(ya da Çankaya’daki Apo ile İmralı’daki Apo arasında fark var mı ve/veya AKP & Gülen ittifakını yıkmayan, besleyen hatta “Da Vinci Köprüsü” inşa ettiren kolpacı muhalifler kenara çekilsin, şimdi o köprü’yü vatana ihanet edenlerin mabad’larına çakacak olanlar geliyor?!)
“Yeryüzünde iki kuvvet var: Kılıç ve zeka. Çok zaman kılıç, zeka ile mağlup edilmiştir.”
Nietzsche
……………………
Acem HAARP’i?!
AKP taşeron?!
Türkiye cephe?!
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/21784456.asp
Kolpacı muhalifler tatilde!
Sözün özü:
Deliğe süpürmeyin kullanın, final!
2013 Şita?!
Nokta.
…………………….
Ultra 29 Ekim?!
F’ürriyet, Ak medya sormaya çekinse de, Ak CHP öyle bir sorun yok dese de, dışarıda cevabı aranan soru ortada:
“Türkiye’de Laik’lik tehlikede mi?!”
http://haber.gazetevatan.com/laiklik-tehlikede-mi/489370/1/G%C3%BCndem#.UIohTnXZadk
Elcevap:
Atatürk Türkiyesi’nde; Laik’lik karşıtı eylemlerin odak’ındaki bir parti “iktidar”!
Devlet’in üstüne, tepeden tırnağa “ak şal” örtüldü.
“Acem sözü”nü tutacak kadar muktedir!
Hal böyleyken…
Ak Çankaya!?
Ak Başbakanlık?!
Ak Yargı?!
Ak Genelkurmay?!
Ak MİT?!
Ak Emniyet?!
Ak MHP?!
Ak CHP?!
Ak BBP?!
Ak Barzani?!
Ak ve/veya F derin devlet?!
Demem o ki:
Ak Anayasa?!
Demem şu ki:
Laik’lik karşıtı eylemlerin odak’ındaki parti, Anayasa’yı değiştirip kendi devletini ilan etmeye hazırlanıyor.
Sözün özü:
Batı Roma’nın cevabını merak ettiği soru’yu her nedense ha(z)cı ve/veya kolpadan muhalefet yapan medya merak etmiyor.
Netice:
RAP… LARP… RAP…
Full Stop.
……………………
F’Arsız?!
Cesur gazeteci (!) Engin Ardıç, bugünkü yazısında CHP’li kadın portesi üzerinden “Cumhuriyet kadını”nı yazmış.
Ne var ki, bu bağlamda asıl sorması gereken soruları atlamış.
Devir satır atlanmaması gereken devir olduğundan, Arsız’ın yer darlığından atladığı satırları da biz tamamlayalım:
Çalık’ın karısı nasıl bir kadın, ne giyer ne içer?!
Gül’ karısı ne giyer, ayakkabılarının tabanı ne renktir?!
Patron katında oturan Erdoğan’ın damadının eşi ne giyer, nasıl gezer?!
http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/ardic/2012/10/26/cumhuriyet-kadini
Vs.
……………………..
Çankaya’daki Apo?!
İmralı’daki Apo?!
http://tr-tr.facebook.com/note.php?note_id=187956341218363
BOP’eşbaşı Erdoğan; bir Çankaya’daki Barzani’nin kankası Apo ile görüşüyor ve/veya güreşiyor, bir İmralı’daki Barzani’nin hasmı Apo ile görüşüyor ve/veya güreşiyor.
Her iki Apo da lafa önce “Çok güzel şeyler olacak” diye başlıyor, gerisi malum’unuz.
Demem o ki:
Çankaya’daki Gül, bayram kutlamasında bir ilk yapmış.
Kendisine “meşruiyet” ve/veya derin’lik katmak için muhafız alayı ile kucaklaşmış.
Demem şu ki:
Bayramlaştığı askerlerin komutanları Silivri’de!
Silivri’ye TSK’nın şerefli komutanlarını tıkarken, gönderirken üç maymun’u oynayan aynı Apo değil miydi?!
Bayramlar, kucaklaşma barışma gün’üdür ama hainlerle, alçaklarla, şerefsizlerle, kula kulluk edenlerle kucaklaşma günü değildir.
