Bugünkü Türkçülük ve emperyalizmin restini görmek...

Bugünkü Türkçülük ve emperyalizmin restini görmek...

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr May 02, 2010 23:23

Bugünkü Türkçülük ve emperyalizmin restini görmek...

“Türkçülük” kavramı son zamanlarda, emperyalizmin güdümünde propaganda yapanlar için “Kürtçülük” kavramı ile birlikte ve ikisinin de bölücülük olduğu iddiasıyla sık sık gündeme getiriliyor.

Oysa Türk adı, öncelikle Tengri dinine inanan ve Türkçe konuşanlara verilen bir addır. İçinde çeşitli ırklar barındırmıştır. Elbette temelde Ural-Altay kavimleri vardır fakat bu kavimlerin izine, sadece Asya ve Avrupa coğrafyasında değil, Güney Amerika’daki And dağlarında, Kuzey Afrika’da hatta Güney Afrika’da bile rastlayabilirsiniz.

Bu meselelerin cahili olanlar, “Güney Afrika da nereden çıktı?” diyebilir. Araştırsınlar!

* * *
Atatürk, devletin adına Türkiye, milletin adına Türk derken, kendisi yeni kavramlar icat etmiyordu. Tarihi bir gerçeği, siyasi gündeme taşıyordu...

Atatürk, Türk kavramını, “sadece bir milletin adı değil bütün adamların birliği” olarak görmektedir. Dolayısıyla, Türk aleminin karşısına Ermeni sorunu gibi bir sorun çıkarmak için Kürtlerin kullanılmak istenmesi karşısında emperyalizmin restini görmüş ve aynı silâhla karşı koymuştur.

Emperyalizmin silahı, Wilson Prensipleri idi ve özellikle “kendi kaderini tayin hakkı” idi!

Atatürk, özellikle Bitlis ve Muş’un Ruslardan geri alınması sırasında bölgedeki Kürtlerin ileri gelenleri ile tanışmıştı. Sonunda Kürtlerin “Biz kendimizi Türklerden ayrı görmüyoruz” diyerek Lozan’a telgraf çekmesi, yani kendi kaderlerinin Türklerle birlikte yazılmış olduğunu haykırmaları ile emperyalizmin, milletleri parçalama stratejisi, Türk milleti bakımından başarısızlıkla sonuçlandı.

Türkiye, o temel üzerinde yükseldi!

Bugün aynı emperyal güçler, “insan hakları, demokratikleşme ve serbest piyasa ekonomisi” sloganları ile yine Türkler gibi büyük milletleri parçalama stratejisini hayata geçirmeye çalışıyor. Kendi kaderini tayin hakkını da gündeme getirmek için hazırda bekletiyorlar. Bunu TBMM’ye “ikiz yasalar” olarak kabul ettirmiş durumdadırlar.

* * *
İşte bugünün Türkçülerine, yani bugünün adamlarına düşen görev de tıpkı Atatürk’ün yaptığı gibi emperyalizmin restini görmek, insan hakları, demokrasi ve serbest piyasa ekonomisi kavramlarını gerçek anlamları ile birlikte, sadece Türkiye için değil, bütün insanlık için değerlendirmektir.

Emperyalizm, bu kavramların içini kendisi doldurmakta, mesela serbest piyasadan sadece kendi sermayesinin önündeki engellerin kaldırılmasını anlamaktadır. Bu bir siyasi dolandırıcılıktır. İnsan hakları ve demokrasi de etnik ve dini grupların, bağlı oldukları büyük etnostan koparılarak kendilerine yem edilmesi için kullanılmaktadır.

Kullandıkları medya ise Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un ifadesiyle “İstiklâl Savaşındaki mütareke basınını dahi aratacak seviyede” dir. Çünkü “mütareke basını dahi bu kadar hain bu kadar önyargılı değildi.”

* * *
Emperyalizmin, insan haklarını, büyük ulusları çözmek ve parçalamak için kullanması karşısında, bütün dillere ve kültürlere saygı duyarak, aralarında adalet ve açıklık ilkelerini esas almak, hem çözülmeleri durduracak, hem de bütün insanlığı kendi kişiliğini de korumak kaydıyla bir “Evrenli bilinci”nde birleştirecektir.

