Çadır Fetişizmi... / Selcan TAŞÇI

Çadır Fetişizmi... / Selcan TAŞÇI

İletigönderen Oğuz Kağan » Cum Eyl 06, 2013 14:44

Çadır Fetişizmi...

Suriye sınırımızdaki illerden birinden bildiriyor muhabir kardeş... Kafasını -hani küçük bebekleri güldürmek için “cö” yaparlar ya işte öyle- bir çadırdan dışarı çıkarmış, komik olan neyse artık beşlik simit gibi sırıta sırıta anlatıyor:

- Olası bir kimyasal saldırıya karşı burada bir çadır kuruldu sayın seyirciler!
- Her türlü önlem alındı; saldırıya uğrayanlar bu çadırda su ve ilaç karışımıyla yıkanacak ve kıyafetleri çıkarılarak önlük giydirilecek!

Kameranın objektifi, beşlik simitten sözde tam teçhizatlı mekanın içine dönüyor:
Ramazan’da kurdukları iftar çadırları daha donanımlı!

***
Haydi halkta korku ve paniğe, karamsarlığa neden olmayayım diye, bütün iyi niyetimle “Ey Hatay, Kilis, Gaziantep ahalisi; rahat rahat uyuyun! Maazallah eviniz barkınız bombalanırsa en azından başınızı sokacak bir çadırınız var” demeye hazırlanıyordum ki yine konuştu beşlik simit:
- Suriyeliler burada tutulacak!

Eee Türkler!

Onlar direk saldırı mahalinden dört kolluyla kabristana mı?

“Her türlü önlem” diye yapa yapa bir derme çatma çadır kurmuşlar o da size/bize değil, kimyasal saldırıya uğradıktan sonra Türkiye’ye kaçacak olan Suriyelilere!
Biyonik çünkü Suriyeliler;
Birkaç damlası dahi 1 ile 10 dakika arasında kitlesel ölümlere neden olabilecek sarin gazına maruz kalacaklar;

Ve fakat, felç etkisini geçtim hiç adaleleri kasılmadan, uyuşmadan, sendelemeden, görme yetilerini kaybetmeden yollarını bulup, bir de aşıp Türkiye’ye gelecekler;
O göğüs sıkışması, burun akıntısı, nefes kesilmesi, çarpıntı filan da; yıkayacaklar geçecek!

Tam da güney sınırına kurdukları o çadırlar da kurşun, bomba vs. işlemez bir tür “demir kubbe” ile korunuyor ya, mutlu mesut yaşar artık AKP aklına sığınan Suriyeli din kardeşlerimiz...

***
Truman Show türü bir yanılsatmada olduğumuza inanmak istiyorum bazen!

Yoksa göre bile insan aklıyla böyle de dalga geçiyor olamazlar ya; kesin şaka!

***
Bir de ayranın yok senin içmeye;

Suriye’den kaçacaklar için çadır kuracağına açık tehdit haline getirdiğin Türkiye’nin savunması/korunması için ne yaptın/ne yapıyorsun ondan haber ver önce?

1910’lardan beri savaşlarda “gaz maskesi” diye bir teknoloji kullanıyor insanoğlu; bildin mi?

Gezi olaylarından hatırlarsın belki; Hıh işte -madem eminsin bu kadar Esad’ın kimyasal silahları olduğundan- ondan dağıttın mı halkına?

Koruyucu kremler, özel giysiler ürettin mi;
Sahi üreten değil tüketen bir ekonomi modeliydi değil mi 10 yılda yerleştirdiğin;

Tamam, ithal ettin mi peki?

O da yok!

Sığınağın var mı?

Yok!

Halkı olası bir savaş-iç savaş durumunda nasıl davranması gerektiği konusunda bilinçlendiren ekiplerin geziyorlar mı il il, ilçe ilçe, köy köy; anlatıyorlar mı nasıl korunacaklarını, nerede toplanacaklarını, neler tedarik etmeleri gerektiğini insanlara?

Hiç duymadım!

Ya ilaç?

Hepsini geçtim ordun var mı?

Nerede?

***
Sanırsın savaş değil yayla şenliği kapıdaki; yayık ayranıyla-gözleme ziyafeti verecekmiş Esad bize;

Çadır kuruyor hâlâ...

Medyanın kripto iyileri...

Türkiye’nin en çok okunan yazarlarından biri, bir gece ansızın “ileri demokrat” biçimde kovuluverdi;

Görebildiğim bir Necati Doğru açık açık “n’oluyor” dedi, “hoooop” çekti, “itiraz” etti!

Oysa biliyorum ki, dünkü köşelerinde , Mustafa Mutlu diye biri de, başına gelenler de hiç olmamış gibi yapanların çoğunun içi yanıyor; cayır cayır hem de...

Ve yine biliyorum ki, kavruluyor olsalar da su bile dökemiyorlar söndürmek için kalemlerini saran, küle döndüren o ateşi!

Maazallah sonra “cesur” diye fişleyiverir biri!

“Korkusuz” diye hedef gösterir;

“Kara adam”lar biter mi!

Yoksa eminim, en sevdiğim, “örnek” dediğim köşe yazarı da kesin iki satır yazardı; Mutlu’yu kovan onun da patronu olmasaydı!

Eminim “doğrucu başı” varsaydığım o gazeteci çatır çatır hesap sorardı; “kovulabilme ihtimali” Demokles’in kılıcı gibi başının üstünde sallanmasaydı!

Bu savaşı kötüler kazanmadı; iyiler var hâlâ cephede bundan eminim de; beş duyunun kapsama alanında olamadıktan sonra...

Tarihe “kripto iyi” olarak geçmek neye yarar ki?

Hangisinin bedelini ödemek daha ağır, daha zordur karar vermenin tam zamanı:
Yazdıklarımızın mı?
Yazmadıklarımızın mı?

Selcan TAŞÇI, 6 Eylül 2013
selcantasci@gmail.com
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x