İslamiyet’te ve/veya Hz Muhammed’in hayatında böyle bir kayıt yoktur.
Müşrikler’e “Sizdeniz” dese dahi acımayın diye kayıt vardır Kur’an’da!
Neden?!
Çünkü müşrikler ancak kaybettiklerini anlayınca görünce sizdeniz der, değil mi?!
http://www.nedirvikipedi.com/islami-sozluk/musrik.html
Sözün özü:
Çankaya’daki Apo, İmralı’daki Apo ile arasındaki farkı ortaya koymadan verdiği bayram selamını devlet ve/veya devletler katında alacak fani yoktur.
29 Ekim’le, Atatürk’le, Laik Türkiye ile sorunu olanla bizim de sorunumuz var.
Netice:
Hangi psikologla görüşürse görüşsün, tıp bu konuda çaresiz.
Hem içte hem dışta yalnız kalmaya “mahkum”!
Full Stop.
………………………
Tenekeli mahallenin aynalı yazarları?!
Ertuğrul Özkök, bayram’da tatil yapmayıp köşesini açık tutanlardan.
Özkök, bayram yazılarında Yılmaz Özdil üzerinden ulusalcı cenaha selam sarkıtmaya çalışmış.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/21784401.asp
http://ultra-turkler.blogspot.com/2012/07/populer-yazar-olmak-veveya-yaz-adam.html
http://ultra-turkler.blogspot.com/2012/07/fikir-irgat-olmak.html
Bu yüzden muhakkak övgü de bekliyordur.
Ne var ki, hikaye yazarı olacak ise o tür’ün en usta yazarlarından Halit Çapın birileri artık yazmasın deyip fişini çektiği için öldü; Çetin Altan, Erdoğan’ın elinden ödül almayı kabul ettiği günden bu yana yaşayan ölü, Türkçe’yi en iyi kullananlardan İlker Sarıer ise en üretken çağında evinde zorunlu emeklilik dönemini yaşıyor.
Yani?!
Rol çalmaya gerek yok!
Matbuat, Basın derken “Medya” tarihinde hiç olmadığı kadar çorak ve batak’ta!
Kolpacı, hazcı, vınnn’lamacı!
Özkök’ün işi kolpadan hikaye anlatmak değil, “Aman ağzımızın tadı bozulmasın” diyerek Türkiye’yi ve dünyayı büyük bir bataklığın içine sürükleyen “stratejik kör” patronunun yanlışını, tamir etmek olmalı!
Sabahtan akşama koşsa, yazsa yetmez.
Kaldı ki, millet, Tuncay Özkan, Mustafa Balbay, Yılmaz Özdil, Nedim Şener hikayelerinden de sıkıldı.
Başka dramlar var, aileleri dağılmış, hastalıklarla mücadele eden, yok’lulara direnmeye çalışan Silivri üzerinden esir alınan gerçek dram’lar!
21. yüzyıl hikayeleri!
Babasının yüzünü görmeden beş yaşına basan çocuklar var.
Tek suçları; saf İslam, saf Atatürkçü olmak, BOP’eşbaşı AKP ile “Kazan & Kazan” oynamayı reddetmek.
Geçen yüzyıl’ın değil bu yüzyılın aile dramları!
Her nedense şehir merkezine, beyaz yakalı tüketen okur’a hitap eden Hürriyet o hikayelerin kahramanlarını görmezden gelmeye devam ediyor.
Bu yüzden F’ürriyet!?
Bu yüzden kolpadan muhalif!?
Demem o ki:
Korkusuz, cesur, soruşturmacı, ünlü, şöhretli, Fenerli, Serencebey sakini usta televizyoncu Uğur Dündar kendi ağzı ile söylüyor, Erdoğan döneminde yolsuzluk dosyası arayışı içinde olmadım!
Bu durumda ne düşünmeliyiz?!
a. Tehdit! Üstüme gelirseniz, yolsuzluk dosyalarınızı kurcalamaya başlarım.
b. İtiraf! Ben size bulaşmadım siz de bana bulaşmayın, koruyun!
Biz ne diyoruz?!
Yani?!
Bu duruş’un neresi onurlu?!
Madem cesur, ünlü gazetecisin merak edip kamuoyunu bilgilendirmen gerekmez mi?!
