Aynadaki Şerefsiz ve/veya Doğan'ın çilesi?!

(ya da MİT’in gazetecilerine F’Eymür’den dönemezsiniz uyarısı ve/veya Fransa’nın radikal laik Mason heyula kabinesi?!)

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, vatana ihanet anayasasının madde madde kuvveden fiile geçirildiği ve/veya suyun özenle bulandırıldığı sıcak konjonktür bağlamında, yüzü kızarmadan, insan zekası ile alay eden şu açık çarpıtmayı yapıyor:

“5 ay geçtikten sonra Wall Street Journal gazetesinin böyle bir haber yapması ve Pentagon’dan teyit niteliğinde bir açıklama gelmesi biraz manidar. Olayın sıcaklığı ortadayken neden ortaya atılmıyor da şu anda atılıyor? Sayın Başbakan’ın açıklamalarında bunun yanıtını bulabiliriz. Sayın Başbakan’ın eski ABD başkanı Bush’la yaptığı görüşmenin ardından ABD’den Türkiye’ye bazı konularda destek olması istendi. Özellikle terörle mücadele konusunda anlık istihbarat paylaşımı o toplantıda kararlaştırıldı. O günden bu yana da anlık istihbarat paylaşımı devam etmektedir. Bu telsiz görüşmeleri ve Predator uçaklarının tespitlerinin Türkiye’ye aktarılması şeklinde yapılmaktadır. Terörle mücadelede istihbarat paylaşımının olduğu gizlenen bir şey değildir, bunu sağır sultan bile biliyor. Türkiye’nin bilgisi dahilinde İncirlik’ten kalkan Predator uçaklarının keşif uçuşu yaptıkları ve tespitlerini bizim ilgililerimizle paylaştıklarını herkes biliyor. Bence mesele yanlış zeminde tartışılıyor; ‘İstihbarat ABD’den mi geldi, yerel kaynaklardan mı geldi?’ Bunun tartışmadan ziyade bu istihbaratın değerlendirilerek operasyona karar verilmesi sürecinde bir sorun var. Bugün de ABD’den istihbarat alınmadığını söylemek mümkün değildir. Kendisini milli AK Parti hükümetini ise gayri milli olarak tanımlayan muhalefetin kendi milli kaynaklarının söylediklerine değil de WSJ ve Pentagon’a inanması da kendi başına anlamlıdır!”
http://www.turktime.com/haber/Celik-e-Gore-Asil-Sorun-Baska/179335
http://siyaset.milliyet.com.tr/predator-3-saat-4-dakika-sonra-geldi/siyaset/siyasetyazardetay/19.05.2012/1542123/default.htm
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1088460&Yazar=MURAT-YETKIN&CategoryID=98
http://yenisafak.com.tr/Gundem/?t=19.05.2012&i=384067

Öncelikle…
Kürede, AKP’nin terörle nasıl mücadele ettiğini duymayan kalmadı!
Oslo & Habur?!
2002 – 2012, mazi kalpte derin bir yara!
İkinci olarak, Atatürk’ten İsmet Paşa’ya kadar Cumhuriyet’in temellerinde gezinen bir kafanın, beş ay sonra ortaya çıkan bir haberi garipsemesini de ben yadırgadım.
Ne oldu?!
Bu panik niye?!
Daha yeni başladık!

