gönderen Deli Haydar » Cum Şub 05, 2010 14:45
Kurulduktan bir zaman sonra kendini yitirip özünü hor görmeye başlayan; yarattığı dili, kültürü ve yönetim biçimiyle Türklüğün üstünü örten, halkından kopuk, devşirme Osmanlı İmparatorluğu, bence Türklüğün uyku dönemini oluşturmaktadır. Benim atalarım Osmanlılar değil, Avrupa'nın Alpler'inden Asya'nın ortasına değin at koşturan Oğuzlar, Beyaz Piramitleriyle Uygurlar, Hitler'in katlettiği Hazarlar'dır; Hindistan'da Gürkanlılar, İran'da Safeviler, barbarların zulmüne uğrayan Kızılderililer'dir; Aka'ların tuzağa düşürdüğü Truvalılar, Roma'nın temeli Etrüskler'dir; tarihi başlatan Sümerler'dir, Etiler'dir; ne kadar Karamanoğluysa o kadar Osmanoğlu'dur.
Yıldırımlar yaratıp insana insan olmayı öğreten atalarımın tırnağıdır benim için Osmanlı İmparatorluğu. Gazi Kemal Atatürk'ün en büyük eserimdir diyerek ulusuna emanet ettiği ve naciz vücudunun toprak edilmesinden hemen sonra belirttiği gibi içten içe çökertilmeye başlanan Türkiye Cumhuriyeti herhalde bize bol geldiğinden sürekli saltanatı yüceltip, Osmanlı'yı canlandırmaya çalışıyoruz...
Evet, Türkiye Cumhuriyeti Osmanlı İmparatorluğu'nun içinden çıkmıştır. Genç Türkiye Cumhuriyeti reddi miras yapmamış, diğer borçlular gibi kaçmadan en dar durumda dahi Osmanlı'nın borçlarını ödemiştir. O yüzden bence bugün Osmanlı'ya methiyeler düzmenin, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları açısından bir anlamı olmadığını düşünüyorum. Osmanlı İmparatorluğu süresini doldurmuş ve tarih sahnesinden çekilmiştir. Çekilirken de, bu toprakların hiçbir zaman ıssız kalmayacağı Gazi Kemal Atatürk önderliğinde bir kez daha kanıtlanmıştır. Bu bakımdan, bence bugün övgüyle söz etmemiz gerek varlık içindeyken halkına yokluk yaşatan Osmanlı İmparatorluğu değil, yokluk içinden doğup halkını varlık içinde vareden Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Atatürk'ün gençlikten beklediği budur...
Gazi'nin, "Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler başarmak için kendinde kuvvet bulacaktır" sözünden hareketle, dilimdeki tek devlet Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Benim şiirlerim, yakın zamanda yazılan ve Türkiye Cumhuriyeti devrimini önemsizleştirme amacı taşıyan Osmanlı methiyeleri değil, 1923 ruhuyla yazılıp ecdadımın geçtiği yolları bana anlatan güftelerdir:
Çıktık açık alınla on yılda her şavaştan;
On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan.
Başta bütün dünyanın saydığı Başkumandan;
Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan.
Bir hızla kötülüğü geriliği boğarız,
Karanlığın üstüne güneş gibi doğarız.
Türk'üz bütün başlardan üstün olan başlarız;
Tarihten önce vardık, tarihten sonra varız.
Çizerek kanımızla öz yurdun haritasını,
Dindirdik memleketin yıllar süren yasını.
Bütünledik her yönden istiklâl kavgasını.
Bütün dünya öğrendi, Türklüğü saymasını.
Örnektir milletlere açtığımız yeni iz;
İmtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir kütleyiz;
Uyduk görüşte bilgiye, gidişte ülkeye biz;
Tersine dönse dünya yolumuzdan dönmeyiz.
Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,
Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri.
Behçet Kemal ÇAĞLAR
Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyız,
Tufanları gösteren, tarihlerin yadıyız.
Kanla, irfanla kurduk biz bu cumhuriyeti,
Cehennemler kudursa, ölmez nigahbanıyız.
Yaşa varol Harbiye, yıkılmaz satvetinle.
Göklerden gelen bir ses sana ne diyor, dinle:
Türk vatanı üstünde sönmez güneşsin sen,
Kartal yuvalarında, hürdür millet seninle.
Yüzyıllardır Harbiye bu orduya şan verir,
Çıkardığı dehalar semalara yükselir.
Baştan başa tarihtir mektebin her zerresi,
Sarsılmayan azminle çelik kal'alar erir.
Şahikalar üstünde meydan okur bu erler,
Yaklaşacak düşmana mezar olur bu yerler.
Bağlayamaz bir kuvvet bu kasırga milleti,
Tarihlere sorun ki bize "ölmez Türk" derler.
Hüsnü Öncü
En son
Deli Haydar tarafından Cum Şub 05, 2010 18:06 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kez düzenlendi.
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.