
Kendi çocuklarımızın en büyük çoğunluğu sersefil şartlar altında yaşarken, "Gelin Gazze'li çocuklara bir kampanya gerçekleştirip para toplayalım." çalışmaları aralıksız sürüyor.
"Bağrı açık, baldırı çıplak, ümitsizlik içinde çırpınan kendi yavrularımıza el birliği ile yardım faaliyetleri hiç aklımıza gelmezken, Gazze'deki çocuklar için yanıp tutuşuyoruz!"
Bu derin bir vicdansızlık ve düşüncesizlik değil midir?
Geçen akşam CNN Türk kanalında izlediğim Anadolu'nun bir yöresindeki sahnelerden utanıp, yerin dibine girdim.
Bizim yavrularımız öyle bir yokluk ve sefillik içerisindekiler ki, ilk yardım ellerinin onlara uzatılması gerekliliğini hepimizin kabul etmesi gerekir!
Ama, durum hiç de öyle değil.
Okullarda dağıtılan zarflar dolarak geri dönmüş, ekranlarda teletonlar yapılmış, bu etkinliklere tesirli olabilecek önemli kişiler katılmış ve en nihayet toplam 9,5 milyon TL'lik bir meblağa ulaşılmış!
Bu para ülkemizin çeşitli yörelerinde varlık-ile-yokluk arası yaşam savaşı vermekte olan kendi çocuklarımıza harcansa, fena mı olur?
Alın işte dün İstanbul, Seyrantepe'deki 30 yıllık bir gecekondu çöktü gitti ve güzel Melek de kerpiç, çamur ve taş yığınları altında yaşama veda etti!
30 yıllık bir gecekondu hala betonarme bir eve çevrilememişse, çamur ve taş yığınları gencecik bir hayatı alıp diğerlerini sakat bırakmışsa, ve diğer taraftan Gazze'deki çocuklara paralar su gibi toplanabiliyorsa, bu formülde bir hata var! Ülkemiz gerçekten "bakıp da görmeyenler" yöresi oldu!
Kur'anı Kerim "maddi imkana sahip olanların" Hacca gitmelerini öneriyor mu, önermiyor mu?
Git oradan buradan para iste, gırtlağa kadar borca bat, ondan sonra, ne o?
"Ben Allah izin verirse bu yıl Hacca gideceğim!"
Yok yahu? Bunu mu istiyor Allah sizden? Bir daha okuyun o kitabı! Anlayarak okuyun!
Şayet kendi çocuklarımız perişanlık içinde yaşıyorlarsa, ilk önce para toplayıp onların şartlarını düzeltin, ondan sonra kafanızı kaldırıp etrafa bakın!
Ayşe Özgün
GAZETEPORT