Fethi Turgut Beyin kasaları, tam da yerel seçim arifesinde patladı. Hırsızlar üç kasadan birini alıp götürdü.
Fethi Turgutu artık tanıyorsunuz; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaşın danışmanı. Meseleyi de biliyorsunuz; hırsızlar Fethi Beyin evini soydu. Fethi Bey çok para kaybetti.
Henüz hırsızı tanımıyoruz ama onun yeğeni Ahmet Tamerle tanıştık. Tamere göre çalınan kasada 2,2 milyon TLlik döviz ve altın vardı. Fethi Beye göre ise kasada 200 bin dolar civarında para, 300400 gram altın ve 15 bin Türk Lirası bulunuyordu.
Bence hırsızlık vakasının bir önemi yok. Çünkü milli hasılaya katkı bakımından sonuç aynıdır; paranın Fethi Bey yerine hırsızlar tarafından harcanması arasında fark yoktur.
Ancak insan merak ediyor; İstanbul Deniz Otobüsleri şirketi yönetim kurulu üyesi ve Başkan danışmanı ayda ne kadar maaş alır? Bu soruyu da geçelim; ama birinin Fethi Beyin evinde neden üç kasa birden bulunduğunu mutlaka açıklaması lazım.
*****
Evde kasa bulunduran üç tip insan vardır:
1) Parasını bankacılık sistemine sokmak istemeyenler.
2) İşlerinde nakit kullanmayı alışkanlık edinenler.
3) Param ya da mücevherim elimin altında dursun diyenler.
En son seçeneğin insan tipi, özellikle krizli dönemlerde evinden başka yere güven duymayan tiptir. Örneğin 2001 krizinde bankalara patır patır el konulurken, kasa satışlarının da patlaması bu yüzdendi. Tabi bir de paralarını her zaman el altında tutma eğiliminde olan yaşlı insanlar vardır.
İkinci seçeneğe giren insan tipi, genellikle küçük işletme sahipleridir. Alışveriş hem meta hem de para itibariyle elden ele yapılır. Anadoluda yaygın olan bir durumdur.
En tehlikeli seçenek ise birinci seçenektir. İlgili kişi kazandığı elde ettiği paranın kaynağından şüphe duyar ve parayı bankacılık sistemine sokmaz. Örneğin Fethi Bey, hırsızlara kaptırdığı 200 bin dolarla bankaya giderse, (kara paranın engellenmesine ilişkin mevzuat gereği) küçük bir sorguya çekilir. Nereden buldun denilmez de (Bu soruyu sormak Türkiyede yasaktır), Para, tarafınıza nereden ulaştırıldı diye sorulur.
Fethi Bey, bu soruya ne cevap verirdi?
*****
Sayın Fethi Bey,
Başbakan, krize karşı tedbir adına, Zulalardaki paralarını çıkarın demedi mi?
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Parası olan Allah aşkına getirsin demedi mi?
Dedi, dediler
Siz ne yaptınız; paraları kasalara istiflediniz, hırsızlarda evinize girip çaldı.
*****
Fethi Turgut, gazetelerde çıkan haberleri ''Hırsızlık konusu, para miktarı ile ilgili açıklamalar tamamen siyasi spekülasyon amaçlıdır diyerek tepki gösterdi; şantajcılardan söz etti filan
Bunların her birinin doğru olduğunu varsayıyoruz.
Fethi Turgut, 1999 yılından beri Kadir Topbaşın danışmanlığını yapıyor, ayrıca İDOda yönetim kurulu üyeliği yapıyor. Hırsızın yeğenin
Ne olur bir ara verelim.
Komediye bakın; ortada hırsız yok, yeğen konuşuyor; polis de gelişmeleri gazeteden takip ediyor.
Bizim da anladığımız kadarıyla Turgut, maaşla geçinen bir kişi. Kasalarında da muhtemelen maaş gelirlerini saklıyor. Bunun dışında şu tür ihtimaller var: Belki miras kalmıştır, belki eşinden gelen bir para vardır, bir yerde gömü bulmuştur vb
Bu ihtimaller iyi hoşta, öte yanda da yasalar var. Belediye bordrosuyla çalışanlar, sonu sıfır ve beşle biten yıllarda mal beyanında bulunur. Ara yıllarda, örneğin arabasını satmış ve gelir elde etmişse, bunu da mal beyanına para olarak ekler, varlık olarak düşer.
Acaba Kadir Topbaş, Fethi Turguttan mal beyanını istedi mi? İstediyse, küçük kasadan çıkan paraların menşei o beyanda görülüyor mu?
Sahi, diğer iki büyük kasada ne var?
Topbaş ve Fethi Beyin tanışıklıkları eski. Fethi Turgut, 1994 yılında Refah Partisinden belediye meclis üyesi oluyor. Aynı yıl Beyoğlu Belediyesinde Teknik İşlerden Sorumlu Danışman olarak görev yapıyor.
Eminiz, Fethi Beyi Başbakan Erdoğan da iyi tanıyordur.
Yalçın Bayerin, 8 Nisan 2006 tarihinde Hürriyette yayınladığı bir okur mektubu var. İstanbul Boğazının her yerinde usulsüz işler yapıldığını iddia eden mektupta şöyle deniliyor:
Şimdiki Boğaziçi İmar Müdürü İrfan Uzun; ama bir etkinliği görülmüyor. İşleri 'kotaran', yardımcısı Mehmet Kahveci... Kahveci, Kadir Topbaş'ın Belediye Başkanlığı sırasında Beyoğlu İmar Müdürü idi. 'Rahatsızlığı'nın ardından Boğaz'ın imar 'sorumluluğu' kendisine verildikten sonra 'sakalı'nı da kestirdi. İmarda 'sorunu' olanı, İDO binasındaki Fethi Turgut'a yönlendiriyor. Turgut, Topbaş'ın Beyoğlu'ndan beri 'imar danışmanı' ve aynı zamanda İDO Yönetim Kurulu üyesi.
Mektupta sözü edilen Turgut, Fethi Turgut oluyor.
Fethi Turgut, acaba bu yazıya da tepki göstermiş miydi?
Bu noktada Kadir Topbaşa düşen görev de var.
Konuşmak ve danışmanının durumunu açıklamak
Gerekirse Mali Suçları Araştırma Kurulu uzmanlarını, mülkiye müfettişleri belediyeye davet etmek.
Çünkü konu ciddidir.
Ahmet Erhan Çelik
http://www.odatv.com/index.php?id=14740