
Amerika’nın ülkelere demokrasi taşıma formülünü artık herkes ezberledi.
Önce ezberi bir hatırlatalım, daha sonra, moda kullanımı ile ezber nasıl bozulacak onun haberini verelim.
Amerikan demokrasi formülü;
- Medya yolu ile psikolojik savaş başlat,
- Arkasından muhalifleri örgütlemek için dolar ve ajan gönder,
- İdeolojik propaganda ve psikolojik savaş devam ederken,
- Muhalifleri silahlandır,
- Müttefikler ile beraber uluslar arası diye bir terane tuttur,
- Olaylar çığırından çıkmaya doğru,
- İnsani koridor bahanesi ile muhaliflere silahlı hava desteği sağla,
- O ülkenin meşru başkanını katlet.
- Örtülü savaşı açık savaş ile sonlandır.
Sabırlı olmak gerektiğini Amerikan resmi sözcüleri ifade ediyor. Sabırdan kastedilen; muhaliflere silah ve lojistik destek vererek örtülü savaşı uzun bir süreye yaymaktır. Ekonomik olarak çökecek olan mevcut iktidarı al-aşağı yapmanın sabırdan geçtiğini söylüyorlar.
Yani eski formülün sabırla devam ettirilmesidir.(Sabır da bir stratejidir)
Eğer haber doğru ise, CIA’nin kendince yeni bir kamuoyu yaratma oyunu değilse, http://abcnews.go.com/ adresinde şu haberi görüyoruz.
Rus Anti-Terör ekipleri Suriye’ye dünden itibaren intikal etmeye başlamış.
Haber doğru ise, bu haberin tercümesi şudur:
- 1- Rusya Suriye’yi Amerika’ya bırakmamakta kararlıdır.
2- Suriye’deki terör gurupları, artık eskisi kadar, Batı ve İsrail ajanlarının desteğini alamayacaklardır. Bu İsrail’den Suriye’ye sokulan özel silahların da girememesi demektir.
Burada kaybeden kim diye sorarsanız, hemen söyleyelim Amerika değildir. Türkiye’dir. Bundan sonra, Esad gitse bile Suriye’de ne Amerika’nın istediği gibi bir hükümet kurulur, ne de bizim ile dost bir Suriye olur.
Suriye’nin Amerika ile savaşı aslında bizi de korumaya yöneliktir. Çünkü Suriye’nin bölünmesi Suriye içinden çıkacak bir bölümün Barzani ile birleşmesi, Türkiye’den de bir parça kopararak, Amerika’nın asıl nihai planı olan Büyük Kürdistan’ın(Aslında küçük İsrail’in) oluşması demektir.
AKP’nin Amerika’ya melun desteği devam ettikçe, kaderimize yönelik badirelerden kurtulmak mümkün değildir.
Bülent ESİNOĞLU, 20 Mart 2012
bulentesinoglu@gmail.com