Kaldı ki, bu yazılardan amaç, bağcıyı dövmek yani MİT’in kullandığı yazarcıkları hırpalamak değil, üzüm yemek!
Silkelemek, hakikatlere ayıktırmak!
Haliç’e Da Vinci Köprü’sü inşa edeceğiz, sırada o var değil mi Sinan üstad?!
Batı Roma medyasında ayan beyan yazılıyor, yolsuzluğa bulaşmış, ailesine rant sağlamış bakan’lar hakkında tek satır haber çıkmıyor, her nedense Türk medyası bunları merak etmiyor, neden, niçin, niye?!
Soru çok net değil mi!?
Elin gazetecisinin merak ettiklerini merak etmeyen cesur gazeteci olur mu?!
AKP iktidarında bedavadan ödül var, makam var deyince zıplayan zıplayana, üstüne atlayan atlayana!
Kolpadan muhalefet yapıp şöhret olacaksın, içi boş kitaplar yazıp basacaksın, sonra da bunları Alsancak, Etiler, Bebek’teki okur’a muhalefet diye satacaksın!
AKP’nin hoşuna gitmeyenleri söyleyenler yazanlar, hakiki muhalefet yapanlar ise ya işsiz ya da sorgusuz sualsiz içerde, tutuklu!
Demem şu ki:
Mustafa Balbay içerde ama köşesi de var, Ak CHP’den milletvekili, Meclis’te makamı da!
Eşi ile söyleşi yapan yapana!!
Balbay, ne diyecekse en net ve de sert hali ile söyleyebilir ama söylemiyor.
Ak medyanın trübünlerine oynuyor!
BOP’eşbaşı Gül’den yana taraf ve o taraf olduğu Gül, Başbuğ ve diğer komutanların tutuklanmasına seyirci.
O zaman bu neyin mücadelesi?!
Balbay, Başbuğ’dan daha mı Atatürkçü!?
Uğur Dündar, AKP’nin yolsuzluk dosyalarını merak etmiyor!
Nedim Şener uluslararası gazetecilik örgütlerinin üyeleri ile görüşüyor ama kafayı yatırmış, F’ürriyet çatısı altında tam siper kolpadan gazetecilik yapmaya devam ediyor.
Yani?!
Devir içi boş hikayeler dinleme devri değil!
İçi boş hikaye anlatacaklar çıksa dahi konjonktür müsait değil şekerim.
İzmir’i bilen tenekeli mahalleyi de bilir, orada yaşayan sakinlerin ne iş yaptıklarını da!
Çalarlar, çırparlar, açığa düştüler mi de kolpanın da müziğin de tillahını yaparlar.
Kaldı ki, Yılmaz Özdil meslek yaşamı boyunca hep birilerinin arkasında saklanmış, asla öne çıkmamış bir isimdir. Çıksa da taşıyamaz.
Çektiği bir sıkıntı, yaşadığı bir zorluk da yoktur.
Meslek hayatı boyunca hep onu koruyan, arkasına sığındığı bir abileri, dayıları olmuştur.
Dinç Bilgin, Önay Bilgin, Umur & Şule Talu & Ünal Ersözlü, Ufuk Güldemir, Fatih Çekirge, Turgay Ciner, Ertuğrul & Tansu Özkök, Uğur Dündar…
Vb.
“Kaportacı”lıktan gelme olduğumu yazana kadar babasının Dinç Bilgin’in şoförü olduğunu saklamaya çalışan, bunun karın ağrısını çeken kompleksli bir ismin yaşam hikayesinden “Dedemin İnsanları” çıkmaz.
Çıkartmaya çalışan da ağır zorlamış olur, ağır “roman” havası olur.
F’Özdil, Emin Çölaşan, Bekir Coşkun’un gönderilmesi sonrasında Hürriyet’in ulusalcı yazar kadrosunu doldurmak için vitrine çıkarttığı, star yaptığı oportünist bir yazar’dır.
Hürriyet istediği kadar zorlasın Özdil’in çapı o ağırlığı taşımaya yetmez, zoru gördü mü aynen şu an yaptığı gibi vınnn’lar.
Sözün özü:
Yılmaz Özdil’in kankası Fatih Çekirge, darbe komisyonuna ne diyor, elinizde belge varsa koyun, 28 Şubat’ta ben yokum!