Bu fikirlerin Anadolu’dan yeşermesi, güneşin artık Anadolu’dan doğacak olması tesadüf değildir. Küreselleşme diye tanıtılan yeni emperyalizmin en fazla sıkıştırdığı ülke Türkiye’dir ve en fazla sömürmek istediği coğrafya Türk Dünyası’dır. O halde üçüncü bin yılın ideolojisi, medeniyetlerin beşiği olan Anadolu’dan çıkacak ve bütün insanlığı manyetik alanına çekecektir.


Arslan BULUT, 3 Mayıs 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Bugünkü Türkçülük ve emperyalizmin restini görmek...

İletigönderen Deli Haydar » Pzt May 03, 2010 14:32

Çağın sonuna doğru, şeytana hizmet eden sömürgeciler yarattıkları kapitalizm ve komünizm düzenleri ile birliğin askeri Türk'ün adına, töresine, iline, ülküsüne açıkça kastediyor. Bilge Kağan sağolsun, söyleyeceğini söylememiş miydi!

Bizimkilerin soyunun kırılması üzerine kurulan Amerika Birleşik Devletleri gezegenin büyük bir bölümünü şeytanın buyruğuna teslim ederken, geri kalanın sömürülmesi -özellikle de Türkistan- Sovyet Rusya'ya kaldı. Biri, kişinin alemi yaratan vicdanını mühürledi; nefsini okşayıp bencilleştirdiği kişinin mal-mülk sevdasını körükledi. Diğeri kişinin manevi dünyasını çökertip geçmişle bağlarını kopardı; Yaradan'ın ruhunu taşıyan insanı makinenin, orağın-çekicin kullanıcısı konumuna indirgedi. Aslında birbirlerinin zıddı gibi görünen her iki düzenin de derdi belliydi: Töreyi yok edip, Dünya'yı cehenneme çevirmek!

Adem'den bu deme gelen nefretleri ile aslında kendilerine yüklenen kutsal görevi yerine getiren sömürgeciler, bugün Dünya'da her bir can için gerçek barışı sağlayacak olan özünü unutmamış Türk'e, Gazi'nin 1927'de uyardığı gibi son balyozu indirmeye çabalıyor. Ancak elbet o balyozu tutan elin sahibi de biliyor özünü-sözünü unutmayan Türk'e kalkan elin taş olacağını! Dedik ya herkes kutsal görevini yerine getiriyor...

Bu cennet vatan üstünde oynanan oyunlar artık gün gibi ortada iken, varlığın birliğini dilinden düşürmeden özünü unutmayan bu ulusun bugün yapması gereken yalnızca damarlarındaki soylu kana güvenmektir! Bırakalım on binlerce yıllık geçmişimizi; daha dün Türk sancağını yere düşürmemek için gözlerini kırpmadan ölüme koşan dedelerimizin-ninelerimizin yitmez huzurunda varlığımızı Türk varlığına armağan etmemiş miydik!

Bugün görüyoruz ki: Dünya'da benzeri görülmemiş bir yenginin temsilcisi; kan ve gözyaşı ile beslenen iki yüzlü tek dişli Batı'nın ufkunu çelik zırhlı duvarlar sarmış yine... Hatta artık gözlerini bu cennet vatana diktiklerini söylemekten çekinmez olmuş gafiller... Ama yine de helal olsun onlara: Cumhuriyet'in azılı-tescilli düşmanlarını başımıza getirdiler de Türkiye Cumhuriyet'ini bitirme planına tuttular Ergenekon dediler! Allah iyiliğinizi versin emi sizin gibi aklıevvel Batı'nın! Madem öyle, az kaldı bekleyin: Ergenekon'dan nasıl çıkılır yakın zamanda göreceksiniz... Daha önce de çıktığımız için yolu-yordamı zaten biliyoruz! Demir dağı erittikten sonra parmak kadar demirleri eritmek nedir ki!

Hakk'ın sözünü verdiği günlerin doğuşunun yakınlığı, üzerimize çöken karanlığın zifrinden belli oluyor! Madem çok istiyorsunuz, yakın zamanda yeniden görüşeceğiz sizlerle. Türk'e zincir vurmak neymiş, Türk kimmiş göreceksiniz, anımsayacaksınız yine! Ve bu kez inanın son karşılaşmamız olacak!

