, “Ergenekon” soruşturmasının “savcısıyım” diyen bir kişinin, “Maliye’nin bu çalışmasıyla kendisinin ilgisi olmadığını” iddia etmesi size ne kadar inandırıcı geldiyse bu da o kadar inandırıcı olabilir.

Ama asıl mesele başka:

Biz “Burada basın özgür değil” deriz. Başbakan aksini savunur... Ama başkaları bu konuda ne diyor? Bir de konunun o tarafına bakmak lazım.

Her yıl hangi ülkede basın ne kadar özgür sorusuna yanıt veren kuruluşlar var. Örneğin Reporters Without Borders (Sınır Tanımayan Muhabirler) örgütü Türk basınının 2009 yılında 168 ülke arasında tam 122’nci olduğunu tespit etmiş. Bizden aşağıda Kamerun, Sudan, Kuzey Kore filan var. Başbakan’ın “Özgür değiller” diye üzüldüğü Amerikan basını da listede 21’inci görünüyor.


Oktay EKŞİ


http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/131 ... d=1&gid=61

cumhuriyet_fedaisi yazdı:İyi ki özgürüz


BİZİM politikacıların en parlak fikirlerinin yurtdışı gezilerde ortaya çıktığını biliyorduk ama, doğrusu bugüne kadar “Basın Türkiye’de, Amerikan basınından çok daha özgürdür” diyenine rastlamamıştık.

Başımıza bu da geldi. Başbakan Erdoğan İngilizce bilmediğine, Amerikan basınını bizzat izleyemediğine göre, ya danışmanları onu aldatıyor...


Veya “Ben ne dersem gerçek odur” diye düşünmeye başlamış olmalı ki, yedi cihanın bildiğinin tam tersine bir kanaati rahatça -üstelik basının özgürce görev yapmasını demokratik rejimin temel taşı sayan bir ülkede- ifade edebiliyor.



Oktay EKŞİ


http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/131 ... d=1&gid=61

Burada bir yanlışlık yok eksiklik var.Medya Türkiyedeki kadar hiç bir yerde bu kadar özgür değil,bu doğru ama hangi medya ?

Türkiyede medyanın büyük bölümü hain olduğu için,bu ülkenin ve milletin aleyhine çalıştığı için onlara bir kısıtlama yok,çok özgürler.
Kıstlama olan bu vatan millet için mücadele eden çok az sayıdakiler.Oysa başka ülkelerde bunun tam aksine

-------------------------------

Ceza tepkiyle karşılandı

Basın meslek örgütleri, Aydınlık Dergisi’nin son sayısının toplatılması ve yayınının bir ay süreyle durdurulmasına sert tepki gösterdi. Demokratik bir ülkede suç meydana gelmeden ceza uygulanamayacağı vurgulanarak, bu gidişle Türkiye’nin “Dünya İfade Özgürlüğü Listesi”ndeki 122. sırayı bile korumayacağına dikkat çekildi.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklamada, sözkonusu cezanın Türkiye’de basının özgür olduğuna ilişkin açıklamaların gerçeği yansıtmadığını gözler önüne serdiği belirtildi. 12 Eylül hukukunun uygulamaya koyduğu yayın durdurma yanlışının günümüzde de sürdüğü kaydedilen açıklamada, bu durumun yalnızca ifade özgürlüğünün değil, demokrasi anlayışının da geldiği noktayı gösterdiği ifade edildi. Açıklamada, “Basın Yasası’nda suç işlendiğine ilişkin iddialar kesinleşmeden en fazla 3 nüshanın kanıt olarak alınabileceği diğer nüshaların satışta kalacağı vurgulanmışken yayın durdurma kararının peşin bir cezaya dönüştürülmesini sağlayan kuralların varlığını anlamak olanaksızdır. İfade özgürlüğü kavramı ile çelişen, halkın bilgilenme hakkını da elinden alan yaklaşım terk edilmesinin zorunluğu bir kez daha ortaya çıkmıştır” denildi.

Türkiye Gazeteciler Sendikası da (TGS) açıklamasında Aydınlık Dergisi’nin bir ay süreyle kapatılmasının doğrudan doğruya basın özgürlüğünün özüne yönelik bir müdahale olarak değerlendirerek, kınadı. TGS Yönetim Kurulu’nun açıklamasında, özetle “Kanunlardaki bütün aykırı hükümlere rağmen mahkemelerin karar verirken Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatlarını gözönünde bulundurması gerektiğine inanıyoruz” denildi.