Ulan dürzü, Silivri hakkında kaç yazı yazdın, meslek hayatın patronlarına paşalardan almadığın halde aldığını iddia ettiğin “mesaj”ları taşımakla geçmedi mi?!
Çetin Doğan hakkında ne belge var ki ellerinde şu an tutuklu!
İlker Başbuğ, Hurşit Tolon, Levent Ersözlü hakkında ne belge gördün ki, yazmıyorsun, yine rüzgar yapıyorsun!?
Yılmaz Özdil’in Zeus’u Uğur Dündar Tansu Çiller’e, Mesut Yılmaz’a, Doğan Güreş’e posta koyacak kadar taşaklı bir televizyoncu ama iş Erdoğan’a, Gülen’, Gül’e ve/veya Gökçek’e geldi mi can ciğer kuzu sarması!
El yumruğu yemeyen kendi yumruğunu balyoz (bal’zbol) zannedermiş?!
Hikaye anlatacaksanız, Silivri kurmacası ortada!
Toplama Kampı’nda yaşanan dramların listesi de!
Silivri üzerinden yaşanan 21. Yüzyıl mağduriyetlerine bir göz atın, yazabiliyor ise Çağan Irmak senaryosunu yazsın, o yazamıyor ise Özkök, Özdil hikayesini yazsın, kim isterse filme çeksin!
Perdeleme yapmayın, o ak perde’yi yakarız, yırtarız!
Ve/veya çok meraklı seniz bir de ben anlatayım, AKP & Gülen iktidarında neler yaşadık, kim neler yaptı, Neo Lale Devri’nde birileri haz peşinde koşarken, bizler hangi şartlar altında nasıl mücadele verdik, yazmaya gerek duymadığımız hangi sıkıntılarla boğuştuk?!
Vs.
Netice:
2013 Şita?!
Masal dinleme çağını geçtik, aştık, şimdi hesap sormak için küresel aksta yaşanan derin U dönüşü bağlamında geliyoruz.
Akıntının da ana hikayenin de yön’ü değişti.
Üstünüze rahat bir şeyler giyin, anlattıklarımızdan yazdıklarımızdan sizler de zevk alacaksınız; çünkü bu hikayede herkese yetecek kadar “mal”zeme var.
Kolpa’dan muhalefet yapıp, sonra da şarap üzerinden “Dedemin İnsanları” türünde çakma “Ağır roman” yazarcıklarına önemle duyurulur.
AKP & Gülen “karşı devrim süreci”ni avanak demokratlar, sahte laik yazar tayfası üzerinden ilerletti, genişletti.
İhanete ortaklık edenler kıyıya çekilsin, şimdi AKP’yi tasfiye edecekler baş’a geliyor.
Nokta.
………………………
STAR WARS?!
http://haber.gazetevatan.com/laiklik-tehlikede-mi/489370/1/G%C3%BCndem#.UIlI-XXZadk
http://haber.gazetevatan.com/turkiye-acikca-soylemeli/489350/1/G%C3%BCndem#.UIlJOnXZadk
http://www.gazeteci.tv/pkk-orgut-mu-holding-mi-157814h.htm
http://www.gazeteci.tv/demirelden-suriye-krizi-yorumu-157796h.htm
http://www.gazeteci.tv/cok-sayidaturkun-de-calistigi-dev-fabrikalar-kapaniyor-157824h.htm
http://www.gazeteci.tv/flas-isyancilarin-zamli-bayram-maasi-amerikadan-157827h.htm
http://www.gazeteci.tv/abdli-generalturkiyeye-asker-gonderdik-157825h.htm
http://www.turkrus.com/haber-hatti/58103/tataristanda-catisma-
http://www.gercekgundem.com/?p=498873
http://www.zaman.com.tr/politika/29-ekime-istihbarat-engeli/2007414.html
http://www.zaman.com.tr/dis-haberler/obama-bir-telefonum-bile-yok/2007428.html
http://www.sabah.com.tr/Ekonomi/2012/10/26/cilgin-mehmetlerin-teminati-paylasilamiyor
http://www.takvim.com.tr/Siyaset/2012/10/26/semdinin-sirri
http://gundem.bugun.com.tr/turkiye-iran-i-yalanladi-haberi/209870/
http://haber.gazetevatan.com/Haber/489404/1/Gundem#.UIoiQnXZadk
http://siyaset.milliyet.com.tr/bdp-yangina-korukle-gidiyor/siyaset/siyasetyazardetay/26.10.2012/1617306/default.htm
http://siyaset.milliyet.com.tr/askeri-vesayet-askeri-harcamalar-/siyaset/siyasetyazardetay/26.10.2012/1617325/default.htm
http://www.gazeteport.com.tr/yazar/11/cevher-kantarci/2867
http://www.turktime.com/haber/Romney-e-Agir-Darbe/197366
http://www.turktime.com/haber/Iran-Basini-Boyle-Gordu-/197367
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/21784456.asp
………………….