Demem o ki:
AKP’nin geriye doğru çürüme, vurgun, ihanet hikayesini, manşetlerden okumak için hazırlıklı olun!
Bu kapsamda, yeri gelmişken, soruların en zalimi olan o basit soruyu soralım:
İstihbarat milli kaynaklardan geldi ise Uludere’de operasyon talimatını kim ya da kimler vermiş olabilir?!
a- Ağlayan Özel, AKP’nin Özel’i, MİT’in Özel’i?!
b- Savunma Bakanı Yılmaz?!
c- Başbakan Erdoğan?!
d- Başkomutan Gül?!
e- Hepsi?!
(…)
Hal böyleyken, üç maymun oynayıp, bohçacı kadınlar gibi medya üzerinden bol dedikodu yapan “o zavallı içi çürümüş kafa” için aşağıdaki tanımlamalardan hangisi yapılabilir?!
a- Veled-i zina
b- Yavşak
c- Soros’pu çocuğu
d- Onun bunun devşirmesi
e- Hepsi.
(…)
Sözün özü:
Tepeden tırnağa devleti ele geçirdiği halde ağlamaya alışmış içi çürümüş yüzsüz o güruh bağlamında diyeceğim şudur:
Madem öyle, bırak dedikodu yapmayı, Özel’i görevden alacaksın şekerim!
Yok sorumluluk Özel’e kıyamıyor isen Savunma Bakanı’nı görevden alacaksın!
O da değil ise sorumlu, Başbakan’ı alacaksın görevden!
Ona da gücün yetmiyor ise Başkomutan’ı alacaksın görevden!
Ya da…
Bunların hiçbirini yapacak gücün yok ise aynanın karşısına geçip, orada gördüğün sıfatına tükürüp “Şerefsiz” diyeceksin, sonrası malum.
Demem o ki:
Tüm arsız şımarık şerefsiz ağlaklar için de “Oyun bitti!”
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/20585192.asp
http://www.turkcelil.com/?p=73940
Nokta.

…………………….

F’Eymür’den MİT’in gazetecilerine sıcak yaz uyarısı?!

İstihbari Darbe?!
Mehmet Eymür!
F’Eymür!
M’Eymür?!
Sıcak yaz bağlamında “turkuaz karşı devrimin istihbarat başkanı” Eymür, MİT’in kadrosunda olan ve/veya yönlendirdiği gazeteci listesi üzerinden açıkça gözdağı vermiş:
“Ya karşı devrime hizmete devam edersiniz, dönemezsiniz ya da listeyi faş ederiz!”
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1290000&title=eymurden-onemli-itiraflar-mite-calisan-cok-sayida-gazeteci-var
Avni Özgürel, Fatih Altaylı, Fatih Çekirge, Fehmi Koru, Uğur Dündar, Yalçın Doğan, Altan Tan, Mahir Kaynak!:)) vb…
Liste uzun…
Kabarık…
Vs vs vs…

Öncelikle…
Hal böyleyse…
Bu kapsamda bir fıkra…
Ormanda ağacın dibini sularken, Temel’i çükünden yılan ısırmış.
Dursun’a dönüp feryatla “Doktoru ara sor bakalım ne yapmak lazım da” demiş.
Doktor’dan Dursun’a cevap, “Yılanın ısırdığı yeri emip tükürün, zehiri hızla akıtın!”
Telefon kapanınca Temel heyecanla sormuş; “Doktor ne dedu?”
Dursun, üzgün bir eda ile “Kesin öleceksun” dedi
Demem o ki:
Kafa buysa, BOP yoluna gidecek MİT’in gazeteci kadrosu!
Literatürde buna makasa gelmek deniyor.
Hurda!
Haşat!
Nokta.

……………………..

Doğan’ın çilesi?!

Bu bağlamda, mesleği istihbaratçılık olana denilecek bir şey yok!
Ama sırf meslekte hızla yükselmek adına adı fark etmez, herhangi bir istihbarat servisine “postacı” yazılanlar için diyeceğim şudur:
Sizin için de “oyun bitti”!
Kaldı ki, “Medya” üzerinden MİT oynar!
ABD’de CIA, İngiltere’de MI6, Türkiye’de Topaç!?
MİT devşirdiği haber elemanını önce Emniyet’e yapıştırır, sonra Jandarma’ya!
Genelkurmay Psikolojik Harekat arka planlı yazarlarla da Emin Çölaşan, Mustafa Balbay vb gibi sosyal çevre ve telefondaki nitelikli okur sesi ve/veya e-mail mesajları üzerinden oynar, yönlendirir.
Ağırlık taşımaz, taşıtır.
Bol bol akıl tutulması yapar, insan zekası ile alay eder.
Özetle adama kendi kendini tokatlatır.
(Hrant Dink suikasti vb…)
Misal Aydın Doğan, Milliyet üzerinden medyaya “taşıyıcı patron” (Kahya) olarak girdiğinde Koç’u, İnan Kıraç’ı temsil ediyordu.
Bu yapı üzerinden MİT ve Fransız & İngiliz istihbaratlarını!
Sonrasında Hürriyet’in satışı gündeme geldi.
Almanlar adına Simavi’den Hürriyet alındı, Alman (AB) İstihbaratı’nın yörüngesine geçti.
Daha güçlü oldu.
Gazetecilik yanında lobi faaliyetinden de örtülü paralar kazanmaya başladı.
Havadan para tatlı geldi, işi büyütmeye karar verdi.
Neo Vehbi Koç olma hayaline kapıldı, Koç’un gerçek hikayesini bilmeden!
“BOP operasyonu” kapsamında, ücretine mukabil istihbarat servisleri ile oynamaya kalkıştı.
Yayın grubunu kiraladı, bazı yazar ve yöneticilerini peşkeş çekti.
Türk Devleti’ni hakir gördü.
Paşa’lara açıkça şantaj yaptı.
Derken, İngiliz, Alman, Fransız, İsrail, Rus, ABD istihbaratı, AKP Özel Örgütü, Fetullah Gülen, Gökçek’in özel örgütü derken, Aydın Doğan “küresel sermaye” oldu.
Şimdi herkes Doğan ile oynuyor!
Hem de bilabedel!
Daha ötesini demeye dilim varmıyor.

