
Taksim'de saygı duruşu krizi, Adalar'da, Kadıköy'de, Isparta'da, İzmit'te Atatürk anıtına çelenk kavgası... ki bu çelenk kavgası, tüm il ve ilçelerde yaşandı/yaşanacak.
El Kaide sponsoru islamcı cunta, her ulusal bayramda, halkı askere, halkı Atatürk anıtlarına yaklaştırmama görevi aldı bir yerlerden.
Bugün yurtdışında görevli bir arkadaşımla konuştum. Hariciyemin Nazırı Gelberi Davut Paşa, 30 Ağustos'tan önce Türkiye'nin bütün yurtdışı temsilciliklerine talimat göndermiş.
"1- Herkesi davet etmeyin, katılımı kısıtlı ve alt düzeyde tutun,
2- Daveti Askeri Ataşe değil misyon şefi yapsın (davetiyeler misyon şefi adına basılmış, Askeri Ataşelikler değil), davet sahibi sivil otorite olsun" demiş.
O yüzden, her zaman davetiye gönderdikleri listelerden T.C. vatandaşlarının çoğunu çıkartıp, pek azına davetiye göndermişler. Askeri Ataşeler de misafirleri ev sahibi noktasında değil, personelin arasında bir yerlerde karşılamışlar. Farklı birkaç ülkeden aldığım haber: katılımın çok çok düşük düzeyde olduğu yolunda.
El Kaide sponsoru islamcı cuntanın samimiyetsiz Bayram mesajlarını okuyalım ve Ulusal Bayramları kutlamamızdan kimlerin/neden rahatsız olduğunu anlamaya çalışalım:
Kulaktan arızalı twitter başkomutanı: "Tarih boyunca farklılıklarımız, birliğimizi tamamlayan zenginliklerimiz olmuştur. 1000 yıldır hoşgörüyü, saygıyı, sevgiyi, birlikte barış içinde yaşama kültürünü en iyi biçimde gösteren bir milletiz. Birlik ve beraberliğimize asırlardır kimse zarar veremediği gibi bundan sonra da... "
Sultan Birinci Zıllullah: Tarih boyunca birlik ve beraberliğimizi yıkmaya tevessül eden her türlü girişimi, her türlü saldırıyı boşa çıkaran aziz milletimiz, 30 Ağustos 1922'de Dumlupınar'da elde ettiği büyük zaferle birlikte ayrılmaz bir bütün olduğunu tüm dünyaya ilan etmiştir. Bugün, bizlere düşen, bütün imkânsızlıklara, bütün yokluklara rağmen türlü zorlukları aşarak kurduğumuz Cumhuriyetimizi, birlik ve beraberlik içinde, bin yıldan bu yana sürdürdüğümüz kardeşlik ruhu içinde daha da yüceltmek, daha da güçlendirmek olmalıdır. Barış içinde bir arada yaşama tecrübesini, tarihten tevarüs ettiği adalet ve eşitlik ilkesini Cumhuriyet'ini demokrasiyle taçlandırarak gösteren Türkiye, bugün bölgesinin üstün bir gücü ve istikrar unsuru olarak, bölgesel ve küresel barışa da değerli katkılar sağlamaktadır. İnanıyorum ki Türkiye, milletiyle bölünmez bir bütün olarak, bugün kardeşliğimize kasteden terör ve benzeri tüm tehditlerin üstesinden gelecek, çok daha parlak, çok daha aydınlık bir geleceğe..."
Y-CHP Dersim Mebusu Kemal Bey: "Birlik ve beraberliğimizi geçmişte olduğu gibi bugün de bozmak isteyen bazı güçler olacaktır. Ancak bu güçlere karşı 90 yıl önce nasıl mücadele ettiysek bugün de aynı mücadeleyi verme karar ve azmindeyiz. Milletimizi bölmek isteyen teröre karşı hep birlikte, kardeşliğimizi koruyarak mücadele edeceğiz."
Koyu renkle bastığım sözcükleri yanyana okuyalım lütfen:
farklılıklarımız - birliğimizi - birlikte barış içinde yaşama kültürünü - birlik ve beraberliğimizi yıkmaya - ayrılmaz bir bütün - birlik ve beraberlik içinde - kardeşlik ruhu - barış içinde bir arada yaşama - bölünmez bir bütün olarak - kardeşliğimize kasteden terör - birlik ve beraberliğimizi bölmek isteyen teröre karşı - kardeşliğimizi...
Adamlar 30 Ağustos mesajı yayımlamamış da, şehit cenazesine telgraf göndermiş sanki.
---
Şu Bayram gününde, bu adamların bilinçaltının hangi katmanı birlik, bütünlük, kardeşlik, beraberlik diye fik fik etmiş olabilir ki?
Bu bayram mesajlarını biz Türk halkına hitaben mi yayınlamışlar yoksa Oslo Mutabakatlarında birilerine "Size ulusal kimlik verilene kadar Türklere de ulusal kimlik/gurur yok, söz..." mü denilmiş?
Siz ey okur! O koltukları siz işgal ediyor olsaydınız, Büyük Taarruz'un 90. Yıldönümünde vereceğiniz mesajda neyi vurgulardınız?
a) Bu ülkenin hangi şartlarda, nice canlar pahasına kurulduğunu, emperyalist işgalin Mustafa Kemal önderliğinde nasıl kırıldığını mı?
b) Bölüneceksek 'kardeşçe', masabaşında 'barış' yoluyla bölünelim pazarlığını mı?
Ya da kutlama mesajınızı kime hitaben kaleme alırdınız? Ulusal Bayram'ın sahibi olan millete mi, yoksa 'devlet isterük' diye ortalığı yakıp yıkan Amerikan beslemesi narko terör örgütüne mi?
Bu mesajlarda Türk halkının bayram çoşkusuna katılma yok, Kürt bölücünün şiddetini yatıştırma gayreti var. Yeniden yazdırılacak tarihte Kürtler lehine modifikasyon vaadi var. Ya da ben öyle okuyorum.
O "bölgesel ve küresel barışa da değerli katkılar" gibi TSK onuru kırıcı cümlelerden falan hiç bahsetmiyorum. Ayrı yazı konusu olur.
Kıymet Nadir BİNDEBİR, 30 Ağustos 2012