ABD, Çin’e mesaj: Dikkat! Ayı çıkabilür, taş düşebülür, çığ tehlikesi?!
Amerikan New York Times (NYT) gazetesi, Çin Başbakanı Wen Jiabao’nun ailesinin 2,7 milyar dolarlık servete sahip olduğunu yazdı.
Gazeteye göre babası domuz çobanı olan ve “Çocukluğumda ailem çok fakirdi” diyen başbakanın emekli öğretmen olan 90 yaşındaki annesinin yatırımlarından sadece birinin 5 yıl önceki değeri 120 milyon dolardı. NYT’nin araştırması, başbakanın akrabalarının ise toplam 2,7 milyar dolarlık servete sahip olduğunu gösteriyor. Ailenin bu serveti nasıl yaptığının tam olarak bilinemediğini belirten gazete bu birikimin Wen’in 1998’de başbakan yardımcılığına gelmesinin ardından gerçekleştiğini iddia ediyor.
http://www.hurriyet.com.tr/planet/21785658.asp
(…)
Kitabın adı: Staretjik Vizyon / Amerika ve Küresel Güç Buhranı
http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=601854
Yazarı: Zbigniew Brzezinski
Çevirenler: Sezen Yalçın, Abdullah Taha Orhan
TİMAŞ Yayınları
I. Baskı: Mayıs 2012
234 sayfa
16 TL
(…)
Sayfa 93:
AMERİKA SONRASI DÜNYA:
2025’TE ÇİN EGEMENLİĞİ YOK
AMA KAOS VAR
(…)
Sayfa 202:
Çin’i tehdit eden beş büyük tehlike:
1- Zenginle fakir arasındaki eşitsizlik
2- Şehirli halkın huzursuzluğu ve memnuniyetsizliği
3- Yolsuzluk kültürü
4- İşsizlik
5- Sosyal hayatta güvenin yitimi
http://ultra-turkler.blogspot.com/2012/05/pandorann-aralanan-kutusu-veveya-maxi.html
Sözün özü:
Küresel aksta derin U dönüşü!
Akıntının yön’ü değişti, çığ tehlikesi!
Nokta.
…………………………….
Almanya’dan bir gazeteci yazısı?!
(İstiklal Türker imzalı iletiden alıntıdır.)
[b]Erdoğan, Sen çıldırdın mı?[/b]
Sayın ekselans,
Türkler’in gelmiş geçmiş en büyük ve değerli başkomutanı!
Sen tamamen kafayı mı yedin?
Sen, Tel Aviv’in delisi Netanjahu ile 3. Dünya Savaşı’nı çıkartmak yarışına mı girmek istiyorsun?
Son senelerde Türk ekonomisini epeyce yükseltip benim de naçizane takdirimi kazandıktan sonra, şimdi her şeyi o askeri götünle tekrar yıkmak mı istiyorsun?
Sana ne oluyor?
İki sene öncesine kadar İsrail’i savaş ve işgal politikası (Gaza) yüzünden şiddetle yeriyordun, saygımı kazandın. Ama, 2011 baharından, Libya‘dan, beri taraf değiştirdin, “Kaddafi Rejimine karşı” – yoksa “Erdoğan-Rejimine karşı mı demeliydim”? – olanları destekledin ve şimdi kendin Suriye’ye karşı en ön cephede bulunuyorsun.
Seni iten nedir?
Yeni-Osmanlı rüyası mı?
Yoksa sana birileri para mı ödüyor?
Gülen mi?
