
CHP'de neler oluyor?
CHP'de il ve ilçe kongreleri yapılıyor, Başkan Ahmet yerine Mehmet oluyor veya Ali yerini koruyor. İl kongrelerinde kavgaya varan tartışmalar oluyor.
CHP'de kongre dışında olup bitenle ilgilenen yok gibi.
Salı günleri, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu grup toplantısında, iktidarın yanlışlarını dile getiriyor, iç ve dış politikayı eleştiriyor.
Kemal Kılıçdaroğlu, partisini kurultaya götürüyor. Öyle bir ekip ki, Kılıçdaroğlu'nun birlikte olduğu... Genel Başkan Yardımcıları bir şeyler söylüyor, bunlar CHP'nin görüşü mü, yoksa kişisel görüşleri mi?
Örneğin, Mehmet Bekaroğlu'nun Diyarbakır'da Cahit Sıtkı Tarancı Kongre ve Kültür Merkezi'ndeki "Nasıl bir Ortadoğu, Nasıl bir Türkiye, Nasıl bir Kürt çözümü" konferansında yaptığı konuşma da ileri sürdüğü fikirler...
Bekaroğlu konferansta, Türkiye başta olmak üzere Ortadoğu'daki ülkelerde iktidara gelen İslamcıların, okumayı doğru yapamadıkları ve eski yönetimler ile aynı okumayı yaptıkları için başarılı olamadıklarını söylüyor. Türkiye'yi de Ortadoğu ülkesi mi sayıyor, yoksa onlarla aynı kaba mı sokuyor? Ancak konumuz bugün bu değil.
CHP Genel Başkan Yardımcısı, İslamcıların iktidara geldikten sonra tekçi bir okuma ile devletleri yönetmeye çalıştıklarını ifade edip neler söylemiş bakalım:
"Kendilerinden önceki yönetimlerde olduğu gibi devletin okullarını, paralarını ve kaynaklarını kullanarak bunu yapmaya çalıştılar. Ulus devletin bana göre miadı doldu. Tekçilik, bu coğrafyada bana göre huzur, refah ve mutluluk getirmedi, getirmiyor da"
CHP genel Başkanı ve genel merkez yönetimi bu sözleri çok ama çok ciddiye almalı, üzerinde durmalıdır.
CHPye gelmeden önce; Türkiye Cumhuriyetini kuran Mustafa Kemal Atatürk'e dil uzatan, - o sözleri burada tekrarlamaktan zul duyarım- Bekaroğlu, şimdi de Ulus Devlet'ten vaz geçiyor.
Bu CHP'nin fikri midir, yoksa Bekaroğlu'nun kişisel düşüncesi midir?
Şayet, CHP'nin fikriyse, CHP, CHP olmaktan çıkmış demektir. CHP Genel Merkezinin bu düşüncede olmadığı inancındayım.
Ancak, Bekaroğlu'nun kişisel düşüncesi ise, ortada ciddi bir sorun var demektir. Bekaroğlu CHP ilkelerini benimsemediği halde, önce partiye kaydedilmiş, sonra kotadan Genel Başkan Yardımcısı yapılmıştır.
Bu da CHP'nin, Mustafa Kemal Atatürk'ün partisi olmaktan çıktığı izlenimi verecektir.
Şayet, Bekaroğlu takiye yapmış, CHP yönetimini kandırmışsa. O zaman iktidara "kandırılma konusunda" yüklenme hakkı olmayacaktır.
Tekrarda yarar umuyorum, CHP bu konuyu çok ciddiye almalı ve en kısa zamanda açıklama yapmalıdır. Aksi takdirde aldatılma konusunda AKP ile yarışa girmiş olacaktır.
CHP'nin şimdiki yöneticileri de, yönetime talip olanları da bu konuda konuşmaktan kaçınıyor, ya da, olayın farkında değiller, veya delege, il ve ilçe seçimlerine odaklanmışlar.
Sanıyorum, CHP yönetimi bu konuyu, yarın, öbür gün seçmenine, delegelerine anlatmakta güçlük çekecekler.
Atatürk'ün "iki büyük eserim" dediği Cumhuriyet ve Cumhuriyet Halk Partisi, yalnızca iktidardakilerin tarafından değil, parti içinden yıkılmaya çalışılırsa birileri çıkıp, bu eserlere sahip çıkmalıdır. CHP yöneticileri sahip çıkmazsa birileri sahip çıkar...
Son olarak şunun altını çizmekte yarar var.
Kurultay'da kimlerin yönetime geleceğinden çok, kimlerin yönetimde yer almaması gerektiği çok önemli.
Tüm sorumluluk da CHP Genel Başkanındadır.
Nahit DURU, 21 Aralık 2015