Şeytanın günü Kıyamet Günü'ne kadardı...
Unutmayın...
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21

Re: Bugünkü Türkçülük ve emperyalizmin restini görmek...

İletigönderen İrfan Tuna » Pzt May 03, 2010 15:29

''...Tarih, bağımsız devlet kurma ve ulus olma hakkını her dile, her kavme, her etnik gruba vermemiştir. Eğer böyle bir hak söz konusu olsaydı, bugün dünyada yaşadığı ileri sürülen, yaklaşık 2000 etnik gruba tekabül eden 2000 devlet kurulması gerekirdi. ABD stratejistlerinin dosyalarında Afrika'yı 600 etnik grup temelinde küçük devletçiklere bölme planı var. Oysa, bu, büyük bir kaos ve anarşi demektir. Kaldı ki, insanlık, ilkellik, barbarlık gücü yetenin diğerini yok ettiği anarşi dönemini büyük devletlerde birleşerek ve uygarlaşarak aşağelmiştir. . (...) Kendinden önceki imparatorlukların asimilasyonla yarattığı tarihsel miras üzerinde büyük uluslar doğmuştur. Ulusların ortaya çıktığı Avrupa'ya baktığımızda, biçimi ne olursa olsun asimilasyonun kapitalist uygarlığın oluşumunda ne kadar önemli olduğunu görürüz. (...) Asya'daki küreselleşme saldırısına direnişin belkemiğini oluşturan Çin, İran, Hindistan gibi büyük devletlerin belirleyici özelliği en az iki üç bin yıllık büyük imparatorluklar mirasına yaslanmalarıdır. (...) Türk ulusal kimliğinin oluşmasının arkasında ise, İran'da kurulan Büyük Selçuklu Devleti'yle başlayan, Anadolu Selçuklu Devleti ve 600 yıllık Osmanlı İmparatorluğu'nun tarihsel, kültürel birikimi vardır.''

''Türkçülüğün önderlerinden ve Kemalizmin ideologlarından, asıl adı Moiz Kohen (Mois Cohen) olan Yahudi kökenli Tekinalp, 1928'de yazdığı ''Türkleştirme'' adlı kitabında özellikle Yahudi kökenli yurttaşlara şu sözleri söylerken, herhalde kendini hiç de aşağılanmış hissetmiyordu, aksine büyük bir ulusal bütünlük içinde, daha ileri bir kimliğe sahip olmaktan mutluluk duyuyordu (Yıldız Akpolat-Tekinalp ve Türkleştirme, Fenomen yayınları, 2005, s.7): ''Yüzyıllardır Türk topraklarında yaşayan Türk-Yahudi cemaati Türklerle paylaştıkları aynı memlekette, zamanla aynı çıkarlar, aynı terbiye, aynı seciyelerle Türk milletine dahil olmanın koşullarını taşımaktadırlar. Irk ve din de millet için bir gösterge sayılamayacağından, bu Yahudi cemaat Türk milletine dahil olabilirler. İngiltere'de İngiliz, İtalya'da İtalyan, olan Yahudilerin, Türkiye'de Türk olmalarını engelleyecek bir neden yoktur.''

''Tekinalp'in Türkleştirme diye tanımladığı, neoliberallerin ırkçı bir uygulama olarak eleştirdiği uluslaşma süreci, aksine toplumun laikleşmesi, bireyin bütün ortaçağın kölelik bağlarından kurtulup özgür yurttaşlar olma süreciydi. Kurtuluş Savaşı'yla başlayan ulusal bir devletin kurulduğu ve siyasi birliğin sağlandığı ulusal demokratik devrimimiz, yukarıdan aşağıya, devletçilik ve merkezi bir planlamaya dayanan bir sanayileşmeyle, ulusal eğitim ve kültürü geliştirerek ilerlemiştir'' (Mehmet Ulusoy-İmparatorlukların birlikte yaşama kültürü ve küçük millet psikolojisi-TEORİ Dergisi, Mayıs 2007, s.16-17-18)

Evet dostlar, ulusal devletimiz devrimle kurulurken hangi yol ve yöntemler izlenerek kurulduysa, şu anda bunların tam tersi yapılarak yıkılmak isteniyor...
Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x