Demem o ki:
İstihbaratçılık ayrı bir meslek gazetecilik, medya patronluğu, yöneticilik ve yazarlık da!
Orta malı olanı herkes kullanır ya da daha güçlü ile iş tutacağım diyenin düşmesini beklerler, sonra ayak takımının kucağına oturturlar.
Vs.
Netice:
Aydın Doğan, ne ekti ise onu biçiyor.
Aydın Doğan üzerinden karşı devrim üretmeye, ilerletmeye çabalayanlar da!
Nokta.

…………………….

Kitabın adı: Reform’un özü / Hıristiyanlığın Reform Tarihi
http://www.idefix.com/kitap/reformun-ozu-hiristiyanligin-reform-tarihi-kirsten-birkett/tanim.asp?sid=GWBFIPES76LRIED5YP8M
Yazar: Kirsten Birkett, 2003
Bütün Dünya Kitaplığı
Çeviri: Onur Yöş
Önsöz: Turgay Üçal
ANKA Basım
93 sayfa
3 TL
(…)
Sayfa 9:
Eğer Sokrates’in söylediği gibi “Üzerinde düşünülmemiş hayat yaşamaya değer değildir” sözü doğru ise biz de şunu ekleyebiliriz: “Üzerinde düşünülmemiş toplum da yaşamaya değer değildir.”
(…)
Sayfa 9:
Benzer şekilde Melekler, “kurtarılarak” Ortaçağ öğretisine getirilen iyi cinlerdir (daimones).
(…)
Sayfa 9:
Cinlerden daha üstün ileriyi görme yetenekleri vardı, çünkü melekler Tanrı’nın bilgeliğini bilirler.
http://ultra-turkler.blogspot.com/2011/09/melekler-ve-seytanlar-ya-da-komplolar.html
(…)
Sayfa 34:
Öncelikle şunu vurgulamalıyız ki, 16. Yüzyılda “Almanya” diye bir ülke yoktu. Kutsal Roma İmparatorluğu’nun Almanca konuşulan bölgeleri vardı.
(…)
Sayfa 37:
Luther! Almanya bir “Reform” için zaten hazırdı. Luther de kıvılcımı sağladı.
(…)
Sayfa 46:
İsviçre! Zwingli! Luther’in Almanya’da başlattığı hareketten hemen sonra, İsviçre’nin Zürih şehir de kendini benzer bir tartışmanın içerisinde buldu.
(…)
Sayfa 46:
Ekmeğin ve şarabın normal ekmekten ve şaraptan bir farkı olmadığını ilk söyleyen Zwingli idi. Ekmek ve şarap Hıristiyanlara Mesih’in ölümünü hatırlatır ve Mesih’in vaatlerine karşı iman uyandırır.
(…)
Sayfa 55:
Reform, Fransa’da başladı fakat monarşinin saldırgan tavrı ile ezildi. Alman Prensler’in tersine Fransız Kralı, kiliseye meydan okuma eğilimi göstermedi. Kral böyle yapsaydı kazançtan çok zarar görürdü. Ayrıca Fransa’da diğer yerlerde olduğu gibi Kardinaller çok kuvvetliydiler.
(…)
Sayfa 57:
1589 – 1593 yılları arasında, Fransa’nın Protestan bir kralı oldu – IV. Henry. Krallığının yarısı, sahte öğretiye inanan bir krala hizmet etmeyi reddettiğinden, krallığının yarısını kaybetti. Kuvvet kullanarak onları kazanmaya çalıştı fakat başarılı olamadı. Böylece, 1593’te Protestan inancını reddedip, Katolik olduğunu söyleyerek taraf değiştirdi. Bundan sonra da Fransa her zaman küçük bir Protestan nüfusa sahip oldu.