Hükümet çağrılarımıza yanıt vermiyor

Basın Enstitüsü Derneği Yerel Komitesi’nce yapılan açıklamada da bu tür cezaların ancak totaliter rejimlerde rastlanan bir uygulama olduğu belirtildi. Basın Yasası’nda ve Terörle Mücedele Yasası’nda basın özgürlüğüne aykırı maddeler bulunduğunun altı çizilerek, “Bu maddeler gerekçe gösterilerek son aylarda yayın yasağına çarptırılan organların sayısı artmaktadır. İfade özgürlüğünün önünde büyük bir engel olan bu maddelerin yasalardan çıkartılması ve basın özgürlüğü kriterlerine uygun düzenlemeler yapılması için hükümete çağrılar yapıyoruz. Bu çağrılarımız yanıtsız kaldığı gibi hükümet durumu düzeltmek yerine dünyayı Türkiye’de basın özgürlüğünün olduğuna inandırmaya çalışıyor” görüşüne yer verildi.

G-9 Gazeteciler Platformu tarafından yapılan açıklamada ise “Yayın durdurmayı basın ve ifade özgürlüğü ile halkın haber almak hakkına indirilen bir darbe olarak görüyor ve bu türden uygulamaların olmadığı bir ülke özlüyoruz” denildi.


http://www.cumhuriyet.com.tr/?im=yhs&hn=99460

Arkadaşlar hepimiz en kısa zamanda bayilere gidip AYDINLIK DERGİSİ'nin son sayısını alalım 3,5 TL çok bir para değil, tertipçilere en güzel cevap AYDINLIK almakla verilir.

Sevgiler...

AydInLIk dergisinin Hükümete kapatIran ABD mi !...

İP: Beşiktaş Terör Örgütü İş Başında!

İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Erkan Önsel bugün İstanbul İl Merkezi önünde bir basın açıklaması yaparak Aydınlık dergisinin kapatılmasını protesto etti.

Önsel’in açıklaması şöyle:

Aydınlık’a bir ay süreli yayımını durdurma cezası kesmiş 14. Ağır Ceza Mahkemesi.

Ne için?

Aydınlık, 88 yıllık yurtsever devrimci birikimiyle, ABD’nin BOP Eşbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ülkemizi bölme planlarına karşı dikildiği için.

Mafya-Tarikat-Gladyo sistemine karşı tekmil Türkiye’yi savunduğu için.

Her şey büyük milletimizin gözü önünde oluyor.

Kararı veren 35190 sicil nolu hâkime bakınız siz!

“Terör örgütünün propagandası yapıldığı, terör örgütüne kamu görevlilerinin hedef gösterildiği anlaşıldığından, kapatılmasına” diyerek Aydınlık’ın yayınının bir ay süreyle durdurulmasına hüküm kesiyor.

Peki, 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararına ne oldu? Hani Ergenekon terör örgütü demek suçtu! 14. Ağır Ceza Mahkemesi Hâkimi baştan aşağıya kanunsuzluk içindedir. Suç işliyor.

Doğru, bir terör örgütü var, biz açıkladık. Beşiktaş Terör Örgütü (BTÖ), bu bir Gladyo örgütüdür. Fütursuzca kendisini ele vermiştir.

Daha soruşturmada Ergenekon adı yokken, Ümraniye soruşturmasından söz edilirken karakolda sahte bombaların tutanağı düzenlenirken Fethullahçı bir polis fütursuzca “soruşturma Ergenekon olduğu zaman s…kerim hâkimi, savcıyı da” diyebilmiştir. Dava tutanaklarında var. Yine aynı dava tutanaklarında Genelkurmay Başkanı’ndan o…. Çocuğu diye söz edilmektedir.

Öz ablasını bıçaklayarak öldüren, 12 cinayete katılmış ve Atatürk’e “İngiliz piçi” dediği için mahkûm olmuş, Danıştay katili Osman Yıldırım’ı Beşiktaş Terör Örgütü Osman bey yapmıştır. Katillerin bey yapıldığı bir davadır Ergenekon davası. Savcıların ve hâkimlerin gizli tanıkları bunlardır. İşte bu Ergenekon davası böyle bir davadır. Aydınlık, Ergenekon tertibinin iç yüzünü milletimizin önüne koyduğu için kapatılmıştır.

Aydınlık, Tayyip Erdoğan’ın telefon konuşmalarında açıkça suç olan konuşmalarını yayınladı. Onun gizli kasası Remzi Gür’ü açıkladı. Beşiktaş Terör örgütünü ifşa etti. Gladyo’nun Ergenekon tertibini açığa çıkardı. İşte Aydınlık’ın “suç”ları bunlardır.

Onun birikiminde 88 yıllık yurtsever devrimcilik vardır.

Aydınlık susmayacaktır, susturulamayacaktır!

Şimdi daha çok Aydınlık’ı halka ulaştırma görevi vardır. Biz İşçi Partisi olarak şimdi bu göreve sarılacağız.


http://www.ilk-kursun.com/2009/12/ipbes ... s-basinda/