Erdoğan dikkat et: Osmanlıların’da katıldığı son Dünya Savaşı, Sizin devletinizin sonu oldu; Atatürk ancak bugünkü Türkiye’yi kurtarabildi. İkinci Dünya Savaşında doğru davrandınız ve savaşa girmediniz. Neden üçüncü bir savaşta milletini mahvetmeye kalkıyorsun? Yoksa Sam Amca ve Netanjahu’nun sizi dışarda bırakacağını mı sanıyorsun?
Şimdi neden kızıyorum: 3. Ekim’den beri Suriye’ye ateş ediyorsunuz. Daha önceden orada korku ve dehşet saçan terroristleri donattınız. Sizin sınır şehirleriniz, teröristlerin askeri kampları oldu. Ve bu gecen iş zıvanadan çıktı: Sen bir Suriye yolcu uçağını, Moskova’dan geldiği için ve askeri malzeme taşıdığı iddiası ile inişe mecbur ediyorsun. Riyakarlığın daha büyüğü var mı? Kendiniz tonlarca yüksek teknoloji silahını teröristlere veriyorsunuz ve sivil bir uçağın sivil yolcularının bavullarında elektrikli traş makinesi arıyorsunuz, belki el bombası olarak da kullanılır diye.
Sivil bir uçağı indirmek, – bu bir kovboy filmi. Sanırım bu daha hiç olmamıştı.
Biz de Almanya’da Türk yolcu uçaklarını inişe zorlamaya başlayalım mı? Bizim sınır memurlarımız da, senin milletinin Almanya‘ya neler kaçırdığına baksınlar mı? Biz de ondan sonra bu kaçak malların ülkemizin güvenliğini tehlikeye attığını iddia ederek, seni, Başkomutan bozuntusunu, bunlardan sorumlu tutalım mı? Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyini toplantıya çağırıp, sırf savunma amacıyla, Türk sınırının içine birkaç defa ateş edelim mi? Sizin çok yakınınızda bizim de birkaç savaş gemimiz var. Hayır? Sen bunu enternasyonal hukuka aykırı bir saldırı olarak mı görüyorsun? Haklısın. Ama Sen Suriye’ye karşı aynen bunu yapıyorsun.
Duyduğum kadarıyla, Senin halkın bir savaş istemiyormuş. Kendi Türklerini dinle ve mantık yoluna, barışa geri dön. Türk Ulusu, büyük bir tarihi olan, büyük bir Ulustur. Türk Ulusu başında büyük bir devlet adamının olmasını hak eder; çılgınlık veya yabancıların parası ile körleşmiş bir komutan bozuntusunu değil.
Dostane selamlarımla,
Jürgen Elsässer
http://juergenelsaesser.wordpress.com/2012/10/11/spinnst-du-eigentlich-erdogan/
http://arsiv.sol.org.tr/index.php?yazino=9684
(Umut Sarıer’in Not’u: Yazı en ağır Almanca argosu ile yazılmış, tercümede kullanılan ifadeler hafif, diplomatik kalıyor. Tam anlamıyla tepeden tırnağa sıvama yazısı! Açıkça Almanya üzerinden Erdoğan AKP’sine, Gülen’e yazılmış bir tehdit mesajı!)
………………………
Ve…
Son olarak…
Acem HAARP’i?!
Türkiye’de “İç Savaş” süreci!
Bumerang zamanlar!?
Sözün özü:
“Derin U dönüşü” yaşanan ‘Neo Roma’da ortak menfaat, denge’nin denge’si: “Yeniden Atatürk, yeniden Laik Türkiye, yeniden çağdaş Türkiye!”
Netice:
RAP… ULTRA… RAP… RAP… RAP…
RAP… RAP… İMECE… RAP… RAP…
RAP… RAP… GHOST… RAP… RAP…
RAP… RAP… HERO… RAP… RAP…
RAP… LARP… RAP… RAP… RAP…
http://www.youtube.com/watch?v=BcVXjzD6nGw
http://www.youtube.com/watch?v=1gfoxDOPXfo
http://ultra-turkler.blogspot.com/2012/04/ultra-laik-ofke.html
http://www.youtube.com/watch?v=Xa3I9mhRAtU
Nokta.
Hayrullah Mahmud ÖZGÜR, 26 Ekim 2012
News
Site map
SitemapIndex
RSS Feed