(…)
Sayfa 58:
İskoçya, muhtemelen en esaslı “Reformasyon”u yapan ülkeydi.
(…)
Sayfa 61:
İngiltere’de reform birden başlamadı. Çünkü, Luther’in şaşırtıcı isyanının haberi geç ulaştı. Lutherci fikirlerin ilk girdiği yer Cambridge oldu.
(…)
Sayfa 71:
Elizabeth, radikallerin istediğini vermeyecek kadar akıllı bir politikacıydı. Ancak kilise Protestan’dı ve bununla da Mary’den kaçan reformcular geri dönebilirdi. Bu da Puritan partisinin başlangıcını oluşturuyordu.
(…)
Sayfa 76:
Azizler aracılığıyla Mesih’e tapınmak isterseniz bu iyidir ve hoştur ancak ‘Azizlerdeki Mesih’i taklit ettiğinize dikkat edin’ diyordu Erasmus. Sadece dışsal görünüşün ardından gitmeyin. Kutsallık ve ruhsallık dinsel törenlerde ayinlerde değil ahlaki eylemlerde bulunur. Doğru anlaşılan ayinler bu ruhsal özelliklere sadece yardımcı araçlardır.
(…)
Sayfa 77:
Bir anlamda insan “Kurtuluş” için Tanrı’yla birlikte çalışabilirdi.
(…)
Sayfa 78:
Reformcular’ın vaaz ettiği bu yeni dünya inancı neydi ve yerden yere vurdukları Ortaçağ Katolik inancının uygulamalarıyla ne kadar benzerlik göstermekteydi?
(…)
Sayfa 80:
Luther’in ifadeleriyle: “İman diri ve sarsılmaz bir güvendir. Tanrı’nın lütfuna öyle bir sağlam bir güven ki, insan, uğruna bin kez ölmeye razı olur. Tanrı’nın lütfu hakkında böyle bir bilgi bizi sevindirir, ruhumuzu coşturur. Tanrı’yla ve tüm insanlıkla olan ilişkimizde istekli kılar. İşte bu; Kutsal Ruh’un iman aracılığıyla bıraktığı etkidir. Böylece iman adamı, kendisine sözle anlatılamayacak bir lütuf gösteren Tanrı’nın sevgisi ve görkemi uğruna, kimsenin yönlendirişi olmadan, tamamen kendi iradesiyle ve sevinçle herkese iyilik yapmak, hizmet etmek ve her tür zorluğa göğüs germek için fırsat arar.”
(…)
Sayfa 91:
Temel olarak “Reform”, Tanrı’yla ilişkiye dinsel uygulamalar aracılığıyla ulaşılamayacağını vaaz eden bir Tanrı görüşü oldu.
(…)
Sayfa 92:
Aslında birçok Hıristiyan tartışılan konularda bilgisizdir ve “Reform”u yapanların uğruna savaştığı ve öldüğü gerçekler o günlerde olduğu kadar bugün de tehdit altında olduğunu görememektedirler. Roma Katolikliği’nin birçok hatası düzeltilmemiş olarak devam etmektedir. Hıristiyanlık’ın mistik, büyüye ve batıl inançlara dayalı biçimleri farklı şekillerde ortaya çıkmaya devam etmektedir.
(…)
Sayfa 92:
Reformcular’ın izledikleri yolu tarihe ya da geleneğe duyduğumuz saygı nedeniyle biz de izlemek zorunda değiliz. Ancak “Refom”dan ders almalıyız. Unutmamalıyız ki, o dönemde insanları protesto etmeye ve reform yapmaya çağıran gerçek bugün de gerçektir.

