
Kuzey Irak’ta adım adım Kürdistan’ın kurulacağı referanduma doğru gidiyoruz. Sayılı günler kaldı. Son anda olağanüstü bir durum olmazsa, Barzani bu referandumu yapmakta kararlı…
1980’li yıllarda Silopi’den giden bir yüzbaşının karşısında esas duruşta bekleyerek talimat alan, bilgi veren Peşmerge lideri Barzani, bugün Milli Güvenlik Kurulu toplantılarının muhatabı haline gelecek boyutta Türkiye’nin güvenliğini tehdit ediyor.
Onu bu konuma, bu güce yükselten de bizzat Türkiye’nin “Kürtçü, Kürdistancı, Barzanici” politikaları.
Kendimiz ettik, kendimiz buluyoruz.
Peki, Barzani açıkça ne istiyor?
“Devletin zirvesi” bu soruya doğru dürüst cevap verme, bu sorunun analizini derinlemesine yapma gereği durdu mu acaba?
Yardımcı olalım kendilerine!
Barzani aylardan beri hiç gizlemeden, saklamadan hem kendi basınına hem dış basına açıklamalar yapıyor: “100 yıl önce, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Kürtlere bağımsız devlet olmaları için söz verilmiştir. Fakat Kürtlerin taleplerinin aksine Kürdistan; Türkiye, İran, Suriye ve Irak üzerinde bölüştürüldü. Yeni Irak devletinde Kürt ve Arapların eşit haklara sahip olması gerekiyordu. Ancak art arda gelen hükümetlerin hepsi Kürtlere baskı uyguladı.” (Barzani’nin 28 Haziran 2017’de Washington Post’ta çıkan makalesi)
Barzani en son geçen hafta Kuzey Irak’ta seçim çalışmaları sırasında Akre kasabasında konuştu ve aynı şeyleri söyledi.
Ne diyor Barzani?
"100 yıldır Kürdistan’ı bekliyoruz, 100 önce Batılılar bize Kürdistan söz verdi ama sözlerini yerine getirmediler.”
Barzani “100 yıl önce” diyerek neyi kastediyor?
Bu sorunun cevabı çok açık ve net ama anlama özürlüler için bir daha söyleyelim:
Barzani, Sevr Anlaşması’nı kastediyor.
Barzani’nin “Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra bize söz verdiler” dediği emperyalistler, Osmanlı Devleti ile 10 Ağustos 1920’de yani yaklaşık YÜZ YIL ÖNCE imzaladıkları Sevr Anlaşması’nda Kürtlere devlet kurma sözü vermişlerdi.
Sevr’in 62. ve 64. maddelerine göre “İngiliz, Fransız ve İtalyan yetkililerden oluşan bir komisyon, Fırat’ın doğusundaki Kürt vilayetlerinde bağımsız bir yerel Kürt yönetimi kuracak, bir yıl sonra ise Kürtler, Birleşmiş Milletler’e başvurarak bağımsızlıklarına kavuşabileceklerdi.”
Barzani’nin atıfta bulunduğu “100 yıl önce verilen söz” budur.
Bu anlaşmayı tanımayarak, yırtıp atarak, milli mücadeleyi başlatıp Türkiye’ye Sevr’i dayatan emperyalistlerin hevesini kursağında bırakan, bu alçak bölme planına dur diyen kahraman kimdir:
Mustafa Kemal Atatürk!
Barzani’nin nefreti, kini, husumeti Mustafa Kemal’edir.
İngiliz emperyalizminin 20.yüzyıldaki sömürge planlarının gerçekleşmediği tek coğrafya Anadolu’dur ve bunun mimari Atatürk’tür.
Barzani’yi yıllardan beri el bebek gül bebek büyütüp, açılım masalları esnasında Diyarbakır’a getirip Kürdistan şarkıları söyletip, Kuzey Irak’ı imar ederek Kürdistan’a giden yola taş döşeyenler bugün “yakarız, yıkarız, referanduma izin vermeyiz” diye kükrüyorlar.
Okullarda Atatürk’ü daha az öğretmeyi marifet sananlar, onun 100 sene önce yırtıp attığı Sevr’in Kürdistan planını önlerinde buldular.
Atatürk’ü beden eğitimi dersine indirgeyecek kadar bir Gazi düşmanlığı içine girerseniz sonucun bu olması normal.
Referandum bugün de yapılsa, yarın da yapılsa, ertelense de ertelenmese de, ok yaydan çıkmıştır.
Bunun sebebi de Türkiye’nin ufuksuz, vizyonsuz, burnunun dibini görmeyen dış politikalarıdır.
Muharrem BAYRAKTAR, 18 Eylül 2017
mbayraktar@yenimesaj.com.tr