…………………………

Neo Roma’da “Fil”ler ve “Eşek”ler HAARP’i?!
http://ultra-turkler.blogspot.com/2012/03/star-wars-empire-strikes-back.html
http://www.sinemalar.com/film/670/yildiz-savaslari-bolum-vi-jediin-donusu
http://www.trt.net.tr/televizyon/sayfa/detay.aspx?pid=27612
http://tr.wikipedia.org/wiki/Y%C4%B1ld%C4%B1z_Sava%C5%9Flar%C4%B1:_B%C3%B6l%C3%BCm_VI_-_Jedi'%C4%B1n_D%C3%B6n%C3%BC%C5%9F%C3%BC
http://www.gazeteport.com.tr/haber/95793/kazanacak-aday-olmak-cok-onemli
http://www.medyaradar.com/haber/polemikkulis-80670/milliyet-ve-vatanda-demiroren-kanunlari-hangi-radikal-kararlar-alindi-medyaradar-ozel.html
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/20585135.asp
http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/20585356.asp
http://ultra-turkler.blogspot.com/2012/05/nota-bene-veveya-hoc-signo-vinces.html
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20585422.asp
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20585223.asp?yazarid=260
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/20585086.asp
http://www.odatv.com/n.php?n=51-nolu-dvdnin-asli-adli-emanette-bulunan-dvddir-1805121200
http://www.gazeteport.com.tr/yazar/11/cevher-kantarci/2378
http://www.thelira.com/haber/87271/kriz-devlerin-karini-eritti
http://www.stargazete.com/dunya/uzayda-devasa-patlama/haber-579475
http://www.stargazete.com/medya/dinamitte-ortalik-karisti/haber-579495
http://www.stargazete.com/yazar/taha-kivanc/politika/gazeteler-hep-ayni-kalabilir-mi/yazi-579457
http://www.stargazete.com/yazar/fehmi-koru/politika/avrupada-yasananlarin-anlami/yazi-579469
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1290000&title=eymurden-onemli-itiraflar-mite-calisan-cok-sayida-gazeteci-var
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1289989&title=uluderede-ilk-bilgiler-kendi-kaynaklarimizdan-alindi
http://www.haberturk.com/gundem/haber/743363-genelkurmaydan-kilik-kiyafet-duzeltmesi
http://www.gazeteport.com.tr/haber/95790/quotnon-bis-in-idemquot
http://www.youtube.com/watch?v=4IvnCzao1q4&feature=autoplay&list=AL94UKMTqg-9DkRLlfP5uwhKoOtVVawE-5&playnext=9
http://www.turktime.com/haber/Ezeli-Rakibe-Fena-Saka/179346
http://www.turktime.com/haber/Merkel-Yunanistan%60i-Kizdirdi/179347
http://www.gavurege.com/webroot/home.php?op=ege&action=outview&article_id=6119
http://ahmetavci3.blogcu.com/3-milli-mucadele-nin-kurtulus-savasi-nin-baslatilmasi/7064145
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/20586295.asp
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20585484.asp

……………………

Ve…
Son olarak…
“Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi Bir Duvar Süsü Değildir, Erken Uyarı Sistemidir!”
http://www.youtube.com/watch?v=5xboa4-j8Us
(…)
19 Mayıs 2012 “Öç Günlüğü” ve/veya “Kan Yerde Kalmaz”?!
http://ultra-turkler.blogspot.com/2012/05/19-mays-2012-oc-gunlugu-veveya-kan.html
“Cumhuriyet’in temelinin laik bir dünya görüşüne dayalı olduğu hiçbir zaman unutulmamalı ve bu gerçek gözden kaçmamalıdır. Zira Türk halkı teokratik yönetimden çok acı çekmiştir. Geri kalışının nedenleri arasında bunun önemli bir yeri vardır.”
Mustafa Kemal ATATÜRK, 1930 - Kırklareli
(…)
“Rica ile merhamet dilenmekle bir millet ve devletin şeref ve istiklâli kurtarılmaz. Türk Milleti, gelecek nesiller için bunu unutmamalıdır.”
Mareşal Mustafa Kemal Atatürk

Sevgiler

---

Hayrullah Mahmud ÖZGÜR, 19 Mayıs 2012